Osmanlı Darülmuallimin Mektebi: Maraş Darülmuallimini (original) (raw)

Osmanlı Mektepleri ve Dârülfünûn

Modern mektepler deyince 18. Yüzyılın sonunda kurulmaya başlanan ve 19. Yüzyıl boyunca yenileri kurulmaya devam edilen Batı modelinde yüksekokulları kast ediyoruz. Bu okullar modern ve merkeziyetçi anlayışla reforme edilmeye çalışılan devletin ihtiyaç duyduğu kadroları yetiştirmeyi hedefliyordu. Bu çerçevede "mütefennin zabit", "münevver bendegan", "diplomalı efendi" gibi adlarla anılan yeni insan tipini yetiştiriyorlardı. Mühendishane ile başlayan mektepler Tıbbiye, Harbiye, Mülkiye, Mekteb-i Sultani, Hukuk Mektebi vb. ile devam etti. Bu mektepler araştırma açısından yetersiz olduğu için akademik açıdan daha üst düzey bir kurum olarak Dârülfünûn kurulması gündeme geldi. Bu yüzden Dârülfünûnu bilimsel karakterli (en azından öyle olması isteniyordu), Modern Mektepleri ise mesleki esaslı kurumlar olarak kategorize edebiliriz. Mektepler pratik ihtiyaca binaen doğmaları ve mezunlarına iş garantisi sunmaları hasebiyle kurulmaları sancılı olmazken, Dârülfünûnu inşa etmek kolay olmadı. Kurulması 1845 yılında gündeme gelen bu kurum, yeşermesine uygun bir iklim olmadığı için 1900 yılına kadar süreklilik kazanamadı. Üniversite eğitimine hazır öğrenci, ders verebilecek evsafta hoca ve ders kitapları olmaması, literatü-* Dr.

Memleketten Mektebe Yerli Şiir ve Muhit Teşekkülü Çerçevesinde Maraş Örneği

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

Mektepten memlekete düsturuyla Anadolu'ya açılan kültürel hamlenin uzantısı olarak yerli sesin edebiyatta kendisini gösterebilmesi bazı koşulların gerçekleşmesine bağlı kalır. İstanbul'un mevcut edebiyat birikimine Anadolu'nun kendi atmosferiyle katılmasını geciktiren sebeplerden birisi ordunun asker gücünü yetiştirme vazifesiyle yakından ilişkili olmasıdır. Memlekete doğru yola çıkan şiirin dikkatine takılan Maraşlı Satılmış'ın hikâyesi ile bu şehrin gölgesi edebiyatta giderek büyür ve beklenen yerli ses için bir örneğe dönüşür. Sesini kendi kaynaklarına yöneltmiş yeni bir şiir dilinin arayışına düşen Maraş'ın genç kalemlerine hemşehri Necip Fazıl Kısakürek ve aynı bölgeden Sezai Karakoç birer mektep olurlar. Maraş'tan İstanbul'a taşınan fakat Ankara'da filizlenen dergi faaliyetleriyle edebiyat dünyasına yeni bir şiir diliyle katılmak isteyen bu şairlerin yolları geleneksel şekillerden yola çıkar ve giderek serbest üsluba geçişi kendi renklerinden beslenerek gerçekleştirirler. Bu çalışmada Maraş'ın özgün bir edebiyat numunesi olarak Türk şiirine katılma süreci değerlendirilecektir.

İngilizlerin Maraş’ın İşgali

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020

XIX. yüzyılın sonlarında İngiltere için Anadolu'nun güney taraflarının ele geçirilmesinde üç temel amaç bulunmaktaydı. Bunlardan ilki bu bölgenin Hindistan yolundaki ve yine İngiltere'nin elinde bulunan Süveyş ve Mısır'ın savunulmasında bir hareket üssü olarak önem arz etmesiydi. Diğeri Sykes-Picot'a göre Fransızlara verilmesi kararlaştırılan ve petrol bakımından oldukça önemli bir yere sahip olan Musul'u Fransızlardan almak amacıyla elinde bir koz bulundurmak istemesiydi. Bir diğer neden de Maraş ve çevresinin işgal edilerek, bu bölgede kendi hâkimiyetlerinde bir Ermeni Devleti ile bir de Kürt Devleti kurulmasının sağlanmasıydı. İngilizlerin Güneydoğu Anadolu Politikası ve bu bağlamda Maraş'ın işgali, Ortadoğu Politikasının bir devamı olup İngiliz Hükümeti'nin Ortadoğu'yla ilgili amaçları bu politikanın ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Divriği Erkek Rüşdiye Mektebi (1882-1913)

