„Skaitmeninės Kilmės“ Kritiniai Leidimai Ir Dėstytojo Ruošiama Studijuojamų Tekstų Analizė: Projektas „Hyper“ (original) (raw)
Related papers
Acta Paedagogica Vilnensia, 2017
Straipsnyje aptariama, kaip siekis rasti prasmingesnių dėstymo ir mokymosi būdų aukštajame moksle paskatino atsižvelgti į šiuolaikines žinių ir mokymosi sampratas, susijusias su jaunimo vertybėmis, pvz., DIY kultūra (Spencer, 2005). Vykdant Europos projektą „DIYLab – Do It Yourself in Education: Expanding Digital Competence to Foster Student Agency and Collaborative Learning” („Pasidaryk pats edukacijoje: skaitmeninių kompetencijų plėtojimas skatinant studentų agentiškumą ir mokymąsi bendradarbiaujant“; http://diylab.eu tirta, kas nutinka, kai insaiderių grupė analizuoja savo pačių akademinę kultūrą, ir kaip tai susiję su etnografinio tyrimo ribomis ir galimybėmis edukologijoje. Remdamiesi Viveiros de Castro (2010), nagrinėjome savo universitetinės kultūros susikaustymą (sąstingį) ir lankstumą, kurie pasireiškė, stengiantis įdiegti už institucijos ribų atsiradusią ir išsivysčiusią mokymosi bei dalijimosi kultūrą. Precedento neturinti skaitmeninių technologijų plėtra skatina gilius s...
Journal of Awareness, 2019
Türkiye; tarihi, kültürel mirasının çeşitliliği ve yoğunluğu ile önemli ülkelerden birisidir. Stratejik konumu, coğrafyası, kültürel çeşitliliği ve turizmiyle son yıllarda turistler için önemli bir merkez haline gelmiştir. Aynı zamanda Türkiye'deki üniversiteler, yabancı öğrenciler için eğitim alabilecekleri önemli bir pozisyona ulaşmıştır. Bu üniversiteler, yabancı öğrenciler için TÖMER'i (Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi) kurmuştur. Bir yabancı dili öğrenmek, sadece dilin kendisini değil, kültürün edinilmesini de kapsar. Araştırmamızın amacı; Türkiye'de, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde, TÖMER'den eğitim alan öğrencilerin küreselleşen dünyada hem şehir hem de ülke genelindeki kültürel miraslara olan ilgilerinin araştırılması ve değerlendirilmesidir. Bu merkezin, yabancı öğrencilere kültür mirasının tanıtılması konusunda ne denli katkı sağladığı, öğrencilerin inisiyatifleriyle kültür mirasına temasları ve kendi ülkelerinin kültürel miraslarını farkındalıkları konusunda sorular içeren anket, örneklem gruba uygulanmış ve sonuçları SPSS ile analiz edilmiş, frekans dağılımları oluşturulup yorumlanarak, kültürel miras ve koruma farkındalığının tespiti hedeflenmiştir. Sonuçların değerlendirilmesi ile her ülkeden gelen öğrencilerin birer kültür ataşesi olduğu fikriyle çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Lingvaj homaj rajtoj kaj multlingva edukado: raporto de barata universitato
Decolonial Subversions, 2020
Tiu ĉi eseo raportos pri la desegnado kaj instruado de magistra-nivelaj kursoj pri multlingva edukado kaj lingvaj homaj rajtoj. Oni ofertas la kursojn en privata, neprofitcela barata universitato kiu havas eksplicitan celon je socia justeco. La planite diversa studentaro donas unikan ŝancon esplori la multlingvismon en la klasĉambro kaj en la socio: en julio 2019 ekzemple, en klaso de 46 studentoj estis listo de 35 lingvonomoj! La eseo unue prezentos la iom nekutiman fonon de la universitato. Poste ĝi donos superrigardon de kelkaj aspektoj de la diverseco de la universitato. Post tio, ni priskribos kelkajn el niaj kursoj pri la multlingvismo, ĝiaj celoj, kaj ĝiaj pedagogiaj strategioj. La universitato celas prepari pensemajn laborantojn por la socia sektoro – aparte en la edukado, la socia evoluo, kaj la publika strategiaro. Pro tiu perspektivo, troviĝas cela kohereco inter la diversaj kursoj en la magistraj programoj. La studentoj estas aparte sentemaj pri argumentoj pri diskriminacio, ekskludado, egaleco, rajtoj, kaj strategiaro. Tamen, dum socia klaso, kasto, sekso, kaj regiono estas konataj aksoj de la ekskludado, ekzistas multe malpli da scio inter la studentoj pri la transkategoria naturo de la lingvo, kiel io kio respegulas, formas, kaj reproduktas privilegion, diskriminacion kaj ekskludadon. Tiel, la kursoj pri multlingva edukado kaj lingvaj homaj rajtoj uzas la komprenojn kiujn la programoj kaj la studentoj jam posedas. Plue, la kursoj instigas la studentojn kritike pensi pri ekzistantaj lingvaj neegalecoj, kaj verki novtipajn studprogramojn kaj pedagogion. La eseo finiĝas per skizoj de du iniciatoj de la universitato kiuj helpos formi kritikajn perspektivojn pri la barata multlingvismo, kaj dezajni edukajn kaj strategiarajn intervenojn kiuj fortigos gepatralingve bazitan multlingvismon kaj kontribuos al la kreado de pli justa, egaleca, daŭripova kaj homeca socio. La eseo resumas la sperton instrui tiujn ĉi kursojn, kaj sugestas kelkajn vojojn por la estonteco.
