Infection Control Practice in Postmortem Evaluation of the Crimean Congo Hemorrhagic Fever Cases (original) (raw)

Diagnostic Value of Hemogram Parameters in Crimean-Congo Hemorrhagic Fever

DergiPark (Istanbul University), 2021

Giriş: Ülkemizde son yıllarda Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA), yüksek mortalitesi nedeni ile dikkat çekmektedir. Amaç: KKKA'da meydana gelen inflamatuar sürecin, tam kan parametreleri üzerine olan etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem:01.01.2010-31.12.2011 tarihleri arasında acil servisimize, kene ile temas şikayetiyle başvuran toplam 5260 hasta retrospektif olarak incelendi. Klinik olarak şüpheli 80 vakaya yapılan serolojik inceleme sonunda KKKA tanısı için 40 hastada pozitif ve 40 hastada negatif sonuç bulundu. Sağlıklı gönüllü 40 kişiden kontrol grubu oluşturuldu. Hastalardan başvuru sırasında alınan tüm hemogram parametreleri, hasta ve kontrol grubu ile ayrı ayrı karşılaştırıldı. Bulgular: KKKA pozitif ve negatif olan hasta grubu, kontrol grubu ile kıyaslandığında; lökosit, nötrofil, red cell distribution width (RDW), mean platelet volume (MPV), nötrofil-lenfosit oranı (NLR) ve trombosit-lenfosit oranı (PLR) değerleri sadece KKKA pozitif olan grupta anlamlı tespit edildi. Oysa lenfosit ve platelet değerleri her iki grupta da anlamlı bulunmuştur (p≤0.01). Sonuç: Bu çalışmada elde edilen verilere göre özellikle acil servislerde ucuz, kolay ve yaygın olarak kullanılabilecek bu tam kan parametreleri KKKA tanısında klinisyenlere yardımcı olabilir.

Investigation of the Characteristics of Crimean Congo Hemorrhagic Fever Cases Reported in Afyonkarahisar Province

Türkiye parazitoloji dergisi, 2022

Amaç: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA); ateş, vücutta yaygın ağrı, karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma ile seyreden; deri, mukozalarda, bazen iç organlarda kanamalara ve ölüme yol açabilen kene kaynaklı bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Bu çalışmada, Afyonkarahisar ilinde tanı konulan KKKA olgularının klinik, laboratuvar ve epidemiyolojik özelliklerini retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Afyonkarahisar ilinde KKKA tanısı alan hastaların demografik ve klinik özellikleri, laboratuvar bulguları, uygulanan tedaviler ve prognozları retrospektif olarak incelenmiştir. Bulgular: Afyonkarahisar ilinde; ülkemizde KKKA'nın ilk kez görüldüğü tarih olan 2002 yılından Kasım 2019 tarihine kadar toplam 35 olgu bildirimi yapıldığı belirlendi. Otuz bir olguda kene tutunması öyküsü saptandı. Kene tutunması olguları en çok Haziran (12 olgu; %34.3) ve Temmuz (9 olgu; %2.9) aylarında görüldür. Yirmi yedi (%77.1) hastada kırsal kesimde yaşama öyküsü, 12 hastada hayvanlarla yakın temas, 4 hastada hayvan kanı ile temas öyküsü mevcuttu. Takip edilen 35 olgunun tamamı şifa ile sonuçlanmış, mortalite görülmemişti. Sonuç: KKKA, ülkemizde halen önemini koruyan endemik bir hastalıktır. Hastalığın kontrolünde en önemli faktör, bulaşı önlemek için virüs temasını engellemektir. Endemik bölgelerde yaşayan kişiler kene tutunmasına karşı alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmeli, hastalık hakkında eğitim verilerek farkındalık oluşması sağlanmalıdır.

Evaluation of Tick and Crimean Congo Hemorrhagic Fever Cases Admitted to a State Hospital

Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) yüksek mortalitesi nedeniyle önemli bir sağlık sorunudur. Çoğunlukla kene ile bulaşan bu hastalığın sıklığı bölgemizde artış halindedir. Araştırmanın amacı hastanemize kene ısırığı ile gelen olguların epidemiyolojik özelliklerini araştırmak, KKKA açısından değerlendirmek ve hastaneye yatış ilişkili risk faktörlerini belirlemektir.Retrospektif tipteki bu araştırmada 2018-2020 tarihleri arasında hastanemize ‘zehirsiz böcek tarafından sokulma’ ile başvuran ve kene tarafından sokulduğu tespit edilen 1606 olgunun 3744 başvurusu incelendi. Yıllar arasındaki farklar değerlendirildi. KKKA tanısı alan ve almayan hastalar karşılaştırıldı. Lojistik regresyon analiziyle hastane yatışını etkileyen risk faktörleri belirlendi.KKKA RT-PCR testi, sevk edilen toplam 47 kişinin 42’sinde pozitif geldi. Bu hastaların tedavilerinin hastanede yatarak gerçekleştirildiği görüldü. Tek değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldığında, KKKA nedeniyle hastane yatışı ile keney...

