Hiçlikten Varlığa Kadın Sanatı (original) (raw)
Related papers
Görsel-İşitsel Eserler Üzerinden Ahıska Türklerinde Kadın İmgesi
Görsel-İşitsel Eserler Üzerinden Ahıska Türklerinde Kadın İmgesi, 2023
19. ve 20. yüzyıllarda anavatanları Ahıska’dan kopartılarak dünyanın dört bir yanına sürgün edilen Ahıska Türkleri, bugün, eski Sovyetler Birliği ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerinde diaspora olarak yaşamaktadırlar. Diğer diasporalar gibi Ahıska Türkleri de, kültürlerini, dillerini, örf ve adetlerini koruma, kültürel değerlerini gelecek nesillere aktarma çabası içindedirler. Kültürel mirasın naklinde en etkili yöntem ise görsel-işitsel eserler ortaya koymaktır. Bu çerçevede en dikkate değer platform olarak sinema alanında üretilen eserlere dair bir incelemenin, bize diaspora halklar hakkında yeterince veri sağlayacağı ümit edilir. Ahıska Türklerinin kültürünün korunmasında sinemanın da önemli rolü olmuştur. Bu çalışmanın konusu olan Ahıskalı Türk kadınının aile ve topluluk içindeki yeri ve rolü sinema filmleri örneğinde incelenmektedir. Çalışmada; bulundukları ülkelere uyum sağlamaya ve sürgün edilerek uzaklaştırıldıkları Ahıska’yı unutmamaya ve unutturmamaya çalışan Türklerin hikâyelerinin konu edildiği görsel-işitsel eserler nitel olarak analiz edilmektedir. Bu kapsamda faydalanılan sosyolojik çözümleme yönteminde filmin üretilmiş olduğu ya da içeriğinde ele aldığı dönemin sosyal koşullarının incelenmesi öne çıkarılmaktadır. Çalışmada örneklem olarak “Tatlı Puvar”, “Borç”, “Gerçek Aşk”, “Uzun Yol”, “Ben de Sevdim”, “Hayal” adlı sinema filmleri, “Büyük Sürgün Kafkasya” adlı dizi film ile “Sıfırlanan Hayatlar”, “Sürgünün 75. Yılında Ahıska Türkleri” adlı belgesel filmler incelenmektedir. Bu araştırmanın sonucunda, Ahıska Türklerindeki kadınların ailede ve toplum hayatında yerleri ve rolleri ile ilgili verilerin elde edilmesi ve kadın karakterlerin temsillerindeki özelliklerin ortaya konması hedeflenmektedir.
Kadın Sanat Eserlerinde işlenişi
Sanatın ve sanat eserlerinin nasıl ve neden ortaya çıktığı konusunda değişik görüşler vardır. İnsanın içgüdüsel ihtiyaç ve isteklerinden dolayı mı, vahşi hayvanlarla mücadele edebilmek için mi, bereketi artırmak ve daha çok ürün alabilmek için mi sanatı yarattıkları görüşleri hâkimdir. İnsanın ilk olarak doğanın gücü karşısında korumasızlığından, acizliğinden dolayı yöneldiği sanatsal çabalar sonucu ortaya çıkan kadın heykelcikleri büyüsel bir amaç taşımakta idiler. Bugün günümüz sanatçısı tarafından ele alınan arkaik sanatın öğeleri farklı yaklaşımlar ile yorumlanmaya devam etmektedir. Bu yaratım, ilkel insanda tamamen inanç boyutunda iken, günümüz sanatçısında kendini ifade etmenin bir biçimidir ABSTRACT Why and How did Art appear hundred years ago,haven't known yet.There are some opinions about this.Some of them assert that Art appeared reassurance human basıc instinct,the other people say that Art defensed primitive people from wild animals.Pirimitive people made some woman sculptures about abundance.These sculptures defensed people from natural power.They had charming power. Today, artists stıll have used pirimitive elements with different interpretation.İn Primitive society These createion sourced from religion But ,Today creation is formed individual express.
