Aortic Dissection Manifested as Bilateral Leg Pain, Weakness and Paresthesia (original) (raw)
Related papers
İki Yaş Ve Altındaki Adli Yüksekten Düşme Olgularının Değerlendirilmesi
DergiPark (Istanbul University), 2022
Öz Purpose: Childhood trauma is often caused by accidental or neglected falls. In this study, we aimed to evaluate demographic and clinical factors to determine the incidence of falls from height in children under two years old. Materials and Methods: The study included 106 forensic cases who presented to the emergency department after falling from a height of one meter or more as a result of an accident or negligence between January 1, 2016 and December 31, 2021. According to the level of fall height, the cases were divided into two groups as below 3 meters and above. Clinical findings, hospitalization, and mortality status were used to group patients. Results: Of the 106 cases included in the study, 59(55.7%) were male. The mean age of the patients was 12.89±6.80 months and the mean height level was 3.67±2.85 m. The mean height of the low and high groups was 1.78±0.71, 6.92±2.09 meters, respectively. Cranial fracture was present in 21(19.8%) patients in the high group and all traumatic parenchymal brain lesions except contusion were seen in the high group. Pediatric surgery and neurosurgery hospitalizations were in the first place with 6(5.7%) cases in the low group, and intensive care hospitalization with 15 (14.2%) cases in the high group. While the operation was performed in 11 (10.4%) cases in the high group, none in the low group. Four (3.8%) of the nine (8.5%) fatalities occurred in the emergency department. Conclusion: Especially cases of falling from height under the age of two are common and are an important cause of morbidity and mortality. Fall height level is an important marker in terms of clinical and prognosis. Informing and educating caregivers and parents can prevent accidents and neglect in advance. Amaç: Çocukluk çağı travması genellikle kaza veya ihmal sonucu düşme nedeniyle meydana gelir. Bu çalışmada iki yaş altı çocuklarda yüksekten düşme insidansını, demografik verileri ve klinik sonuçlarıyla değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 1 Ocak 2016 ile 31 Aralık 2021 tarihleri arasında bir kaza veya ihmal sonucu 1 metre ve üzeri yükseklikten düşerek acil servise başvuran 106 adli olgu dahil edildi. Düşme yüksekliğine göre olgular 3 metre altı ve üstü olarak iki gruba ayrıldı. Hastalar ayrıca klinik bulgular, yatış ve mortalite durumlarına göre de gruplandırıldı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 106 olgunun 59'u (%55.7) erkekti. Hastaların yaş ortalaması 12,89±6,80 ay, ve ortalama yükseklik 3,67±2,85 m idi. Alçak ve yüksek seviye düşme gruplarının ortalama düşme yükseklikleri sırasıyla 1,78±0,71 ve 6,92±2,09 metre idi. Yüksek grupta 21(%19,8) hastada kranial fraktür izlendi ve kontüzyon dışında tüm travmatik parankimal beyin lezyonları sadece yüksek grupta görüldü. Alçak grupta 6'şar (%5.7) olgu ile çocuk cerrahisi ve nöroşirürji yatışları ilk sıradayken, yüksek grupta 15(%14.2) olgu ile yoğun bakım yatışı en fazlaydı. Yüksek grupta 11(%10,4) kişiye operasyon uygulanırken, alçak grupta operasyon yapılan olgu yoktu. Mortalite ile sonuçlanan 9(%8.5) olgunun dördü (%3.8) acil serviste öldü. Sonuç: Özellikle iki yaş altında yüksekten düşme vakaları sık görülmekte beraber önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Düşme yüksekliğinin seviyesi, klinik ve prognoz açısından önemli bir belirteçtir. Bakıcıları ve ebeveynleri bu konuda bilgilendirmek ve eğitmek, kazaları ve ihmalleri önceden önleyerek primer korunma sağlayabilir.
