Parça ve Bütün İlişkisi İçerisinde Şehir (original) (raw)

Şehir-Felsefe İlişkisi

Yayımlanan metin ve görsellerdeki tashih ve yazım yanlışları yazarların sorumluluğundadır.

İlişkiselliğin İki Yönü: Şehir ve Beden

İDEALKENT, 2018

Şehir ve beden arasındaki ontolojik ve estetik bağ, tarihsel süreç içinde özellikle modern batıda bilim, ekonomi, politika ve sanat alanlarında yaşanan büyük değişimlerle mekanik ve anlamsız bir yapıya dönüşmüştür. Mimarların ve şehir plancılarının "yeni şehir" tasarımlarında bu dönüşüm açıkça görülmektedir. Sennett'in de belirttiği gibi, kutsal, gelenek ve modernite arasındaki çatışmada 'genel beden dili şehir mekanına tercüme edildiğinde tuhaf bir yazgıyla karşı karşıya kalınmıştır.' Bu yazgı bedenin nasıl algılandığıyla bağlantılı olarak şehirlerin nasıl kurgulandığının da bir göstergesi olmuştur. Bu çerçevede 'İlişkiselliğin iki yönü: Şehir ve Beden' adlı çalışmamızda Antikçağ Atina'sı, Ortaçağ Roma'sı, Rönesans ve sonrası Venedik'i, Yeniçağ Paris'i ve içinde bulunulan yüzyılda modern ve postmodern şehirleri inceleyerek 20.yy'da insana-bedene ilişkin kabullerin şehirlerin yapılandırılması konusunda nasıl bir imaj oluşturduğunu tartışmaya açacağız. Buradaki temel kabulümüz 'şehirler, mekanik-statik mekanlar değil, tıpkı insanlar gibi ontoantropolojik yapıyı temsil eden dinamik mekanlardır.' Bu yargıyı felsefi antropoloji ve şehir planlama yaklaşımları çerçevesinde günümüz küresel şehirlerin arka planında yer alan beden imajına dair sorularımızı şehir ve beden ilişkisinde tartışmaya açarak temellendireceğiz.

İstanbul Şehrengizlerinde Şehrin Kurucu Unsuru Olarak Aşkınlık

Öz Mimari, şiir ve musiki gibi sanat ürünleri vasıtasıyla şehirler ve şehirliler hakkında bazı bilgiler elde edilmektedir. Bu bilgiler, hem şiirde geçen şehirlerin yapılarını hem de o şehirlerde yaşayan kültür, sanat ve sosyal hayatı içermektedir. Bu makalenin esas amacı, Cemâlî, Tacizâde Cafer Çelebi, Enderunlu Fâzıl ve Fakirî'nin İstanbul şehrengizleri üzerinden şehrin kurucu ve ana unsuru olarak " aşkınlık " ı ortaya koymaktır. Bu amaçla " şehir " ve " aşkınlık " kavramları kısaca açıklanmış, beyitler de bu iki kavram çerçevesinde tahlil edilmiştir. Makalenin sonunda, konumuza bir örneklik teşkil etmesi için Tacizâde Cafer Çelebi'nin Eyüp Sultan semtinin oluşum aşamasını anlatan bölümden bazı beyitler seçilmiş ve izah edilmiştir. Abstract Some information is gathered about cities and city-dwellers by means of works of art such as architecture, poetry and music. This information includes structural aspects of cities and also culture, art and social life living in these cities. The purpose of this article is to put forward " transcendence " as a constituent and basic element of a city in shehrengiz texts on Istanbul by Cemâlî, Tacizâde Cafer Çelebi, Enderunlu Fâzıl and Fakirî. For this purpose, terms of " city " and " transcendence " are explained shortly, and the couplets are analysed within the frame of these two terms. At the end of the article, so as to give an example, some couplets from Tacizâde Cafer Çelebi's are chosen and explained where the process of construction of Eyup Sultan district is narrated.

Şehrin İnsanından Kentin Bireyine

"Şehir ve İnsan” mevzusu, felsefi bağlamda ilk defa kapsamlı olarak Platon tarafından ele alınmıştır. Platon’a göre birey, sadece kendi başına yaşayan bir varlık değil daha çok başkalarıyla birlikte bir polis/şehir içinde yaşayan bir varlıktır. Dolayısıyla insanın mutluluğunu sağlaması veya elde etmesi kişisel çıkarlarıyla mümkün olmaz. Onun mutluluğu, içinde yaşadığı şehrin mutluluğuna bağlıdır. Şehir yani cemiyet mutlu ise insan da mutludur.

