İLKÖĞRETİM DÜZEYİNDE MATEMATİK YETERLİLİĞİ İÇİN GEREKLİ DÖRT TEMEL PRENSİPTEN BİRİSİ “TERSİNE ÇEVİRME PRENSİBİ” NEDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR? STRATEJİLERİ NELERDİR? (original) (raw)

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETİMİ SÜRECİNDE ÖĞRETMEN DAVRANIŞLARI İLE ÖĞRENCİ BEKLENTİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ (TRABZON İLİ ÖRNEĞİ)

Bu çalışma, 6. sınıf öğrencilerinin matematik dersinin öğretimi sürecinde matematik öğretmenlerinden bekledikleri davranışlar ile öğretim sürecinde matematik öğretmenlerinin ortaya koydukları davranışlar arasında nasıl bir ilişki olduğunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada betimsel yöntem kapsamında alan taraması (survey) metodu kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak iki bölümden oluşan 24 maddeden oluşan beş kategorili Likert tipi bir anket kullanılmıştır. Çalışmanın verileri, 2007-2008 eğitim öğretim yılında Trabzon ilinde bulunan altı ilköğretim okulundan rasgele seçilen toplam 177 tane 6. sınıf öğrencisine geliştirilen bu anket uygulanarak elde edilmiştir. Veriler SPSS 13.0 programı kullanılarak bağımlı ve bağımsız t-testleriyle analiz edilmiştir. Sonuç olarak, matematik öğretim sürecinde öğretmenlerin sergiledikleri davranışlar ile öğrencilerin beklentileri arasında öğrenci beklentileri lehine anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuca dayalı olarak, farklılıkların giderilmesi için bazı önerilerde bulunulmuştur.

EĞİTİMDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ (ETCEP) NEDİR

ETCEP, 2019

Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kuramcılarının hedeflediği amaçların eğitim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilmesini sağlamaya çalışan projedir. Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimde kız ve erkek çocuklarına her türlü kalıp yargıdan uzak biçimde, gerçek anlamda eşit haklar tanınması, eşit fırsatlar sağlanması ve eşit muamelenin güvence altına alınması demektir. ETCEP'in Dayanağı: ETCEP Projesinin dayanağı İstanbul Sözleşmesinin 14. maddesidir : Madde 14-Eğitim 1-Taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır. 2-Taraflar 1. fıkrada belirtilen ilkeleri yaygın eğitimin yanı sıra, spor, kültür ve eğlence tesislerinde ve medyada yaygınlaştırılmasına yönelik gerekli tedbirleri alacaklardır. Koordinasyon  Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü  British Council  Unicef AB Dayatması Projeyi AB istiyor biz yapıyoruz. ETCEP'te uygulanan hiç bir içerik bize ait değil!  Türkiye uygulayıcı Slogan: Yeniden yazmaya var mısın? Cinsiyet rolleri yeniden yazılacak Projenin 1. Ayağı : 2014-2016 arasında British Council sponsorluğunda. 2. ayağı 2016-2019 arasında Unicef sponsorluğunda yürüdü. 162 okulda. Ana Amaç: Okullardaki kız ve erkek çocuklar arasında toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesini yaygınlaştırmayı ve eğitim sisteminde eşitliğe ve toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımın benimsenmesine katkıda bulunmayı amaçlar.

MEŞRUTİYET DÖNEMİ TARİH EĞİTİMİNİN AMAÇ VE YÖNTEMLERİ, KULLANILAN ARAÇ-GEREÇLER HAKKINDA BİR İNCELEME-TEDRÎSÂT MECMÛASI ÖRNEĞİ