Immunological Evaluation of Children with Crimean-Congo Hemorrhagic Fever in Addition to Routine Clinical and Laboratory Tests Who Were Admitted to Sivas, Cumhuriyet University

Güncel Pediatri, 2015

Öz Giriş: Çalışmamızda, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tanısıyla izlenen çocuk hastaların klinik ve rutin laboratuvar bulgularıyla birlikte, serum immünglobulin ve kompleman düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Sivas, Cumhuriyet Üniversitesi'nde 2011-2012 tarihleri arasında, Enzyme-Linked Immunosorbent Assay (ELISA) veya polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) kanıtlı KKKA tanısı alan 72 hastanın tıbbi kayıtları geriye dönük incelenmiştir. Epidemiyolojik, klinik özellikleri ve laboratuvar verileri hakkındaki bilgiler kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan yetmiş iki çocuk hasta (ortalama yaş; 11,95±3,95 yıl) Tokat, Sivas, Yozgat, Giresun ve Erzincan'dan geliyordu. Başvuru esnasında başlıca ateş (%94,4), kusma (%54,2), halsizlik (%52,8), iştahsızlık (%50), baş ağrısı (%47,2), üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları (%41,7), daha nadir olarak peteşi-purpura-ekimoz, epistaksis, ishal, melena, makülopapüler döküntü, hematemez, hematüri, hepatomegali, splenomegali, lenfadenopati bulguları vardı. Başvuruda hastaların laboratuvar bulguları şu şekildedir: %80,6 trombositopeni, %70,8 lökopeni, %50 nötropeni, %73,6 yüksek aspartate transaminaz, %26,4 yüksek alanine transaminaz, %71,6 yüksek laktat dehidrogenaz, %68,1 yüksek keratin kinaz, %54,2 uzamış protrombin zamanı, %52,8 uzamış parsiyel tromboplastin zamanı saptanmıştır. Ayrıca düşük IgG, düşük IgA, düşük C3 ve düşük C4 sırasıyla 4, 3, 12 ve 1 hastada saptanmıştır. Tüm hastalar sıvı-elektrolit tedavisi alırken, bir kısmı kan ürünü almıştır. Dört hasta intravenöz immünglobulin (IVIG), 69 hasta ribavirin tedavisi almıştır. Sonuç: Çocuklarda KKKA klinik bulguları erişkinlerdekine benzerdir. Serum immünglobulinleri düşük bulunan hastalarda verilen intravenöz immünglobulin (IVIG) tedavisi dışında diğer tedaviler benzer bulunmuştur. KKKA'da immün yetmezlik araştırılması konusunda daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç vardır. Introduction: In our study, it was aimed to evaluate clinical and routine laboratory findings and serum immunoglobulin and complement levels of pediatric patients with the diagnosis of Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF). Materials and Methods: Medical records of 72 patients that diagnosed with CCHF proven by ELISA or polymerase chain reaction (PCR) in Sivas, Cumhuriyet Ya zış ma Ad re si/Ad dress for Cor res pon den ce:

A Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Case in an Endemic Region in November

Klimik Dergisi/Klimik Journal, 2014

Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), kenelerle bulaşan, ateş ve kanamayla seyreden, akut ve ciddi seyirli olabilen viral zoonotik bir infeksiyon hastalığıdır. KKKA ülkemizin Orta ve Kuzey Anadolu Bölgeleri'nde endemik olarak görülmektedir. Hastalık genel olarak ilkbahar ve yaz aylarında görülmektedir. Bu yazıda, Tokat'ta ilk defa Kasım ayında KKKA tanısı alan bir olgu sunulmuştur. Kene ısırığı sonrası halsizlik, yorgunluk, yaygın kas ağrıları ve yüksek ateş yakınmalarıyla başvuran 59 yaşındaki erkek hasta servise yatırılmıştır. Ateşi 39°C aksiller, kan basıncı 110/70 mmHg, nabzı 86/dakika olan hastanın fizik muayenesinde ateş dışında anlamlı bir bulgu yoktu. Laboratuvar incelemelerinde lökosit 2200/µL, hemoglobin 11.7 gr/dl, trombosit 78 000/ µL, C-reaktif protein 7.0 mg/dl, protrombin zamanı 14.7 saniye, aspartat transaminaz (AST) 63 İÜ/lt, alanin aminotransferaz (ALT) 42 İÜ/lt bulundu. Klinik ve laboratuvar bulgularına göre KKKA düşünülen hastaya semptomatik tedavi verildi. Hastanın KKKA polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) testi pozitif bulundu. Genel durumu düzelen hasta şifayla taburcu edildi. Endemik bölgelerde Nisan-Kasım ayları arasında takip edilen hastalarda KKKA'nın ayırıcı tanıda akılda tutulması gerektiğini düşünmekteyiz.