Şehirlerin Ruhu Üzerine

2018

Şehirlerin Ruhu meselesine geçmezden evvel, öncelikli olarak "Şehir nedir?" sorusuna cevap aramak gerekmektedir. Sonrasında "ruh"un ne'liğini tartışmak daha anlamlı hale gelecektir. Bu açıdan şehir ve ruh kavramlarını açıklayarak konuya girmek istiyorum. Şehir kelimesinin Farsça asıllı olduğu malumdur. Köken olarak Farsiyi Bastanî denilen kadim dönem Farsça'sına kadar geri gitmekte olup, temelde xşeora kavramına dayanmaktadır. Bu kavram güç, kudret, egemenlik, hâkimiyet anlamına gelmekteydi. Partça ile Orta Farsçada şehr şekline dönüşerek ülke, vatan, yurt, şehir, medine, dünya anlamında kullanılmıştır. Ancak yine aynı dönemde şeiora kelimesinin de bu kavramdan türeyerek ev, vatan, ikamet yeri manasında, kullanıldığı görülmektedir. Kavram zamanla güç, kudret ve yönetimin uygulandığı mekân için de kullanılır olmuştur. Sanskritçede ise güç, kudret, üstünlük anlamında kşetre kelimesi kullanılıyordu. Bu iki kelime arasında da bir bağın bulunduğu anlaşılmaktadır. Günümüz Farsçasında kullanılan kişver yani ülke kelimesi de aynı köktendir. Ayrıca modern Farsçada kullanılan şehr, şehristan, şehriyar, şehriyari, şehrban, şehrbani, şehrdar, şehrdari, şehrvend, şehrevendi kelimeleri de şehir kelimesiyle aynı kökten türemiştir. 1

Geçmişi Yeniden Düşünmek: Şehir Devletler

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

Richard Mackenney, Şehir Devletler(Çev. Cem Demirkan), Babil Yayınları, İstanbul, 2004, 80 s.

Bütün, Parçaların Toplamından Daha Fazladır

higheredu-sci.org

Kurumsal sosyal sorumluluk, kurumların toplumun yaşam kalitesini arttırmak amacıyla, çalışanları, yerel halk ve bütün toplumla birlikte sürdürülebilir bir dünya için ekonomik, çevresel, kültürel ve sosyal gelişmeye destek verme sorumluluğudur. Şirketlerin tüm paydaşlarına ve topluma karşı etik ve sorumlu davranması, bu yönde kararlar alması ve uygulamasıdır. Üniversiteler kurumsal sosyal sorumlulukta nasıl yer almalıdır? Yenidünya, misyonlarını ve vizyonlarını yeniden tanımlayan, düşünce ve yaratıcılık için bir alan olarak görev yapmaya devam ederken, sosyal analiz, kritik düşünme ve sürdürülebilirlik için gerekli araçlar sağlayan bir üniversite anlayışına ihtiyaç duymaktadır. Temel görevleri eğitim ve araştırma olan üniversiteler, yaş aralığı 18'den 70'e kadar değişen, eğitim düzeyleri ilkokuldan doktoraya kadar çeşitlenen her cinsten ve kültürden bireylerin yer aldığı toplumun bir prototipini oluşturmaktadır. Bu bakımdan üniversiteler, toplumsal ve fiziksel çevrenin bugünü ve yarınını şekillendiren dinamiğin de bir parçası olmalıdır. Üniversiteler öncelikle gerçek Kurumsal Sosyal Sorumluluk kültürünü kendi bünyelerinde gerçekleştirmekle işe başlamalıdır. Üniversitelerin en önemli paydaşlarından olan öğrenci kitlesi üzerinde, üniversitelerin temel işlevlerinden biri olan eğitim konusunda ilk atılım gerçekleştirilmelidir. Gerçek eğitim, kendini tanıma ve öğrenme sürecini, kişisel gelişimi teşvik etmenin ve insanlara toplum içindeki yerlerini bulmada yol göstermenin yanı sıra toplulukları güçlendiren ve sosyal gelişimi harekete geçiren bir işlemdir. Eğitim, bireylerin hayata özgür ve aktif katılımlarını telkin, teşvik ve motive etmelidir. Fiziksel ve sosyal çevrelerindeki problemlere yeni yaklaşımlar oluşturabilecek yeteneklerle donatmalıdır. Eğitim kişisel, toplumsal ve evrensel bilincin gelişimini sağlamalıdır. Bu bilinçle donatılmış ve bu kavramı deneyimlemiş bireylerin oluşturduğu bir dünyada sosyal sorumluluk, artık hayatın doğal bir parçası halinde yaşanacaktır.

Düşünen Şehir- Şehir ve Bahçe- "Bahçe Üzerine..."

yes 'n n altı ayda b r yayımlanan hakeml derg s d r. Bu derg de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve llüstrasyonların elektron k ortamlar da dah l olmak üzere çoğaltılma hakları yalnızca Kayser Büyükşeh r Beled yes 'ne a tt r. Yazılı z n olmadıkça makul alıntılar dışında b r kısmının ya da tamamının çoğaltılması yasaktır. Yayımlanan yazıların hukuk sorumluluğu yazarlarına a tt r. Derg m z TÜRDEB-Türk ye Derg ler B rl ğ üyes d r.