Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü (original) (raw)
Related papers
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2015
Işık ile sertleşen dental materyallerin polimerizasyonu esnasında ortaya çıkan ısı artışı, pulpa hasarına yol açabilmektedir. Amaç: Bu çalışmanın amacı, 3 farklı polimerizasyon moduna sahip bir LED ışık kaynağının, rezin modifiye kalsiyum silikat içerikli pulpa kaplama ajanının polimerizasyonu esnasında pulpa odasında oluşturduğu ısı değişikliğinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çekilmiş molar dişin, okluzal yüzeyinde pulpa üzerinde 1 mm kalınlığında dentin tabakası kalacak şekilde düz bir kesim yapıldı. Klinik durumu yansıtmak için, belirli bir basınçla suyun pulpa içerisinde dolaşması sağlanarak pulpal sirkülasyon taklit edildi. Pulpa kaplama materyalinin (TheraCal, Bisco Inc.,USA) ışıkla sertleşmesi esnasındaki ısı artışı ölçüldü. Materyallerin polimerizasyonu için ışık kaynağının üç farklı modu kullanıldı; hızlı polimerizasyon (HP), yavaş artan polimerizasyon (YAP) ve soft polimerizasyon (SP). Oluşan ısısal değişiklikler, bir veri kaydedici ile kaydedildi. Veriler istatiksel olarak tek yönlü ANOVA testi ile değerlendirildi. Bulgular: ANOVA testi pulpa odasında oluşan ısı değişimlerinin ışık kaynağının farklı modlarından etkilendiğini göstermiştir. Tüm gruplar kendi aralarında istatiksel olarak anlamlı fark göstermiştir (p<0.05). Farklı modlardan kaynaklanan ısı değişimleri şöyledir: HP için (7.19±0.44°C), YAP için (6.62±0.34°C), SP için (6.10±0.37°C). Sonuç: Aşağıdaki sonuçlar bulunmuştur; Farklı ışık modlarından kaynaklı intrapulpal ısı değişimleri yüksekten düşüğe doğru şöyle sıralanmaktadır: HP, YAP, SP. Işık kaynağının tüm modları kendi aralarında istatiksel olarak anlamlı fark göstermiştir. TheraCal'in aynı ışık kaynağının farklı modlarıyla polimerizasyonu esnasında 5.5 o C'den fazla intrapulpal ısı artışı gözlenmiştir.
Kasimî Mecmuasi’Nin İçeri̇k Anali̇zi̇
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2018
İnsanoğlu çeşitli ifade araçlarıyla kendileri ve yaşadıkları dünyaları hakkında anlama ve anlamlandırma faaliyetlerinde bulunur. Bu araçlardan birisi de hiç kuşkusuz edebiyattır. Edebiyat alanındaki her eserde insanoğluna ait en az bir unsurun varlığı kuşku götürmez bir gerçekliktir. Edebî metinlerde işlenmiş öğelerin bulunması, değerlendirilmesi ve geleceğe aktarılması insanlık adına önemli bir görevdir. Bilindiği üzere Türkler, tarihin farklı dönemlerinde farklı yazı sistemlerini kullanmışlardır. Bunlardan birisi de en uzun süre kullanılan Arap yazı sistemidir. Arap harflerinin Türkçe ifadelerle hayat bulduğu nice edebî eser ve metin bulunmaktadır. Bunların büyük çoğunluğu da Osmanlı dönemine aittir. Türk edebiyatının uzun bir dönemini kapsayan Klâsik Türk (Divan) Edebiyatı’nın önemli kaynakları arasında bulunan mecmualar, yazıldıkları dönemlere ait nice kodlar barındırdıkları gibi geleceğe dair nice mesajlar taşımaktadır. Mecmualar, antoloji mahiyeti taşıyan eserlerdir. Bu eserle...
