TÜBİTAK PROJESİ GÖKÇEADA ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI (original) (raw)

GÖÇ-TİCARET İLİŞKİSİ: TÜRKİYE'NİN TÜKETİM MALI İHRACATI ÜZERİNE BİR UYGULAMA

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER …, 2011

Özet: Son yıllarda küreselleşmeyle birlikte göçmen hareketliliği de artış göstermiştir. Buna bağlı olarak göçün, özellikle ikili ticaret üzerindeki etkilerini ortaya koymaya yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Literatürde uluslararası göçün, çeşitli kanallar aracılığıyla uluslararası ticareti olumlu yönde etkilediğine dair bulgulara rastlanılmıştır. Bu çalışmada, Türkiye'den diğer ülkelere giden göçmen sayısının, Türkiye'nin söz konusu ülkelere yaptığı ihracatı etkileyip etkilemediği, etkiliyorsa bu etkinin yönünü belirlemek amaçlanmaktadır. Bu amaçla, 2009 yılı için, 500'den fazla T.C vatandaşına sahip ülkeler ve o ülkelere yapılan tüketim malı ihracatı verileri kullanılarak yatay kesit analizinden yararlanılmaktadır. Sonuçlar, Türkiye'den diğer ülkelere giden göçmen sayısındaki artışın, tercih etkisi kanalıyla, söz konusu ülkelere yapılan tüketim malı ihracatını artırdığını göstermektedir.

TÜRKİYE TÜRKÇESİ GRAMER ÇALIŞMALARINDAN HAREKETLE "GÖVDE" TERİMİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Uluslararası Türk Lehçe Araştırmaları Dergisi (TÜRKLAD), 2024

Bu çalışmada gövde terimiyle ilişkili sorunlar ele alınmıştır. Öncelikle literatürde kök ve gövde terimlerinin nasıl tanımlandığından hareketle genel bir çerçeve çizilmiştir. Daha sonra 1940 yılından günümüze uzanan süreçte Türkiye Türkçesiyle ilgili gramer kitaplarında konunun ele alınışı ve örnekleri incelenmiştir. Gövde kavramının kapsamı ve tanımları değerlendirilmiş, bu terimin yer almadığı çalışmalardaki örneklendirmelerde köken, taban, türemiş kök, kapalı gövde, kapalı biçim birim gibi terimlerin kullanıldığı belirlenmiştir. Gövde ile ilgili sorunların yalnızca terim tercihinden kaynaklanmadığı, eş zamanlı yaklaşımla bulunamayan köklerden türeyen kelimelerin nasıl ele alınması gerektiğiyle ilgili bir boyutunun da bulunduğu tespit edilmiştir. Geleneksel yaklaşımın bu sorunlarına karşı bazı araştırmacıların taban terimini önerdikleri, modern dil bilimi araştırmacılarının ise biçim birim, sözcük birim gibi terimleri kullandığı görülmüştür.

BÜYÜKÇEKMECE GÖLÜ HAVZASI ARAZİ KULLANIMI VE İNSAN İLİŞKİSİ

Human impact on the environment since the day he was born has begun and accelerated with the industrial revolution. Change on the land use due to different activities such as settlement, ındustry , agriculture and tourism is beginning to take shape. Which is a natural needs and water source of life the environment is used by people all the time. The earth, water, has always been a precious place. Lives depend on it as it is developed around. Therefore changes the first potable water is nearest. In this study, which is featured in Istanbul drinking water reservoirs in the basin Büyükçekmece Lake and the human interaction with the environment resulting changes are intended to show. For this purpose, the general characteristics of the study area were revealed. Changes on the land use, physical and chemical characteristics of water, water quality is discussed in terms of usage. Deterioration of the ecosystem of the basin and due to changes in the basin should be taken to prevent fouling prevention are expressed. Keywords: Büyükçekmece Lake and Basin, Land Use, Human, Water, Environment

MESUDİYE İLÇESİ YEDİ YÖRELİ KÖYKENT GELİŞME PROJESİ

"Köykent ile birleşen köyler değil köylülerin gücüdür" B. ECEVİT ŞAFAK BAŞA AZİZ EKŞİ Bu projenin amacı; köykent gruplarının ilçe ölçeğinde belirlenmesi ile doğal ve sosyal koşulları benzeşen ve kendiliğinden oluşan köy kümelerinin köykent yaklaşımı ile gelişmelerinin sağlanmasıdır.

