Karadeniz Bölgesi’nde Organik Bitkisel Üretim (original) (raw)

Türkiye’de Organik Tarım

Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2020

Turkey as well as in the developing world science, technology and the changing rural development and manufacturing approach accordingly with industry, has changed the shape of the realization of agricultural activities. As a result of new production methods, environmental and human health deteriorated and scientists have turned to organic agriculture. Organic farming practices, which started in the 1980s in our country, have improved significantly with the publication of the organic farming regulation in 1994 and the regulation was last regulated in 2018. Our country with conditions favourable for organic agriculture in terms of soil and water resources, climate, variety of products, this study was prepared in order to see how organic agriculture has progressed over the years and at what stage it is today. In 1990, 8 organic products were produced in Turkey with 313 farmers in an area of 1,037 ha. According to the latest data 73,563 farmers have grown 2,371,612 tons of organic produ...

Doğu Karadeniz’de Geleneksel Tarım Mirası

Çaydan Öte: Tarladan Demliğe Mekânda ve Bellekte Çay, 2021

Bu yazıda Doğu Karadeniz’in en doğusundaki Rize ve Artvin illerinin dar sahil kesiminde yapılan tarımsal faaliyetlerin geçmişten günümüze değişim ve gelişimini, tarımsal ürünler bazında incelemeye çalışacağız. Öncelikle kısıtlı olan klasik çağ yazarlarının aktarımlarından Osmanlı dönemine kadar bölgedeki tarımsal faaliyetleri ele alacak, sonrasında 16. yüzyıla ait tapu tahrir defterleri üzerinden bu yüzyıldaki tarımsal ürünleri özetleyeceğiz. Sonrasında Osmanlı’nın son dönemlerinden çay tarımının yaygınlaştığı 1980’lere kadar olan dönemde gerçekleştirilen geleneksel tarım faaliyetleri, çeşitliliği ve devlet eliyle teşvik edilen ürünleri özetleyerek ilkçağdan günümüze Doğu Karadeniz’deki tarım geleneğinin bir portresini çıkarmaya çalışacağız.

Hatay Yöresinde Bitkisel Örücülük

2014

Dogada yetisen ya da kulture alinmis bazi bitkilerin saplarinin, dal ya da yapraklarinin ince seritler haline getirildikten sonra bu seritlerden cesitli bicimlerde orme islemi yapilmasina bitkisel oruculuk denir. Anadolu’da pek cok yorede yapilan bitkisel oruculuk Hatay’da da yapilmaktadir. Bugday, arpa, cavdar ve yulaf gibi hububatlarin yetistirildigi Hatay’da bu bitkilerin saplarindan bitkisel oruculukte yararlanilmaktadir.Hatay’da bitkisel oruculuk gecmiste yogun olarak yapilmasina ragmen gunumuzde az da olsa Altinozu, Harbiye ve Yayladagi ilcelerinde devam etmektedir. Gunumuzde bitkisel oruculuk urunu olarak canta, cimem, nihale, sepet gibi cesitli boyutlarda kullanim ve aksesuar amacli urunler uretilmektedir.Bu bildiri de Hatay yoresinde bitkisel oruculuk, bitkisel oruculukte kullanilan arac-gerecler, urun yapim asamalari ile yapilan urunler incelenmis ve aciklanmistir.

