FİİLÎ BAĞIMSIZLIK SÜRECİNDE BULGARİSTAN EMARETİ VE OSMANLI DEVLETİ’NİN TUTUMU (1878- 1908) (original) (raw)
Related papers
Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, 2015
THE ROLE OF THE TREATY OF COMMERCE OF 1907 ON THE TRADE RELATIONS BETWEEN OTTOMAN STATE AND THE BULGARIAN PRICIPALITY After centuries of Ottoman rule, Bulgaria succeeded in establishing an autonomous Bulgarian Prince, headquartered in Sofia as a result of the Berlin Treaty in 1878. Although governed by a prince approved by the Ottoman State and acting as an “autonomous” state in its status, the Bulgarsian Principality which acted as an actively independent state, planned its economic relations through the treaties with the Ottoman State. One of these treaties was the contract made in 1907. After giving brief information about the co-operation and development of the Bulgarian Amirate in our study, the economic relationship with the Ottoman State will be tried to be revealed. The content of the impeachment in 1907 will be examined in detail in the form of exemptions and obligations to both sides. The works will benefit from the documents in various categories in the Prime Ministry Ottoman Archives and other research studies. Keywords: Bulgarian Amirate, Ottoman State, Contract, Trade.
BULGARİSTAN COĞRAFYASINDA OSMANLI DÖNEMİNDE GERMİYANOĞULLARININ İZLERİ
GİRİŞ Kuzeybatı Anadolu'da Bizans'a komşu olacak şekilde kurulan ve kısa sü rede genişleyen Osmanlı Devleti, Çimbi ve Gelibolu gibi kaleleri almak sure tiyle Rumeli topraklarına geçmiş ve yaklaşık iki asır içerisinde Karadeniz'den Adriyatik'e ve Karpatlardan Akdeniz'e uzanan tüm Balkan Yarımadası toprak larında sistematik bir fetih politikası sayesinde hâkimiyet kurmuştur. 1345' de ve 1352'de Osmanlıların Balkanlarda Kantakuzenos'a yardım etmesi ve aynı yıl içerisinde Karasi Beyliği'nin Osmanlı topraklarına katılması, Osmanlıların Marmara Denizinin Rumeli kıyılarına geçişini sağlayan olaylardı. Özellikle Karasi Beyliğinin Osmanlı topraklarına dâhil edilmesi ve Osmanlı kroniklerin de Karasi ümerâsından oldukları belirtilen Ece Bey ve Fazıl Bey'in destekleri, Osmanlıların Rumeli' de ilerleyişini hızlandırmıştır. Osmanlı kroniklerine da yalı olarak fethedilen yerlerin belli bir sıralaması yapıldığında Edirne'den sonra
FRANSIZ DİPLOMAT BOISLECOMTE’A GÖRE MEHMED ALİ PAŞA İSYANI DÖNEMİNDE OSMANLI TİCARETİ (1833-1834)
Fransa, Mehmed Ali Paşa’nın isyanının yarattığı kargaşa ortamında Babıâli’nin Rusya ile ittifak yapmasından oldukça rahatsız olmuştu ve Mısır Meselesi’nin kendi çıkarlarına uygun çözümlenmesini arzu ediyordu. Bunun için Fransız hükümeti, Mehmed Ali Paşa ve Babıâli arasında sürüp giden soruna kendi lehine bir çözüm bulma amacıyla, dışişlerindeki kabiliyeti nedeniyle Baron de Boislecomte’u Mehmed Ali Paşa nezdinde arabuluculuk yapmak ve dolayısıyla Babıâli üzerindeki Rusya etkisini kaldırmak amacıyla Doğu’ya gönderdi. Mehmed Ali Paşa nezdindeki siyasi misyonu dışında Boislecomte, Dışileri Bakanı Broglie’den artık sona yaklaşan Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili çok akıllıca gözlemler yapmak ve bu gözlemlerini raporlar haline getirerek Fransız hariciyesine sunmak talimatı da almıştı. Bu bakımdan Boislecomte imparatorluğu idari, askeri, ekonomik ve ticari açıdan geniş bir incelemeye tabi tuttu. Bu çalışma Boislecomte’un Doğu’ya gönderilme sürecini inceledikten sonra Baron’un Osmanlı ticareti hakkındaki değerlendirmeleri inceleme amacındadır. Çalışmanın kaynağı Fransız Dışileri Bakanlığı Arşivi’nin Paris’teki merkezinde yer alan “Mémoires et Documents: Turquie” kataloğunda yer alan dosyalardır.