Sosyal Medyada Arap İsyanları: Arap Dünyasında Kamusal Alanın Değiştirilmesi
2019
Arap dunyasinda Kamusal Alan, kritik seslerin giderek daha fazla siyasi ve sosyal tartismalara katildigi hizli ve istikrarli bir donusum gecirmektedir. Sosyal medya bu sureci yogunlastirmis ve bir sekilde bu kadar etkilesimi mevcut yapilarina dâhil edemeyen televizyon ve gazetelerin onune gecmistir. Facebook bu surecte ozellikle etkin olmustur ve suphesiz Arap ayaklanmalari sosyal medya aglari tarafindan daha da guclendirilmistir. Ote yandan, El Cezire ve El Arabiya gibi uydu kanallarinin etkisi kuruluslarinin ardindan ilk kez kabul edilmistir. Sosyal medya kullaniminin yayginlasmasiyla birlikte yazili ve elektronik medya, sosyal medya aglari araciligiyla butunlestirilmis, etkilesim, geri bildirim ve izleyiciler arasi iletisim gibi degerler kazandirilmistir ki bu onceden herhangi bir yazili ve elektronik medyada mumkun olmayan bir olgudur. El Cezire, El Arabiya, Şarkul Avsat, El Hayat ve cok sayida uluslararasi Arap haber kurulusu da siber-alanda aktif faaliyet gostermis ancak hicbi...
Fırat Tıp Dergisi, 2008
Acute aortic dissection (AAD) is an uncommon clinical picture with a high mortality rate. Early diagnosis and treatment are important in decreasing the mortality. Clasically, AAD is characterized by a severe sudden onset pain of the chest, back, and abdomen. However, the patients with AAD may admit with a variety of different clinical findings as due to level of dissection in the aorta. In this study, our aim is to emphasize that the ADD rarely will cause gastrointestinal symptoms. In this paper, we reported a case of ADD caused acute pancreatitis, presenting in emergency department with abdominal pain.©2008, Ondokuz Mayis University, Medical Faculty.
Suprakomissural Aort Replasmanı: Akut ve Kronik Tip A Aort Disseksiyonu İçin Güvenilir Bir Seçenek
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2010
To re vi ew early and la te re sults of sup ra com mis su ral aor tic rep la ce ment in pa ti ents with acu te and chro nic type A dis sec ti on. M Ma a t te e r ri i a al l a an nd d M Me et t h ho od ds s: : From Feb ru ary 1985 to Oc to ber 2005, 162 pa ti ents with acu te and chro nic aor tic dis sec ti on un der went sup ra com mis su ral aor tic graft rep la ce ment. A ret ros pec ti ve cli ni cal re vi ew was un der ta ken using hos pi tal re cords, clini cal and ec ho car di og rap hic da ta, and te lep ho ne in ter vi ews with pa ti ents. R Re e s su ul lt ts s: : The re we re 23 (14.1 %) ope ra ti ve and eight (6.4 %) la te de aths. The most com mon ca u ses of hos pi tal de ath we re in tra o pe ra ti ve comp li ca ti ons re la ted to he morr ha ge (n= 9), and res pi ra tory fa i lu re (n = 6), and the ot her ca u se was mul ti or gan fa i lu re (n= 5). The hos pi tal mor ta lity ra te for pa ti ents with chro nic type A dis sec ti on was 6.25% (3/48). The ca u ses of de ath we re res pi ra tory fa i lu re (n= 2) and mul ti or gan fa i lu re (n= 1). The mo des of hos pi tal de aths we re not re la ted to re si du al aor tic in suf fi ci ency (AR) in any ca se sin ce early pos to pe ra ti ve trans tho ra cic ec ho car di og raphy did not show gra ter than grade II in the se pa ti ents in early pos to pe ra ti ve or fol low-up pe ri od, trans tho ra cic ec ho car di og raphy did not show aor tic re gur gi ta ti on gra ter than gra de II in any ca se. All sur vi vors we re in New York He art As so ci a ti on class I or II at the last vi sit. C Co on nc c l lu u s si i o on n: : Sup ra com mis su ral aor tic graft rep la cement pro vi des sa tis fac tory re sults for many pa ti ents with as cen ding aor tic dis sec ti on. The func ti on of the pre ser ved aor tic val ves re ma i ned unc han ged in the ma jo rity of the pa ti ents du ring the first fi ve ye ars of fol low-up. