LÜBNAN’DA HIZBULLAH’IN GÜÇLENEN POZISYONU VE İSRAIL’E OLASI YANSIMALARI (original) (raw)

LÜBNAN KRİZİNDE İRAN’IN ROLÜ: HİZBULLAH MODELİ

ORTADOĞU ANALİZ, 2021

Hizbullah Lübnan devletinin zayıflığına katkıda bulunan bir faktör olmakla birlikte, aynı zamanda Lübnan'daki zayıf siyasi sistemin bir ürünüdür. Mevcut statüko, güçlü bir merkezî hükûmetin yokluğunda on yıllar boyunca gelişen parçalanmanın bir mirasıdır.

İBNÜ'L-MUKAFFA VE İSLAMİ İLİMLERİN OLUŞUMUNDAKİ ROLÜ

Hicri ikinci yüzyılın başında (yaklaşık 102/724) yılında dünyaya gelmiş olan Ebu Muhammed Abdullah İbnü‟l-Mukaffa ed-Dadeveyh İran asıllı mütercim, edebiyatçı ve kâtip biri olarak tanınmaktadır. Bedevi kabilelerden fasih Arapça öğrenmiş olan İbnü‟l-Mukaffa, döneminin Arap, Fars, Hint, Yunan kültürleri hakkında derin malumat sahibidir. İbnü‟l-Mukaffa başta Basra olmak üzere çeşitli merkezlerde kâtiplik yapmış 142/759 tarihinde öldürülmesine yakın yıllarda Müslüman olmuştur. İbnü‟l-Mukaffa Emevilerden Abbasilere geçiş döneminde yazdığı telif ve tercüme eserlerinde Arap, Fars, Yunan ve Hint kültürlerini bir araya getirmiş, döneminin siyasi ve kültürel kazanımlarını Abbasilerin hizmetine sunmuştur. Kelile ve Dimne, Siyeru’l-müluk, Kitabu’l-âyin gibi İslam edebiyatını etkileyen çevirilerinin yanı sıra el-Edebü’l-kebir, el-Edebü’s-sağir, Risaletü’s-sahabe gibi telif eserleri bulunmaktadır. İbnü-l-Mukaffa‟ın eserleri, İslami ilimlerin oluşum aşamasında yazılmış olmasından dolayı, ilgili dönemi aydınlatmak açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle Risaletü’s-sahabe, dönemin ilim anlayışı, problemleri ve çözüm arayışları konularında önemli ipuçları vermektedir.

ŞÂRİHLERİN MÜTEŞÂBİH RİVAYETLERE YAKLAŞIMI -İBNÜ'L-MÜLAKKIN ÖRNEĞİ

Özet Kur'ân'da ve bazı hadis rivayetlerinde müteşâbih veya haberî diye de isimlendirilen vech, yed, istivâ, kadem, ityân, sâk vb. sıfatlar işlenmiştir. Farklı âlimler ve değişik mezhepler, içinde bulundukları sosyal, siyasi, itikâdi vb. şartlar içerisinde sözkonusu sıfatlar hakkında bazı yaklaşımlar sergilemişlerdir. Bu yaklaşımlar kimi zaman muhalif düşüncede olanları etkileyen, bazen de onlardan etkilenen bir mahiyet arzetmiştir. Onlardan kimi bu sıfatları yorumlamaksızın kabul etmiş ya da manalarını Allah'a havale edip O'ndan başkasının bunların manalarına vakıf olamayacaklarını benimsemiş, diğer bazı kişi veya mezhepler de teşbîh ifade eden bu sıfatları yorumlayarak te'vîl yoluna gitmişlerdir. Biz de bu makalemizde Buhârî'nin el-Câmiü's-Sahîh'i üzerine yazdığı etTavdîh li-Şerhi'l-Câmii's-Sahîh adlı eseri çerçevesinde İbnü'l Mülakkın'ın konuya yaklaşımını tespit etmeye çalışacağız. Abstract In the Quran and hadith narratives, there appear attributes such as vach, yad, istiwa, kadam, ityân, sâk, ru'yah which are named as allegorical (mutashabih) or informative (khabari). The approaches of scholars and sects to these attributes differ according to their social, political, theological etc. situations. These approaches also interact with each other. Some accept these attributes without any interpretation or refer their meanings to Allah andbelieve that only Allah acquaints with them, while the other scholars and sects interpret them, using the method of ta'wil. In this paper, we will endeavor to determine the approach of Ibnu'l-Mulakkın to this topic in the framework of his commentary work 'Et-Tavdîh li-şerhi'l-Câmii's-Sahîh' on Bukhari's 'el-Câmiü's-Sahîh'.

