İkinci Dünya Savaşı Döneminde Türk Basınında Tifüs Salgını (original) (raw)

II. Dünya Savaşı Yıllarında Ulusal Basında Tifüs Cumhuriyet Gazetesi Örneği TYPHUS IN THE NATIONAL PRESS IN THE YEARS OF THE WORLD WAR II: CUMHURIYET NEWSPAPER EXAMPLE

III. ACADEMICIAN STUDIES CONGRESS FULL TEXT BOOKS, 2022

Lice are the carriers of epidemic typhus, also known as spotted fever, caused by the bacterium Rickettsia prowazekii. The disease is transmitted by the lice that reach the blood of the patient in the febrile period, biting the body of the healthy person, and by mixing the bacteria into the blood. The incubation period of the disease is 10 days, and at the beginning of this period, symptoms such as headache, weakness, and mild fever may occur. The disease, which increases in severity on the fourth day, progresses with fever up to 40 C and does not decrease. On the fifth day, rashes that start on the shoulders and chest and spread to the whole body, except for the palms of the hands, head and soles, are seen. The second and third weeks of the disease are the critical period, and the fever of the patients who can survive this period decreases slowly and full recovery may take several months. On the other hand, in patients who cannot survive the critical period, the patient's fatigue increases and consciousness begins to close, and then the patient may die with sleepiness and coma. The periods when the disease was especially expressed as epidemic were World War I and II. The reason for this is the negative effects of the war periods on socio-economic life. During the war years, processes such as the gathering of the army and its dispatch to the front were also effective in the rapid spread of infectious and epidemic diseases among people, since there were periods when personal hygiene could not be fully achieved. In this study, the news about typhus and spotted fever in the Cumhuriyet Newspaper Archive were scanned with the document analysis method, one of the qualitative research methods, and the data obtained as a result of the scanning were examined in terms of chronological and content and sorted. The number of data obtained without any period limitation in the Cumhuriyet Newspaper Archive, which can be accessed on the internet, is typhus 429 and spotted fever 59. The first news about typhus is October 4, 1930, the last news is March 14, 2022, the first news about spotted fever is July 4, 1930 , the latest news is dated April 3, 2020. The data obtained with the time limit is 111 for typhus and 16 for spotted fever between September 1, 1939 and May 8, 1945. In the study, which was prepared by examining a total of 127 newspaper news, it is remarkable that there are many news from 1943. Especially during the war years when the disease peaked, although Turkey did not enter the World War II, the declaration of mobilization in the country and the presence of an army ready for war caused the disease to spread among the soldiers and thus to be seen all over the country. In this period, the fight against the disease was also reflected in the national press. The national press has been especially effective in raising people's awareness of the disease. Keywords: National Press, Typhus, Spotted Fever, World War II

II. Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Savaş Dışı Kalma Çabalarında Türk Basını

Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2022

The period of World War II presented one of the toughest tests for the Republic of Turkey in terms of foreign policy. With the outbreak of war, Turkey, based on the policy of neutral, struggled to stay out of the war with pacts it signed in order to secure itself. However, in the later stages of the war, Turkey began to be exposed to growing pressures applied by both the Axis and the Allied Powers to participate in the war in their own ranks or to pursue a non-war policy suited to own purposes. In response to the policies carried out by the warring sides on Turkey, Turkey's activity was to stay out of the war as much as possible and to protect the country from ravages of the war. In this study, the reflection of Turkey's policy on the Turkish press, especially in response to the Allied Powers' efforts to integrate Turkey in the war, during the general course of the World War II was examined.

