6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa Göre Markanın Kullanılmaması Neticesinde Ortaya Çıkan Sonuçlar (original) (raw)

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu BİLGİ NOTU (Marka)

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu BİLGİ NOTU (Marka). Kanun toplam 5 kitaptan oluşmakta olup, diğer kitaplar sırasıyla Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı, Tasarım, Patent ve Faydalı Model, Ortak ve Diğer Hükümler şeklindedir.

6769 Sayılı Kanun'un Marka Suçlarına İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi ve Uygulamadaki Sorunlar

Cezalandırılamayacak Olması 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 22.12.2016 tarihinde kabul edilmiş ve 10.01.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Marka hakkına tecavüz fiilleri, 6769 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinde yaptırıma bağlanmıştır. Maddede;"(1) Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (2) Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (3) Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (4) Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (5) Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye'de tescilli olması şarttır. * 27 Nisan 2018 tarihinde İstanbul Barosu Fikri ve Sınai Haklar Komisyonu tarafından düzenlenen "Sinai Mülkiyet Kanunu'nun Bir Yıllık Uygulaması" isimli Sempozyumda sunulmuş tebliğ metnidir.

Sınai Mülkiyet Kanununa Göre Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali- AB Adalet Divanı’nın Güncel Kararları Işığında Bir Değerlendirme

Ankara Avrupa Calismalari Dergisi, 2019

Revocation of trade mark is regulated under EU Directive No. 2015/2436 and Regulation No. 2017/1001. In this study, we examine Court of Justice of the European Union's (CJEU) decisions which are especially given after 2015 and related with revocation of trade mark. We limited the scope of this study with the ground of "non-use" because recent decisions are mostly related with this reason. Main questions of this study are these: what does use of trade mark mean? When can we assume that use is "genuine"? How CJEU applies the criterions like "commercial use" or "internal use"? What are the new decisions on use of the trade mark in a different form? Which reasons are proper for non-use? In which circumstances partial revocation is possible?

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu BİLGİ NOTU (Tasarım)

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu BİLGİ NOTU (Tasarım). Kanun toplam 5 kitaptan oluşmakta olup, diğer kitaplar sırasıyla Marka, Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı, Patent ve Faydalı Model, Ortak ve Diğer Hükümler şeklindedir.

Anayasa Mahkemesinin 2013/147 E. , 2014/75 Sayılı Kararından Sonra Markanın Kullanılmamasının 556 Sayılı KHK Uyarınca Yaptırımı

2014

AYM 2013/147 E. , 2014/75 K. ve 9.4.2014 Tarihli kararında özetle, "İtiraz konusu kuralla, KHK'nin 14. maddesine yollamada bulunularak, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir nedene dayanmaksızın kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi hâlleri hükümsüzlük nedeni olarak belirlenmiş, beş yılın dolması ile davanın açıldığı tarih arasında markanın ciddi biçimde kullanılması hâlinde hükümsüzlük nedeninin oluşmayacağı öngörülmüş, ancak dava açılacağı düşünülerek marka kullanılmışsa, mahkemenin davanın açılmasından önceki üç ay içerisinde gerçekleşen kullanmayı dikkate almayacağı hükme bağlanmıştır. Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasında "Sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümde yer alan siyasî haklar ve ödevler..."in kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceği belirtilmiştir. Öte yandan, Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu; ikinci fıkrasında bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği; üçüncü fıkrasında ise, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır. Buna göre, Anayasa'nın "Kişinin Hakları ve Ödevleri" başlıklı ikinci bölümünde yer alan mülkiyet hakkına ilişkin olarak kanun hükmünde kararname ile düzenleme yapılması mümkün değildir. Mülkiyet hakkının konusunu, maddi ve gayrîmaddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamında iken, fikri ve sınaî mülkiyet hakları gayrîmaddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markanın sahibine sağladığı haklar ise"marka hakkı" olarak adlandırılmakta ve marka hakkı, fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla, itiraz konusu kuraldaki düzenleme, mülkiyet hakkının konusunu oluşturan marka hakkıyla ilgili olduğundan kural, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. İptali gerekir. Kural, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırı görülerek iptal edildiğinden, ayrıca Anayasa'nın 2. ve 35. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.

Marka Hakkının Hükümsüzlüğü ve İptalinin Marka Lisans Sözleşmelerine Etkisi

TAM akademi dergisi, 2024

Trademark license agreements have an important place in the competitive conditions of contemporary commercial life. Trademark owners, on the one hand, earn passive income from the license fee they obtain through the license agreement, and on the other hand, they advertise their trademarks by increasing the recognition of their trademarks among the consumers and increasing the circulation of the trademark in the market without having to pay advertising fees. License agreements also provide advantages for brand owners in terms of the trademark entering foreign markets and being recognized in different countries. With the aspects explained above, a trademark license agreement is a type of contract that is frequently encountered in commercial life in terms of the benefits it provides to the brand owner. The aim of this study is to find an answer to the question of how trademark license agreements will be affected in case of invalidity and revocation of trademark right expiration. The importance of the study is to create solution suggestions for practitioners regarding the fate of the trademark license agreement, which remains irrelevant due to termination. In this context, by using the methods of literature review and collection and evaluation of sources, the characteristics of invalidity and revocation of trademark rights as termination states will be revealed, and the impact they have on the contract will be examined by evaluating which contractual phase or stage of an established contract these termination states occurred in. At the end of the study, it was concluded that both termination states have similar effects and results to trademark license agreements.