M. Taşkıran, Son Araştırmalar Işığında Sillyon Roma Hamamı / The Roman Bath at Sillyon in the Light of Recent Researches (original) (raw)
Related papers
Sillyon Geç Antik Çağ Çeşmesi / A Late Antique Fountain from Sillyon
Yüzey Araştırmaları Işığında Sillyon ve Çevresi, 2020
Bu çalışma, yüzey araştırmaları sonucunda elde edilen veriler ışığında Sillyon Geç Antik Çağ çeşmesinin tanıtılmasını ve olası işlevleri üzerine öneriler getirmeyi amaçlamaktadır. Ana Kent Kapısı’nın kuzeyinde, çeşmenin bir parçası olduğu teras duvarı yak. 50 m boyunca doğu sınırını oluşturduğu, bakiyelerle çevrili güney-kuzey yönelimli bir meydan yer alır. Malzeme/teknik özellikler göz önüne alındığında çeşme ve teras duvarını, olasılıkla meydanın da yeniden kurgulandığı, Geç Antik Çağ’a tarihlendirmek mümkündür. Bu çağda sosyal ve siyasi alanlarda yaşanan değişimlerin yansımaları, Sillyon antik kentinde olduğu gibi Anadolu’daki pek çok yerleşimde arkeolojik olarak takip edilebilmektedir. Dönüştürülen meydanın Arap akınlarına kadar bir agora işlevini üstlendiği ileri sürülebilir. Roma Hamamı, teras duvarı, Helenistik surlar ve çeşme dâhil olmak üzere meydanı çevreleyen yapılarda farklı evrelere ait izler görülmektedir. Yerel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla planlanan yapı bilinen bağımsız Roma nymphaeumlarından ve Erken Bizans Dönemi çeşmelerinden ayrılır. Kendine özgü bu uygulamanın bir diğer sebebi de, Sillyon topografyasının aşağı kentte teraslar biçiminde bir planlamayı zorunlu kılması olmalıdır. Çeşmenin su dağıtım sistemine ilişkin herhangi bir öneri getirmek bu aşamada güç olmakla birlikte yapıya bağlanan farklı kotlarda iki kanal kolaylıkla fark edilebilmektedir. Bunlardan ilki uzun kenar üzerinde çeşme boyunca uzanan tonozlu rezervuarla, günümüzde işlevsel olan diğer su kanalı merkezde yer alan tonozlu birimle ilişkilidir. Merkezdeki tonozlu birimin yan duvarlarında diğer birimlere su aktarımını sağlayan birer kemer açıklığı bulunmaktadır. Merkez birimde duvar kaplamalarının varlığına işaret eden izler ve suya dayanıklı sıva kalıntıları görülmektedir. Çeşmenin üzerinde bulunan rezervuarın, Roma Hamamı’na ya da güneybatı yamaçtaki Geç Antik Çağ’a tarihlenmesi gereken su kemerine bağlı su dağıtım sisteminin bir parçası olması muhtemeldir. Doğuda çeşme, kuzeyde tıraşlanmış ana kaya kütlesi ve batıda Roma Hamamı’yla sınırlanan açık alanın, çağdaş uygulamalarla birlikte değerlendirildiğinde, taş döşeli bir avlu ya da havuzlu bir kurguya sahip olduğu önerilebilir. Çeşmenin güvenilir bir planının çıkartılabilmesi, su dağıtım sisteminin düzeni ve çevresindeki yapılarla olan ilişkisi ancak kazı çalışmaları sonrasında mümkün olacaktır. Çeşme ve çevresinde gerçekleştirilecek kazılar neticesinde elde edilecek potansiyel verilerle birlikte, Sillyon ve Pamphylia Bölgesi’nin Geç Antik Çağ tarihine ilişkin yeni önerilerin getirilmesi de mümkün olacaktır.
