ENDÜSTRİ MİRASI KAPSAMINDAKİ KALINTI MEKÂNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ, ADAPAZARI DONATIM PARK ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ (original) (raw)

KÜLTÜR ENDÜSTRİLERİ VE ENDÜSTRİ MİRASI ARASINDA BİR MEKAN SANTRAL İSTANBUL

Hazırlayan Zeynep BIYIK Danışman Yrd. Doç. Dr. A. Erdem ERBAŞ Haziran 2008 İSTANBUL ii SUNUŞ Bu lisans bitirme ödevi, İstanbul Silahtarağa Elektrik Santrali'nin Santral İstanbul'a dönüştürülme projesinin kültür endüstrileri kapsamında incelenmesi hakkındadır. Bu inceleme yapılırken proje alanının, Türkiye'nin ilk elektrik santrali olduğu vurgulanmakta ve endüstri mirası olarak önemi dikkate alınmaktadır. Proje sadece kültürel boyutta değil, aynı zamanda sosyal, politik ve ekonomik yönler açısından da ele alınmıştır. Özellikle yeni küresel mekanizmaların ve global ekonomilerin yeni yatırım alanı olan sanat ve kültür platformları, bitirme ödevinin kuramsal yanı içerisinde incelenmiştir. iii ABSTRACT This graduation project is about regeneration from the Silahtarağa Powerhouse to Santral İstanbul in coverage of cultural industries. First of all its important to notice that Silahtarağa Powerhouse is the first powerhouse in Turkey and it has an industrial heritage. This project isn't just about cultural dimentions but it examines the subject with social, political and economical matters too. Expecially with the new global macenizms and global economical investments about art and cultural platforms formed this graduation project's main theory.

YAŞANABİLİRLİK KAVRAMI BAĞLAMINDA KAMUSAL/AÇIK MEKÂNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: KIRKLARELİ KENT MERKEZİ ÖRNEĞİ

Kent ölçeğinde artan nüfus, kent içindeki kamusal alanların önemini arttırmıştır. Kent kullanıcısının günlük hayatta ihtiyaç duyduğu kamusal mekânların günümüz planlama uygulamalarında üretilemediği, üretilen kamusal mekânların ise tasarım sürecindeki sorunlar ve bu mekânlara yüklenen farklı fonksiyonlar neticesinde istenilen verime erişemediği görülmektedir. 70 bin kişilik nüfusu ile küçük ölçekli bir kent yerleşimi olan Kırklareli kent merkezi de kamusal alanlar bakımından yukarıdaki anlatımlara benzerlik göstermektedir. Bu çalışmanın amacı, kentsel yaşam kalitesine etki eden kamusal mekânların Kırklareli kent merkezi özelinde incelenmesi, mevcut sorunların saptanması ve geleceğe yönelik yapılacak çalışmalara kaynak oluşturulmasıdır. Bu sorunların saptanmasında, kamusal mekânların niteliğine yönelik yapılmış çalışmalar ele alınarak oluşturulan kriterler, analiz çalışmaları ve gözlemlerden faydalanılmıştır. Çalışma sonucunda, Kırklareli kent merkezindeki kamusal mekânların niceliksel ve niteliksel açıdan yetersiz olduğu, kent formu bütününde dengesiz ve parçacıl bir dağılım gösterdiği, mevcut ulaşım ve arazi kullanım yapısı ele alındığında etkin bir biçimde kullanılmadığı tespit edilmiştir. Bununla beraber, örneklem alanlarda, kamusal mekân kalitesinin değerlendirmesine yönelik belirlenen kriterler kullanılarak çıkarımlar yapılmış ve mekânlarda; mekânsal karakter, algısal sembol değeri, tasarım-malzeme kullanımı ve işlevsel uyum gibi ana başlıklarda görülen sorunlar incelenmiştir. Bu tespitlere dayalı olarak, daha yaşanılabilir bir kent mekânı için kamusal mekânların kurgusu ve tasarımına yönelik bir dizi çıkarımlar yapılmıştır.

