Deri̇ Endüstri̇si̇ Atik Sularinin Başyayla (Karaman) Yöresi̇ Pekmez Topraği Kullanilarak Aritilabi̇li̇rli̇kleri̇ni̇n İncelenmesi̇ ( … (original) (raw)
Related papers
Umut Işık , 2019
ÖZET Karataş (Adana) Balıkçı Barınağından Tüketime Sunulan Ekonomik Öneme Sahip Balık Türlerindeki Ağır Metal Düzeyleri Doğal koşullar altında yürütülen bu araştırmada, Eylül 2016-Ağustos 2017 tarihleri arasında Karataş bölgesinden avlanan pelajik (Trachurus mediterraneus (Steindachner, 1868)), bentopelajik (Sparus aurata (Linnaeus, 1758)), bentik (Pegusa lascaris (Risso, 1810)) bölgelerde yaşamlarını sürdüren ve tüketime sunulan balık türleri materyal olarak seçilmiş, karaciğer, solungaç, böbrek ve kas dokularındaki Cu, Zn, Cr, Cd, Pb, As ve Hg gibi iz ve toksik metal düzeyleri belirlenmiştir. Örnekleme yapılan deniz suyunun bazı fiziko-kimyasal özellikleri ölçülmüş, mevsimsel olarak farklılıklar olduğu saptanmıştır. İncelenen metal ve dokular bakımından türler arasında mevsimsel farklılıklar gözlenmiş, en yüksek birikim Zn için (7.21±1.09µg/g) yaz mevsiminde S. aurata’nın böbrek dokusunda; Cu için (66.12±2.08 µg/g) kış mevsiminde P. lascaris’in karaciğer dokusunda; Cr için (1.47±0.13 µg/g) sonbahar mevsiminde S. aurata’nın böbrek dokusunda; Cd için (0.32±0.018 µg/g) sonbahar mevsiminde T. mediterraneus’un karaciğer dokusunda; Pb için (0.72±0.05 µg/g) ilkbahar mevsiminde S. aurata’nın böbrek dokusunda; As için (0.75±0.03 µg/g) kış mevsiminde P. lascaris’in karaciğer dokusunda; Hg için ise (0.28±0.02 µg/g) kış mevsiminde S. aurata’nın böbrek dokusunda olduğu gözlenmiştir. Çalışma kapsamında örneklenen türlerden elde edilen verilerin istatistiki analiz sonrası TGK, WHO ve FAO standartları ile kıyaslamaları yapılmış, kas dokusunda incelenen metal düzeylerinin insan tüketimi için kabul edilebilir düzeylerde olduğu saptanmıştır.
Petrol İçeren Atik Sularin Aritilabi̇li̇rli̇ği̇ Ve Aritim Si̇stemi̇ni̇n Tasarlanmasi
Uludağ üniversitesi mühendislik fakültesi dergisi, 2019
Petrol içeren atık sular, kaynağına bağlı olarak, askıda ve çözünmüş katı madde, organik tuzlar, yağ ve gres, alifatik ve aromatik hidrokarbonlar, sülfitler ve metaller gibi oldukça karmaşık bir bileşime sahiptir. Bu içeriği nedeni ile toprak, su, hava ve insan hayatına karşı bir tehlike oluşturmaktadır. Bu nedenle, petrol atık suyu arıtımı acil çözüm gerektiren bir problem haline gelmiş olup, arıtım teknikleri konusundaki çalışmalar son zamanlarda hız kazanmıştır. Petrol içeren atık suyun arıtılması için elektrokimyasal arıtım, membran filtrasyonu, biyolojik arıtım, hibrit teknolojiler gibi pek çok yöntem uygulanmaktadır. Elektrokimyasal arıtım, membran filtrasyonu, biyolojik arıtım, hibrid teknolojiler bu yöntemlerden bazılarıdır. Bu çalışmanın amacı, bir akaryakıt depolama tesisinden kaynaklanan atık suların kimyasal arıtılabilirliğini belirleyerek, deşarj limitlerini sağlayacak bir kimyasal ve biyolojik arıtma sistemini tasarlamaktır. Araştırma sonuçlarına göre asit kraking, çözünmüş hava flotasyonu ve aktif çamur sisteminden oluşan arıtma sisteminin ardından KOİ giderim verimi %94, askıda katı madde giderim verimi %96 ve yağ gres giderim verimi %98 olarak tespit edilmiştir.