Günümüzde turizm işletmelerinin faaliyet gösterdiği hedef pazarlarda tanınması ve olumlu bir imaja sahip olmasında kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin önemi yadsınamaz. Bu önem göz önüne alındığında, turizm işletmelerinin de sosyal sorumluluk faaliyetlerine yer vermesi hem kendileri için hem de toplumu oluşturan bireyler için bir kazanım oluşturmaktadır. Turizm işletmelerinin sosyal sorumluluk anlayışına sahip olmalarında yönetici ve çalışanların da rolü vardır. Bu kapsamda, gelecekte turizm işletmelerinde yönetici konumunda çalışabilecek turizm lisans öğrencilerinin KSS algılarının ve bu algıların demografik özelliklerine göre nasıl değiştiğinin ortaya konması önemli olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesinde öğrenim gören lisans öğrencileri üzerinde bir anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen analiz sonuçlarına göre; öğrencilerin kurumsal sosyal sorumluluğu algılama düzeylerinin yüksek olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca öğrenciler turizm işletmelerinin yasal sorumluluk faaliyetlerine uygun hareket ettiğini buna karşın gönüllü sorumluluk faaliyetlerine nispeten önem vermediğini algılamıştır. Yapılan t-testi ve ANOVA analizine göre, turizm fakültesi öğrencilerinin KSS algı düzeylerinin yaşa, sınıfa ve KSS konusundaki bilgisine göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Sorumluluk, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Turizm Fakültesi
Türk spor bilimleri dergisi, 2022
Son zamanlarda, serbest zaman etkinlilerinin öznel iyi oluşu geliştirdiğine dair görüşün bilimsel destek kazanmasıyla iyi oluş halinin farklı değişkenlere göre değişip değişmediğini inceleyen araştırmaların artış gösterdiği görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin cinsiyet, serbest zaman aktivitelerine katılım durumu ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre incelenmesidir. Çalışmanın örneklemi 465 kadın (Yaşort=20.66±1.60) 404 erkek (Yaşort=21.04±1.83) toplamda 869 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Katılımcılar farklı serbest zaman aktivite türlerine (sportif, doğa, sanatsal, dinlenme, gezi, oyun vb) katılım gösterdiklerini belirtmişlerdir. Araştırmada veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından oluşturulan kişisel bilgi formu ve Öznel İyi Oluş Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler için tanımlayıcı istatistiksel analizler uygulandıktan sonra katılımcıların serbest zaman aktivitelerine katılım durumu ve cinsiyet değişkenine göre öznel iyi oluş düzeylerinin farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koyabilmek amacıyla bağımsız gruplar t testi ve sınıf düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koyabilmek amacıyla tek faktörlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Katılımcıların öznel iyi oluş puanlarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı olarak farklılaşmadığı bulunmuştur (t=.812, p>.05). Katılımcıların serbest zaman aktivitelerine katılma durumları açısından öznel iyi oluş puanları arasında anlamlı farklılık olduğu bulunmuştur (t=2.461, p<.05). Serbest zaman aktivitelerine katılan bireylerin katılmayan bireylere göre daha yüksek öznel iyi oluş puanına sahip olduğu görülmüştür. Katılımcıların öğrenim gördükleri sınıf düzeyine göre öznel iyi oluş puanlarının anlamlı olarak farklılaştığı (F(3,865) =12.202, p =.000) görülmüştür. Sonuç olarak, öğrencilerin serbest zaman etkinliklerine katılımlarının öznel iyi oluş düzeyleri açısından önemli bir role sahip olduğu ve öğrencilerin iyi oluş düzeylerini değerlendirirken sınıf düzeyinin de göz önünde bulundurulmasının yararlı olabileceği görülmüştür.