TURİSTİK DOĞU EKSPRESİ TURLARI KAPSAMINDA KARS ÂŞIKLIK GELENEĞİ UNSURLARININ KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Gastroia: Journal of Gastronomy And Travel Research , 2023

Kültür endüstrisi, ilk defa Theodor Adorno ve Max Horkheimer tarafından yazılan "Aydınlanmanın Diyalektiği" adlı eserde, negatif anlamlar yüklenmek suretiyle ele alınır. Onlara göre kültür endüstrisi, son derece karamsar, tüketicisini aldatan bir çerçeve içinde değerlendirilmesi gereken bir olgudur. Her ne kadar bu kavram, olumsuz olarak değerlendirilse de zamanla değişen ve dönüşen dünyada bu algıda da değişmeler ortaya çıkmıştır. Günümüzde Kültür Endüstrisi, Kültür Ekonomisi ve Yaratıcı Ekonomi olarak da adlandırılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda yerel ve otantik olan somut ve somut olmayan kültür unsurları turizmin ayrılmaz parçalarından biri haline gelmiş durumdadır. Çalışmamızda Âşıklık geleneğinin kültür endüstrisi/kültür ekonomisinin bir parçası olarak Doğu Ekspresi Turları kapsamında gündeme gelmesi değerlendirilecektir. Bu kapsamda turizm işletmecileri, geleneği icra eden âşıklar ve bu turlara katılan turistlerle yapılan görüşmeler bağlamında Âşıklık geleneğinin kültür ekonomisine katkıları ve bunların sonuçları ortaya konulacaktır.

KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ’NDE KAPİTALİZM TEMALI PARKA BİR ÖRNEK:KIDZANIA

Liberal sistemin sirayet etmediği bir alan neredeyse kalmamıştır. Günlük yaşam devam ederken, içselleştirilen sömürü ve toplumun geneli üzerinde hakim olma, çoğunlukla tüketim toplumu yaratılmasıyla sağlanır. Bu bağlamda tüketim toplumunun öne çıkan sac ayaklarından eğlence, gerçekten kaçmanın bir yolu olurken kültür endüstrisinin temel çarklarından biri haline gelir. Fakat, sunulduğu şekliyle bir kaçış değil, gerçeğin yani kapitalizmin yeniden üretimidir. Eğlencenin çocuklar içinde bir etkinlik alanı olarak kurgulanması, tema parklarla birlikte gerçek dünya ve fantazyalar dünyası olarak ayrıştırılarak sunulur. Fakat yetişkinler için geçerli olan kapitalizmin yeniden üretimine eklemlenen boş zaman, çocuklar içinde geçerlidir. Bu doğrultuda belirginleştirilmeye çalışılan kültür endüstrisi ve oluşum şekli, Kidzania çocuk eğlence merkezi incelenerek somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kapitalizm, Kültür Endüstrisi, eğlence, çocuk. GİRİŞ Kapitalizmin günden güne artan etkileri toplumsal yapının içine işlemiş ve kapitalizm, bu devamlılığı sağlamak için bir çok mekanizma geliştirmiştir. Bu mekanizmalar sosyal hayatın içinde ön plana çıkmakta ve kendini geliştirmektedir. Mekanizmalardan en etkili biçimde işlev gören eğlence miti, kapitalizmin en uğrak yeridir. Eğlence adı altında meşrulaştırılan sistem, etkilerini gizleyerek toplumun geneline yönelik bir sömürü düzeni kurmaktadır. Metaların dünyasına dönen dünyada, tüketim, eğlence, boş zaman etkinlikleri, gerçekten kaçma, yaygın davranış biçimlerini oluşturur. Öte yandan, sözde boş zaman olarak tasarlanan zaman aslında kapitalizmin yoğun bir şekilde devam ettiği alandır. Debord'un tanımladığı şekliyle mevcut üretim tarzının hem sonucu hem de tasarısı olan gösteri, var olan sistemin koşullarının ve amaçlarının tümüyle doğrulanmasıdır (Debord, 2014, s.35) Üretim şeklinin salt bir ekonomik sistemden çıkıp aynı zamanda aktif olarak yaşamın her noktasında yer alması sistemi yeniden üreten şeydir. Hemen her alanda etkili bir rol oynayan kapitalizm, toplumun ayak uydurduğu bir endüstri yaratarak da onları içine çeker. 2 Bunlar doğrultusunda eğlencenin de sistemin öngördüğü şekliyle konumlandırılması kaçınılmazdır.