İSRAİL STRATEJİK KÜLTÜRÜNDE HİZBULLAH

2020

Kavramın kuramsal araştırmacılarına göre stratejik kültür, ülkelerin güvenlik temalı strateji oluşturmadaki karar alma süreçlerine etki eden, duygu, düşünce ve davranış kalıplarının toplamı olarak tanımlanmaktadır. Bu tezde, ilk olarak stratejik kültür kavramının teorik içeriğinden bahsedildikten sonra, İsrail stratejik kültürünün, jeostrateji, tarih, din ve kamoyunun algı mercekleri üzerinden tanımlanan kaynakları ve kaynakları ile doğrudan ilişkili olan karakteristik davranış kalıpları belirlenmiştir. İkinci olarak ise İsrail stratejik kültüründeki karakteristik davranış kalıplarının, başta kabine, başbakanlık, savunma bakanlığı, genelkurmay başkanlığı, askeri istihbarat başkanlığı, dışişleri bakanlığı ve ilgili diğer kurumlar olmak üzere İsrailli karar alıcıların ilgili dönemlerin kendi bağlamları içerisinde, Hizbullah ile mücadele temalı güvenlik stratejileri oluşturmadaki karar alma süreçlerine nasıl etki ettiği tartışılmaktadır. Araştırma, Hizbullah’ın kuruluşundan itibaren, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği askerî harekâtları içermekte ve son olarak 2006 yılındaki stratejik başarısızlığının nedenlerini stratejik kültür üzerinden sorgulamaktadır. Bununla birlikte, İkinci Lübnan Savaşı ve bilhassa Hizbullah unsurlarının önemli bir bölümünün Suriye’ye kayması sonucunu doğuran Suriye İç Savaşı’ndan sonra bölgede uzun bir süredir taraflararası, göreceli bir sessizlik hakim olmuştur.

İBN HALDUN'UN ASABİYYE KURAMINA GÖRE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE HUKUKUN YERİ

As a historian Ibn Khaldûn is widely known as true founder of modern sociology, history of civilization. In this thesis questions like: “How and why societies form a government, a state and constitute a law system in the light of Ibn Khaldûn’s vision?” will try to be answered. For this purpose, firstly asabiyye term will be explained and then the forming process of state will be explained as with evolution process from nomadic society to urban society. Then Ibn Khaldûn’s political and judicial ideas will be explained with their connections. After that the law system which was in use in Ibn Khaldûn’s era will be analyzed and its position in ‘state and society affairs’ will be tried to determine.

İBN NÜBÂTE EL-HATÎB VE HZ. HÜSEYİN’İN ŞEHÂDETİ İLE İLGİLİ HUTBESİ

Arap edebiyat tarihinde adından sitayişle bahsedilen hatiplerden biri, İbn Nübâte’dir. 336/946 yılında Diyarbakır’ın Silvan (Meyyâfârikîn/Fârikîn) ilçesinde doğan İbn Nübâte, Hamdânîlerin Emîri Seyfüddevle b. Hamdân’ın (ö. 356/967) himayesinde bulunmuş ve sarayında hatiplik yapmıştır. Silvan ve Halep’te îrâd ettiği hutbelerle hak ettiği üne kavuşan İbn Nübâte’nin günümüze ulaşan hutbe mecmuası bulunmaktadır. İbn Nübâte, 374/984 yılında Silvan’da vefat etmiştir. Bazı kaynaklar Halep’te vefat ettiğini belirtmektedir. İbn Nübâte’nin muharrem ayının ikinci cuma gününe denk gelen hutbede îrâd ettiği Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi ile ilgili olan hutbesi önemlidir. İbn Nübâte, bu hutbesinde Hz. Hüseyin’in şehadetinden dolayı üzüntüsünü dile getirmekte ve aynı şekilde Müslümanların da bu olaya üzülmeleri gerektiği üzerinde durmaktadır.

İSTANBUL'DAN LİZBON'A: SULTAN III. AHMED'İN RÜYASI VE SAİR HADİSELER ÜZERİNE HAVADİSLER

On sekizinci yüzyılın ilk yarısında İstanbul’dan Lizbon’a gönderilen bazı haberler, dönemin siyasi olayları ile birtakım hadiseler arasında bağlantılar olduğuna işaret etmektedir. José Freire Monterroio Mascarenhas’ın editörlüğünü yaptığı ancak yazarının belli olmadığı 1717 tarihli mektup, muhtevası bakımından birbirinden farklı konular hakkında bilgiler vermektedir. Haber, 7 Şubat 1717’de Gazeta de Lisboa’da: “Türk Sultanı III. Ahmed’in rüyasının yorumunu, söz verildiği üzere, bugün gazete satılan yerlerde bulacaksınız.” şeklinde bir ilanla duyurulmuştur. İstanbul’da meydana gelen doğa olayları ve ardından beliren kuyruklu yıldızlar, Sultan III. Ahmed’in art arda gördüğü iki kötü rüya, padişahın rüyasını tabir eden müneccimler, Petervaradin Savaşı’nın bu rüyalar ile bağlantısı ve Osmanlı ordusunun Hristiyanlara karşı başarılı olması için halk tarafından edilen dualar haberin içeriğini oluşturmaktadır. Yazar, mevcut yıl içinde Osmanlı Devleti ile alakalı herhangi bir haber olmadığı için, olaylar hakkında bilgi vermek istediğini belirtmektedir. Habere bakıldığında taraflı bir söylemin hâkim olduğu görülse de saray ve şehir hakkında yapılan tasvirler, dönemin Osmanlı İstanbulu’nu yansıtmaktadır.