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : Aor ta; aor tic val ve in suf fi ci ency; aor tic val ve Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Sup ra ko mis su ral aort rep las ma nı uy gu la nan akut ve kro nik Tip A aort dis sek si yon lu ol gu la rın er ken ve geç dö nem so nuç la rı nın göz den ge çi ril me si. G Ge e r re eç ç v ve e Y Yö ön n t te em m l le er r: : Şubat 1985 ile Ekim 2005 ta rih le ri ara sın da akut ve kro nik dis sek si yo nu olan 162 ol gu ya sup ra kom mis su ral aort gretf rep las ma nı uy gu lan dı. Kli nik bul gu lar ret ros pek tif ola rak has ta ka yıt la rı, kli nik ve eko kar diyog ra fik bul gu lar ve has ta lar la te le fon gö rüş me le ri ile sağ lan dı. B Bu ul l g gu u l la ar r: : Yir mi üç (%14.1) ope ratif, se kiz (%5.8) geç dö nem mor ta li te si mev cut tu. En sık ölüm ne den le ri, in tra o pe ra tif komp li kasyon la ra bağ lı ola rak, ka na ma (n=9), so lu num yet mez li ği (n= 6) ve di ğer se bep ola rak da mul ti or gan yet mez li ği (n= 5) idi. Kro nik tip A dis sek si yon ol gu la rın da has ta ne mor ta li te si 6.25% (3/48) idi. Ölüm se bep le ri; so lu num yet mez li ği (n=2) ve mul ti or gan yet mez li ği (n= 1) idi. Ölüm le rin hiç bi ri re zi dü el aort yet mez li ği ne bağ lı de ğil di. Ya şa yan ol gu la rın er ken pos to pe ra tif ve uzun dö nem ta kip sü re sin ce trans to ra sik eko kar di yog ra fi ler de ikin ci de re ce den da ha faz la re zi dü el aort yet mez li ği ne rast lan ma dı. S So o n nu uç ç: : Sup ra kom mis su ral aort greft rep las ma nı bir çok asen dan aort dis sek si yon lu olgu lar da tat min edi ci so nuç lar sağ lar. Beş yıl lık bir iz lem de ol gu la rın ço ğun da ko ru nan aort ka paklar da her han gi bir pa to lo ji tes pit edil me miş tir.
International Conference on New Horizons in Education Conference (INTE), 2017
Günümüz dijital iletişim çağında teknolojik gelişmelerle birlikte yeni medyanın önemi hızla artmaktadır. Yeni medya birçok alanda etkisini göstermektedir. Bunlardan birisi de özel eğitim alanıdır. Bu araştırma, özel eğitim alan üstün zekâlı öğrencilerin yeni medyayı kullanım amaçlarını belirlemek ve sosyal medyaya ilişkin tutumlarının cinsiyet, yaş ve sınıf düzeyi değişkenlerini dikkate alarak değişkenler arasında anlamlı farklılıklar olup olmadığını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Rastgele örneklem ile araştırmada İzmit Bilim ve Sanat Merkezi’nde eğitim görmekte olan 100 öğrenci tercih edilmiştir. Nicel araştırma yönteminden yararlanılmıştır. Veri toplanmasında kişisel bilgi formu ve sosyal medya tutum ölçeğini içeren bir anket kullanılmıştır. Anket sonuçlarına göre üstün zekâlı öğrencilerin yeni medya kullanım sıklıklarının oldukça fazla olduğu ve sosyal medyanın kayda değer bir biçimde bilgi edinmek amacıyla kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Üstün zekâlı öğrenci, yeni medya, sosyal medya
Bizans Dönemi Günlük Kullanım Kaplarına Ait Yayınlar ve Değerlendirme Yöntemleri
edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr
Arkeolojik araştırmalarda en yoğun ve yaygın olarak ele geçen malzemeler seramiklerdir. Ancak yeni sayılabilecek Bizans seramik araştırmalarında, sırsız kapların neredeyse yok sayıldığı, yayınlarda amphora dışındaki türlere genellikle yer verilmediği görülür. Bizans sırsız seramiklerine yönelik kazı ve yüzey araştırması raporları üç grupta toplanabilir. İlki seramik buluntuları içeren monografik kitaplar, ikincisi kazı yayınlarında seramiklere ayrılan bölümler ve üçüncüsü makalelerdir. Çalışma kapsamında, kazı ve yüzey araştırmalarının yayınlarından sırsız seramiklere yer verilenler değerlendirilecek; söz konusu yayınlarda seramiklerin hangi kriterlere göre gruplandırıldıkları araştırılacaktır.