KIYI KULLANIMI AÇISINDAN MALTEPE SAHİL PARKI (İSTANBUL) ÖRNEĞİNİN COĞRAFİ YÖNTEMLERLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Kıyı alanları, tarih boyunca insanların ilgisini çekmiş, günümüzde kıyıların coğrafi potansiyelleri ve özellikleri sayesinde yerleşim başta olmak üzere birçok beşeri faaliyetin yoğunlaştığı alanlar durumuna gelmiştir. Deniz ile kara ekosistemlerinin etkileşim alanı olan kıyılar, dinamik yapısının yanında yoğunlaşan beşeri faaliyetler nedeniyle daima değişimlerin yaşandığı alanlar olmuştur. Günümüzde, kıyılarda beşeri kaynaklı değişimler kıyı dolgu faaliyetleri ile meydana gelmektedir. Kıyı dolgu faaliyetleri, kıyı alanı kullanımına yeni alanlar kazandırırken yeni kullanım türleri de oluşturmaktadır. Ancak kıyı dolgu alanları kıyının yapısını değiştirmesi ve bazı riskler, çevresel sorunlar oluşturması nedeniyle kıyı ekosistemini oldukça fazla etkilemektedir. İstanbul’da son yıllarda yoğun beşeri baskılar nedeniyle kıyılarda değişimlerin yaşandığı ve kıyı dolgu faaliyetlerinin yoğunlaştığı yerlerin başında gelmektedir. Bu çalışmada İstanbul Anadolu yakasının en büyük kıyı dolgu faaliyeti olan Maltepe Sahil Parkı, kıyı kullanımı açısından değerlendirilmiştir. Değerlendirme aşamasında Coğrafi bilgi sistemleri (CBS), uzaktan algılama (UA) teknikleri, SWOT analizi, coğrafi etki değerlendirmesi yöntemleri kullanılmıştır. Coğrafi bakış açısı ile yapılan değerlendirme sonucu Maltepe sahil parkının, İstanbul Anadolu yakasına geniş bir yeşil alan, spor, rekreasyon ve sosyal-kültürel alanlar katkısında bulunduğu görülmüştür. Bu alanların insanların kıyı ile olan bağlantısını sağlaması ve kıyıda çevresel yaklaşımlar kullanılması parkın diğer olumlu özellikleridir. Ancak Maltepe sahil parkının fay hatlarına yakınlığı, sıvılaşma ve çökme potansiyeli ve diğer çevresel sorunlarda olumsuz özellikleri göstermektedir.

