JAKOBENİZMİN PRATİK SİYASETE ETKİSİ: ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRKİYE'SİNDE EĞİTİM (original) (raw)

DİRİJİZM VE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU ELEŞTİRİSİ

DİRİJİZM VE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU ELEŞTİRİSİ

...devletin / erkin yeniden inşası ve toplumun dönüştürülmesinde sanat ve özellikle tiyatro en sağlam ve en güvenilir araçlardan biridir. Zira sanatın ve tiyatronun manipülatif gücü tartışmasızdır. Bu açıdan bakıldığında sanatın resmileştirilmesi ya da onun konjonktüre eklemlenme çabaları olağan olarak değerlendirilebilir.

KONYA MERKEZ VE İLÇELERİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ EĞİTİM YAPILARI

2019

ÖZET Cumhuriyet'in kurulmasının ardından bir dizi talimatnameyle eğitimin her aşamasını içeren düzenlemeler getirilmiş, düşünsel anlamda yeni bir nesil inşa etme ve eğitimi toplumun her kademesine yayma amacı doğrultusunda ülkenin dört bir yanında eğitim seferberliği yaşanmaya başlamıştır. Anadolu'nun merkezinde yer alan ve uzun yıllar ilim merkezi olma özelliğini koruyan Konya şehrinde söz konusu süreçte aynı amaç doğrultusunda pek çok eğitim yapısı inşa edilmiştir. Konya'da Erken Cumhuriyet Döneminde inşası tamamlanan yapıların büyük çoğunluğunu tip proje olarak Anadolu'nun çeşitli kentlerinde de aynı süreçte inşa edilmiş, strüktür, plan ve tasarım bağlamında birbirini tekrar eden yapılar oluşturmuştur. Şehir merkezinde inşa edilen tip projeler kısa sürede ihtiyaçlar dahilinde ilçelere de yayılmış, özellikle neoklasik cepheler ve simetrik planlar aynı dönemde tamamlanan okul binalarının büyük kısmında uygulanmıştır. Konya şehir merkezinde bulunan tip projelerin dışında ilçelere bağlı köylerde küçük ölçekli okullar, aynı dönem Anadolu'da görülen "ikinci tip proje" ya da "köy okulu projesi" olarak adlandırılan, kurulum sürecinde işlevselliğin başat olduğu eğitim yapılarına örnek oluşturmuştur. Cumhuriyet'in erken dönemlerinde Konya'da, tip proje ve ikinci tip projelerin yanı sıra modern mimariye ait unsurlar taşıyan bir eğitim yapısı da inşa edilerek dönem mimarisi çerçevesinde değerlendirilmesi ve tartışılması gereken önemli örnekler yaratılmıştır.

ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE TÜRKİYE’DE MODERNLEŞME SÜRECİNİN ÇOCUĞUN KÜLTÜREL DEĞİŞİMİNDEKİ YANSIMALARI