Türkiye’de Organik Arıcılık

2010 yılı Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre; dünyada bulunan 77.619.201 adet arı kolonisinin 5.602.670 adedi, 1.540.242 ton balın yaklaşık 81.115 tonu Türkiye’de üretilmektedir. Türkiye koloni sayısı ve bal üretiminde dünya üretiminde ilk sıralarda bulunmaktadır. Aynı verilere göre bal üretim miktarı açısından Çin’den sonra ikinci sırada, koloni varlığı açısından ise; Hindistan ve Çin’den sonra üçüncü sıradadır. Türkiye’de 200,000 tarım işletmesinde arıcılık faaliyetleri yapılmaktadır. Organik arıcılık, arıcılık ürünlerinin üretimden tüketimine kadar bütün süreçlerinde hiçbir suni besleme ve kimyasal ilaçlama kullanılmadan, doğal yapısı bozulmamış alan veya organik tarım alanlarında yapılan arıcılık faaliyetleridir. Ülkemizde organik arıcılık faaliyetleri 1 Aralık 2004 tarih ve 25659 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu” ile bu kanun gereğince 18 Ağustos 2010 tarih ve 27676 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre yürütülmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Organik Tarım Bilgi Sistemine göre, ülke genelinde 2011 yılında 754 üretici organik arıcılık yapmakta ve 221 ton bal üretmektedir. Bu derleme çalışmasında ülkemizde yürütülen organik arıcılık faaliyetleri ana hatlarıyla incelenmiştir.

Ege Bölgesinde Organik Zeytin Yetiştiriciliği

Organik Tarım …, 2011

Özeti Bu çalıĢmada, insan beslenmesi ve sağlığı açısından çok önemli bir ürün olan zeytinin yetiĢtirilmesinde, konvansiyonel yöntemlere alternatif olarak organik tarım yöntemlerinin uygulanabilirliğinin belirlenmesi, fenolojik, pomolojik ve ekonomik farklılıkların ortaya konması amaçlanmıĢtır. ÇalıĢma Güney Ege Bölgesinin en önemli yağlık çeĢidi olan Memecik zeytin çeĢidinde Zeytincilik AraĢtırma Enstitüsünün KemalpaĢa üretim alanında 2004-2007 yılları arasında yürütülmüĢtür. ÇalıĢmada organik parsellerde toprak verimliliğini artırmak amacıyla yeĢil gübreleme, organik gübre, organik tarım yönetmeliğinde izin verilen mineral maddeler, konvansiyonel parsellerde ise kimyasal gübreler uygulanmıĢtır. Zeytin sineği popülasyon takibi Mc phail ve sarı yapıĢkan tuzaklar, zeytin güvesi ise delta tipi feremon tuzaklar ile yapılmıĢtır. Organik parsellerde zeytin sineği mücadelesinde Ecotrap, neemazal ve kaolin uygulamaları yapılmıĢtır. Konvansiyonel parsellerde mücadele Fenthion ile yapılmıĢtır. Her iki parseldeki ağaçlarda sürgün boyu, somak ve çiçek adeti, meyvelerde ise tane adedi ve ağırlığı, eni, boyu, et/çekirdek oranları, ürün miktarları tespit edilmiĢtir. Elde edilen zeytinyağlarında ise yağ asitleri bileĢimleri ve zeytinyağı kalite parametreleri değerlendirilmiĢtir. Ayrıca yaprak ve toprak analizleri ile bitki besin maddelerinin değiĢimleri incelenmiĢ, parsellerden elde edilen meyvelerde kalıntı analizleri yapılmıĢtır. Meyve örneklerinde yapılan analizlerde organik fosforlu nitrojenli ve sülfürlü pestisitlere rastlanmamıĢtır. Her iki grupta da ürün miktarı, yağ kalite parametreleri ve yağ asitleri bileĢiminde önemli bir farklılık bulunmamıĢtır. Yapılan organik tarım uygulamalarıyla, konvansiyonel yöntemler uygulanarak sağlanan verim ve kalitede ürün elde edilmiĢtir.