Eğitim-öğretim hayatı, topluma yön verirken aynı zamanda içinde bulunduğu toplum tarafından şekillenmektedir. Bununla birlikte eğitim-toplum ilişkisinde değişim ve etkileşim sürecinin amacı, geleceğin bireylerini yetiştirmeyi hedeflemektir. Meşrutiyet dönemi eğitim hayatı, yönetici ve aydınların amaçladıkları insan yetiştirme hedeflerini yansıtmaktadır. Özellikle Meşrutiyet döneminde yayın hayatına başlayan “Tedrîsât Mecmûası” dergisinde eğitim hayatımızın amaçlarının neler olduğu açıkça görülmektedir. Bu çalışmada özellikle ilk mektep talebeleri için hazırlanan “İstanbul Nasıl Fethedildi”, “Hacı İlbeği”, “Niğbolu Muharebesi”, “Kosova Muharebesi”, “Cem”, “İkinci Sultan Osman”, “Silah Müzesi” ve “Rumeli’nin İlk Fâtihleri” adlı ders numuneleri ve yazılan makaleler incelenmiştir. Böylece Meşrutiyet döneminde ideal vatandaş yetiştirme vizyonu ile doğrudan alakalı olan tarih eğitiminin amacı ve tarih derslerinin içerikleri hakkında önemli bulgulara ulaşılmıştır. Bunlara ek olarak tarih derslerinde kullanılan yöntem-teknik ve araç-gereçler, konuların işlenişi ile ilgili yaklaşımlar değerlendirilmiştir.

INVERSION PRINCIPLE APPLICATIONS ON SOLUTIONS OF THE PROBLEMS INCLUDING ADDITIVE RELATIONSHIPS / TOPLAMSAL İFADELER İÇEREN PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜNDEKİ TERSİNE ÇEVİRME PRENSİBİ UYGULAMALARI

Near East University Journal of Social Sciences, 2013

"The study aims to examine third grade students’ mental processes during their application of inversion principle in solving the problems including additive relationships, which strategies that these students used for solving the problems and how they use them. The study’s design is organized as a qualitative research method. The participants of the study consist of two 3th grade students attending to an elementary school in Izmir-as one female and another one is male. According to the performed clinical interviews’ content analysis results, it is concluded that the students used inversion principle for solving the semi-abstract problems including additive relationships more than the verbal problems. Keywords: Additive Expressions, Inversion Principle, Teaching of Inversion Strategies, Arithmetic Teaching, Math Teaching at Primary School Level. OZET Bu çalışmanın amacı; ilköğretim üçüncü sınıf öğrencilerinin toplamsal ilişkiler içeren (toplama-çıkarma) problemlerde tersine çevirme prensibini uygularken geçirdikleri zihinsel işlem süreçlerini, bu öğrencilerin bu tür problemleri çözerken hangi stratejileri kullandıkları ve nasıl kullandıklarını incelemektir. Bu araştırmanın deseni nitel olarak yapılandırılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını İzmir ili merkez ilçesinde bulunan bir ilköğretim okulunda bulunan biri kız biri erkek iki 3. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Yapılan klinik görüşmelerin içerik analizi sonuçlarına göre öğrencilerin tersine çevirme stratejisini toplamsal ifadeler içeren yarı soyut problemlerde, sözel ifade gerektiren problemlere göre daha fazla kullandığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler:Toplamsal İfadeler, Tersine Çevirme Prensibi, Tersine Çevirme Stratejileri Öğretimi, Aritmetik Öğretimi, İlköğretim Matematik Öğretimi. "

MATEMATİK EĞİTİMİNDE MATEMATİK TARİHİ GEREKLİLİĞİNİN FELSEFİ TEMELLERİ VE GERÇEKÇİ MATEMATİK EĞİTİMİNDE MATEMATİK TARİHİNİN ÖNEMİ

Bilimlerin kraliçesi olarak nitelenen matematik, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Matematiğin kendi eğitim yaşantıları, bu geçmişten ayrı düşünülemez. Bu çalışmada, matematik eğitiminde, matematik tarihinin işe koşulmasının önemi; matematik tarihi, matematik eğitimi felsefesi ve çağdaş matematik eğitimi yakla- şımları açısından vurgulanmıştır. Yarı deneyselcilik felsefesinin ilham kaynağı olan Lakatos matematiksel bilginin gelişim modelinde çıkış noktası olarak matematik tarihini alması, matematik eğitiminde matematik tarihinin kullanılması adına güçlü bir referanstır. Modern matematik eğitimi yaklaşımları açısından düşünüldüğünde ise, gerçekçi matematik eğitiminin (RME) beslendiği ana kaynak problem çözmedir. Matematiğin tarihsel gelişimi düşünüldüğünde de genelde bir problem çözme aktivitesi olarak geliştiği, değiştiği görülmektedir. RME, problem çözmeyle matematik tarihi etkili bir şekilde sentezlemiştir.

