Do Atypical Antipsychotics Strengthen The Antioxidant System? (original) (raw)
Şizofreni hastalarının antioksidan savunma sisteminde bozulma ve majör antioksidan seviyelerinde düşme olduğu ileri sürülmüştür. Bu doğal izleme çalışması ile, şizofreni veya sanrısal bozukluk tanılı hastalarda, haloperidol ve atipik antipsikotiklerin, potent bir antioksidan olan ürik asit düzeyi üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: En az bir haftadır (depo antipsikotik alanlarda bir aydır) ilaç kullanmayan, tedavisi için haloperidol, klozapin, olanzapin, risperidon, ketiapin veya sülpirid başlanan 64 hastanın istatistiksel analizi yapılmıştır. Hastaların tedavi protokollerine müdahalede bulunulmamıştır. Çalışmanın başlangıcında ve asgari 2 ay sonra, tedavisini düzenli alan hastaların ürik asit değerleri ölçülmüş, vücut/kitle indeksleri hesaplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya alınan hastalar arasında klozapin, olanzapin ve ketiapin kullanan gruplarda kan ürik asit düzeyinde iki ay sonra anlamlı artış bulunmuştur. Risperidon, sülpirid ve haloperidol alan gruplarda çalışma öncesine göre, ürik asit düzeyinde iki ay sonra herhangi bir değişiklik saptanmamıştır. Sonuç: Bulgularımıza göre, ürik asit düzeyini yükselten atipik antipsikotiklerin, total antioksidan kapasiteyi güçlendirebileceği ve oksidatif stresi önlemede önemli bir işlev göreceği söylenebilir.
Sign up for access to the world's latest research.
checkGet notified about relevant papers
checkSave papers to use in your research
checkJoin the discussion with peers
checkTrack your impact
Related papers
Atipik Antipsikotikler Antioksidan Sistemi Güçlendiriyor mu?
dusunenadamdergisi.com
ÖZET Amaç: Şizofreni hastalarının antioksidan savunma sisteminde bozulma ve majör antioksidan seviyelerinde düşme olduğu ileri sürülmüştür. Bu doğal izleme çalışması ile, şizofreni veya sanrısal bozukluk tanılı hastalarda, haloperidol ve atipik antipsikotiklerin, potent bir antioksidan olan ürik asit düzeyi üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Role of Atypical Antipsychotics in the Development of Metabolic Syndrome
Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2014
Özet Şizofreni hastalarında atipik antipsikotik ilaçların kullanımının kilo alımı, diyabet, dislipidemi ve/veya hipertansiyon gibi metabolik anormalliklerle sıkı sıkıya ilişkili olduğu bilinmektedir. Metabolik yan etkiler atipik antipsikotiklerin sadece kendilerine has reseptör bağlama özelliklerinin olmasının dışında bu ilaçların heterojen reseptör bağlama özellikleriyle de ilişkili bulunmuştur. Ayrıca bu ajanlarla ortaya çıkan metabolik yan etkilerin birbirlerini tetikleme potansiyelinin olması dikkati çekmektedir. Metabolik bozukluklarla ilişkili olarak hastalarda sadece mortalitenin artmadığı, aynı zamanda kliniğin kötüleştiği ve işlevselliğin azaldığı da gözlemlenmektedir. Bu nedenlerle atipik antipsikotiklerle tedavi edilen hastaların rutin olarak metabolik durumunun gözden geçirilmesi gereklidir. Bu derlemede atipik antipsikotiklerin metabolik yan etkileri ve mekanizmaları farmakolojik boyutta incelenmiştir.
2011
Çocuklarda eş tanılı psikiyatrik bozukluklar, sık hastaneye yatış, ayaktan tedavi başvurularının fazlalığı ve hipertansiyon, obezite ve lipid bozuklukları öyküsü yüksek metabolik sendrom riski ile ilişkilendirilmiştir. Çocuk ve ergenlerde antipsikotik ilaç kullanımının artması nedeniyle ilaç yan etkileri ve bu yan etkilerin yönetimi de önem kazanmaktadır. Literatürde genel olarak antipsikotiklerle ilişkili metabolik sendromda önleyici yaklaşımların ikincil ve üçüncül yaklaşımlara göre daha çok tercih edildiği vurgulanmıştır. Klinisyenlerin çocuk ve ergen hasta grubunda antipsikotik ilaç kullanımına bağlı endokrin ve metabolik yan etkilere multidisipliner yaklaşım sergilemeleri ve çoklu ilaç kullanımından kaçınmaları önerilmektedir. Bu yazıda çocuk ve ergen hasta grubunda ikinci kuşak antipsikotik ilaçların metabolik yan etkileri, metabolik sendroma yatkınlığın olası nedenleri ve kilo artışını önlemeye yönelik farmakolojik ve farmakolojik olmayan tedavi yaklaşımları kısaca gözden geçirilmiştir.