[Evaluation of PCR and ELISA-IgM results in the laboratory diagnosis of Crimean-Congo haemorrhagic fever cases in 2008 in Turkey]

Mikrobiyoloji Bulteni, 2010

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Afrika, Asya, Doğu Avrupa ve Orta Doğu'da görülebilen ölümcül seyirli zoonotik bir viral enfeksiyondur. Bunyaviridae ailesi, Nairovirus cinsi içinde yer alan KKKA virusu (CCHFV), insanlara Hyalomma ve Ixodid türü kenelerin ısırmasıyla bulaşmakta, ancak kan ya da kanlı vücut sıvılarıyla temas da kişiden kişiye bulaşta rol oynamaktadır. KKKA, Türkiye'de 2002 yılından bu yana endemiler yapmaya başlamış ve önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Ülkemizde CCHFV enfeksiyonlarının özgül laboratuvar tanısı ve doğrulaması Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığında moleküler ve serolojik yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Bu amaçla, Türkiye'nin her bölgesinden KKKA şüpheli olgulardan alınan serum ve/veya plazma örnekleri "olası vaka bildirim formu" ile birlikte laboratuvarımıza gönderilmektedir. Laboratuvarımızda uygulanan algoritmaya göre, olası akut olgulardan gönderilen ilk kan örnekleri, öncelikle "in house" gerçek zamanlı (real time) revers transkriptaz-polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemi ile incelenmekte, negatif bulunan örnekler "in house" ELISA yöntemi ile CCHFV-IgM antikor pozitifliği açısından değerlendirilmektedir. Laboratuvarımızda 2008 yılında, 2855 KKKA ön tanılı hastaya ait 4634 örnek CCHFV yönünden araştırılmış ve hastaların 1315 (%46)'inde moleküler ve/veya serolojik yöntemlerle pozitiflik belirlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, laboratuvarımıza en az iki örneği gönderilmiş olan, bu örneklerden en az birisinde PCR ve/veya ELISA-IgM pozitifliği saptanan ve olası vaka formunda istenilen verileri tam olan 726 olguya ait sonuçların irdelenmesi ve pozitiflik saptanma oranlarının örneklerin alınma zamanına göre değerlendirilmesidir. Çalışmamızda, olguların %94.1 (683/726)'inin ilk serum örneğinde ELISA veya PCR yöntemlerinden en az birisi ile pozitif sonuç alınmıştır. Hastaların 567 (%78.1)'si PCR ile pozitif bulunmuş; PCR negatif saptanan 159 örneğin 116 (%72.9)'sında CCHFV-IgM pozitifliği belirlenmiştir. Test sonuçları, hastalarda semptomların başlama zamanı ile klinik örneklerin alınma zamanı arasındaki süreye göre değerlendirildiğinde; ilk klinik örneğin semptomların başlamasından sonraki ilk 5 günde alındığı olgularda PCR pozitifliğinin %83.4; 6-10. günlerde alındığı olgularda ise %67.5 olduğu görülmüştür. PCR pozitiflik oranının azaldığı 5. günden itibaren ise CCHFV-IgM pozitiflik oranı %95'e ulaşmıştır. Olası olgulara ait 10. günden sonra gönderilen 196 tekrar örneğinde PCR pozitifliği saptanmamış, 153 (%78) olguda ELISA-IgM pozitifliği tespit edilmiştir. Beklenildiği gibi ile ilk 5 güne ait örneklerde RT-PCR ile, 5. günden sonra ise

COVID-19 Co-infection in a patient with Crimean Congo Hemorrhagic Fever: A Case Report