DİJİTAL MATERYAL TASARIMI YETERLİKLERİ ÖLÇEĞİ (DMTYÖ): BİR ÖLÇEK GELİŞTİRME ÇALIŞMASI

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ Kuram ve Uygulama, 2021

Araştırmada öğretmenlerin dijital materyal tasarımı yeterliklerini belirlemeye yönelik bir ölçeğin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada karma yöntem araştırmalarından keşfedici sıralı karma desenden faydalanılmıştır. Araştırmada iki farklı çalışma grubu yer almıştır. İlk olarak Delphi panellerini gerçekleştirmek üzere Türkiye’nin 22 farklı üniversitesinde görev yapmakta olan 28 öğretim üyesi çalışmaya dâhil edilmiştir. Araştırmanın ikinci çalışma grubu ise ölçek geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının yürütüldüğü Muğla ili Menteşe ilçesine bağlı okullarda görev yapan 328 öğretmendir. Araştırmada öncelikli olarak “Dijital Materyal Tasarımı Yeterlikleri Ölçeği (DMTYÖ)”nde yer alacak maddeleri oluşturmak için Delphi tekniğinden faydalanılmıştır. Daha sonra ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonucunda Dijital Materyal Tasarımı Yeterlikleri Ölçeği’nin dört faktörlü yapısı doğrulayıcı faktör analizi ile doğrulanmıştır. Ölçeğin tümüne ait Cronbach’s Alpha değerinin. 98 olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte tasarım ve geliştirme yeterliği alt boyutunun. 97; teknik yeterlik alt boyutunun. 94; teknopedagojik yeterlik alt boyutunun. 96; uygulama ve değerlendirme alt boyutunun. 95 güvenirlik değerlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda geçerli ve güvenilir bir Dijital Materyal Tasarımı Yeterlikleri Ölçeği elde edildiği söylenebilir. Geliştirilen ölçek öğretmenlerin dijital materyal tasarımı yeterliklerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilecek araştırmalarda kullanılabilir.

SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABET AVANTAJININ KAYNAĞI: ENDÜSTRİ TEMELLİ TEORİ VE KAYNAK TEMELLİ TEORİ ÇERÇEVESİNDE

ÖZET Bu çalışmada sürdürülebilir rekabet avantajının iktisat teorisinden, yönetim teorisine kadar geçen süreç içerisindeki evrimi incelenmektedir. Çalışmanın amacı bu süreç içerisinde rekabet avantajının kaynağının ne olduğu sorusuna ilişkin teorik çerçevede cevap aranmasıdır. Rekabet kavramının Adam Smith'in Ticaret Teorisiyle uluslararası rekabetçilik alanında başlayan çalışmaları, 1970'li yıllarda stratejik yönetim literatüründe yer almaya başlamıştır. Sürdürülebilir rekabet avantajı ile ilgili ilk araştırmalar ise, firmaların başarı veya başarısızlığında hem iç çevre hem de dış çevreye eşit önem verilmiştir. Ardından sektörel yapının önemini vurgulayan Endüstri Temelli Teori geliştirilmiştir ve asıl dikkati dış çevreye yöneltmiştir. Sonrasında içsel organizasyonel kaynak ve yeteneklere odaklanılarak Kaynak Temelli Teori ortaya atılmıştır. Tüm bu süreç içerisinde sürdürülebilir rekabet avantajının kaynağına ilişkin çeşitli bakış açıları oluşmuştur. Çalışmada 1970'li yıllarda başlayıp 2000'li yıllara kadar geçen süre içerisindeki, Endüstri ve Kaynak Temelli Teori ve modelleri çerçevesinde rekabet avantajının kaynağı açıklanmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak rekabet avantajının kaynağını, Endüstri Temelli Teori firmanın içinde bulunduğu sektör ve sektör yapısıyla açıklamaktadır. Kaynak Temelli Teori ise firmanın sahip olduğu kaynak ve yeteneklerin ve bu kaynak ve yeteneklerin özelliklerin rekabet avantajı getirdiğini belirtmektedir. Anahtar Sözcükler: Endüstri Temelli Teori, Kaynak Temelli Teori, Sürdürülebilir Rekabet Avantajı ABSTRACT This study investigate that evolution of sustainable competitive advantage from economic theory to management theory. The objective of this study is to determine of what the source of competitive advantage in the theoretical framework in this process. The studies of the concept of competition which is began in the field of international competitiveness with Adam Smith's trade theory, has been started on the strategic management literature in the 1970s. First researches with regard to sustainable competitive advantage, had given equivalent attention to both their internal and external environments in the successes and failures of firms. Then emphasizing the important of sectoral structure Industrial Organization Theory, has been developed and the actual attention has been given their external environments. And then emphasizing internal organizational resources and skills, Resource-Based Theory presented. About the source of sustainable competitive advantage within this whole process is composed of a variety of perspectives. This study have attempted to explain the source of competitive advantage in the framework based on Industrial Organization Theory and Resource-Based Theory in the period from 1970s to 2000s. As a result, according to Industrial Organization Theory, the source of competitive advantage is determined by the structure of its industry and its industry. According to Resource-Baced Theory emphasize that competitive advantage is gained by firm's own resources and skills and their resources and skills characteristics.