G. Şakar, Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Smyrna'da Meter Kültü Üzerine Bir Değerlendirme
TÜBA-AR/27, 2020
Bu derginin tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz, CD ya da manyetik bant haline getirilemez. (Kaynağı belirtilmemiş görseller, makalelerin yazarlarına aittir.) All rights are reserved. Except for the short citations, the manuscripts cannot be reproduced, converted into CDs or magnetic tape in any way without the written permission of the publisher. (All images without specific references can be accepted as authors' images
The excavations of the Slope Bath of Parion started in 2008 at a place where the remains of a vault was located. The vault thougt to belong to a bath structure. Nine different sections that belong to the bath unearthted during the excavations. The layout and sections of the bath which are different from the typical baths in Asia Minor and shed light on the social and economic life of the ancient city of Parion as well as providing important data regarding the city’s architecture. Among the various groups of small finds discovered during the excavations 100 coins dating from the late Roman Imperial Period are significant. They were found on the bench adjacent to the northern wall of the apoditerium of the bath. Although the coins were found in close proximity to each other, they are not considered as a “hoard” as they were not found in a vessel. Traces of repairs and renovations in the architectural elements of the Slope Bath of Parion can be seen clearly. Ceramics and metal artifacts revealed during the Slope Bath of Parion excavations are among the finds that provide information on the period when the bath was in use. The coins are important in terms of providing a exact dating and information on the period when the bath had a big repair and the final period when it was in active use.. Therefore, these coins are also important in terms of filling a big data gap. In this study, 100 coins and other finds belonging to the same are evaluated to make suggestions related to the final period of use of the Slope Bath of Parion. ÖZET Parion antik kentinde yer alan Yamaç Hamamı kazılarına 2008 yılında, yüzeyde yer alan bir hamama ait olduğu düşünülen tonoz kalıntısından başlanmıştır. Yapı kalıntısında halen devam eden arkeolojik kazılar sonucunda, hamamın dokuz bölümü ortaya çıkarılmıştır. Anadolu’daki tipik Roma Dönemi hamamlarından farklı bir plana ve bölümlere sahip olan hamam, Parion antik kentinin sosyal ve ekonomik yönlerine ışık tutmasının yanında, kentin mimarisi hakkında da önemli bilgiler vermektedir. Yamaç Hamamı kazılarında çok çeşitli buluntu grupları ortaya çıkarılmıştır. Ortaya çıkarılan buluntu grupları içerisinde sikkeler önemli buluntu gruplarından birini oluşturmaktadır. Özellikle hamamın apoditerium bölümünü kuzey duvarına bitişik olan oturma sekisinin üzerinde Geç Roma Dönemine ait 100 adet sikke ele geçmiştir. Sikkeler birbirine çok yakın bir mesafede ortaya çıkarılmış olmasında rağmen herhangi bir kap vb. malzemenin içinde ortaya çıkarılmaması nedeniyle define olarak adlandırılmamıştır. Yamaç Hamamı’nın mimari unsurlarındaki tamirat ve tadilat izleri net bir şekilde izlenebilmektedir. Yamaç Hamamı kazılarından ortaya çıkarılan seramikler ve metal eserler de hamamın en yoğun kullanım evresi hakkında bilgiler veren diğer bulgulardır. Bu konuda sikkelerin çok daha net bir tarih vermesi, hamamın büyük bir tamirat geçirdiği döneme ve hamamın aktif olarak kullanıldığı son evresine ait bilgi vermesi açısından ve büyük bir veri açığını kapatması yönüyle ayrıca önemlidir. Çalışmada 100 adet sikke ve diğer kontekst buluntular da değerlendirilerek Yamaç Hamamı’nın son kullanım evresine ait görüş öne sürülmüştür.
Arkhaia Anatolika 6, 2023
The subject of the article is the terrestrial and underwater cultural assets identified in Kızlar Hamamı Bay, located in the Silifke District of Mersin province. The rugged and stony nature of mountainous Cilicia has contributed to the prominence of maritime trade. The strategic location of the Cilicia region, close to Cyprus and the Levant, provides significant geopolitical advantages. In the research area; bath(?), bollards, mooring stones, amphoras, ceramics, daily-use containers, roof tiles, stone anchor, farmhouse, and church have been identified. The archaeological findings identified along the coastline and underwater, particularly in Kızlar Hamamı Bay, suggest the intensive utilization of the coastal areas of mountainous Cilicia in maritime trade along the Northern Syrian and Anatolian coastlines. In light of the gathered information, it is known that settlements along the coastline of the Cilicia region began to increase concurrently with the rising trade of olive oil and wine in the 1st century BC. Archaeological evidence found on the shore and underwater in the research area indicates that this rural settlement was intensively used in production and maritime trade, as was the case throughout Cilicia. It is understood that Kızlar Hamamı Bay was a part of the maritime trade chain of Cilicia from the 1st century BC to the 7th century AD, as well as the need for agricultural production. Although there are many indented bays along the coastline of mountainous Cilicia, very few of these bays have documented underwater cultural assets. However, Kızlar Hamamı Bay was found to contain a higher concentration of finds compared to the other bays. The reason for this situation can be explained by the geological structure of the bay suitable for seafaring. In this context, this study will be an incentive for the research of a small number of similar bays with similar geological structures such as Kızlar Hamamı Bay.