ENDÜSTRİ MİRASI VE ÜRETİM TEKNOLOJİSİ TARİHİ KAPSAMINDA HALİÇ VADİSİ KATMANLAŞMA ÖRNEĞİ

UTG 2019 BİLDİRİ KİTABI , 2019

İstanbul’un yüzlerce yılda yaratılmış üretim ve ticaret merkezi olan Haliç Vadisi güneyinde Roma, Bizans ve Osmanlı’nın başkenti olarak, kuzeyinde uluslararası ticaretin merkezi olarak tarih boyunca önemini korumuştur. Tarih boyunca geçirdiği değişimler, Haliç’in günümüzde sahip olduğu çok katmanlı dokusunu meydana getirmiştir. Her noktasında bu tarihi katmanlaşmanın görünür ve görünmez izleri yer alır. Bu izler üst üste çakışma sonucu ortaya çıkan özgün ve eşsiz dokunun mekânsal izleridir. Haliç Vadisi’nin sahip olduğu tarihsel katmanlaşma mimari ve mekânsal zenginliklerin yanı sıra her devrin ticari ve üretim açısından da kentin kimliğini ortaya koyar. Üstelik bu katmanlarda yer alan üretim ve teknoloji mirası, her alanda bilginin ve kültürün günümüze ulaşmasına hizmet etmiştir. Haliç Vadisi ve çevresinde 500 yıl boyunca katmanlaşan deneyimlerin gücü ve desteği bugünün Türk Sanayisi ve tasarım kimliğinin kurucusu olmuştur. Günümüzde Haliç Vadisi’nin yaşadığı değişimler çok katmanlı dokusunu dönüştürmekte, tarihsel katmanların izlerini silerek sahip olduğu endüstriyel mirasın bilgi ve kültürel birikiminin gelecek nesillere aktarılmasını engellemektedir. Haliç Vadisi’nin geleceğinin tasarlanmasında sahip olduğu eşsiz çok katmanlılık göz önünde bulundurularak yer altı ve yer üstü tüm varlıklarının bütüncül bir yaklaşımla korunması gerekliliği bu bildiride tartışılacaktır.

ENDÜSTRİYEL MİRASIN KENTLERDEKİ KÜLTÜREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

ENDÜSTRİYEL MİRASIN KENTLERDEKİ KÜLTÜREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ, 2018

Özet Son yıllarda kentlerde yoğun nüfus artışı sonucunda kullanımsız mekanların işlevlendirilme zorunluluğu ve artan sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte endüstriyel alanların yeniden işlevlendirilmesi üzerinde dönüşüm projeleri gerçekleştirilmektedir. Bu projelerle alanın içinde bulunan endüstriyel mirasın korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması, kent için bir sosyal-kültürel cazibe merkezi haline gelmesi, iş ve üretim olanaklarının yeniden sağlanması, rekreasyon ve turizm tesisleri ile donatılması ve konut kullanımının desteklenerek alanın canlılığının sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedefler arasındaki en önemli noktalardan biri olan endüstriyel mirasın değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, toplumun kültürel kimliğini yaşatmada ve geleceğine yön vermede önemlidir. Geçmiş gelecek, eski ile yeni arasında bir köprü olan kültür varlığı, kültürel sürekliliğin gerçekleşmesini sağlayan bir araç, kültürel zenginliklerin gelecek kuşaklara aktarımı ise sürekliliğin amacı olarak tanımlanmaktadır. Endüstriyel alanların dönüşümü ve sürdürülebilirliği, kentlerin yaşamı ve binaların yeni kullanımlara adaptasyonunda gösterilen başarı ile ölçülebilmektedir. Yeniden işlevlendirme başarılı olduğu zaman, endüstriyel alanlar yeni işleviyle yaşamını devam ettirir. Böylece verilecek doğru işlev ile ekonomik, sosyokültürel ve çevresel anlamda sürdürülebilirlik sağlanmış olur. anahtar kelimeler: endüstri, endüstriyel miras, kültür, sürdürülebilirlik, kültürel sürdürlebilirlik. Abstract Last year in the transformation of the places in town are not used throughout the intensive population growth with increasing functionalized obligation and the concept of sustainability on a repurposed industrial projects are carried out. Industrial heritage conservation found in the area with this project , to ensure the sustainability of a social-cultural center of attraction to become for the city , re-establishing their business and production facilities to be provided with recreation and tourism facilities and aims to ensure the viability of the supporting areas of residential use. The most important point of evaluating and ensuring the sustainability of the industrial heritage , which is one between the targets is important in giving direction to the community's cultural identity in the survival and future. Future history , cultural heritage , which is a bridge between the new and old , a tool that allows the realization of cultural continuity , and the transmission to future generations of the cultural wealth is defined as the goal of sustainability. Transformation and sustainability of the industrial area of the city and the building of life can be measured by the success shown in the adaptation to new uses. When re-functionalizing a successful industrial areas of life continues with a new function. Thus, the correct function will be economic , socio-cultural and environmental sustainability is ensured sense .