Oosit Kriyoprezervasyonu: Türk Ebelik ve Hemşirelik Öğrencilerinin Bilgi ve Tutumu
Izmir Democracy University Health Sciences Journal
Amaç: Tanımlayıcı tipteki bu çalışmanın amacı, Türk hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin oosit kriyoprezervasyonuna yönelik tutumlarını değerlendirmektir. Yöntem-Gereçler: Çalışmanın örneklemini İstanbul'daki iki üniversitenin ebelik ve hemşirelik bölümlerinde okuyan 342 kız öğrenci oluşturmuştur. Araştırmaya katılmaya gönüllü öğrencilere literatür doğrultusunda hazırlanan anket formu online uygulanmıştır. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 20.96±1.8’dir. Öğrenciler yaklaşık 25 yaşında çocuk sahibi olmak istediklerini belirtmişlerdir. %59.1’i kriyoprezervasyon hakkında bilgilerinin olduğunu, %19.9’u kariyeri için çocuk sahibi olmayı ertelemek için kullanabileceğini %57.6’sı ise kriyoprezervasyon ile kadınların annelik zamanını seçmede özgür olacaklarını belirtmiştir. Oosit kriyoprezervasyonunu daha çok tıbbi nedenlerle kabul edebilecekleri görülmektedir. Üreme hücrelerini etkileyen kanser tedavisi alacaklarsa (%63.7), yumurtalıkların etkilenmesine neden olacak cerrahi girişi...
Kırsal Alanda Yaşayan Yaşlıların Yaşlılık Algıları: Osmaniye İli Kadirli İlçesi Örneği
CERN European Organization for Nuclear Research - Zenodo, 2022
Sanayi Devrimiyle birlikte hem Dünya'da hem ülkemizde değişen yaşam koşulları, köyden kente göçü hızlandırmıştır. Göçlerin etkisiyle aile yapısında meydana gelen değişim, yaşlıların aile içindeki statüsünü önemli ölçüde değiştirmiştir. Toplum yapısındaki bu değişmelerin yanı sıra bilimsel gelişmelere bağlı olarak insan ömrünün uzaması, yaşlı nüfusun sayısal ve oransal olarak artmasında etkili olmuştur. Demografik Dönüşüm olarak ifade edilen bu durum; yaşlılık ve yaşlanma kavramlarına yoğunlaşmayı gerektirmiştir. Çünkü modern toplum yapısına dönüşüm, yaşlanmanın koşullarını değiştirerek yeni bir yaşlı kimliği ve yaşlanma algısı oluşturmuştur. Dolayısıyla araştırmada, Demografik Dönüşüm sürecinde kırsal alanda yaşayan yaşlıların kendi yaşlılıklarını anlamlandırmasını, başka bir ifadeyle yaşlılık algılarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Kadirli ilçesine bağlı 10 köyde yaşayan 65 yaş ve üzeri 622 (%41,0'ı erkek, %59,0'ı kadın) kişiyle bireysel görüşme yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre köylerdeki yaşlıların yaşlılık algısı, genellikle olumsuzdur. Diğer yandan bu yaşlıların yaşlılık algısı cinsiyete, yaş gruplarına, sağlık sorununa, gelir ve eğitim düzeyine, medeni duruma, ilk evlilik yaşına, vd. faktörlere göre değişme göstermektedir. Kadınların erkeklere, sağlık sorunu olanların olmayanlara, gelir ve eğitim düzeyi düşük olanın yüksek olana göre yaşlılık algısı daha olumsuz bulunmuştur. Dolayısıyla araştırmada, yaşamdaki olumsuzlukların yaşlıların yaşlılık algısını da değiştirdiği belirlenmiştir.
2017
Amac: Bu calismanin amaci, Turkiye’de 2006-2010 yillari arasinda hemsirelik dergilerinde yayinlanan makalelerin cesitli ozelliklerinin degerlendirilmesidir. Yontem: Calisma tanimlayici ve retrospektif turdedir. Calismaya Ulusal Tez Tarama Merkezi veri tabanlari ile Turkiye’de duzenli olarak yayinlanan, editorlu ve cevrimici olarak ulasilabilen 2006-2010 yillari arasinda yayinlanmis 11 hemsirelik dergisinin arsivinde yer alan 1013 makale alinmistir. Bu makaleler arastirmacilar tarafindan literatur taramasi yapilarak yapilandirilmis bir degerlendirme formu araciligi ile incelenmistir. Inceleme sonucunda elde edilen bilgiler SPSS veri tabaninda, sayi ve yuzdelikler yardimi ile degerlendirilmistir. Bulgular: Hemsirelik dergilerinde basilan makalelerin yayin turunun en fazla arastirma makalesi, tanimlayici turde ve iki yazarli oldugu, veri toplama araci olarak soru formunun kullanildigi, calisilan konularin cogunlukla hasta bakimina yonelik oldugu ve cok azinin maddi destek aldigi belirl...