BEKTAŞİ İNANÇ SİSTEMİNDE MÜZİĞİN KULLANIMINA BİR BAKIŞ

Yedi İklim Çar Köşede Hacı Bektaş Veli, 2022

Bektaşi İnancı, Hacı Bektaş Veli simgesi üzerinde inşa edilmiş ve XV. yüzyıl sonrası Anadolu kültürünü düşünce, sosyal yaşam ve sanatsal üretim adına derinden etkilemiş bir kültür alanıdır. Bu inanç kültürünün fikirlerini aktarmak için kullandığı temel aktarım aracı müziktir. Bu anlamda Bektaşi İnanç Kültürü’ne ait çok değişik form ve türdeki müzik örnekleri bu geleneğin inançsal ilkelerinin yaşamla birleşmesinde öncü rol oynamışlardır. Bektaşi müzik geleneği, XIX. yüzyıl itibarıyla etki alanı daralan Bektaşi İnanç Kültürü’nün aktarım ve kendini ifade açısından kullanabildiği yegâne unsur olarak kalmıştır. Bu çalışma Bektaşi İnanç Kültürü’nde müzik kullanımı üzerinde yoğunlaşmıştır

HAVZA PLANLAMALARINDA COĞRAFYANIN ROLÜ VE TÜRKIYE’DE HAVZA PLANLAMACILIĞI.pdf

Öz: Planlamada havza yaklaşımı, öncelikle bu ünitelerin birbirinden farklı ekosistemleri barındırması esasına dayanmaktadır. Yeryüzünde her havza, kendine özgü nitelikleriyle diğer havzalardan ayrılır. Bu nedenle, bir havza için ortaya konulan bulguları ve önlemleri diğer bir havzaya aynen uygulama olasılığı yoktur. Havza yönetimi, özellikle toprak, su ve biyolojik (flora ve fauna) kaynakların olumsuz etkilenmeksizin, istenilen ürün veya hizmetleri sağlamak için barındırdığı doğal kaynakların kullanımını yönlendirme ve organize etme sürecidir. İdari, siyasi veya ekonomik gibi değişken ayrımlardan uzak; tamamen doğal (jeolojik- jeomorfolojik- hidrografik) ayrıma dayanan havza sınırları, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımların planlanması açısından uygun bir ünitedir. Bu anlamda, doğal kaynakların yönetiminde havza ölçeğinin esas alınması daha gerçekçidir. Teoride planlama açısından son derece uygun olan havza sistemi, planlama faaliyeti aşamasında bazı zorluklar da yaratabilmektedir. Özellikle havza kavramının çok boyutluluğu ve disiplinler arası niteliği gereği, karmaşık sorunlarla karşılaşılmaktadır. Türkiye’de havza tabanlı planlamalar ise, daha çok erozyon, ıslah ve kalkınma ağırlıklı çalışmalarla başlamış olup, kamu kurumlarının desteğinde devam ederek, günümüzde Havza Koruma Eylem Planlarına dönüşmüştür. Anahtar Kelimeler: Havza planlama, Coğrafya, Türkiye

YALOVA VALİLİĞİ İL PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ GÖÇ İSTİHDAM VE İŞGÜCÜ PROFİLİ ARAŞTIRMA PROJESİ

YALOVA VALİLİĞİ İL PLANLAMA MÜDÜRLÜĞÜ GÖÇ İSTİHDAM VE İŞGÜCÜ PROFİLİ ARAŞTIRMA PROJESİ, 2011

18. yüzyılda İngiltere’de başlayan “Sanayi Devrimi” daha sonraki dönemlerin ekonomik, sosyal, siyasi ve hatta kültürel yapılarında köklü değişimlere yol açmıştır.Yaşanılan bu büyük değişim insanlık tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur.Sanayi devrimiyle birlikte başlayan yeni süreçle beraber mevcut sosyal sınıflar ve tabakalar etkilenmiş ve ortaya o güne kadar mevcut olmayan yepyeni sosyal sınıflar çıkmış yani sosyal yapı değişmiştir (Ekin, 1994: 2). Sanayi devrimiyle beraber başlayan ve günümüzde sanayi ötesi toplum sürecinde de devam eden önemli olgulardan birisi de kentleşme ve göç olgusudur. Sanayi devrimi sonrası dönemde o güne kadar insanlığın kaydetmediği bir göç hareketi ortaya çıkmış, endüstri bölgelerinde kentleşmeyle ortaya çıkan büyük bir nüfus birikimi görülmüştür. Daha önceki yıllarda ticari ilişkilerden doğan, esas itibariyle ticari yolar üzerinde bulunan mevcut şehirler yanında yeni endüstri merkezleri bu dönemde ortaya çıkmıştır. Göç ve kentleşme hareketi endüstrileşmeye yeni bir ivme kazandırmıştır. Bu dönemde kitle üretiminin başlamasıyla iktisadi olanaklarını kaybeden küçük zanaat hayatının usta ve kalfaları, yeni ortaya çıkan fabrika sanayinin vasıflı ve yarı vasıflı işçileri haline gelirken, fabrika sanayinin ihtiyaç duyduğu vasıfsız işçiler ise kentleşme yoluyla endüstri merkezlerine kırsal alanlardan gelen geniş kitlelerden sağlanmıştır (Ekin, 1994: 3). Bu çalışmada da ilk bölümde kentleşme kavramı ele alındıktan sonra dünyada kentleşmenin gelişimi ile göç ve kentleşmenin istihdama etkileri incelenecektir. Daha sonra Türkiye’de kentleşmen ve göç olgusu ele alınarak bu süreçte istihdamdaki değişim ele alınacaktır. Bunlardan sonra Yalova ilinin kentleşme süreci, göç durumu ve istihdam konuları incelenecektir. İkinci bölümde ise Yalova ilinden göçle giden ve istihdam açısından aktif kişilerle yapılan ve göç, istihdam ve çalışma hayatı konularını kapsayan anketin neticeleri ortaya konulmuştur. Bu bölümde öncelikle araştırmanın amacı, örneklemi ve veri toplama tekniği açıklanmıştır. Daha sonra araştırmanın bulguları verilerek bunların yorumu yapılmıştır.9 Üçüncü bölümde ise Yalova iline göçle gelen ve istihdam açısından aktif kişilerle yapılan ve göç, istihdam ve çalışma hayatı konularını kapsayan anketin neticeleri ortaya konmuştur. Bu bölümde öncelikle araştırmanın amacı, örneklemi ve veri toplama tekniği açıklanmıştır. Daha sonra araştırmanın bulguları verilerek bunların yorumlarıyla verilmiştir.

