DEĞİŞEN DÜNYADA YÖNETİCİ ASİSTANININ ETKİNLİĞİNDE VE ETKİLİLİĞİNDE MÜZAKERE YETENEĞİNİN ROLÜ(Bildiri olarak yayınlanan çalışmanın makale olarak yeniden yayınlanması)) (original) (raw)

İSTİSMARCI YÖNETİMİN NEGATİF İŞYERİ DEDİKODUSUNA ETKİSİNDE DUYGUSAL ÖZ YETERLİLİĞİN ROLÜ

Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 2023

Örgütsel yaşamda çalışan davranışlarını olumsuz etkileyen konulardan biri olan istismarcı yönetim, fiziksel temas haricinde yöneticiler tarafından astlara karşı sürekli olarak sergilenen sözlü ya da sözsüz düşmanca davranışlar hakkında çalışanların öznel değerlendirmelerini ifade etmektedir. Bu araştırmada istismarcı yönetim tarzının negatif işyeri dedikodusu üzerindeki etkisi ve bu iki değişken arasındaki ilişkide duygusal öz yeterliliğin aracı rolünün ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırma değişkenleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi için nicel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Veri toplamak amacıyla anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın ana kütlesini Malatya ilinde sağlık sektöründe görev yapan çalışanlar oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme yöntemi ile 369 sağlık çalışanına ulaşılmıştır. Elde edilen verilerin analizi için ikinci nesil bir istatistik analiz yöntemi olan yapısal eşitlik modellemesi (YEM) yöntemi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, doğrudan etki analizleri sonucunda istismarcı yönetimin negatif işyeri dedikodusu üzerinde pozitif bir etkisinin olduğu görülmüştür. Ayrıca, istismarcı yönetimin duygusal öz yeterliliği negatif olarak etkilediği ve öz yeterlilik algısının ise negatif işyeri dedikodusunu negatif olarak etkilediği belirlenmiştir. Yapılan dolaylı etki analizi sonucuna göre çalışanların duygusal öz yeterlilik algısının istismarcı yönetim ile negatif işyeri dedikodusu arasındaki ilişkiye tam aracılık ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarının istismarcı yönetim, negatif işyeri dedikodusu ve duygusal öz yeterlilik kavramları ile ilgili literatüre katkı sağlayacağı ve gelecekte bu kavramlarla ilgili yapılacak çalışmalara ışık tutacağı düşünülmektedir.

YAYINLAN(MA)MIŞ HATIRALAR BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİMİN AMERİKANİZASYONU: KURUCU KADROYA İLİŞKİN ANLATILAR VE İŞLETME İKTİSADI ENSTİTÜSÜ

Bu çalışma, ABD-Türkiye yakınlaşması sonrası Türk yükseköğretimindeki işletme eğitimi alanının Amerikanizasyonunu incelemektedir. Çalışma, Türk işletme eğitimi üzerindeki Amerikan etkisi ile kurucu kadronun rolünü dönemin önemli aktörlerinin kişisel anlatıları bağlamında keşfetmeyi amaçlamaktadır. Profesörler, danışmanlar ve teknik uzmanlar gibi bireysel taşıyıcılar yanında Ford Vakfı, AID (Agency for International Development) ve Harvard Üniversitesi gibi kurumsal aktörler de yönetim bilgisinin yayılımında önemli aktörlerdir. Bu amaçla, Türk işletme eğitimine yönelik Amerikan etkisini derinlemesine analize izin veren tarihsel bir anlatı yaklaşımı benimsenmiştir. Çalışmanın amacına ulaşmak için, yayınlanmış ve yayınlanmamış anılardan, biyografilerden ve oto biyografilerden, arşiv materyallerinden, çok çeşitli yazılı materyaller ile gazete haberleri ve yıllık raporlardan, yıllıklardan oluşan çoklu ve çeşitli bir veri seti derlenmiştir. Türk işletme eğitimi üzerindeki Amerikan etkisinin kapsamını, içeriğini ve bağlamını keşfetmek için çalışmada anlatı analizi kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, Türk işletme eğitimine yönelik Amerikan etkisinin öğretim ve araştırma tarzları ile işletme eğitiminin uzmanlıklara ayrılması bağlamında çeşitli etkileri olduğunu göstermektedir.