KENTİN DEĞİŞEN AURASININ ÇARŞI-PAZAR ÜZERİNDEN İNCELENMESİ: ADAPAZARI ÖRNEĞİ

ATLAS II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2019

Spatial aura is expressed “the energy, spirit, feeling or atmosphere at the heart of the space”, “reminiscence that space awakened voluntarily or involuntarily on people experiencing it”, “facts involved in the memory of the current location”. Public spaces provide continuous changes -transformation opportunity to the urban aura through different user profiles or different social encounters. The starting point of the study; the changes and transformations that have taken place due to the effects of time in public spaces are integrated with the tangible and abstract relationship that people have established with the city, causing changes in urban rhythm and thus the city aura. The changes that the public space undergoes primarily affect that space and then the whole of it shows its effect on the city aura. These changes in urban aura keep in the memory thanks to qualities that the light, scent, contrast, accidentality in the space. And changes the feel of the person about the city. The aim of the study is to discuss the impact of changes in public spaces to urban aura in the light of the identified questions: What are the sub-headings of the city aura? and is it possible to examine, analyze and discuss the urban aura through these sub-headings? Public spaces such as traditional çarşı, Pazar, streets and squares, where the number of users and interactions are intense, are the best places where changes in the city aura can be observed. As a working area, the “Adapazarı District of Sakarya”, where the Pazars are a lot since the day it was founded; and regionally the Unkapanı, Pirinç Pazarı and Aynalıkavak public spaces, which are the still present and the oldest commercial axes has been selected, although they have changed today. The fact that these three public spaces were a continuation of each other on the same street and that they created a single axis were effective in the elections. In this study, the literature survey, determination of the current situation in the public spaces of Unkapanı, Pirinçpazari, Aynalikavak, surveys with tradesmen and users were carried out. The past and present auras of the public spaces of Unkapanı, Pirinç Pazarı and Aynalıkavak Adapazarı districts of Sakarya, which was selected as the sample area, were determined both by the data obtained from the literature research and by the data collected through a survey study on the sub-headings of the proposed urban aura. At the end of the study, recommendations for strengthening the auras of the areas have been developed.

KENTSEL AÇIK YEŞİL ALANLARIN ENGELLİLER İÇİN EVRENSEL STANDARTLAR KILAVUZU KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ: KAHRAMANMARAŞ ENGELLİLER SEVGİ PARKI ÖRNEĞİ

Turkish Journal of Forest Science, 2022

Engelli bireylerin tüm kent sakinleri gibi kentsel açık yeşil alanlardan yararlanma ve bu alanlarda özgürce hareket etme haklarına sahip olmasına rağmen ulaşım ve fiziksel çevrede yaşanan sorunlar bu durumu zorlaştırmaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık %15’i (1 milyardan fazla insan) engelli bireylerden oluşmaktayken Türkiye’de ise kayıtlı 2.511.950 engelli bireyin bulunduğu belirtilmektedir. Engelli bireylerin tüm insan hak ve özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar sonucunda evrensel tasarım yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Evrensel tasarım kavramının kabul görmesi ile birlikte konu ilgili standartların oluşturulması çalışmaları kapsamında “Engelliler için Evrensel Standartlar Kılavuzu” oluşturulmuştur. Bu çalışma Kahramanmaraş’ta bulunan “Engelliler Sevgi Parkı”nın engelliler için evrensel standartlar kılavuzu kapsamında değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu doğrultuda kılavuzdaki; yaya yolları ve kaldırımlar, rampalar ve merdivenler, yaya geçitleri ve otoparklar, açık ve yeşil alanlar başlıkları kapsamındaki standartlar ile alandaki mevcut durum karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Engelliler Sevgi Parkı’ndaki mevcut durumun döşemeler, rampalar ve eğim durumları, kent mobilyaları, otoparklar ve kullanılan malzemelerin kalite ve bakımı açısından standartlara uygun olmadığı belirlenmiş ve evrensel standartlar kılavuzunda belirtilen ölçütler esas alınarak gerekli düzenlemelerin yapılması için öneriler geliştirilmiştir.