Altın Köl II Yazıtının Geniş Yüzünün Sol-İç Satırı Üzerine
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
ÖZ Bu makale, Altın Köl II yazıtının geniş yüzünün sol-iç satırının işaret varlığı ile bu satırda eksik olduğu düşünülen geçişli fiilin tespitine odaklanmakta ve satırla ilgili yeni bir okuma önerisi sunmaktadır. Yenisey yazıtlarının orta uzunluktaki metinlerinden biri olan Altın Köl II yazıtı bugüne değin Fin başta olmak üzere pek çok araştırmacı tarafından ele alınmıştır. Bunun dışında, www.bitig.org ve uqusturk.wordpress.com sitelerinde yazıta ait fotoğraflara yer verilmiştir. Altın Köl II yazıtıyla ilgili bütün bu çalışmalar incelendiğinde, yazıtın geniş yüzünün sol-iç satırının, ilk kayıtlardan itibaren <rdmB(…)R> işaretleriyle başladığı görülmektedir. Bu satır neredeyse tüm çalışmalarda BUDUNG:rk:BUDNG şeklinde devam etmekte ve çoğunlukla rTmrnULGA:rdmg:BTURmn: işaretleriyle son bulmaktadır. Araştırmalarda satırdaki işaret grubu bodunug erk bodunug şeklinde; daha sorunlu olan sonraki işaret grubu ise işaret tespitlerindeki ufak tefek farklılıklardan kaynaklı olarak är atım ärän ulug, är atım ärän ulug a ya da atım ärän ulug a şeklinde okunmuştur. Söz konusu satır belirtme ekli ikinci bodunug sözcüğünden sonra böyle bir ad cümlesiyle devam ettiği için de genellikle bu satırda geçişli bir fiilin eksik olduğu düşünülmüştür. Ancak Altın Köl II yazıtının www.bitig.org ve uqusturk.wordpress.com sitesinde yayımlanan fotoğrafları dikkatle incelendiğinde, söz konusu satırın işaret varlığının araştırmacıların geçmişte verdiklerinden farklı olduğu ve satırda eksikliği hissedilen geçişli fiilin aslında orada bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmada Altın Köl II yazıtının geniş yüzünün sol-iç satırının işaret varlığı <rdmB(…)R:BDUNGrkBUDUNG:Tm[z] ULU[G]:rdmg:BTU[Rmn]> olarak tespit edilmektedir. Söz konusu satır ärdäm b[ols]ar bodunug ärk bodunug attımı[z] ulu[g] ärdäm[l]ig batur män "Kahraman olduğumuz için halkı, güçlü halkı (yurttan) attık. Ben büyük, erdemli bir kahramanım." şeklinde yorumlanmaktadır. İncelemede, satırdaki <Tm[z]> işaret grubunun attımı[z] "(yurttan) attık" olarak okunması durumunda, eksik olduğu varsayılan geçişli fiilin ortaya çıktığı gösterilmektedir. ABSTRACT This article focuses on the glyph inventory of the left-inner line of the broad face of Altın Köl II inscription, as well as the identification of the transitive verb, which is thought to be missing in this line and provides a new reading proposal. Altın Köl II inscription, which is one of the medium-length texts of the Yenisey inscriptions, has been investigated by many scholars so far.
KİŞİLİĞİN DIŞA KARŞI KORUNMASI
Turkish Studies, 2019
Özellikle son yıllarda teknolojik gelişmeler ile birlikte sosyal medya kullanımlarının hız kazanması kişilerin kişilik hakları ile ilgili sorunlarını gündeme getirmiştir. Kişilerin kendi istekleri dâhilinde olsa bile özel hayatlarını bu denli paylaşmaları sadece hukuki açıdan değil, sosyolojik açıdan da incelenmeye değer bir mesele olmuştur. Özel hayatın kolay ulaşılabilirliği, kişiliği de saldırılara daha açık hale getirmiştir. Tüm dünya, gelişen teknolojinin mahremiyetin sınırlarını ihlal ettiğini tartışırken konu hukuki ve sosyolojik açıdan da önem taşımaya başlamıştır. Öyle ki kişiliğin korunması meselesinde anayasalar yetersiz kalmış, ek kanuni düzenlemelere gereksinim duyulmaya başlanmıştır. Kişilik hakkının ihlali, devlet gibi kamu gücünü elinde bulunduran bir organ tarafından da gerçekleştirilebilir. Bu sebeple kişiliğin korunması meselesini yalnızca Medeni Hukuk çerçevesinde incelemek yanlış olacaktır. Ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku gibi hukukun birçok dalının konuya ilişkin düzenlenmelerinin varlığı şarttır. Ülkemizde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının kabul edilmesi, kişilik hakkının korunmasına yönelik atılmış adımlardan bir tanesidir. Kişilik haklarının ihlali dışarıdan ve devlet eliyle olabileceği gibi bizzat kişinin kendisi tarafından da gerçekleştirebilir. Bazı koşulların bir arada gerçekleşmesi, insanı kendi menfaatini düşünemeyecek noktaya ve temel haklarının ihlal edilmesine göz yummaya götürebilir. Hukuk düzeni mücbir sebeplerden de kaynaklansa kişilik hakkının ihlal edilmesini kişinin bizzat kendisine dahi yasaklamıştır. Bu durum, hukuk devletinin gereklerindendir. Bu çalışmada kişiliğin hukuki açıdan ne ifade ettiğine değinilmiş aynı zamanda kişiliğin kimlere karşı hangi durumlarda korunabileceği ve bu korunmanın sınırlarının ne olduğu üzerinde durulmuştur.
