Sosyal Medya Araştırmaları - I "Sosyalleşen Birey" (original) (raw)
Related papers
Bi̇r Sosyalleşme Araci Olarak Yeni̇ Medya
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ AKADEMİK DERGİSİ, 2015
Yeni medya 2000'li yılların en moda kavramlarından biridir. Gerek doğrudan medya üzerine yapılan çalışmalarda, gerekse dolaylı olarak medya ile ilişkilendirilmiş araştırmalarda yeni medyanın karakteristik özellikleri farklı şekillerde sınanmaya çalışılmış, yeni medya tanımlarının sınırları sürekli yeniden yapılandırılır olmuştur. 2000'li yılların toplumsallaşma süreci, modern dünyanın geleneksel medyasının ortaya çıkardığı toplumsallaşma yapısından önemli farklılıklar içerir. Kavram olarak ağ toplumu, Castells (2008) tarafından tanımlanmış, gündelik yaşamlarında geleneksel iletişim araçları yerine yeni medyayı kullanagelen, yeni medyanın iletişim olanaklarını gündelik yaşamı içine yerleştirmiş ve belirli bir alışkanlık edinmiş bir topluma karşılık gelmektedir. Ağ toplumu, Bell'in (1996) endüstrisi sonrası toplumunun toplumsal yapılanmasını ağ üzerinden gerçekleştiren biçimi olarak tanımlanabilir. Toplumsal yapılanmasını da bilginin serbest dolaşımı üzerine şekillendirir. Tıpkı endüstri toplumunda üretilen ürünlerin serbest dolaşımında olduğu gibi, ağ toplumunda öne çıkan en önemli olgu, önemli ya da önemsiz, anlık ya da geçmiş, üretilen tüm bilgilerin paylaşılabilir, manipüle edilebilir olmasıdır. Bu araştırma, ağ toplumunun yapılanmasında, toplumsallaşmasında yeni medyanın ne gibi etkilerinin olduğunu; var olan toplumsal yapıyı şekillendirmesinde hangi özelliklerinden yararlandığını ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda yeni medyanın karakteristik özellikleri özetlenerek, toplumsallaşma ile olan kavramsal ilişkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Farklı toplumsallaşma düzeylerinde yeni medyanın hangi karakteristik özellikleri ile işlev gördüğü, 2000'li yıların ağ toplumunun yapılanmasında hangi yönlerinin öne çıktığı, literatür taraması ışığında betimlenmiştir.
Kitap İncelemesi: Sosyal Bilgilerde Güncel Okumalar-1
2020
Sosyal bilgiler hayatin sosyal, siyasi, ekonomik, kulturel, bilimsel, teknolojik, tarihi, cografi bircok alaniyla ilgili disiplinler arasi bir alandir. Bundan dolayi sosyal bilgiler dersinin programi, icerigi, ogretimi vb. her alani bu zenginlikte olmalidir. Sosyal Bilgilerde Guncel Okumalar-1, sosyal bilgiler alaninda bu nitelikte bir kitaptir. Sosyal Bilgilerde Guncel Okumalar-1 editorlerin sosyal bilgilerin hemen hemen her alani kapsadigi gorusu dogrultusunda ortaya konan bir kitap olarak karsimiza cikmaktadir. Sosyal Bilgilerde Guncel Okumalar-1 kitabi sekiz bolumden olusmaktadir. Her bolum belli bir sistematik icinde ele alinmistir. Bolumlerde giris, kavramsal ve kuramsal cerceve, konunun farkli boyutlari, sosyal bilgilerle ve sosyal bilgiler programiyla iliskisi, sosyal bilgiler baglaminda ogretim sureci, ogretim surecinde yasanan zorluklar, sonuc, ogretiminde kullanilacak ornek etkinliklere yer verilmistir. Sosyal Bilgilerde Guncel Okumalar-1 kitabinda bolumler yenilikci baki...