Değer Deği̇şi̇mi̇ni̇ Etki̇leyen Bi̇r Faktör Olarak Üni̇versi̇te Eği̇ti̇mi̇
2021
Bireylere yol göstererek, tutum ve davranışlarına kaynaklık eden değerler, aynı zamanda bir kontrol mekanizmasıdır. Bu bağlamda, toplumun genel uyumu ve sürekliliği açısından önemli işlevlere sahiptir. Toplumsal bütünleşmenin ve düzenin bireylerin sahip olduğu ortak değerler aracılığıyla sağlandığı gerçeğinden hareketle, gençliğin değerlerinin incelenmesi daha da önem kazanmaktadır. Özellikle değer değişimlerinin getirdiği sancılı süreçler göz önünde bulundurulduğunda, gençlik dönemi ve bu dönemde yaşanan değer değişimlerinin incelenmesi, toplumsal bütünleşme açısından önemli bir olgudur. Ülkemizde ve dünyada yaşanan toplumsal ve ekonomik değişimlere paralel olarak oluşturulan yeni eğitim politikalarının uygulama alanlarından biri olan üniversiteler, gençliğin değer sistemlerindeki değişimin en iyi ölçülebildiği kurumların başında gelmektedir.Aydınlanma düşüncesinin ışığında gelişen ve pozitif bilim anlayışına sahip olan üniversiteler, modernizmin ihtiyaçlarına cevap verebilecek tarzda bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu bakımdan üniversiteler akademik bir eğitim vermenin yanında toplumsal alanda yeniliklere açık, gerçekçi düşünen, sorgulayan, bağımsız bireyler yetiştirmeye yönelik eğitim programları ve ortam hazırlamaktadır. Bu bağlamda uygulamalı bir alan araştırması olan çalışma; üniversite eğitimi ve yaşantısının, genç bireylerin değer algılarında belirgin değişimlere neden olup olmadığını saptamayı amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini İnönü Üniversitesinde öğrenim görmekte olan birinci ve son sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Anket tekniği kullanılan araştırmada elde edilen veriler araştırmanın bağımsız değişkenleri doğrultusunda çapraz tablolar kullanılarak analiz edilmiştir.
Üniversite Seçimini Etkileyen Faktörler: Üniversite 1. Sınıf Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma
2018
Bu calisma ogrencilerin universite tercih donemlerinde secimlerini etkileyen faktorleri arastirmak amaciyla gerceklestirilmistir. Arastirma verileri, bu calisma kapsaminda arastirmacilar tarafindan gelistirilen olcegin, Turkiye’nin kuzey-batisinda yer alan iki farkli devlet universitesinde 1. sinifta ogrenim gormekte olan 630 ogrenciye uygulanmasi ile elde edilmistir. Bu calismada nicel arastirma yontemlerinden betimsel tarama modeli kullanilmistir. Arastirmada kullanilan “Universite Tercihlerini Etkileyen Faktorler Olcegi”ne iliskin yapilan acimlayici faktor analizi sonuclarina gore olcegin alti alt-boyuttan olustugu ve toplam varyansin % 59.58’ini acikladigi belirlenmistir. Arastirma sonucunda, ogrencilerin universite tercihlerini etkileyen en onemli faktorlerin “gelecek kariyer beklentileri” ve “universitelerin egitim kalitesi ve populerligi” oldugu ortaya cikmistir. Ote yandan “sehrin tanidik olmasi ve sehirde tanidiklarin olmasi” altboyutunun universite tercihlerinde en az etk...