SANAT PAZARINDA KADIN OLMAK VE FEMİNİST HAREKET
KÜRESELLEŞEN DÜNYADA KADIN - IV Güçlenme ve Zorluklar, 2023
Creating a work of art from the past to the present has always been a challenging process. If we look at this situation from a social point of view, the accessibility of art materials and the sensitivity and interest of the society in the field of art have played a role as slowing factors in the development of art. Along with such negative situations, especially female artists have been forced to stay in the background more than male artists due to both social and political situations. Women have not been able to represent themselves and take important positions in the history of art for centuries. Because of income inequality, society’s masculine idea of power and women’s workload in their private lives, it took until the 1960s for women to make their name known in the art world. While the radical revolutions in the 19th century and the new currents of thought that emerged as a result of these revolutions deeply affected art, feminist art emerged that affected the place and role of women in art. This movement aimed to emphasize the concepts of equality and freedom. Feminist art, which is seen as a revolutionary rebellion rather than a certain style, emphasizes the political and social differences that women artists are exposed to, while aiming to get rid of any discrimination. Since the Renaissance period, while women have been used as materials in art with their bodies and sexuality, they have begun to worry about entering the world of art as an “artist” with feminist art. In other words, women embarked on the adventure of seeking their own individuality within the feminist movement, thus the transition process of women from the object position under the pressure of the masculine power to the woman as the subject began in the history of art. In this paper, within the scope of both gallerists and collectors, the position, importance and changing role of the female artist in the process are examined, and the differences of being a female artist in the art market are emphasized by emphasizing the female artists who make-produce and sell.
Sanat dünyasında kadınlar yüzyıllardır yeterince temsil edilmemiş ve sanat tarihi yazınında kendilerine yer bulamamıştır. Nochlin Sanat dünyasında kadınlar yüzyıllardır yeterince temsil edilmemiş ve sanat tarihi yazınında kendilerine yer bulamamıştır. Nochlin (1973) bu konu hakkında sorulması gereken soruyu yüksek sesle sorar: "Neden hiç büyük kadın sanatçı yok?" Toplumsal cinsiyet ile (1973) bu konu hakkında sorulması gereken soruyu yüksek sesle sorar: "Neden hiç büyük kadın sanatçı yok?" Toplumsal cinsiyet ile sanat dünyasının ilişkisi her zaman sorgulansa da 1970-80'lerde bu konuda yoğun tartışmalar yaşandığı görülür. Konu hakkında sanat dünyasının ilişkisi her zaman sorgulansa da 1970-80'lerde bu konuda yoğun tartışmalar yaşandığı görülür. Konu hakkında sosyoloji, kültürel çalışmalar, medya, eğitim, sanat tarihi gibi farklı alanların çatısı altında çok sayıda çalışma mevcuttur (Beasley, sosyoloji, kültürel çalışmalar, medya, eğitim, sanat tarihi gibi farklı alanların çatısı altında çok sayıda çalışma mevcuttur (Beasley,
HRİSTİYANLIK VE KADIN "Ateizmin kaynağı bizzat Roma Kilisesi olup özellikle de son 400 yılın ilk öncü Hıristiyan kökenli Ateistlerinin hep bu kiliseden çıktıkları görüldü."-"Papaz Vanini ateistliğini ilan ettiği zaman (1614) ne Darvin, ne Kari Marx, ne Engels, ne de günümüzün modası "Doğa Tapıcısı" yeşiller ve çevreciler vardı.-İlginçtir ki, Avrupa'da cinsel hayatı ve genelevleri de Roma Kilisesi yönlendirmişti. Volter'in yazdığına göre Paris'teki genelevler, bizzat Katolik Kiliseleri tarafından "sağlık" denetiminde genelevlerinin daha temiz ve kızlarının da daha sağlıklı olduklarını duyuran ilanlar veriyorlardı.!-Vatikan, "Ateizme karşı birlikte mücadele" yemi ile "Dinler arası Diyalog" oltasını Türkiye ve İslam alemine attı. Fakat, Papa 2. Jean Paul'ün "dürüst ateistler de cennete gider" sözü hem ateizmin kaynağının kim olduğunu hem de bu oltanın ne anlama geldiğini bir kez daha ortaya koydu." 1