Türkiye Cumhuriyeti kuruluş tarihinden itibaren toplumsal bir değişim sürecine girmiştir. Türkiye’de yaşanan modernleşme süreci ile siyasal, ekonomik ve sosyal yapıda yaşanan köklü değişimler, Türk aile hayatına etki ederek ailenin en küçük üyesi olan “çocuğa” dair yeni algılamaların yaratıcısı olmuştur. Osmanlının son dönemlerinden Türkiye Cumhuriyeti kurulana kadar gelinen noktada Türk çocukları genellikle bakımsız, yetim, hastalıklı ve eğitimsiz idi. Çocuğa dair bu manzara Cumhuriyetle beraber büyük oranda bir değişim geçirdi. Yeni rejimle başlayan yeni dönemde çocuk, toplum hayatında önem kazanmaya başladı. Çocuğun bir nesil olarak geleceğin bir teminatı olduğunun altı çizildi. Geçmişte çocuğa dair yaşanan bütün sıkıntılar “Çocuk Meselesi” olarak gündeme getirildi ve çözümler arandı. Ailelere, en önce çocuklarının fiziksel ve ruhsal gelişiminde fenni usullerin uygulanması ile sağlıklı bireylerin yaratılabileceği anlatılmaya çalışıldı. Cumhuriyet Dönemi’nde çeşitli kurumlar, kişiler ve yayınlar çocuk hayatının gelişimi için hizmet ettiler. Bunlar, çocuk ölümleri, sokak çocukları, dilenci çocuklar, işçi çocuklar, yetim çocuklar gibi konuları ele alıp toplumsal bir algı yaratmaya çalıştılar. Cumhuriyetin yeni değerleri çocuğu, yeniden biçimlendirdi. Aile hayatını kuşatan cehalet, Türk çocuğunun kültür ve kimliğine zarar vermekteydi. Yeni rejimin idealize ettiği çocuk; milliyetçi, vatanperver, tasarruflu, eğitimli, sağlıklı, ahlaklı olmalıydı. Modernleşme süreci ile çocuğa bu nitelikler kazandırılmaya çalışıldı. Çalışmamda Türkiye’de Cumhuriyetle beraber başlayan modernleşme sürecinde ülke çocuklarının geçirmiş olduğu kültürel ve soysal değişimlerden bahsedeceğim. Anahtar Kelimeler: Çocuk, Modernleşme, Kültür

ERKEN CUMHURİYETTE BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN İDEOLOJİK TEMELLERİ

Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü takip eden süreçte, Türkiye Cumhuriyetini kuran lider kadro, milli eğitim sistemine özel önem vermiş; savaşlarda yenilmiş olmasına rağmen galip devletlerce sömürgeleştirilememiş olan Türk toplumunun sağlam temeller üzerinde yeniden yükselmesi için, etkin eğitim politikaları uygulanmaya çalışılmış ve yaygın eğitim niteliği taşıyan çeşitli uygulamalar denenmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucu önderi Mustafa Kemal, henüz Cumhuriyet yönetimi oluşturulmadan eğitimle ilgili görüşlerini ortaya koymuş ve eğitimin her türlü yabancı etkiden uzak, geçmişin karanlık hurafelerinden arındırılmış, tamamıyla milli karakterli ve yerli bir eğitim olması gerektiğinin altını çizmiştir. Ancak dönemin ekonomik ve siyasi gelişmelerine bağlı olarak, Cumhuriyetin yönetici kadrosunun eğitim alanındaki uygulamaları da zamanla daha totaliter ve ideolojik bir niteliğe bürünmüştür. Eğitim sisteminin en görünür veçhelerinden birisini teşkil eden beden eğitimi ve spor politikaları da aynı bağlamda ele alınmış ve ideolojik eğitimin etkin bir aracı kılınmaya çalışılmıştır. Dönemin yükselen totaliter rejimlerinin örnek alındığı bu yıllarda, kurulan beden eğitimi ve spor teşkilatları ve uygulanan programlar, özellikle Alman ve Sovyet sistemlerinden etkilenmiştir. Bu çerçevede beden eğitimi ve spor uygulamaları, 1930’lu yıllarda her yaştaki vatandaşın eğitilmesi için yasal düzenlemeyle zorunlu kılınmışsa da, bu düzenleme rejimin beklentilerine cevap verecek düzeyde etkin olmamıştır. Bu nitel araştırmada yapılan yazın taraması çerçevesinde, erken Cumhuriyet döneminde milli eğitim sistemi ve beden eğitimi ve spor anlayışının ideolojik temelleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

BASIN VE İKTİDAR MÜNASEBETLERİ BAĞLAMINDA ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ BASININDAN BİR ÖRNEK: YARIN GAZETESİ