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ EDEBÎ ZEVK KAZANMALARINDA DÜNYA EDEBİYATININ ETKİSİ

The recognition of the world and perceptual development of the human beings develops rapidly from birth. There have been many elements supporting perceptual development, and education is only one of these. For the formation of the perceptual wealth and the acquisition of the different perspectives, the individual must be presented the richness of various experiences. Although theoretical and practical information is provided in education, this process is limited in terms of creating richness of experience. In education, this is formed by student-centered curricula and basic educational materials. The role of books in these materials is, of course, indisputable. In the realization of reading and in the acquisition of reading habit, the impact of the books is considerable. The main aim of reading a book is to support the development of mental skills, such as gaining different perspectives, exploring, criticizing, thinking, and a richness of experience and perspective. Hence, it is desired to read works which will support the social and emotional development of the individual and the literary enjoyment rather than reading a book without any reason. At this point, the world literature becomes prominent. Reading the works of world literature means the acquisition of aesthetic sense, cultural and intellectual experience and the exploration of the universality of literature which is also a branch of art. Therefore, it is necessary to determine how effective world literature is in the acquisition of literary enjoyment. In this study, it is aimed to determine the effect of World Literature in the acquisition of literary enjoyment of Turkish teacher candidates. A questionnaire prepared according to an expert opinion was used as a data collection tool. A screening model was used in the research and frequency analysis of the data. As a result, it has been understood that Russian and French Literature plays a significant role in the literary enjoyment of Turkish teacher candidates. ÖZET İnsanın dış dünyayı tanıması ve algısal gelişimi doğumdan itibaren hızla gelişir. Algısal gelişimi destekleyen pek çok unsur olmakla birlikte eğitim bunlardan sadece bir tanesidir. Algısal zenginliğin oluşması ve farklı bakış açılarının kazanılması için bireye çeşitli yaşantı zenginliğinin sunulması gerekir. Eğitim ve öğretimde teorinin yanı sıra pratik bilgi sunulsa da yaşantı zenginliği oluşturma bakımından bu süreç sınırlı kalmaktadır. Eğitimde bu görevi öğrenci merkezli hazırlanan öğretim programları ile temel eğitim-öğretim materyalleri oluşturur. Bu materyaller içinde ise kitapların rolü tartışılmazdır. Okuma faaliyetinin gerçekleştirilmesinde ve okuma kültürünün kazanılmasında kitapların etkisi bir hayli fazladır. Kitap okumaktan esas amaç, yaşantı zenginliği ve bakış açısı kazanma, keşfetme, eleştirme, düşünme gibi zihinsel becerilerin gelişimini desteklemektir. Bu nedenle tekdüze bir okuma faaliyetinden ziyade bireyin sosyal ve duygusal gelişimi ile edebî zevk kazanmasını destekleyecek eserlerin okunması arzulanmaktadır. Bu noktada dünya edebiyatının öne çıktığı görülür. Dünya edebiyatının okunması kültürel ve entelektüel deneyim ile estetik duyuş kazanılması, aynı zamanda bir sanat dalı olan edebiyatın evrenselliğinin de keşfedilmesi demektir. Bundan dolayı edebî zevk kazanmada dünya edebiyatının ne derece etkili olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada Türkçe öğretmeni adaylarının edebî zevk kazanmalarında dünya edebiyatının etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Toplam 97 Türkçe öğretmeni adayı çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak uzman görüşü doğrultusunda hazırlanan anket kullanılmıştır. Araştırmada tarama modeli kullanılmış olup, verilerin analizinde sıklık analizinden yararlanılmıştır. Türkçe öğretmeni adaylarının edebî zevk kazanmalarında Rus ve Fransız Edebiyatının belirgin rolü olduğu ulaşılan sonuçlardandır.

OTANTİK LİDERLİĞİN İŞE YABANCILAŞMAYA ETKİSİ VE LİDER-ÜYE ETKİLEŞİMİNİN BU İLİŞKİDEKİ DÜZENLEYİCİ ROLÜ

Beykoz Akademi Dergisi, 2020

The purpose of this study is to examine the effects of authentic leadership on work alienation and the moderation role of leader-member exchange on this relationship. Work alienation has been an issue that scholars and researchers are debating and tackling. While some studies focused upon work alienation's cause and effects, some other researchers have examined its mediation and moderation roles in different settings. In this study, the impact of authentic leadership on work alienation which is considered one of the positive leadership theories that priorities transparency integrity and clarity. While investigating this relationship, the moderating role of the leader-member exchange is examined, which describes the quality of the relationship between leader and member. A quantitative approach was adopted to conduct this research with 394 employees from the East and Southeast Anatolia Region of Turkey. Based on the analysis, all sub-dimensions of authentic leadership have negative effects on work alienation. Also, it was concluded that the leader-member exchange moderates the effect of relational transparency and self-awareness as sub-dimensions of authentic leadership on the relationship between authentic leadership and work alienation.

ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİN ÜCRETLENDİRİLMESİ VE TÜRKİYE'DEKİ UYGULAMALARIN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Sosyal Siyaset Konferansları , 2007

Üst düzey yöneticilerin ücretlendirilmesine ilişkin politika ve uygulamalar, ilgili literatürde ve özellikle gelişmiş ülkelerdeki büyük işletmelerce, rekabetçi pozisyonlarını koruma ve sürdürme açısından önemli hususlar olarak değerlendirilmekte ve son yıllarda sıkça incelenen konular arasında yer almaktadır. Türkiye' de ise, üst düzey yöneticilerin ücretlendirilmesi konusuna ilişkin çalışmaların oldukça sınırlı olduğu gözlenmektedir. Bu çalışmada, İstanbul' da faaliyet gösteren yerel ve uluslararası işletmelerin üst düzey yöneticilerinin ücretlendirilmesinde izledikleri politika ve uygulamaların neler olduğu ortaya çıkarılmaya çalışılmış, bu çerçevede işletmeler arasındaki uygulama faklılıkları irdelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, üst düzey yöneticilerin ücretlendirilmesinde her iki guruptaki işletınelerin genelde yerel şartları dikkate aldıkları ve ücret paketi içinde değişken ücret, yan ödeme ve yararların toplam ücret içindeki ağırlığının işletmelerin uluslararası olup olmamasına göre anlamlı düzeyde bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Sonuç itibariyle, ülkemizde faaliyet gösteren her iki grup işletmelerin üst düzey yöneticilerin ücretlendirilmesine ilişkin politika ve uygulamalarında, daha rekabetçi, çağdaş ve yeni yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu söylemek mümkündür.