Bitkisel Üretimde Bor

2018

Bor (B) bitkiler tarafindan eser miktarda gereksinim duyulan ve eksikligi ile toksisite siniri birbirine cok yakin olan bir mikro elementtir. O ptimum buyume ve verimlilik saglanabilmesi icin bitkilerde borun yeterli miktarda bulunmasi gerekir. Mevcut bilgilere gore bor, bitki bunyesinde karbohidrat ve protein metabolizmasinda, doku farklilasmasinda, oksin ve fenol metabolizmasinda, membran permeabilitesinde, polen cimlenmesinde ve polen tupu buyumesinde onemli roller ustlenmektedir. Bitki bunyesinde bor’un hareketi sinirlidir. Borun bitkide yukari dogru tasinmasinda transpirasyonun etkili oldugu saptanmistir. Bitkiler tarafindan borun alinmasinin ve farkli organlara tasinmasinin bitkinin su alimi ve ksilemdeki hareketi ile yakindan iliskili oldugu ve ayrica bu tasinmanin bitki turleri arasinda buyuk farkliliklar gosterdigi belirlenmistir. Bor eksikligi oncelikle bitkilerin buyume noktalarina zarar verdigi icin bitkilerde buyume cok yavaslar. Eksikligin cok siddetli olmasi halinde ...

Türkiye’de Organik Çay Üretim ve Pazarlaması

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi

Organik çay tarımı tüm üretim sezonu boyunca kimyasal ilaç ve gübre kullanılmayan, işleme sürecinde ise çayın organik yapısında bozulmaya sebebiyet verecek işlemlere tabii tutulmayan ve hiçbir surette sentetik katkı maddesi içermeyen organik tarım mevzuatına uygun üretilen ve işlenen çay olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’de çay tarımında organik tarım faaliyetleri ÇAYKUR tarafından 2003 yılında başlanmıştır. Bu tarihte Rize ili Çamlıhemşin ve Hemşin, Artvin ili Borçka ilçelerinde organik çay havzası seçilen alanda 135 üretici ile organik çay tarımı sözleşmeleri imzalanarak 378 dekarlık çaylıkta organik çay projesi başlatılmıştır. 2009 yılında Rize ili Hemşin ilçesinde ilk organik çay fabrikası kurulmuş organik tarım sözleşmesine uygun olarak üretilen çaylar işleme alınmıştır. Türkiye, dünyada en fazla çay tüketen ülkeler sıralamasında açık ara farkla birinci sırayı almaktadır. Ekosistemde meydana gelen kirlenmeler ve bilinçsiz sentetik gübreleme ve ilaçlama yapılan konvansiyonel tarı...

Türkiye’nin Organik (Ekolojik) Tarım Coğrafyası

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2010

Dünyada yaşanan hızlı nüfus artışına bağlı olarak, birim alandan ve evcil hayvanlardan en yüksek verimi alabilmek amacıyla kimyasal ve genetik girdiler yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Ancak, bu yöntemlerin kültürel ve doğal çevre ile insan sağlığına olumsuz etkileri kamuoyunda ve bilim dünyasında tartışılmaya başlanmıştır. Çevre ve insan sağlığı kaygıları bilim adamlarını alternatif ve sürdürülebilir yöntemlerin yanı sıra organik tarım uygulamalarına yöneltmiştir. Organik tarımın ilk örnekleri 20. yüzyılın başlarında görülmekle birlikte, gelişmiş ülkelerde 1970'lerden itibaren gittikçe artan bir şekilde yayılmıştır. Ülkemizde organik tarım 1980'lerde Avrupalı şirketlerin talepleriyle başlamış ve zaman içerisinden önemli gelişme kaydetmiştir. Ancak, Türkiye'nin organik tarım açısından önemli potansiyeli bulunmasına karşın dünya toplam organik tarım üretimi içindeki payı hala düşüktür. Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin coğrafi özellikleri açısından organik tarım konusunda sahip olduğu potansiyele dikkat çekmektir. Bu araştırma yazılı kaynaklar, istatistiksel veriler, örnek arazi gözlemleri ve araştırıcılar tarafından gerçekleştirilen mülakatlara dayanmaktadır. Çalışmada organik tarımla ilgili temel problemler tespit edilerek bazı çözüm önerilerinde bulunulmuştur.