Sillyon Cevresinde Tespit Edilen Mimari
2020
Öz: Antalya İli, Serik İlçesi’ne bağlı Yanköy Mahallesi sınırlarındaki Kocagözler Mevkiisi’nde Asar olarak adlandırılan yamaçları dik bir tepe üzerine kurulan Sillyon, antik çağda Pamphylia Bölgesi’nin önemli kentlerindendir. Bu makalede, Sillyon’da 2009-2011 yılları arasında gerçekleştirilen yüzey araştırmasında kent çevresinde tespit edilen bezemeli mimari bloklar ele alınmıştır. Tespit edilen birçok mimari blok arasında tarihlenebilen 10 tanesi değerlendirilmiş, bu eserlerin Roma İmparatorluk ve Bizans Dönemi’ne tarihlendiği görülmüştür. Yapılan çalışmalar sonucunda, bölgenin yerel özellikleri yanı sıra, dönemin mimari gelişmeleri de bezemelerde izlenmektedir. Bu çalışmanın kentin bezeme gelişimi üzerine ileride yapılacak araştırmalara katkı sağlaması düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Pamphylia, Sillyon, Mimari Plastik, Bezeme, Yerel Üretim. Abstract: Sillyon is located on a steep rocky hill called Asar in Yanköy neighborhood within the Serik district of Antalya province. It was one of the important cities in Pamphylia Region during Antiquity. This study examines decorated architectural blocks found around the city during the surveys conducted between 2009-2011. Among the many architectural blocks attested during surveys, only the ten datable examples are evaluated. It is noted that these ten blocks were dated to the Roman Imperial and Early Byzantine periods. Consequently, the architectural developments of the period as well as the regional features of the region are discernible in the decorations. It is hoped that this study will contribute to future research on decorational development of the city. Keywords: Pamphylia, Sillyon, Architectural sculpture, Ornamentation, Local production
ÖZ Iustinianus (527-565), Bizans imparatorları arasında belki de en tanınanı ve meşhur olanıdır. 527 yılında imparatorluk makamına oturmuş, 38 yıllık imparatorluğu döneminde, Bizans' a en parlak dönemlerinden birini yaşatmıştır. Onun bu başarısının en önemli unsurlarından biri, şüphesiz mimarlık alanında yaptığı yatırımlar ve tüm imparatorluk boyunca inşa ettirdiği kamu yapılarıdır. Tahta çıkar çıkmaz, kutsal azizler Bakkhos ve Sergios'un anılarına minnettarlıkla, bugün Küçük Ayasofya Camii olarak bilinen oldukça görkemli bir kilise inşa ettirmiş, başkentte meydana gelen Nika isyanı sonrasında yok olan Aya Sofya'nın yeniden inşa ettirilmesi zorunluluğu ise ona tüm imparatorlukta büyük bir imar programını hayata geçirme fırsatı vermiştir. Başkentte başta Aziz Polyeuktus kilisesi olmak üzere, manastırlar, su sarnıçları ve daha bir çok kamu yapısı inşa ettirmiştir. Başkentin kilometrelerce uzağındaysa, Ravenna' daki San Vitale kilisesi ve Sina Dağı'nın alçak tepelerindeki Azize Katherina manastırı başta olmak üzere bir çok eser yaptırmıştır. İmparatorluğun dört bir yanında manastırlar ve bir çok yeni şehirler kurmuş, bunların etraflarını surlarla çevirtmiştir. Bir çok yeni yapı yaptırırken, bir çoğunu da onartmış, kentlerin bayındırlık sorunlarına da el atarak, kentlerin daha yaşanılabilir yerler olmasını sağlamıştır. Iustinianus'un hayata geçirdiği bu imar programı içerisinde kentlerin varlığındaki en önemli unsurlardan olan su yolları ve çeşitli su yapıları ile birlikte, hamamların onarımı ya da bazılarının yeniden yapımı da oldukça önemli bir yer tutar. Iustinianus'un 6. yüzyılda başlattığı bu büyük imar programı, 553 ve 555 yılları arasındaki bir tarihte, "De Aedificiis-Yapılar Hakkında" adlı eserinde, Prokopius tarafından detaylıca ele alınmış ve imparatora büyük övgüler yağdırılarak yapılan imar faaliyetleri bir bir anlatılmıştır. Bununla birlikte Prokopius'un imparator Iustinianus' a ait olmayan ya da onun imar programında yer almayan bazı eserleri de ona atfettiği, ancak buna rağmen Iustinianus döneminde yapılan bazı onarımlar ya da inşaat faaliyetlerinden ise bahsetmediğini görürüz. Bu anlamda, Prokopius'un Iustinianus dönemi için oldukça önemli bir kaynak olsa da bazı çelişkiler içerdiği ve bundan dolayı 6. yüzyıl Bizans mimarisinin tanımlanmasında arkeolojik verilerin oldukça değerli olduğu anlaşılmaktadır. Bu kısa bildiri kapsamında, Bizans imparatorluğu boyunca en kapsamlı yapı-inşa programının sürdürüldüğü Iustinianus devri su yapıları, başta hamamlar olmak üzere Anadolu ölçeğinde ele alınmaya çalışılacak, dönemin inşa teknikleri ve arkeolojik verilere vurgu yapılarak Iustinianus devri su yapılarının genel bir karakteri belirlenmeye çalışılacaktır.