Harsiyât, 2018

Gazetelerin toplumların yaşamındaki önemi geçmişten günümüze sürmektedir. Liberal yaklaşıma göre yayımladığı haberlerle toplumu haberdar eden ve bilgilendiren gazetelerin; bireylerin ne hakkında düşünecekleri, siyasi, ekonomik tutum ve davranışlarından kültürel yaşamlarına varıncaya kadar etkileri çeşitli olabilmektedir. Gazetelerin toplumlar üzerindeki siyasi etkileri yaygın bir düşünceyi, ideolojiyi veya bir siyasi partiyi destekleme yönünde olabileceği gibi muhalefet etme yönünde de olabilir. Bu çalışma, erken Cumhuriyet döneminde yayın hayatına başlayan ve daha sonra kapatılan Yarın Gazetesi üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarındaki muhalefetin boyutlarını ve iktidar eleştirisinin sınırlarını ortaya koyarak, basın iktidar ilişkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada Cumhuriyet öncesi ve Milli Mücadele sonrası Türkiye’de basın faaliyetleri incelenmiştir. Erken Cumhuriyet dönemi basın faaliyetleri bu çalışmanın odaklandığı kısım olmuştur. Çalışmada amaçlı örneklem yoluyla, nitel betimleyici yöntem benimsenip, elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir.

KORONAVİRÜS SÜRECİNDE TÜRKİYE’NİN UZAKTAN EĞİTİM DENEYİMİ

KORONAVİRÜS SÜRECİNDE TÜRKİYE’NİN UZAKTAN EĞİTİM DENEYİMİ, 2021

Dünyanın son yıllarda yaşadığı en büyük krizlerinden koronavirüs salgını hemen her ülkeyi etkisi altına almıştır. Hayati önem arz eden hizmetler dışında tüm hizmetler durma noktasına getiren koronavirüs salgını eğitim sektörünü de derinden etkilemiştir. Salgını kontrol altına alabilmek için pek çok ülke okullarında ve üniversitelerinde geçici süreyle eğitime ara vermek durumunda kalmıştır. Böylece yeryüzündeki neredeyse tüm eğitim faaliyetleri eş zamanlı olarak sekteye uğramıştır. Okulların kapanmasıyla birlikte Türkiye de dahil pek çok ülke eğitimin devam etmesi için çevrim içi/uzaktan eğitim yöntemlerini kullanmaya başlamıştır. İlk aşamada başvurulabilecek en ideal alternatif olarak görülse de uzaktan eğitimin öğrenciler üzerindeki etkisinin derinlemesine analiz edilmesine ihtiyaç vardır. Nitekim on sekiz milyonu aşkın öğrenci nüfusuna sahip olan Türkiye’de uzaktan eğitim sürecinin beklenmedik bir durum karşısında tecrübe ediliyor olması avantajlarıyla beraber bazı sorunları da gündeme getirmektedir. Bu gerçeklikten hareketle idareci, öğretmen, öğrenci ve velilerin uzaktan eğitim tecrübelerine dayalı olarak hazırlanan bu rapor, Türkiye’de uzaktan eğitim sürecinin değerlendirmesini yaparak temel sorun alanlarını tespit etmeye ve çözüm önerileri sunmaya çalışmaktadır.

TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMLERE BİYOPOLİTİK ÇERÇEVEDEN BAKMAK: ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ VE 2000'LER SONRASI TÜRKİYE

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi (Unpublished Master's Thesis), 2019