AFRODİT DAVASI: İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türk Basınında Sansür Uygulamasına Bir Örnek

Akademik Tarih ve Araştırmalar Dergisi

Malatya Milletvekili Nasuhi Baydar Eylül 1939’da Fransız yazar Pierre Louys'in "Afrodit" isimli romanını Türkçeye çevirmişti. Türkçeye çevrilmesinin ardından roman, bazı okuyucular tarafından “müstehcen” olduğu ve Türkiye’deki ahlaki değerlere zarar vereceği gerekçesi ile şikâyet edildi. Polis tahkikatından sonra konunun İstanbul savcılığına intikal etmesiyle Afrodit davası başladı. Mahkeme, eserle ilgili şehir tarihi yazması ile ünlenen İbrahim Hakkı Konyalı’yı bilirkişi tayin etti. Konyalı’nın, Afrodit kitabının müstehcen olduğu konusunda görüş bildirmesi üzerine savcılık, kitabın toplatılmasına karar verdi. Kitabın yayımcısı Semih Lütfi Erciyas ile basımcısı Kenan Basımevi sahibi Kenan Dinçman hakkında dava açıldı. Yargı süreci devam ederken davaya ilişkin yazılarından dolayı Yunus Nadi, Necip Fazıl, Vala Nurettin, Şevket Rado, Halil Lütfi Dördüncü, Sabiha ve Zekeriya Sertel, Ethem İzzet Benice gibi yazarlar hakkında da davalar açıldı. Başta Cumhuriyet gazetesi olma...

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nde Tifüs (Lekeli Humma) Salgını

Belleten, 2016

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda sadece İtilaf Devletleri'ne karşı değil aynı zamanda salgın hastalıklara karşı da mücadele etmek durumunda kalmıştır. Bu hastalıklar içerisinde yer alan, insandan insana bitler aracılığıyla bulaşarak salgın haline gelen tifüs, binlerce insanının hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Özellikle Kafkas Cephesi'nde büyük tahribat yaptığı anlaşılan tifüsün kısa zamanda halkın içerisine sirayet ederek toplu olarak bulunulan mektep, hapishane gibi yerleri tehdit etmesi sonucu tehlikenin büyüklüğünün farkına varılmıştır. O günkü koşullar altında sefaletin etkisiyle hızla yayılan bu hastalığa karşı, devlet vakit kaybetmeksizin önlem almaya çalışmıştır. Temizliğin, salgının durdurulmasındaki işlevi göz önünde bulundurularak, temizleme evleri, hamamlar açılmış, halkın bilgilendirilmesine gayret edilmiştir. Ancak alınan tedbirlere rağmen su sıkıntısının ve sabun kıtlığının olduğu bir dönemde mücadelenin istenilen şekilde yürütülemediği aşikârdır. ...

II. Meşrûtiyet Dönemi Osmanlı İslamcı Basınında Salgın Hastalık Tedbirleri

İlahiyat Tetkikleri Dergisi, 2021

Öz 19. yüzyıla kadar kitlesel ölümlere sebep olan salgın hastalıkların başında, veba ve kolera gelmekteydi. Tüm dünyada olduğu gibi Osmanlı Devleti de bu hastalıklardan çeşitli dönemlerde büyük ölçüde etkilenmiştir. Osmanlı'da karantina uygulaması ve genel temizlik kurallarına uyulmasıyla hastalıkların üstesinden gelinmiş, Avrupa'daki ilaç ve tedavi çalışmaları yakından takip edilmiştir. Hem halkın hem de idarecilerin bilgilendirilmesi için son derece önem arz eden Osmanlı basını, salgın hastalıklara geniş yer vermiştir. Hastalığın kontrolü her ne kadar karantina ile sağlanmaya çalışılmışsa da karantina sürecine hadislerden hareketle dini bir meşruiyet atfedilerek sürecin daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla modern tıbbın önerileri dini kaidelerle güçlendirilmiş ve hastalıklarla maddi ve manevi unsurlarla topyekûn mücadele edilmiştir. Osmanlı'nın son dönemlerinde basında hastalıklarla mücadelenin inanç kültürü kısmını oluşturan dini referans noktası hadis, dua ve rivayetlerden oluşmaktaydı. Bu çalışmamın çerçevesini dini konularla siyasi meselelerin bir arada işlendiği İslamcı süreli yayınların hastalıklarla ilgili kaleme alınan yazıları oluşturmuştur.