Edremi̇t Körfezi̇’Ni̇n (Balikesi̇r) Ari Bi̇tki̇leri̇ Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma
2011
Edremit Korfezi, Biga yarimadasinin guneyinde konumlanmis onemli turizm merkezlerini ve Kazdaglarini (Ida) iceren bir korfezdir. Korfez, cografik olarak Ege Bolgesinin kuzeyini olusturmakla beraber, Canakkale ve Balikesir illerinin kiyilarindadir. Bu calismada Balikesir’in Edremit, Havran, Burhaniye ilcelerine bagli 21 koy gezilmis ve ari yetistiriciligi yapan 80 kisi ile gorusulmustur. Ari yetistiricilerinin kovanlarini biraktiklari yerlerde arilarin bal yapmak icin en fazla kondugu bitkiler hem ari yetistiricilerine sorulmus hem de arazide flora calismasi yapilarak tespit edilmistir. Sonuc olarak arilarin en fazla kondugu 34 bitki taksonu belirlenerek bal arilarinin en fazla ziyaret ettigi bitkilerin Asteraceae, Boraginaceae, Fabaceae, Lamiaceae ve Cistaceae familyalarina bagli taksonlar oldugu gorulmustur. Bu familyalardan ise bal arilarinin en cok, Echium plantagineum, Helianthus annuus, Origanum spp., Paliurus spina-christi, Vitex agnus-castus, Cistus spp., Trifolium spp. ve Ce...
Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Bu çalışmada Kütahya Emet Kolemanit Borik Asit İşletmesinde bor üretimi sırasında ortaya çıkan ve "kil pestili" olarak adlandırılan katı atıklar ve İskenderun Demir Çelik Fabrikası'nın atığı olan öğütülmemiş cüruf agregalar, atık PET şişe kırıkları çeşitli oranlarda karıştırılarak kompozit bir malzeme üretimi amaçlanmıştır. Sadece atık PET kırıkları içeren şahit karışım, dere kumu agregalı 4 karışım, cüruf agregalı 4 karışım ve kil pestili agregalı 4 karışım olmak üzere toplam 13 farklı karışım hazırlanmıştır. Karışımlarda agregalar, atık PET şişe kırıkları ile ağırlıkça % 20, 40, 60 ve 80 oranlarında yer değiştirilerek kullanılmıştır. Karışımlar 70x70x70 mm boyutlarında kalıplara dökülerek 300°C sıcaklıktaki fırında 140 dakika süreyle ısıtılarak küp numuneler elde edilmiştir. Numuneler üzerinde gerçekleştirilen birim ağırlık ve basınç dayanımı deneyleri sonucunda, cüruf agreganın ve atık kil pestilinin kompozit yapı malzemesi üretimi amacıyla % 40-60 oranları arasında kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Bor üretimi sırasında ortaya çıkan atık kil pestilinin ve demir çelik fabrikası atığı olan cürufların atık PET'lerle karıştırılarak geri dönüşümlü kompozit üretiminde değerlendirilmesinin; sözü edilen atıkların depolanma sorunun ortadan kaldırılması ve çevresel zararların azaltılmasına katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2014
Sudaki petrol kirliliğinin temizlenmesinde yaygın olarak kullanılan emici malzemelerle ilgili yapılan bu çalışmada, adsorban malzeme olarak granül strafor, çay lifi ve polistiren köpük atıkları kullanılmıştır. Adsorban malzemelerin su ve tuzlu suda Adıyaman ve Kerkük petrollerini adsorplama kapasiteleri ASTM F726-06 standardına göre belirlenmiştir. Adsorban malzemelerin özgül yüzey alanları ise BET metodu ile belirlenmiştir. Test sonucunda, her bir adsorbanın en yüksek özgül adsorpsiyon kapasitesinin 0,4 g'lık adsorban miktarında sağladığı görülmüştür. Adsorbanların Adıyaman ve Kerkük petrollerini özgül adsorplama kapasiteleri 24 saatlik test sonrası sırasıyla, straforun 8,06 ve 5,32; çay lifinin 15,63 ve 13,16; polistiren köpüğün 41,46 ve 39,01 g adsorplanan petrol/g adsorban olarak bulunmuştur. Tuzlu suda ise Adıyaman ve Kerkük petrollerini sırasıyla; straforun 6,94 ve 4,40; çay lifinin 12,07 ve 11,54; polistiren köpüğün 35,21 ve 32,27 g adsorplanan petrol/g adsorban olarak adsorplayabildiği belirlenmiştir. Test sonuçlarına göre, yüzey alanı en büyük olan polistiren köpüğün, çay lifi ve strafora göre özgül adsorpsiyon kapasitesinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Keçiboynuzu Pekmezi Üzerine Nitel Bir Araştırma Silifke Örneği
Keçiboynuzu Pekmezi Üzerine Nitel Bir Araştırma Silifke Örneği, 2016