8, 2025

Osmanlı Devleti’nde modernleşme çabaları bilhassa 19. yüzyılın başlarında artış göstermeye başlamıştır. Böylelikle devleti ve toplumu ihya etmek için en önemli araçlardan birisi olan eğitim alanında da birçok yenilik yapılmış ve çok sayıda mektep açılmıştır. Yeni usule göre eğitim verecek mekteplerin başında rüşdiyeler gelmektedir. İlköğretim seviyesinde olan bu mektepler, Cumhuriyet Dönemi’ne kadar zengin müfredatı ve yetiştirdiği talebeyle önemli bir işlev görmüştür. Bu çalışmada; yurdun birçok yerinde açılan rüşdiyelerden bir tanesi olan Divriği Erkek Rüşdiye Mektebi’nin tarihsel gelişimi, talebesi, mezunları ve personeli hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır. Bu mektep 1882 yılında açılmış ve 6 Ekim 1913 tarihli Tedrisat-ı İbtidaiye Kanun-ı Muvakkati’nin yürürlüğe girmesiyle ibtidai mekteplerinin çatısı altına girmiştir. Otuz yıllık süreçte yüzlerce talebeye eğitim imkânı sağlayan bu mektebin bünyesinde birçok muallim görev yapmıştır. Görev başındayken vefat eden veya başka bir mektebe tayin edilen muallimlere de rastlanmıştır. Ayrıca mektepte eğitim görmüş birçok talebenin lakaplarıyla birlikte zikredilmesi ve imtihanlardan aldıkları notların detaylı bir şekilde kayıt altına alınması, çok yönlü yorum yapılabilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu tarz değerli bilgilerin kaydedildiği çok sayıda arşiv vesikasına ulaşılmıştır. Özellikle bu belgeler ve salnameler ışığında doküman analizi yöntemi kullanılarak mekteple ilgili birçok önemli bilgi aktarılacaktır. Böylelikle hem 19. yüzyılda açılan ilköğretim kurumlarının işleyişi hem de Sivas’taki eğitim öğretim faaliyetleri hakkında daha fazla yorum yapabilmek mümkün hale gelecektir.

OSMANLI TAŞRASINDA MAARİF MÜDÜRLÜKLERİNİN KURULUŞU: MAMURETÜLAZİZ VİLAYETİ ÖRNEĞİ

DİYALEKTOLOG, 2022

Ordinance of Genaral Education (Maarif-i Umûmiye Nizamnamesi), dated September 1, 1869, was one of the most important stages of the modernization process in Ottoman education. With the "Ordinance of Genaral Education", the foundations of the spread of educational administration in the Ottoman countryside were laid. According to the fifth article of the regulation, it was stated that the bureaucratic branches of the Ministry of Education should be established in the provinces, and in the one hundred and forty-third article, an education council would be established in each provincial center under the head of the education director. With some arrangements made during the Abdülhamid period, the bureaucratization process of the education organization in the provinces accelerated. In this period, educational councils and commissions started to be opened in the provinces. Later, the directors of education, who would preside over these assemblies and take place at the head of the provincial education 1 Bu makale Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde hazırlanan "Osmanlı Taşrasında Maarifin Bürokratikleşmesi (1881-1919)" isimli doktora tezinden üretilmiştir.

Hurufat Defterlerine Göre XVIII. Yüzyılda Maraş Kazasındaki Vakıf Görevlilerinin

Akademik Tarih ve Dusunce Dergisi

Çalışmamızda, 18. yüzyıl Maraş Kazasında toplumun önemli bir parçası sayılan vakıflardaki atanma ve azil durumları incelenmiştir. Osmanlı toplum hayatında, başta eğitim ve kültür hizmetleri olmak üzere toplumun faydasına olan hizmetlerin neredeyse tamamına yakının vakıflar tarafından yürütüldüğü yazılı kaynaklarda görülmektedir. Vakıflar; cami, mescit, medrese, zaviye gibi kurumlarda istihdam edilen çok sayıda görevli ile iktisadi hayatın önemli bir unsuru olmuştur. Osmanlı idarî ve iktisadı yapısında XVI. yüzyılın sonlarından itibaren meydana gelen değişimin diğer müesseseleri olduğu gibi vakıf müessesesini de olumsuz etkilediği görülmektedir. Bu durum XVIII. yüzyılda Maraş vakıflarında istihdam edilen görevlilerin atanma ve azil süreçlerindeki yazışmalardan da anlaşılacaktır. Araştırmada, vakıf görevlilerinin yanı sıra kâtip, muhzır gibi mahkeme üyelerinin, ahi babaların, müjdeci ve derbentçilerin de atama ve azillerinin kaydedildiği; Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde yer alan Hurufat Defterleri başta olmak üzere konuyla ilgili arşiv belgelerinden ve tetkik eserlerden istifade edilmiştir. Vakıf müessesesindeki bozulma ile görevlilerinin atanma ve azillerinin ilişkisinin incelenmesinin amaçlandığı bu çalışmada bilgisizlik, liyakatsizlik, görevin terki, zimmet, akıl hastalığı, kekemelik, hilebazlık, sarhoşluk, yalancılık, hatta eşkıyalık gibi gerekçelerle azledilen görevliler olduğu tespit edilmiştir