MECMUA ve CERIDE BIR GUNDELIK HABER AKISI OLARAK MODERNLIK (original) (raw)

CEMAATTEN CEMIYETE TURKIYE'NIN MODERNLEŞME PRATİĞİ

Muhafazakar Düşünce Dergisi, 2004

Türkiye'nin modernleşme pratiğine bakıldığında cemaaten cemiyete geçiş deneyimimizin Batılı toplumlardan oldukça farklı olduğunu görürüz. Değişimin hızı Batıdaki gibi süratli değildir. Bu nedenle de değişimin yıkıcı faktörleri, kendi içinden çıkan tampon mekanizmalada zamanla elimine edilmektedir. Fakat bu mekanizmalar bazen olumlu sonuçlar doğururken, bazen de olumsuz ve de·· gelişmeyi engelliyici bir durum olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Engelleyicilerin kim olduklarına bakıldığında farklı dönemlerde farklı öznelerin yer aldığını görüyoruz. Bir zamanlar değişimler karşısında devlet çok talepkar, toplum çekingen ve mesafeli dururken, 1950 ve 1980 sonrası dönemde bu kez toplum istekli, devlet çekingen hatta engelleyici bir rol üstlendiği görülmektedir. Tüm bunlar geç ş döneminin uzamasma neden olmuş ve bazı arizi tampon girişimiere yol açmıştır. Ayrıca cemiyetvari ussal girişimlerin cemaat ruhuyla kurulduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla ara dönemlerde toplum cemaatten cerniyete değişirken, bunu cemaat ruhuyla yapması ara denemeleri ortaya çıkardı.

KUDUS MILLET BAHCESI KUTSAL SEHIRDE MODERNITE VE

Bu eser Creative Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır. This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0).

AHMET CEVDET PAŞA VE MODERNİZME BAKIŞI

Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2020

“Osmanlı Devleti’nin en uzun yüzyılı” olarak adlandırılan 19. yüzyıl, bizlere kıymetli şahıslar ve eserler kazandırmıştır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz yaşadığı döneme iz bırakmış olan Ahmed Cevdet Paşa’dır. Devlet kademelerinde birçok makamda bulunmuş ve bununla beraber çağındaki olayları kalemiyle geleceğe aktarmıştır. Miras bıraktığı eserleri ve bürokrasiden akademiye ve idareciliğe birçok alanda gösterdiği başarılar ile Cevdet Paşa; Osmanlı tarihi için önemli bir şahsiyettir. Çalışmalarında 19. yüzyılın Osmanlı’sını; idari, askerî, ekonomik, siyasi ve sosyal alanda irdelemiştir. Almış olduğu eğitimler ve yürüttüğü görevler; kendisinin bir hukukçu, devlet adamı ve tarihçi olarak anılmasına vesile olmuştur. Yaşadığı dönem itibari ile Osmanlı Devleti ve dünyanın değişen seyri adına kırılma noktası olarak değerlendirilebilen Tanzimat Dönemi’ni; değişimin doğruluğu, yanlışlığı ve gerekliliğini birçok eserinde konu edinmiştir. Tarih sahnesinde tüm bu dinamikleri nasıl okumamız gerektiğini yazılarında tartışan Cevdet Paşa; günümüzde de süregelen modernizm sorunsalına ışık tutmaktadır. Tanzimat dönemi içinde medresede yetişen Cevdet Paşa’nın çağdaşlarından farklılık gösterdiği nokta şüphe yok ki modernizm ve değişime karşı takındığı tutumdur. Kadim geleneğin savunucusu bir Osmanlıcı ve İslamcı olan Cevdet Paşa’nın gözünden 19. yüzyıl modernizmi, çalışmamın konusu oluşturmaktadır.

MODERN KAVİMLER GÖÇÜ: SURİYE

MODERN KAVİMLER GÖÇÜ: SURİYE, 2016

Yaklaşık olarak dört buçuk yıldır devam eden ve başladığı ilk andan itibaren Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da domino etkisi yaratan “Arap Baharı”nın son durağını Suriye oluşturmaktadır. Bölge coğrafyası bir nevî meşruiyet testinden geçmekte, sonuçları ise tüm dünyada bilhassa da ülkemizde yankı bulmaktadır. Bu sebeple Suriye, “Arap Baharı”nın yaşandığı diğer ülkelere kıyasla Türkiye için çok daha fazla önem arz etmektedir. Mart 2011’den beri gittikçe karmaşıklaşan bir iç savaş yaşayan Suriye, en uzun kara sınır komşumuz olması itibarıyla, Türk Dış politikası için zorlu bir sınav niteliği taşımaktadır. Suriye yaşanan iç savaş nedeniyle ortaya çıkan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “günümüzdeki en büyük insanî kriz”[1] olarak nitelendirilen Suriyeli sığınmacıların durumu; hukukî statüsü, Türkiye Cumhuriyeti’ne olan ekonomik etkisi ve bu zorunlu misafirliğin kalıcılığa doğru seyrettiği süreçte kalıcılığın en az hasar ile nasıl yönetileceği Türkiye gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.