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ İSTATİSTİK DERSİNİN İSLENİŞİNE, ÖĞRENİLMESİNE VE DEĞERLENDİRMESİNE İLİŞKİN İNANÇ VE ÖNERİLERİ

2022

Bu kesitsel tarama çalışmasında, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının istatistik dersinin islenişi, öğrenilmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili inanç ve önerileri araştırılmıştır. Çalışmaya Türkiye’deki iki devlet üniversitesinin İlköğretim Matematik Öğretmenliği programında öğrenim gören n=160 öğretmen adayı katılmıştır. Veri toplama aracı olarak, İstatistik Öğretme Envanterinin uyarlanmış versiyonunun inançlar ile ilgili bölümü kullanılmıştır. Türkçeye uyarlaması yapılan İstatistik Öğretme Envanterindeki her bir maddeye öğretmen adaylarının verdikleri tepkiler analiz edilerek, frekans ve yüzde değerleri ile sunulmuştur. Öğretmen adaylarının “İstatistik dersinin nasıl işlenmesini isterdiniz?” sorusuna verdikleri yazılı yanıtlar üzerinde iki araştırmacı tarafından içerik analizi işlemi gerçekleştirilmiş ve araştırmacılar arasındaki uyum indeksi .93 olarak bulunmuştur. Bu çalışmanın katılımcıları, istatistik derslerinin kâğıt- kalem hesaplamaları yoluyla yürütüldüğüne, istatistiksel kavramların ve kuralların altında yatan anlama temas edilmediğine işaret etmişlerdir. Ayrıca çoğu öğretmen adayı, öğrenci başarısının biçimlendirici ve alternatif ölçme araçları kullanılarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünde birleşmişlerdir. Benzer çalışmalar farklı programlarda öğrenim gören öğrencilerle de yürütülebilir. Ayrıca çoğu öğretmen adayı, öğrenci başarısının biçimlendirici ve alternatif ölçme araçları kullanılarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünde birleşmişlerdir. Benzer çalışmalar farklı programlarda öğrenim gören öğrencilerle de yürütülebilir. Ayrıca öğretim elemanlarının istatistik dersini öğretim biçimleri gözlemlenerek, öğretim biçimi ile öğrenci beklentileri arasındaki ilişki incelenebilir.