Keçiboynuzu pekmezi Akdeniz ikliminin etkili olduğu bölgelerde yetişen Ceratonia siliqua L. meyvesinden elde edilen geleneksel bir üründür. Bu çalışmada, Ceratonia siliqua L. bitkisinden geleneksel yöntemlerle üretilen pekmezin yapım aşamalarının ve kullanım alanlarının incelenerek kayıt altına alınması amaçlanmıştır. Ceratonia siliqua L.'den pekmez yapımı ve kullanımına yönelik araştırma, Silifke'de toplam 12 kişi ile görüşülerek elde edilmiştir. Araştırma alanında yapılan çalışmalarda; Ceratonia siliqua L. bitkisi yerinde gözlemlenmiş, pekmez yapım aşamaları fotoğraflanarak kayıt altına alınmıştır. Araştırmada ayrıca yarı-yapılandırılmış görüşme formu da kullanılmıştır. Araştırmaya katılan kaynak kişilerden elde edilen bilgilere göre, pekmez yapımında izledikleri sürecin hasat edilen meyveleri yıkama, kırma, ayıklama, ıslama, süzme, kaynatma, soğutma, süzme ve kavonozlara doldurulma olduğu belirlenmiştir. Katılımcılar, keçiboynuzu meyvesinin başlıca astım, öksürük, kemik ve dişlerin güçlenmesi, bağırsak hastalıklarına, sindirimi kolaylaştırdığı, kalp çarpıntılarının önlenmesi, şeker hastalığına ve kan yapıcı özelliğinden dolayı kan düşüklüğüne iyi geldiği amacıyla tüketilmektedir. Pekmez üretim aşamalarında katılımcılar arasında benzerlikler olduğu ve geleneksel yöntemlerle üretilen keçiboynuzu pekmezini endüstriyel olarak üretilene tercih ettikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Cilt/Volume : 7 Sayı/Number: 2 Yıl/Year: 2018 Sayı/Pages: 75-85 Alınış tarihi (Received): 09.02.2018 ÖZET: Bu çalışmada Artvin-Borçka'da bulunan Muratlı çay fabrikasına ait yakma ünitesi kuru tip toz siklon filtre sisteminde tutulan kömür külünün endüstriyel bir atık olarak beton üretiminde kullanılabilirliği araştırılmıştır. Farklı oranlarda çimentoya ikame edilmiş kömür külü atığının betonun taze ve sertleşmiş özelliklerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, %0, %5, %10 ve %15 oranlarında kömür külü atık olarak çimento ikamesi ile C20/25 sınıfı 4 farklı beton karışımı hazırlanmıştır. Taze beton üzerinde slump deneyi, sertleşmiş beton örnekleri üzerinde ise Schmidt çekici, ultrases geçiş hızı ve basınç dayanımı testleri yapılmıştır. Çalışma sonunda erken yaşta (7. Gün) %5 atık ikamesinin referans betona göre ultrases geçiş hızını (%3.40) ve basınç dayanımını (%19.70) arttırdığı; 28. günde ise atık malzemenin C20/25 tasarımında beton içerisinde çimento ikamesi ile % 15'e kadar kullanılabileceği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Beton, endüstriyel atık, çay fabrikası, kömür külü. ABSTRACT: In this study, the possibility of using coal ash which held in dry powder cyclone filter system in combustion unit of Muratli tea factory in Artvin-Borcka, in concrete production has been researched. It is aimed to determine fresh and hardened concrete properties of cement substituted waste coal ash added concrete at different ratios. For this goal, four different concrete mixes of C20/25 class substituted with 0%, 5%, 10% and 15% dust is prepared. Slump experiment on fresh concrete, on the hardened concrete specimens, Schmidt hammer, ultrasound transit speed and compressive strength tests were carried out. At an early age (on 7th day), 5% waste residues increase the ultrasonic pulse velocity (3.40%) and compressive strength (19.70%) compared to the reference concrete; On the 28th day, it is seen that waste material can be used up to 15% with cement substitution in concrete in C20 / 25 design.
Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi
Yaşam döngüsü değerlendirmesi (YDD), binaların ve inşaat malzemelerinin çevresel performansını analiz etmek için kullanılan bir yöntemdir. Betonda bağlayıcı malzeme olarak kullanılan çimento, üretimi esnasında sera gazı ortaya çıkarmaktadır. Dünya genelinde, toplam CO2 emisyonunun yaklaşık olarak %5-8'si çimento üretiminden kaynaklanmaktadır. Sera gazı emisyonlarının azaltılması amacıyla, çimentonun atık malzemelerle (uçucu kül, atık cam ve yüksek fırın cürufu vb.) ikame edilmesi giderek önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, beşikten-kapıya (cradle to gate) yaklaşımı ile atık malzeme (camPET ve uçucu kül) kullanımının kendiliğinden yerleşen harç üretiminin çevresel performansı üzerindeki etkileri ortaya konulmuştur.