ATOMCU FELSEFE VE MODERN BİLİM

Öz: Modern bilimin kuruluş sürecinde, Grek menşeli atomcu felsefenin bir etkisinin olup-olmadığı ya da olduysa hangi bakımlardan olduğu bir tartışma konusudur. Söz gelimi E. Burtt, A. Koyré ve T. Kuhn gibi bilim filozofları, modern bilimin kuruluşunda atomcu felsefenin, bariz bir etkisinin olmadığını ileri sürerlerken, A. Chalmers ve D.C. Lindberg gibi düşünürler ise belirli bir düzeyde etkisinin olduğunu iddia etmişlerdir. Bu çalışmanın amacı, modern bilimin oluşum sürecinde Grek menşeli atomcu öğretinin ne türden bir etki ve öneme sahip olduğunu araştırmaktır. Bu maksatla öncelikle Grek menşeli atomcu öğretinin temel görüş ve tezleri, kısaca ortaya konulmuş daha sonra bu görüşlerin tarihsel süreç içerisindeki seyri betimlenmiş ve nihayetinde bu öğretinin modern dönemde özellikle de P. Gassendi, R. Boyle ve I. Newton gibi düşünürler üzerinde ne türden bir etkisinin olduğu ortaya konulmuştur. Nihayetinde modern bilimi nihai formuna ulaştıran düşünürün I. Newton olduğu kabul edildiğinde, Epikuros üzerinden alınan atomcu öğretinin, Newtoncu bilim tasarımını oldukça şekillendirdiği söylenebilir.

KUYUMCULUKTA MİNE SANATININ GELİŞİMİ VE MODERN YÖNELİMLER

Otuzyedi Sanat ve Tasarım, 2024

Bu çalışma, kuyumculuk tarihi içerisinde mine tekniğinin gelişimini ve önemini incelemektedir. Mine tekniği, cam bazlı malzemelerin metal yüzeylere uygulanmasıyla renkli ve parlak desenler oluşturulmasını sağlayan bir süsleme yöntemidir. Tarih boyunca farklı kültürlerde kullanılmış ve sürekli yenilikçi yaklaşımlarla gelişim göstermiştir. Araştırmada, kuyumculukta mine tekniğinin tarihsel gelişimi, kullanım alanları ve uygulama yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alınırken, aynı zamanda mine teknolojisindeki yenilikçi yaklaşımlar ve modern tasarım trendlerine de değinilmektedir. Kuyumculuk alanında mine tekniğinin geleneksel yöntemlerinin modernize edilmesi ve yeni tasarım yaklaşımlarının geliştirilmesi, bu alandaki potansiyel uygulamaların keşfedilmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu bağlamda çalışmada, mine tasarımında en yaygın kullanıldığı belirlenen Champlevé, Cloisonné, boyama mine ve Plique-à-Jour teknikleri incelenerek, takı üretim sürecinde uygulanmış, üretilen eserlerin teknik özellikleri ve uygulama süreçleri analiz edilmiştir. Ayrıca, dünya çapında ünlü mine sanatçılarının çalışmaları ve bu sanatçılara ait eserler incelenmiştir. Kuyumculukta mine tekniği önemli bir süsleme yöntemi olarak tarih boyunca değerini korumuştur ve modern tasarım yaklaşımları ile birlikte gelişmeye devam etmektedir. Bu çalışmanın bulguları, mine tekniğinin kuyumculuk alanındaki önemini vurgulamakta ve gelecekteki uygulamalar için yol gösterici bilgiler sunmaktadır

MODERNİTENİN SOSYAL KONTROL ARACI "MODA"

