Pandemi Sonrası Dünyada Adaleti Yeniden Düşünmek: Neden Küresel veya Uluslararası Bir Adalet Yaklaşımına İhtiyacımız Var? (original) (raw)

Arap Baharı Penceresinden Toplumsal Adaleti Yeniden Düşünmek

70'li yıllardan günümüze özellikle Anglosakson çağdaş siyaset felsefesinin ana temalarından olan toplumsal adaletin etrafında şekillenen ve Batılı demokrasilerin tarihsel-toplumsal " gerçekleri " üzerinden ve yine bu siyasal kültüre özgü olarak yürütülmüş kuramsal tartışmaların bugün Arap Baharı penceresinden nasıl yorumlanması gerektiği sorusu karşımızda durmaktadır. Bugün dünyada yaşanan toplumsal değişim ve dönüşümler, Batılı düşünürler tarafından adaletin koşulları olarak görülen ve toplumsal adalet kuramlarında, özellikle de ideal kuramlar söz konusu olduğunda kendini dayatan bazı ön kabullerin ne anlama geldiğini tartışmanın daha da önemli hale geldiğini gösteriyor. Bu çerçevede John Rawls'un, Halkların Yasası'nda ağırlıklı olarak ideal bir kuram olarak tasarladığı toplumsal adalet kuramının Batılı demokrasiler dışında nasıl yorumlanması gerektiği tartışması, toplumsal adalete ilişkin kuramsal yaklaşımlarla güncel gelişmeler arasında bağlantı kurmamızı sağlayacaktır. Arap Baharı çerçevesinde yaşananlar sanıldığının aksine yalnızca pratik siyaset ve uluslararası ilişkiler açısından analiz edilmesi ve değerlendirilmesi anlamlı gelişmeler değil; çağdaş siyaset felsefesi ve toplumsal adalet kuramları için de tartışmalı olduğu kadar dinamik bir perspektif sunmaktadır.

Uluslararası Adalet Divanı'nın Reform İhtiyacı

2018

Birleşmiş Milletler’in temel yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, kurulduğu günden günümüze değin, devletlerarası uyuşmazlıkların çözümünde ve uluslararası hukukun gelişiminde büyük bir rol oynamıştır. Uluslararası mahkemeler içinde belki de en önemli yere sahip olan Divan devletlerarası adaletin sağlanmasında ileri bir merhaledir. Uluslararası hukuk bağlamında yeri inkâr edilemese de Divan, sınırlı etkililiği, siyasallaşan yapıları, işleyişi ve yapılan hatalar nedeniyle sıkça eleştirilere maruz kalmıştır. Divan’ın etkinliğini arttırmak için ise mevcut sistem içinde bazı hayati reformların yapılması gerekmektedir. Bu reformlar şunları içermelidir; Divan hâkimlerinin seçiminin siyasallaşması sürecinin önlenmesi bu bağlamda hâkimlerin seçim sistemin revize edilmesi; Güvenlik Konseyi ve üyelerinin Divan üzerindeki etkilerinin azaltılması, günümüzdeki uluslararası kişilik kavramının gelişmesine paralel bir biçimde Divan’a erişimin uluslararası örgütler için de kabul edilmesi ve uluslararası hukuk içtihatlarında birlik sağlamak amacıyla uluslararası mahkemelere Divan’dan danışma görüşü talep etme yetkisinin getirilmesi. Anahtar Kelimeler: Uluslararası Adalet Divanı, Yargı Yetkisi, Danışma Yetkisi,Divan’ın Mevcut Problemleri, Reform Önerileri