Cumhuriyet'in kurulmasıyla başlayan dönem Türkiye için başta sosyal alan olmak üzere birçok farklı düzlemde inkılap anlamına gelmekteydi. Yapılan siyasi devrimin sürdürülebilirliği toplumsal boyutun evrimi ile sağlanmak istenmiş ve makbul görülen yeni insan tipinin yaratılması hedeflenmiştir. Çoğunlukla kapatma kurumları ve disipliner iktidar mekanizmalarıyla gerçekleştirilmek istenen bu hedef dönemin normlarına uygun vatandaşlar yetiştirmek olmuştur. Bu normlar sosyal devlet anlayışı ile iç içe geçmiş durumdadırlar ve toplumsal bir normalleşme sürecini körüklemektedirler. Benzer bir durum, 2000'li yıllara gelindiğinde bu kez neo-liberalizmin sunduğu normlar ile gelen reformların yine yeni bir insan tipi yaratma hedefi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kez boş zamanın düzenlenmesine ve özgürlük söylemlerine odaklanılması ile girişimci ve tüketici kimliklerine sahip bir insan tipinin yaratımı gözlemlenmektedir. Siyasetin söylemlerinde ekseriyetle karşılaştırılan bu iki dönem yüzeyde oldukça benzer görünmelerine rağmen paralellikleri kadar farklılıkları da bulunmaktadır. Çalışma bunları detaylı biçimde incelemekte ve iki uzun süreli iktidar dönemini ve doğurdukları insan tiplerini biyopolitika kuramı üzerinden açıklamayı ve uzun süreli iktidar dönemlerinin toplumsal dönüşümler üzerindeki etkilerini belirlemeyi hedeflemektedir. Bu doğrultuda nitel araştırma yöntemlerinden faydalanılmış, doküman taraması ile veri analizi yapılmış ve kültürel analiz ile edinilen bilgiler yorumlanmıştır. - For Turkey, the period which has started with the establishment of the Republic meant reform in several domains the social one being the primary area. Continuum of political revolution that has been achieved was wanted to be provided by evolution of social dimension and also, a certain type of people who is favorable in terms of norms was aimed to be created. The goal was to train citizens who were acceptable by norms of the era mostly through panopticon-like institutions and disciplinary power mechanisms. These norms were going hand in hand with the mentality of social state and they stirred the normalization process up. A similar situation can be seen in 2000s when reforms that are aiming to establish a new kind of people in line with new norms of contemporary new ways of life was introduced. This once, entrepreneurship and consumerism identities were highlighted by focusing on regulations of free time and discourses of freedom. These two time periods may have parallels with each other on the surface but do have many distinctive aspects as well –even though they are often compared in politics discourses. - This paper intends to examine these in a detailed manner by arguing how long-termed government periods affect the societal changes by promoting a certain type of people they wish to produce within the framework of biopolitics. Accordingly, this paper follows both document review to gain data and cultural analysis to interpret the gained knowledge out of the qualitative research methods.

ABDÜLHAMİT POZİTİVİZMİ ve TÜRK EĞİTİMİNE KATKISI

2. Uluslararası İpek Yolu Akademik Çalışmalar Sempozyumu Sempozyum Özet Kitabı, 2018

POSITIVISM of ABDULHAMİT and CONTRUBITION of THE TURKISH EDUCATION Abstract Turkish education history can be seen as the history of transformation of madrasahs which concentrated on pure sciences to schools of physical sciences following the Western societies’ modernization success to overcome the backwardness of the country. In fact, analyzing Turkish education culture on the base of philosophy discipline, means observing political and cultural 2. Uluslararası İpek Yolu Akademik Çalışmalar Sempozyumu 239 refractions of Turkish sociology and anthropology. From this perspective, our history culture is full of biases and prejudices. For instance, starting the scientific approach with the Republican era is either ignoring Ottoman intellectuals or being unaware of their contributions to the Republican revolutions during the Ottoman period. When looking at epistemological roots of current problems, an unnoticed detail or finding the origin can form the determination chains, or can inform us about the epistemological road map towards the future. Generally, II. Abdulhamit period or its previous constituent periods, because of ideological blindness are either presented in extremely negative climate or seen as sacred by attaching different meanings. However, reformist attempts, innovation searches, and initiatives to arrange social life either during the II. Abdulhamit period or before, resemble similar attempts during the Republican period. Reformists attempts in education during the II. Abdulhamit period had great influence on the reforms during the Republican period. Even though contemporary ideological historians filter and perceive political Islamism in the Abdulhamit period practices, it is important to note that development culture was the basic principle for Abdulhamit and his understanding of development as material and spiritual, he was also looking for reforming the religion. From this perspective, he was not trying to preserve the religion or to impose traditions. Abdulhamit’s approach towards positivist sciences, from constitutional order to educational principles, from social perceptions to governmental agencies is located in the principles of the Republic. Therefore, this paper attempts to clarify the influence of Abdulhamit’s modern attitude in the area of education during the Republican period.