Türk Basın Tarihi (Aralık 2020)

2020

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü Türk Basın Tarihi dersi sınav hazırlık notudur. (Aralık 2020) Özetler, Sorularla Öğrenelim, Alıştırma Soruları, 2018-2020 Arasında Çıkmış Sınav Sorularını içerir

İkinci Meşrutiyet Dönemi Türk Basını ve Feyz-i Hürriyet Gazetesi

Journal of Turkish Studies, 2014

Declared in July 24, 1928 The Second Constitutional Monarchy led to press periodicals in free environment which was deprived of control mechanism. This free environment paved the way for publishing a great number of newspaper and journal as being in any period. Feyz-i Hürriyet is one of the this periodicals and it represents Turkish press in The Second Constitutional Monarchy period.Feyz-i Hürriyet, published in 26 numbers between 18 August-17 Teşrin-i sâni (November) 1326 (1908) by Vicdânî's efforts, is a completely political publication. In addition to Vicdânî; Ali Sâcit, Nabluslu Vecihî, Ahmed Sıdkî are important writers of Feyz-i Hürriyet. It started broadcasting whenwas lived the excitement of freedom, and attracted attention with article which emphasized the necessity of the National Assembly, ,Sultan Abdülhamit II opposition and İttihat ve Terakki proximity. Feyz-i Hürriyet not only interested in politics in İstanbul, but also dealed Kurdish issue which has caused various problems, by Ali Sâcit's articles. Feyz-i Hürriyet evaluated the politics of The Second Constitutional Monarchy Periodin terms of various aspects, and is publication which will give perspective regarding the periodicals of that era. Our study aims introducing of Feyz-i Hüriiyet and determining its the place and importanceinTurkish Press in The Second Constitutional Monarchy Period. Thus, in this manner, we hope that it will be possible to trace of perception and purpose of Feyz-i Hürriyet's publishing, revealed vision, solution suggestions that defend for current issues, political and social background of the period with a much broader perspective.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Serteller ve Tan Gazetesi (1939-1945)

Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2012

The newspaper Tan was an important platform in the Turkish political life, particularly during WW II, which served Sertels to propagate their political opposition that call for preservation of Ataturk's revolutions but that go beyond it to embrace an anti-fascist and anti-imperialist leftist stance. Diverting from the political position in which they had a pro-government leaning while at the same time retaining their critical approach to the WW II, Tan and Sertels gradually assumed the role of advocates of the Turkish left and started to criticize the government when they realized and was encouraged by the fact that Germany would not able to win the war. At a post WW II time when multi-party political system came into being in Turkey, the role assigned to the opposition by the government was to take form within a controlled framework that denied leftist ideas. To this end, the government sponsored a plot, known as 'Tan Olayı-Tan Incident' in the Turkish political history, to prevent Sertels from gaining a leftist ground in the nurturing opposition. After this infamous event Sertels could not pursue their political and journalist activities in Turkey.

1929 Ekonomik Krizi'nin Türk Basınına Yansımaları

Sosyoloji Dergisi, 2007

Özet: Bu çalışmada 1929 krizinin Türk basınına ne şekilde yansıdığı, kriz'in ülkemizde nasıl algılandığı araştırılmış ve 1929 krizi ile bağlantılı olarak dönemin genel görüntüsüne ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmada tarihsel bir olayın ülkemiz basınına nasıl yansıdığı araştırıldığından, kriz yıllarında ülkemizde çıkan belli başlı gazete, dergi ve kitaplar taranmıştır. Anahtar Kelimeler: 1929 krizi, Türk basını, gazete, dergi. Abstract: This article aims to show the reflections of Turkish press to the ways 1929 economic crisis and perceptions in Turkish society about the crisis. Related to the 1929 crisis it is also aimed to reach a general outlook of that era. Mainstream newspapers, periodicals of that term (including 1929 and 30s) were examined in the frame of the research. Also, several books that we considered related to the 1929 crises had been examined and evaluated in the study.