Sosyal Medyada Bölünen Kendilikler: İletişim Psikolojisi Açısından Bir İnceleme
SOSYAL MEDYADA DİL VE İLETİŞİM Retorik, Söylem ve İkna Editör: Ali Yıldırım, 2021
İletişim ile Psikoloji arasında iç içe geçmiş ilişkiler ve etkileşimler bulunmaktadır. İnsanların başkalarının varlığından nasıl etkilendiği ve onları nasıl etkilediği konuları iki bilimin konu alanına girmektedir. İletişim psikolojisi çalışmalarında insanların iç iletişim sistemleri incelenmektedir. Günümüzde hayatımıza yoğun şekilde giren sosyal medya ve sosyal ağlar, iletişimin ve dilin yeni kullanımlarını ortaya çıkarmışlardır. Bu yeni kullanımlar benliklerin dönüşmesine ve gerçek ile sanalın birbirine karışmasına yol açarak davranış değişikliklerine sebep olmuşlardır. Bu çerçevede çalışmada, iletişim psikolojisi kuramları çerçevesinde sosyal medya kullanım şekilleri incelenmekte ve bunun insanların iç ve dış iletişim şekillerine yansımaları araştırılmaktadır. Bu çerçevede; kendilik psikolojisi kuramı bakış açısıyla Twitter sosyal ağ sitesi hesabında #ben başlık etiketi (hashtag) ile paylaşımlarda bulunanlar arasından seçilen örneklemler sanal etnografya yöntemiyle analiz edilmektedir.
Öz Bir grup çevrimiçi engelli bireyin sosyal medyayı örselenen/madun kimlikleri için tel-afi alanına dönüştürmelerinin kültürel bağlamını araştıran bu çalışmada, Facebook'ta örgütlenen 'Dostluk Arkadaşlık sohbet İzdivaç evlilik ve engelli aşk' topluluğu incelenmiştir. Evlilik ve flört temalı ilişkiler ekseninde engelli kimliğini normalleştirme/ iyileştirme faaliyetlerini kolektif olarak üreten üyelerden oluşan toplulukta, heterotopik bir kültür deneyimi de kurgulanmaktadır. Engelli kullanıcıların çevrimiçi birçok örgütlen-meyle öz-temsil edilmesine rağmen evlilik topluluklarının seçilmesinin 'normalleşme' ile evlilik arasındaki güçlü bağla ilişkisi vardır. Bekâr olmanın geleneksel yollardan ayıplanması ve toplumsal baskılar hesaba katıldığında, evliliğin özellikle engelli bi-reylerin 'normallik' kazanımları için önemi kavranabilir. Engelli kullanıcıların sosyal medyatik öz-temsilinin temasını oluşturan evlilik ve aşk ilişkilerinin örselenen kimliği onarmak için nasıl kurgulandığını açıklamayı amaçlayan çalışmada kültürel anali-tik perspektifi içeren netnografi yöntemi kullanılmıştır. Facebook'ta kültürel otonomi üreten çevrimiçi engelli grubun varlık gösterisini ele alan çalışmada, bireysel ve kolektif paylaşımlar temel alınarak bir dijital kimlik haritalaması denenmiştir. Çalışma bulguları, engelli kullanıcıların normalleşmeyi denedikleri sosyal medyada, örselenmenin ve madunluğun mevcut durumlarını da normalleştirdiklerini göstermektedir. Ayrıca, Araf'ta olma haline ve ileri marjinalliğe karşı sosyal medyayı ideal kimliğin 'heterotopyası' olarak kullanma davranışı da bulgular içerisinde önemli bir ayrıntıdır.
Sosyal Medyada Kullanıcı Faaliyeti: Üretken ve Üretken Olmayan Emeği Anlamak
(M.A.), 2018
Hedefli reklamcılık, sosyal medya platformlarında gerçekleşen sermaye birikiminde önemli bir yer tutmaktadır. Platform kullanıcılarının kişisel olarak üretmiş oldukları veri ve içerikler, aynı zamanda platform üzerinde karşılaşacakları reklamların niteliğini belirlemektedir. Kullanıcıların veri ve içerik üretmeleri karşılığında herhangi bir ücret almıyor olmaları ise beraberinde kullanıcıların sömürüldükleri yönünde tartışmalara sebep olmaktadır. Bu çalışma, sosyal medya kullanıcısının artık değer yarattığına ve sömürüldüğüne odaklanan yaklaşımların bir eleştirisini sunmayı hedeflemektedir. Bu eleştiri temelde, sermaye için artık değer üreten emeğin belirli bir toplumsal biçime sahip olduğu savına dayanmaktadır. Buradan hareketle sosyal medya platformlarının sermaye birikim sürecinde kullanıcıların üretmiş olduğu veri ve içerikler temel öneme sahip olsa da her üretici faaliyetin meta ve değer yarattığını kabul etmenin zorlukları açıklanmaya çalışılacaktır