Can Microchimerism Find Itself a Place in Psychiatric Research?
Psikiyatride Guncel Yaklasimlar Current Approaches in Psychiatry, 2011
the fetus can be found in the mother and maternal cells can be found in the fetus. It was shown that microchimerism can survive in the host. Researchers have speculated that microchimeric cells could induce a reaction similar to graft versus host disease which in turn may lead to autoimmune disorders. Microchimeric cells have been detected in the brain tissue of rats and fetuses and in other tissues and organs as well. There is no consensus on whether the microchimeric cells that migrate from mother to fetus is to repair some pathology in the body or is the cause of any possible future pathology. Even though there have been many studies on microchimerism in medicine, no study have been performed on the field of psychiatry. We believe that microchimerism may be an important alternative explanation to the etiology of chronic degenerative psychiatric diseases and postpartum clinical conditions. This manuscript discusses the applicability of microchimerism research in the field of psychiatric studies.
Antipsychotic Induced Hyperprolactinemia in Schizophrenia Patients
Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2015
Özet Sıklıkla hamilelikte meme bezinin büyümesi, laktasyon için süt sentezi ve hazırlanması gibi görevleri ile bilinen prolaktinin günümüzde, bu etkilerinin dışında da pek çok işleve sahip olduğu bilinmektedir. Psikiyatride sıklıkla kullanılan antipsikotikler ve antidepresanlar da hiperprolaktinemi yapabilmektedir. Özellikle tipik antipsikotiklerin ön hipofizdeki D2 reseptörlerini bloke ederek birincil olarak prolaktin seviyelerini yükselttikleri görüşü mevcuttur. Atipik antipsikotiklerin hiperprolaktinemi üzerine etkileri farklılık gösterir. Hiperprolaktinemi; oligomenore, polimenore ve amenore gibi menstrual düzensizliklere ek olarak galaktore, jinekomasti, cinsel işlev bozuklukları, infertilite, kadınlarda akne ve hirşutizm, kilo alımı, obezite ve duygudurum değişikliklerine yol açmaktadır. Uzun süreçte hiperprolaktinemi kemik yoğunluğunda azalma ve osteoporoza yol açabilir. Bu makalede antipsikotiklerin hiperprolaktinemi yan etkileri ve bu yan etkilere yönelik tedavi yaklaşımları gözden geçirilecektir.
Obsesif kompulsif bozuklukta serum doğal antioksidan düzeyleri
2021
Amac: Bu calismada obsesif kompulsif bozukluk (OKB) hastalarinda urik asit, albumin, total bilirubin ve gamma glutamil transferaz (GGT) gibi serumda olculebilen oksidatif stres ile iliskili basit laboratuvar parametrelerini saglikli kontroller ile karsilastirilmasi amaclanmistir. Gerec ve Yontem: Calismaya Gaziantep Universitesi Tip Fakultesi Hastanesi Psikiyatri polikliniginde DSM-5 kriterlerine gore OKB tanisi ile tedavi edilen hastalar alinmistir. OKB tanisi konulan 117 hasta ve hasta grubu ile demografik veriler ile eslesebilecek 80 kisi saglikli kontrol grubu olarak alindi. Hasta ve kontrol grubu serum urik asit, albumin, total bilirubin ve GGT acisindan karsilastirildi. Hastalarin klinik ozellikleri Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Olcegi (Y-BOCS) ve Klinik Global Izlenim Şiddet Olcegi (KGI-S) ile degerlendirildi. Bulgular: Hasta grubu yas ortalamasi 36.68±13.06 iken kontrol grubunun 35.54±8.82’di. Total bilirubin duzeyine bakildiginda hasta grubunda 0.69±2.19 mg/dL ve kontrol ...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.