Mikrobiyoloji Bulteni, 2021

Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA), akut viral zoonotik bir hastalıktır. "Coronavirus Disease-2019 (COVID-19)", "severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2)"nin neden olduğu yeni ortaya çıkan viral bir enfeksiyondur. Bu çalışmada polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle doğrulanmış KKKA ve COVID-19 koenfeksiyonu tanısı alan bir olgu sunulmuştur. Otuz beş yaşında kadın hasta, ateş ve eşlik eden yaygın vücut ağrısı yakınması ile hastaneye başvurmuştur. Şikayetlerinin başlamasından üç gün önce karın ön duvarına yapışan keneyi kendisinin korunmasız olarak çıkardığı öğrenilmiştir. Başvuru muayenesinde vücut sıcaklığı 38°C, solunum sayısı 22/dakika olarak tespit edilmiştir. Yapılan tetkiklerinde lökosit sayısı 3660/mm 3 , trombosit 138000/mm 3 bulunmuştur. Protrombin zamanı 15.4 saniye, "international normalized ratio (INR)" 1.35, D-dimer 1310 ng/ml olarak saptanmıştır. Hasta KKKA ön tanısıyla kliniğe yatırılmış ve destek tedavisi başlanmıştır. Hastanın klinik takiplerinin ikinci gününde boğaz ağrısı ve balgamsız öksürük şikayetleri başlamıştır. Hastadan COVID-19 şüphesi ile kombine nazofarenks ve boğaz sürüntüsü örneği alınmış ve COVID-19 PCR test sonucu pozitif olarak bildirilmiştir. Favipiravir tedavisi başlanarak Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarına gönderilen serum örneğinden çalışılan KKKA-PCR testi pozitif olarak bildirilmiştir. Favipiravir tedavisinin üçüncü gününden itibaren hastanın ateşi olmamış ve şikayetleri gerilemiştir. Hastaneye yatışının dokuzuncu gününde genel durumu düzelen hasta taburcu edilmiştir. Bu olgu her iki hastalığın, özellikle de KKKA hastalığının endemik seyrettiği bölgelerde klinik tablonun COVID-19 ile benzerliği nedeniyle karışabileceğinin göstermesi ve iki enfeksiyonun birlikte bulunabileceğinin akla getirilmesi açısından önemlidir.

The Evaluation of Knowledge of the Health-Care Personnel Regarding Crimean-Congo Haemorrhagic Fever

Flora Infeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, 2009

Introduction: Crimean-Congo haemorrhagic fever (CCHF) has been encountered in Turkey since 2002. Education of health-care personnel is very important to control CCHF. The aim of this study was to determine the knowledge of health-care personnel who are working in endemic area and working in a secondary or tertiary hospital caring the patients regarding CCHF. Materials and Methods: A questionnaire including 12 questions was prepared and it was applied to health-care personnel working in seven provinces. Eighty-nine doctors, 310 nurses and 112 laboratory technicians were included in the study. Results: 94.3% of doctors', 80.4% of nurses' and 77.6% of laboratory technicians' knowledge level about CCHF were good or very good according to theirself. Tick-bite, contact with blood or body fluid of infected animals and contact with blood or body fluid of CCHF patients were known as transmission routes by 85.7%, 77.1% and 69.1% of health-care personnel respectively. Ribavirin tre...

Possible Sexually Transmitted Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Case Report

Klimik Dergisi, 2023

Amaç: Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), ülkemizde yaygın olarak görülen ve mortalite ile seyredebilen zoonotik bir hastalıktır. Kene aracılığıyla veya infekte insan veya hayvanların kan ve vücut sıvılarına temas ile bulaşma gerçekleşir. Kene teması olmayan ve hayvancılıkla uğraşmayan hastamızın yakın zamanda KKKA hastalığı tanısı konulmuş birincil olgu ile cinsel temas öyküsü mevcuttu. Bu olgu sunumu, KKKA hastalığının cinsel temasla bulaşabileceği ve olası bir risk faktörü olduğunu göstermesi açısından önem arz etmektedir.

Molecular Analysis of Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Virus Among Fatal and Non-fatal Cases in Tokat Province

Ankara Üniversitesi tıp fakültesi mecmuası, 2020

Objectives: Crimean-Congo hemorrhagic fever (CCHF) is seen in our country with fatality rate of 5% since 2002. It was aimed to reveal if there were any differences responsible from fatalities in M segments of CCHF viruses detected in patients' sera in Tokat province, reporting the most of the cases in Turkey. Materials and Methods: Nineteen patients, applying to hospital whom, nine were later ex and 10 were discharged with cure, from the same regions of Tokat districts between March to August 2014, which is the period of most number of CCHFV cases reported, were included. Viral RNA was isolated, M segment region was amplified and sequence analysis was performed. Results: Obtained M segment nucleotide sequences were found to be in Europe clade having close relation with Russian and Kosovo strains on the same branches of the phylogenetic tree. Seven out of 19 viruses were in a different group because they had R1532K mutation like Russian and Kosovo strains and L1601F mutation which was not found to exist in the genotypes reported from Turkey, before. Conclusion: In this study, Turkey/Almus01/2014 M segment analysis was found identical in a couple living in Almus, whom one of them had died while one was discharged from hospital with cure, suggesting individual factors were also responsible from fatality, not only viral strain. On certain periods although suspicion of high mortality rate occurs, at the end of each disease season, fatality stays on the same rate, suggesting there are not any viral mutations increasing fatality. Data on this study support this hypothesis.