UbD TEMELLİ GELİŞİMSEL YAKLAŞIM UYGULAMALARININ MATEMATİK DERSİ ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Milli Eğitim, 2022

Bu araştırmanın amacı, ortaokul matematik öğretiminde UbD (Understanding by Design), yani Anlamaya Dayalı Tasarım temelli gelişimsel yaklaşım uygulamalarının, matematik dersi öğrenci başarısı üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma, son-test kontrol gruplu yarı deneysel desen ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde İstanbul ili Bahçelievler ilçesinde bir devlet okulunda beşinci sınıfa devam eden 18'i deney, 18'i kontrol toplam 36 öğrenci oluşturmaktadır. Deney grubunda matematik dersleri UbD isimli öğretim tasarım modeli temel alınarak, gelişimsel yaklaşıma uygun hazırlanmış matematik dersi ünite planlarıyla devam ederken, kontrol grubunda ders işleme şekline herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak matematik dersi başarı testi kullanılmıştır. Toplanan verilerin analizi Mann Whitney U ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonunda, UbD temelli gelişimsel yaklaşım uygulamalarının gerçekleştiği deney grubu ile kontrol grubunun matematik dersi öğrenci başarısı arasında deney grubu lehine anlamlı farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmadan elde edilen bu sonuç, UbD temelli öğretim planlama ve gelişimsel yaklaşım gibi uygulamaların, kalıcı ve anlamlı öğrenmenin sağlanmasında önemli birer araç olarak kullanılabileceğini göstermektedir.

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

The Journal of Academic Social Science Studies, 2013

Özet Çağdaş eğitim programlarında, başarılı öğrencinin kazanması gerekli olan becerilerin tanımlanmasında; iletişim kurabilme, bilimsel, akılcı ve mantıklı düşünme becerisine sahip olma, teknolojiyi kullanabilme, araştırmacı ve üretken olabilme, bilgiyi paylaşabilme, insanlık değerlerine sahip çıkmanın yanı sıra problem çözme becerisinin de yer aldığı görülmekte ve problem çözme becerisi kazanılması gereken bir beceri olarak ele alınmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmenliği bölümü öğrencilerinin problem çözme becerilerini çeşitli değişkenlere göre incelemektir. Çalışma tarama modelinde ve betimseldir. Çalışmanın evrenini Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği bölümünde öğrenim gören öğrenciler oluştururken, bu evrenden yansız olarak seçilen 77 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Problem Çözme Envanteri’nin (Heppner ve Petersen, 1982) Türkçeye uyarlanmış hali (Şahin, Şahin ve Heppner, 1993) kullanılmıştır. Bu çalışmanın verileri ile envanterin geneli için Cronbach alpha katsayısı .87 olarak hesaplanmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; değerlendirici yaklaşım boyutunda ailesinin aylık geliri 1000 TL ve altı olan öğrencilerin, yine değerlendirici ve planlı yaklaşımlar boyutlarında baba öğrenim düzeyi ortaokul ve altı olan öğrencilerin ilgili problem çözme boyutlarındaki algılarının anlamlı biçimde daha yüksek olduğu, ancak öğrencilerin problem çözme beceri algıları arasında cinsiyetlerine, öğrenim gördükleri sınıf düzeyine, mezun oldukları lise türüne, anne öğrenim düzeyine göre anlamlı fark bulunmadığı, genel not ortalamaları ile problem çözme beceri algıları arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler Problem çözme, problem çözme becerileri, ilköğretim matematik öğretmeni adayları Abstract It is noted in contemporary curricula that successful students should have certain skills and abilities such as effective communicating, thinking scientifically and logically, taking advantage of technology, being productive and investigative, sharing the knowledge as well as having problem solving skills. In this context, this study focuses on problem solving skills of students of primary school math teaching department in terms of some variables. This descriptive study is designed as a survey model. The sample of the study consists of 77 students randomly chosen among the population of primary school math teaching department at Kahramanmaraş Sütçü İmam University in 2011-2012 educational years. Turkish version of problem-solving inventory (Şahin, Şahin and Heppner, 1993) developed by Heppner and Petersen (1982) is used in this study as data collection tool. Cronbach’s alpha coefficient of the whole inventory is calculated with the data of this study and found to be .87. Following results are found in the study: In terms of approach of evaluating, the students whose family have monthly income of 1000 TL and lower, and in terms of approaches of evaluating and planned, the students whose fathers graduated from secondary school and lower have significantly higher problem solving ability perceptions. However, no significant difference is found between students’ problem solving ability perceptions according to the variables of gender, grade they study at, type of high school they graduated from and mother’s education level while there is also no significant relationship between students’ grade point averages and problem solving skill perceptions.