Erzurum Yöresinde Organik Tarımda Buğday ve Fiğ Yetiştiriciliği

Organik Tarım …, 2011

2002-2005 arasında yapılan çalışmada kuru tarımda geleneksel (mineral gübre ile) ve organik tarım (ahır gübresi ile) uygulamasının verim ve bazı verim unsurları yönünden nadas-buğday, buğday-buğday ve fiğ-nadas-buğday münavebe sistemlerinde oluşabilecek farklılıkların ortaya çıkma imkânları ile Brüt Kâr kriterine göre ekonomik analiz yapılarak münavebe sistemleri ve gübre uygulamalarının kârlılığı araştırılmıştır. Çalışma "Tesadüf Bloklarında Bölünen Bölünmüş Parseller" deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün kıraç deneme alanında kurulmuş, muameleler parsellere şansa bağlı olarak dağıtılmıştır. Yapılan varyans analizinde; verim ve m² de başak sayısı yönünden yıllar, gübre kaynakları ve münavebe sistemleri arasındaki farlılık % 1 düzeyinde önemli bulunurken, mineral gübre uygulamasından elde edilen verim (261,6 kg/da), çiftlik gübre uygulamasından daha fazla olmuştur (221,9 kg/da). Diğer taraftan, en fazla verim 3.yıl (275,0 kg/da) ve F-N-B münavebe sisteminde (279,2 kg/da) alınmıştır. İncelenen topraklarda Organik madde 2.08-3.16 arasında olup çiftlik gübresi uygulanan parsellerde artmış, orta ve yeterli düzeydedir. Yapılan ekonomik analiz sonuçlarına göre mineral gübre ve Buğday-Buğday münavebe sisteminde-36.10 TL/da zarar edilirken çiftlik gübresi ve Fiğ-Nadas-Buğday münavebe sistemi en kârlı uygulama olarak belirlenmiş ve 79.95 TL/da kâr elde edilmiştir.

Türkiye'de Organik Ürünlerin Pazarlanması

Sosyal bilimler araştırmaları dergisi, 2014

Özet Ülkemizde AB ülkelerinden gelen taleplerin yönlendirmesi doğrultusunda 1985'li yıllarda başlayan organik tarım faaliyetleri yıllar içinde ilerleme kaydederek ticari öneme sahip bir konuma gelmiştir. Dünya'da yaklaşık 160 ülkede organik tarım yapılmakta ve üretim alanları her geçen gün giderek artmaktadır. İlk yıllarda sadece kuru üzüm ve kuru incir gibi birkaç geleneksel ürünle başlayan organik tarım faaliyeti, günümüzde ise bitkisel ürünler, işlenmiş gıda ürünleri ve diğer organik ürünler olarak sınıflandırabileceğimiz 200'den fazla ürüne sahip sektörel bir yapıya ulaşmıştır. Çalışmada, Dünya ve Türkiye'deki ticaret hacmi, organik ürünlerin pazarlanma yolları ve pazarlamada karşılaşılan sorunlar ile bu sorunlara karşı alınması gereken önlemlere ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Türkiye'de, organik ürünlerin büyük bir kısmı dış pazara sunulmakta, bir kısmı doğrudan tüketilmekte, bir kısmı ise normal mamul ürünlerin karışımlarında yer almaktadır. Türkiye'de, üreticilerin ürünlerini organik ürün olarak pazarlamasında karşılaştıkları en önemli güçlüklerden biri organik tarımda kullanımına izin verilen girdilerin piyasadan sağlanmasının zor olması veya ithal edilmeleri nedeni ile çok pahalı olmasıdır. Organik ürünler organik pazarlar ve süper marketler aracılığı ile pazarlanırken doğrudan bahçeden satış veya internetten satış da söz konusudur. Ayrıca pazarlama firmalarının az sayıda üretici ile çalışması ve iç piyasa henüz oluşmadığı için üreticiler için alternatif pazarların yetersizliği organik ürün pazarlamasında karşılaşılan önemli problemler arasındadır. Yeni pazarların bulunabilmesi, iç pazarın canlandırılabilmesi ve organik tarımın sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için doğru ve kolay ulaşılabilir bir bilgi ağı oluşturulması ve tutundurma çalışmalarına ağırlık verilmesi önem arz etmektedir.