XV.-XVIII. YÜZYILLARDA OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ MUAFİYETİ
Osmanlı Devleti, birçok hukukî ve malî kurum ve uygulamaları gibi vergi sistemi ile vergiden muaf olma uygulamasını da kendinden önceki Türk-Ġslâm devletlerinden tevârüs etmiĢlerdi. Osmanlılar, bazı kiĢi ve zümreleri çeĢitli sebeplerle vergiden muaf tutmuĢlardı. Halkın askerî (yöneticiler) ve reâyâ (yönetilenler) olmak üzere iki ana sosyal sınıfa bölündüğü Osmanlı Devleti"nde XV.-XVIII. yüzyıllarda uygulanan vergi muafiyeti, yöneticileri yönetilenlerden ayıran en önemli özellikti. Saray halkı, askerî ve sivil bürokrasi, din adamları ile yargı-ilim bürokrasisi her türlü vergiden muaftılar. Kimi hizmetleri yerine getiren kiĢilerle, çeĢitli iĢ kollarında çalıĢan gruplar da vergilerin tümünden ya da bir kısmından muaf tutulmuĢtu. Ġskân edilenler ve göçmenlerden de bir süre için vergi alınmıyordu. Osmanlı devlet düzeninde, hukukî ve malî yapısında vergi muafiyeti hem siyasî hem de malî ve ekonomik olarak önemli iĢlevlere sahipti. XV.-XVIII. yüzyıllarda Osmanlılar vergi muafiyetlerini kamu harcamalarını azaltacak, Ģehirlerin iaĢesini sağlayacak ve sosyal çatıĢmalara engel olacak Ģekilde kullanmaya gayret ettiler. (Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, vergi, vergi sistemi, vergi muafiyeti, kanun-nâme, tapu ve tahrir defterleri)
OSMANLI DEVLETİ'NDE CEZA YAŞI VE BULÛG MESELESİ (1847-1917)
Osmanlı Devlet sisteminde hukuk, şer'i ve örfi olarak ikiye ayrılmış ve uygulamalar bu iki esasa uygun olarak çelişmemek kaydı ile düzenlenmiştir. Kişiyi hak ve sorumluluklarına ehil kılan husus yaş ve büluğ meselesidir. Şer'i hukuka göre bir kişinin mesuliyet alabilmesi ve cezai ehliyetinin olabilmesi için akli melekelerin yerinde, bulûğa erişmiş ve rüşdü olması gerekmiştir Kişinin, ceza alabilmesi hususunda yaş önemli bir kriter olmakta ve Bulûğ yaşının değişiklik göstermesinde, iklim, ırksal özellik, yaşanılan konum, beslenme ve ekonomik etkenler gibi etkenlere göre değişiklik gösterdiği görülmüştür. Bu çalışmada, Osmanlı Devlet hukukunun işleyişinde önemli bir husus olan bulûğ ve yaş meselesi irdelenmiştir. Arşiv kayıtlarındaki emsalleri üzerinden hareketler daha önce incelenmemiş olan yaş unsurunun çeşitli etkenlere göre Osmanlı coğrafyasında farklı uygulamalara sahne olduğu ortaya konulacaktır.
OSMANLIDAN CUMHURİYETE ULAŞIM ve SERVET-İ FÜNÛN DERGİSİ ULAŞIM BİBLİYOGRAFYASI
İktisadın temel unsurlarından olan ulaşım, Osmanlı Devleti'nde Tanzimat'a kadar neredeyse hiç değişmeden devam edegelmiştir. Amerika'nın keşfi ve uzak doğu ticaret yollarının değişmesiyle birlikte Batı Avrupa'da, özellikle İngiltere'de ortaya çıkan Sanayi Devrimi ile birlikte ulaşımda da ciddi değişiklikler oldu. Buhar gücünün bütün ulaşım araçlarına uygulanması ile Osmanlı dâhil pek çok ülkenin ulaşım politikası ve ulaşım araçları hem değişti, hem de ilk defa olarak yeni araçlar ortaya çıktı. Bu çalışmanın iki amacı var: Birincisi, ulaşım alanında Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ne tür bir mirasın bırakıldığının tespitini yapmaktır. İkincisi ise 1891 yılında çıkmaya başlayıp, Osmanlıca olarak yayın hayatına devam eden Servet-i Fünûn dergisinin harf inkılabına (1928) kadar sürdürdüğü yayınlarda ulaşıma ilişkin yazı, haber, ilan ve reklamların bibliyografyasını sunmaktır.
BOLŞEVİK İHTİLALİ SONRASINDA URMİYE, SALMAS VE HOY HAVALİSİNDE ERMENİ-NASTURİ OLAYLARI VE OSMANLI DEVLETİ (1917-1918), 2021
The Bolshevik Revolution is one of the important developments changing the course of the First World War. Pursuant to the Treaty of Brest-Litovs (March 3 th , 1918) signed as a result of the revolution, Russia decided to evacuate the Iranian lands it had previously occupied. The Armenians and the Nestorians in Iran, who had supported the Russians during the war, remained alone in the region after that decision. Seizing the remaining weapons and ammunition from the Russians, these forces quickly tried to fill the authority vacuum in the region. In this process, the British were the most important supporters of the Armenians and Nestorians. The British regarded the Armenians and the Nesto-rians as an important power in the region for the protection of Baku oil against the Ottoman and German threats. Hence, the British supported the Armenians and the Nestorians both financially and in terms of ammunition. Getting the British support, the Armenians and the Nestorians started attacking pro-Otto-man Muslims (Turks and Kurds) in Urmia, Salmas, and Khoy Thousands of Muslims were slaughtered as a result of these attacks. The Ottoman Empire sent troops to the region to end the slaughters. The troubles in the region ended as a result of the intervention of the Ottoman troops. The purpose of this study is to examine, in light of relevant sources, the troubles caused by the Armenians and the Nestorians in Urmia, Salmas, and Khoy after the Bolshevik Revolution and the Ottoman State's dispatch of troops to the region to end the events.