FEMİNİST SANATIN KADIN ALGISI ÜZERİNE ETKİSİ
e-dusbed, 2019
ÖZET Kadına yönelik olan düşmanlık ve önyargı tekelinin kırılması için bir mücadele hareketi başlatan feminist hareket, kadının ikinci cins olmadığını ve erkeklerle eşit haklar ve özgürlüklere sahip olduğunu dile getirmek suretiyle kadınların her alanda haklarını arama çabasını dile getirmektedir. Kadına yönelik ötekileştirme ve önyargı ilkçağlardan modern zamanlara kadar her dönemde var olmuştur. Modern dönemde bunların aşılması için çaba harcayan feminist hareket, sanatta da kadın çalışmalarının gücünü gösterme ve kadın sanatçıların varlığını duyurma çabası içinde olan feminist sanat hareketiyle işbirliği içinde hareket etmiştir. Kadın çalışmalarının gücünü fırsat eşitliği için bir hak arama çabası olarak gören feminist sanat ve sanatçılar, kadın çalışmalarını duyurmak ve kadın emeğinin değerini göstermek için görsel, yazılı ve eylemsel hareketlerle seslerini duyurmaya ve sessiz kalan kadınların sesi olmaya çalışmışlardır. Bunun için şimdiye kadar üreten ve düşünen sanatçı, düşünür ve eleştirmen pek çok kadının eserlerini sergileme ve her alanda kadının da üretici, yaratıcı olduğunu gösterme çabasına girişmişlerdir. Birer düşünür olan Weil ve Murdoche, eserlerinde daha önceki paradigmaların erkek egemen olduğunu ve bu nedenle erkek aklın kadınları ötekileştirerek erkekleri egemen ve aşkın hale getirdiğini söylemişlerdir. Kadınlara yönelik güzellik, çirkinlik, aptallık, yücelik, kıskançlık gibi birtakım klişe kalıplandırmaların dışında, kadının üretken gücünün her şeyden bağımsızlığını göstermek temel amaçları, kadının ahlaksal, dinsel, mitsel gelenekten gelen önyargılara cesaretle karşı duruşu da hareketin itici güç ve motivasyonu olmuştur. ABSTRACT The feminist movement, which initiated a struggle for the breaking of the monopoly of hostility and prejudice towards women, states the effort of searching for women's rights in every field by expressing that the woman is not the second sex and has equal rights and freedoms with the men. Women's marginalization and prejudice existed in all periods from the early ages to the modern times. The feminist movement, which strives to overcome them in the modern era, has worked in collaboration with the feminist art movement, which strives to show the power of women's work in art and to promote the existence of female artists. Feminist art and artists, who see the power of women's studies as a search for rights for equality of equality, tried to make their voices heard in visual, written and action movements and to be the voice of women who remain silent in order to announce women's work and to show the value of women's labor. To this end, the artist, thinker and critic who has been producing and thinking so far has attempted to exhibit the works of many women and to try to show that women are creative and creative in every field. Weil and Murdoche, one of the thinkers, stated that earlier paradigms were male-dominated in their works, and thus male mind alienated women, making men more dominant and transcendent. Apart from some stereotypical moldings such as beauty, ugliness, stupidity, exaltation, jealousy for women, the main aims of women's productive power to show the independence of all, the boldness of women against the prejudices of moral, religious and mythical tradition has been the driving force and motivation of the movement.