KENTSEL PLANLAMADA COĞRAFİ BİLGİ: ELAZIĞ UYGULAMASI

Özet Günümüzde mekân kavramının ve coğrafi bilginin önemi arttıkça, kullanım alanlarının da genişlediği doğal bir süreç başlamıştır. CBS ve bilgisayar teknolojileri ile coğrafi bilgiyi kentte uygulamak işlevsel bir hal almıştır. Coğrafi koordinatlar yardımı ile sorgulama yapma imkânı, tarihi süreç ile günümüz arasında karşılaştırma biçimleri sunmaktadır. Bildiride bu yaklaşım sonucunda tespit edilen olumlu ve olumsuz şehiriçi arazi kullanım örnekleri Elazığ üzerinden verilmeye çalışılmıştır. Elazığ'da yer seçimi doğal süreçler açısından olumsuz, beşeri süreçlerin ise kentin yayılmasına katkı sağladığı işlevler olduğu anlaşılmaktadır. Elazığ'ın gelecekteki kentsel mekânlarının planlanmasında, geçirdiği tarihi süreçlerin mekânsal tecrübesi kullanılmalıdır. Böylece yanlış arazi kullanımının yerini, gelecekte doğru bir arazi kullanım fırsatı alacaktır. Özellikle çevre düzeni planlarında mutlak suretle coğrafi araştırmalara yer verilmelidir. Yanlış planlama ve arazi kullanımı, Elazığ gibi genç şehirlerin çok kısa sürede aşırı kentleşme ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Çözüm ise Elazığ'da şehre bütünleşmiş olacak yeni kent parçalarını doğru coğrafi bilgi ile planlamaktan geçmektedir. Abstract Regions are location units, which have homogenous properties in themselves and are smaller than the whole country, and of which their physical, economic and social structures can be distinguished. Potential of the regions and also unbalanced distribution of investments made by the government or private sector cause regional inequalities. Geography, of which its subject is the relation between the natural environment and the human being, continue its activities on the locations by taking into consideration natural and human geography components. That is, plans and projects to be made can not be dissociated from the locations, and they are performed entirely under the control of the geography locationally. It is the subject of planning geography to determine the most efficient methods of utilizing natural

TÜRKİYE İLTİCA ve GÖÇ MEVZUATININ COĞRAFİ KISITLAMA UYGULAMASI YÖNÜNDEN ANALİZİ

Turkish Journal of TESAM Academy, 2015

Arap Baharı adı verilen ve son beş yıllık zaman diliminde Kuzey Afrika ve Orta Doğu siyasetinde köklü değişimlere neden olan halk hareketlerinin, 2011 yılında Türkiye’nin güney komşusu Suriye’yi de etkisi altına alması sonrasında, savaştan kaçan 2 milyon (2011 – 2015 yılları arasında yaklaşık rakamdır) Suriyeli Türkiye’ye sığınmış durumdadır. Türkiye’nin son yıllarda karşılaştığı en büyük kitlesel sığınma dalgası olan bu nüfus hareketi, dikkatleri Türkiye’nin iltica ve göç politikasına, bu politikanın Avrupa Birliği üyelik sürecindeki gelişimine ve yaklaşık 60 yıldır uygulanmaya devam eden “coğrafi kısıtlama” kavramına çekmiştir. Bu çalışma; Türkiye’nin iltica ve göç alanında yeni geliştirilen mevzuatını, coğrafi kısıtlama uygulaması bakış açısıyla değerlendirme iddiasını taşımakta ve bu değerlendirmeyi yaparken, Türkiye’nin bu konuda öne sürdüğü gerekçelerle birlikte mevcut durum, karşılaştırmalı olarak dikkate alınmaktadır.