Al-Farabi International Journal on Social Sciences, 2021

Rasyonaliteyi merkeze alarak kendisini inşa eden modernite; bireyci, seküler, materyalist, evrimci ve evrenselci özellikleriyle tüm dünyada etkili olmaya çalışan ve neredeyse dünyanın tamamına erişen bir zihniyet olgusudur. Yayılmacı politikalarını destekleyen aygıtlarının yardımıyla kendi sosyal kontrolünü oluşturan modernite, dönüştürmeye ve homojenleştirmeye çalıştığı toplumlar üzerinde kullandığı en etkili araçlarından birisi de tamamen moderniteyle birlikte anlamını bulan modadır. Moda yeryüzünde varoluşumuzdan bu yana evrenle, kendimizle ve başkalarıyla iletişimde kullandığımız bir araçtır. İnsanoğlu hayatını kendi bedeni üzerinden inşa eder. Benlik ve kimlik olgusunu kendi bedeni ve bedenini saran giysiler yoluyla gerçekleştirir. Bedenini değiştirme, koruma ve sunma, ruhsal ve toplumsal süreçler içerisinde gerçekleşir. Bu nedenle bedenimizi ve ruhumuzu saran giysiler, kişiliğimizi anlatmada, kendimizi olmak istediğimiz şekilde sunmada, ruhumuzu ve bedenimizi korumada önemli bir görev edinir. SOCIAL CONTROL INSTRUMENT OF MODERNITY IS "FASHION" ABSTRACT Modernity, which constructs itself through centering on rationality is a mentality phenomenon that tries to be effective all over the world and reaches almost the whole world due to its individualist, secular, materialist, evolutionist and universalist features. Modernity which creates its own social control with the help of its instruments supporting its expansionist policies, is fashion, which finds its meaning completely with modernity and which is one of the most effective instruments uses on the societies and tries to transform and homogenize them. Modernity composes its own social control with the help of its apparatuses supporting its expansionist policies. One of the most effective tools used by modernity on societies which is tried to be transformed and homogenized is fashion finding its meaning totally with modernity. Fashion is a tool that we have been using to communicate with the universe, ourselves and others since our existence on earth. Human builds his life through his own body. Human realizes the phenomenon of self and identitythrough her/s own body and the clothes covering her/s body. Changing, protecting and presenting the body takes place in spiritual and social processes. Therefore, the clothes covering our body and soul play an important role in expressing our personality, presenting ourselves as we want to be, and protecting our soul and body. Fashion emerges from the individual and social compositions of clothes. While fashion, which is an irrational means of control directed to meet the spiritual and social needs of the individual, is being used as a way to impose the dominant culture, hegemonic power, power and thought system on the individual by consent; continues to create new identities through embracing all its symbolic meanings. The individual who tries to make himself included in a social group is tested by fashion, which is the most visible form of social obedience. In this research that was performed based on the literature, the position of fashion as a hidden ideological social control instrument used by modernity while constructing itself has been discussed and tried to be determined. First of all, the relationship between modernity and fashion has been examined through supporting with the opinions. Then, fashion was questioned within consumption and its place as a consumption object was tried to be determined in society. The relationship between fashion, which is seen as a social control instrument of modernity and power, and dominant power and modernism has been tried to be revealed. Key Words: Modernity, Fashion, Social Control.

MODERN MİMARLIK MİRASI OLARAK KERVANSARAY MOKAMPLARI VE KIZKALESİ MOKAMP KORUMA YAKLAŞIMI

TÜBA-KED, 2020

Kervansaray AŞ İngiliz petrol şirketi British Petroleum’un (BP) Türkiye turizmine katkı amacı ile kurduğu bir anonim şirkettir. 1960’ların başında kurulan bu şirket bünyesinde Türkiye’nin farklı yerlerinde 10 mokamp tesisi inşa edilmiştir. Türkiye’deki yabancı sermayeli ilk turizm yatırımlarından biri olan Kervansaray Mokampları yeni bir turizm şekli için tasarlanmış öncü mimari tasarımlardır. Kervansaray Mokamplarının tasarımcısı karikatürist, ressam ve mimar Güngör Kabakçıoğlu’dur. Bu yazının amacı, modern mimari tasarım yaklaşımlarını yansıtan ve döneminin sosyal ve ekonomik yapısının belgesi olan Kervansaray Mokamplarının sahip olduğu kültürel değerleri ortaya koymak ve günümüze büyük oranda özgün olarak ulaşabilmiş olan Kızkalesi Mokamp’ı koruma yaklaşımlarını tanımlamaktır. Mokampların kampçı kullanımı için tasarlanan ana servis yapılarını inceleyen bu yazı kapsamında, birinci bölümde Kervansaray AŞ ve Güngör Kabakçıoğlu hakkında genel bilgiler verilirken, ikinci bölümde 10 adet mokamp alanındaki ana servis yapılarının mimari biçimlenmeleri anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde, Kızkalesi Mokamp’ı ana servis yapısı ve zaman içinde geçirdiği değişimler sunulmaktadır. Son bölümde, mokamp yapıları üzerine genel değerlendirmeler ve Kızkalesi Mokamp’ının korunması için öneriler yer almaktadır.