KAPITALIZM KLASIK URETEBILIR MI
Kapitalizm klasik üretebilir mi?, 2021
Tarihin her döneminde var olan tüm konular hakkında o denli konuşuldu ki, üzerine söz söylenecek bir alan dahi kalmadı. Yaşam, ölüm, akrabalık, çevre gibi geniş ve kapsayıcı konular genelde en çok bahsedilen alanların başında gelir. Klasikler de hiç şüphesiz bu bahsin önden giden atlılarıdır. Klasik deyince aklımıza elbette pek çok şey gelir. Klasiklerden söz açıldığında hatırınıza bir cami, unutamadığınız bir kitap yahut dudaklardan düşmeyen bir beste geliyorsa doğru yoldasınız demektir. Çünkü klasiklerimiz bizimle özdeşleşmiş, zihnimize daha doğmadan kazınmış yegâne sanat eserlerimizdir. Peki, klasik nedir, bir klasik bize ne vadeder? Klasik sözlükte; üzerinden çok zaman geçmesine rağmen değerini kaybetmeyen anlamına gelmektedir. Daha geniş bir tabirle, her kültürün ortaya koyduğu, dünya mirası sayılan her türlü yazılı, sözlü, bina edilmiş esere klasik, bu tavra da klasikleşme denmektedir. Sanılanın aksine üç beş kişi dediği için değil, kuşaklar boyunca sahiplenildiği için bu büyük eserler klasik diye adlandırılmaktadır.
KAPİTALİZMİN TARİHSEL SÜRECİNDEN BİR KESİT
Kapitalizm, ekonomik ve felsefi yönden sürekli olarak incelemeye tabi tutulmuş ve günümüzde de sürekli tartışılagelmiş güncel bir kavramdır. Bu nedenle doğuşu, gelişimi ve ilerleyişi ile tarihsel olaylarla, toplumsal gelişmelerle büyük bir birliktelik sergilemektedir. Dolayısıyla bu mefhumun güncelliğini koruması da son derece doğaldır. 3 Türk Dil Kurumu'na göre sermaye, Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta, resülmal.(Kaynak : sozluk.gov.tr) 4 Günümüz dünyasını şekillendiren en önemli ekonomi aracı olan paranın tarihi Lidyalılara kadar dayanıyor. Tarihe parayı
Bir asırdan biraz evvel 1917' de Dârüsselâm, Kudüs bizden ayrı düştü. Endülüs'ün acı ve hüzün yüklü hatıraları dururken, Türkistan, Hindistan daha soğumamışken gereken dersler alınamamış ve Kudüs de kaybedilmişti. Tarih tekerrür ettiği her derste daha ağır bedeller ödetiyordu. Ve Gazze. Sultan Kutuz'un önüne çıkan her şeyi ve her yeri yakıp yıkan Moğol istîlâsına 1260 tarihinde dur dediği Aynicâlût Savaşı'nın, canlı şahidi aziz topraklarda şimdi yeni bir Endülüs sergileniyor. Dünya sessiz, insanlık çaresiz; çağdaş Câlûtlar her zamankinden daha fütursuz. Dârülmülk Konya'nın üçüncü sayısı işte tam bu vahşetin tanıklığında vücut buldu. Dârülmülk'ten Dârüsselâm' a bir dua olsun diye… Bir dua olsun ki Kılıçarslanlar, Selahaddinler, Baybarslar… artık geç kalmasın.