2012
Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivitelerini adımsayar ile belirlemek ve fiziksel aktivite ile vücut kompozisyonu ve enerji tüketimi arasındaki ilişkisini incelemektir. Araştırmaya toplam 1113 kadın ve erkek üniversite öğrencisi katıldı. Deneklerin fiziksel aktiviteleri günlük adım sayısının adımsayar (Yamax PW610) ile ölçülmesi yöntemi uygulandı. Vücut kompozisyonu belirlenmesinde Bioimpedance yöntemi kullanıldı (Tanita BC-418MA). Araştırmaya katılan kadın ve erkek üniversite öğrencilerinin ortalama günlük adım sayıları sırasıyla 8020±3117 adım/gün ve 8652±3258 adım/gün olarak belirlendi. Kadın ve erkek üniversite öğrencilerinin sırasıyla günlük adım sayısı ile VKİ (r =-.115 ve-.129), SağBYY (r =-.110 ve-.131) ve SolBYY (r =-.119 ve-.103), arasında istatistiksel olarak negatif anlamlı ilişki bulunmaktadır. Günlük adım sayısı ile Enerji Tüketimi (r = .026 ve .022) arasında ise istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmamaktadır. Sonuç olarak, üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite seviyeleri yetersiz ve erkek öğrencilerinin günlük adım sayıları kadınlara göre daha yüksek olduğu. Ayrıca günlük adım sayısı ile vücut yağ yüzdesi arasında negatif ilişki bulunmaktadır.
2015
The purpose of this study was to investigate the restructuring process of a university health-related physical activity course with technology and its impact on teaching & learning practices. Using Design-based Research approach, data were collected in 5 semesters with applying the technology integration strategies iteratively. Beginning with Needs Assessment (Spring 2012-13), it continued with First Pilot (Fall 2013-14) and Second Pilot (Spring 2013-14), and the process ended with Improvements of Design (Summer 2013-14) and Implementation (Fall 2014-15). Data were collected through class observations, field notes, and interviews with the students and the instructor. Thematic content analyses were done with Nvivo software. Data and researcher triangulation were done for reliability and validity. As a result, five themes emerged which the technology-enhanced design had an impact on Classroom Management (1), Data Management (2), Motivation (3), Workload (4) and Differentiated Learning...
Ege Eğitim Dergisi, 2017
Bu araştırma, sanatla terapi programının lise öğrencilerinin depresyon, anksiyete ve stres düzeyleri üzerine etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu yaşları 17-18 arasında değişen 7 kız, 2 erkek olmak üzere 9 lise son sınıf öğrencisi oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak katılımcıların depresif belirti düzeylerini belirlemek amacı ile "Beck Depresyon Envanteri", anksiyete belirti düzeylerini belirlemek amacı ile "Beck Anksiyete Ölçeği" ve stres düzeylerini belirlemek amacıyla ise "Algılanan Stres Ölçeği" kullanılmıştır. Ön test ölçümünün ardından çalışma grubunda yer alan öğrencilere sekiz hafta boyunca haftada bir kez, her bir oturum 150 dakika olmak üzere toplam sekiz oturum sanatla terapi programı uygulanmıştır. Uygulamaların bitiminden sonra aynı ölçme araçları son test olarak tekrar uygulanmıştır. Tek grup öntest-sontest kontrol grupsuz yarı deneysel desenin kullanıldığı çalışmada veriler; Wilcoxon İşaretli Sıra Testi ile çözümlenmiştir. Yapılan analizlerde sanatla terapi programının katılımcıların depresyon ve anksiyete düzeylerini azaltmada etkili olduğu, stres düzeyini azaltmada etkili olmadığı bulunmuştur.