Küreselleşme Sürecinde Anayasa Yargısının Meşruluğu

Bu çalışmada bir yandan anayasacılığın, anayasa yargısı ile sonuçlanmaya mahkûm olup olmadığı sorgulanırken; diğer yandan da anayasa yargısının küresel bir meşrulukla algılanıp algılanmadığı tartışılacaktır. İlk olarak anayasa yargısının günümüzde nasıl küresel bir olgu haline geldiği ve ilk ortaya çıktığı günden bu yana nasıl bir değişim ve gelişim geçirdiği açıklanacaktır. İkinci olarak anayasa yargısındaki küresel yaygınlaşma ile birlikte onun meşruluğunun da, anayasa yargısı kurumunun varlık sebeplerinin veya dayandığı temellerin değişmesi nedeniyle bu kurumun ilk ortaya çıktığı günkünden farklılaştığı hususu üzerinde durulacaktır. Üçüncü olarak Türkiye‟de anayasa yargısının meşruluğunun nasıl algılandığı ve yargısal aktivizm açısından Türk Anayasa Mahkemesinin anayasa yargısındaki küresel hareketliliğin neresinde olduğu incelenecektir. Nihayet anayasa yargısının meşruluğunun sağlanması veya kuvvetlendirilmesi için yapılması gerekenlere ilişkin bugüne kadar ortaya konulmuş düşüncelerin bir değerlendirmesi ile sonuçlanacaktır. Abstract In this study on the one hand it will be questioned whether the constitutionalism has to result in judicial review; on the other hand it will be argued whether the judicial review is being perceived with a global legitimacy. Firstly, it will be argued that how judicial review has become a global fact at the present day and how it has undergone development and change since it first rose. Secondly it will be emphasized that together with the global spread of judicial review, its legitimacy has also differed from the one it had when it first arose because of the change in the reasons of existence or the basics of judicial review rely on and the occurrence of its functions in a different point. Thirdly it will be argued that how the legitimacy of judicial review has been perceived in Turkey and where the Constitutional Court of Turkey is standing in the global activity of judicial review in terms of judicial activism. Finally it will end with an examination of thoughts put forward up to now to provide or strengthen the legitimacy of judicial review.

Daha bağımsız, tarafsız ve adil bir Uluslararası Ceza Mahkemesi

Diriliş Postası , 2023

Savcı değişikliğinden sonra mahkemenin sergilediği bu çelişkili tutum, UCM’nin kuruluş felsefesi ve gayesinden uzaklaşıp bazı ülkelerin güdümüne girerek, bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybettiğini düşünmemize sebep olmuştur. Son dönemde yaşanan bir gelişme bize bunun sadece bir hissiyattan ibaret olmadığını bilakis UCM’nin artık sadece Batılı ülkelerin çıkarları doğrultusunda karar alan bir organa dönüştüğünü göstermiştir.

Küreselleşen Dünyada Ahlak Tasavvuru

Journal of Divinity, Faculty of Hitit University, 2013

Son çalışmalar ahlaki davranışın ahlak tasavvuru tarafından belirlendiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışma ahlaki davranışların nasıl ahlak tasavvuru tarafından belirlendiğini açıkladıktan sonra küreselleşmenin ahlak tasavvuru üzerindeki etkilerini incelemektedir. İkinci olarak ahlak tasavvurunun küreselleşmesi ile yerelle bağlantısının sekteye uğraması araştırılmaktadır. Üçüncü ve dördüncü olarak, kültür endüstrisinin ve kültürel emperyalizmin ahlak tasavvurunda meydana getirdiği tek tipleştirme tartışılmaktadır. Daha sonra küreselleşmenin ahlak tasavvurunda meydana getirdiği parçalanma ele alınmaktadır. Son olarak küreselleşme, din ve ahlak tasavvuru konuları incelenmektedir.

Küresel İkli̇m Kri̇zi̇ İle Mücadelede Uluslararasi Hukukun Rölü Ve Ekokirim Suçu

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Küresel iklim krizi günümüzde tüm insanlığı ilgilendiren bir sorun halini almıştır. Uluslararası örgütler ve devletler iklim krizi ile mücadele edebilme konusunda bazı kararlar almakta ve alınan kararların uygulanması konusunda özellikle devletlere önemli bir görev düşmektedir. Uluslararası örgütlerin ve devletlerin iklim krizi ile mücadele konusunda uymakla yükümlü olduğu kurallar ise genellikle uluslararası çevre hukuku kuralları bağlamında oluşturulmakta ve bu kurallara uyulmaması durumunda devletlerin uluslararası sorumluluğu konusu gündeme gelebilmektedir. Uluslararası çevre hukuku öncelikle üç kaynaktan türetilmiştir. Bunlar: uluslararası teamül hukuku, uluslararası anlaşmalar ve hukuk genel ilkeleridir. İkincil kaynaklar ise uluslararası mahkemelerin yargı kararları, doktrin ve uluslararası örf ve adet hukuku kuralları olarak kabul edilmektedir. Uluslararası hukuk iklim krizinin önlenmesi ile ilgili çalışmalarını ise “çevrenin korunması” kuralları çerçevesinde düzenlemiş ve b...