KÖLTİGİN İLE KÖL İÇ ÇOR YAZITLARINDA GEÇEN "OPLAYU TEGMEK" VE "OPULU KİRMEK" SÖZLERİ HAKKINDA (original) (raw)
Related papers
KUTADGU BILIG'DE GEÇEN ÇERGÜÇI/ÇERGÜLEve ÇİÇE SÖZLERİ HAKKINDA
2013
Bu bildiri Kutadgu Bilig'de geçen "çergüçi'', çergüle-'' ve "çiçe" kelimeleri hakkındadır. Bu kelimelerin anlamı Kutadgu Bilig’de bulunmamakta fakat İbni Mühennâ'da görülmektedir. Sonuç olarak, İbni Mühennâ yardımıyla bu kelimeler açıklanacaktır.
DEDE KORKUT KİTABINDAKİ "APUL APUL" VEYA "YAP YAP YÜRÜMEK" SÖZLERİNİN KÖKENİ HAKKINDA
Türkmen Bilgesi Fikret Türkmen Armağanı, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 2015, s.55-62., 2015
Asuman Apul ile Refik Apul'a armağan olsun. ÖZET Türk dilinin her bir kelimesini, kelime grubunu veya morfemlerini köken, yapı ve anlam bakımından incelemek için tarihi eserlerle, çağdaş Türk lehçelerinde bugün yaşayan dil malzemesinin dikkate alınması gerekmektedir. Dede Korkut destanlarındaki aynı kökten türeyip, küçük bir kelime ailesi oluşturan "apul apul", "yap yap" ile "rap rap" ve Azerbaycan Türkçesinde yaygın olarak işletilen "lap" arasında zamanla anlam, işlev ve fonetik açıdan farklılıklar meydana gelmiştir. Ancak sözü geçen ikilemeler *ya-kökünden gelişmiş tarihi ve bugünkü Türk lehçelerinde varlığını sürdürmüş birer kelime grubudur. Bu makalemizde "apul apul" ve "yap yap" kelime grubunun kökenini incelemeye çalışacağız.
KÖL TİGİN (K 10) YAZITINDAKİ ÖD T(E)ÑRİ RSY KİŞİ OGLI KOOP ÖLG(E)Lİ TÖRİM(İ)Ş CÜMLESİ ÜZERİNE
KÖL TİGİN (K 10) YAZITINDAKİ ÖD T(E)ÑRİ YSR KİŞİ OGLI KOOP ÖLG(E)Lİ TÖRİM(İ)Ş CÜMLESİ ÜZERİNE, 2020
ÖZET Köl Tigin yazıtının kuzey cephesinin 10. satırındaki RSY (y 1 s 1 r 1) kelimesinin yapılan çalışmalarda "yaşar", "yasar" ve "aysar" olarak farklı şekillerde okunduğu gözlenmiştir. Bu okuma farklılıklarından dolayı kelimenin geçtiği cümleye farklı anlamlar verilmiştir. Yazıtların kopyasını sunan çalışmalar (Inscriptions de L"Orkhon 1892: 7; Alyılmaz 2005: 30) RSY (y 1 s 1 r 1) kelimesindeki işaretlerde ittifak etmiştir. Buradan da anlaşılmaktadır ki okuma farklılıklarının sebebi işaretlerdeki farklılık değil, anlamlandırmadaki tercihlerdir. Aynı cümlenin başında geçen "öd täŋri" ifadesinin anlamlandırılmasında da bir birlik yoktur. Yazıttaki cümlenin doğru anlaşılması için Türk din tarihinin verileri ışığında konunun ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekir. Siyasi iktidar ve hakimiyetinin kaynağını Tanrı"dan alan Türk kağanı Bilge Kağan, kurduğu bu cümleyle Türk inanç sistemini özetleyen bir tespit yapmıştır. Bu makalede, daha önce yapılan okuma ve anlamlandırma teklifleri incelenerek, Gök Tanrı temelinde şekillenen inanç sisteminden hareketle RSY (y 1 s 1 r 1) kelimesi yeniden değerlendirilmiştir. Anahtar kelimeler: Köl Tigin yazıtı, Tanrı, zaman, y 1 s 1 r 1. ABSTRACT It was observed that the word RSY (y 1 s 1 r 1) in the 10th line of the northern facade of Köl Tigin inscription was read in different ways as "yaşar", "yasar" and "aysar". Due to these reading differences, different meanings are given to the sentence in which the word takes. Studies presenting the copy of the inscriptions are in agreement for the signs in the word RSY (y 1 s 1 r 1). It is understood that the reason of the differences in reading is not related to the differences in signs, it is related to the preferences in meaning. There is also no unity in the meaning of the expression "öd täŋri" at the beginning of the same sentence. For the correct understanding of the sentence in the inscription, the subject should be examined in detail in the light of the Turkish religious history. Bilge Kaghan, the Turkish kaghan, who took the source of his political power and domination from Tanrı, made a determination summarizing the Turkish belief system with this sentence. In this article, the word RSY (y 1 s 1 r 1) is reexamined based on the belief system shaped on the basis of Gök Tanrı, by examining the previous reading and interpretation proposals.
MOĞOLLAR'DA YAZILI GELENEĞİN KÖKENLERİ VE " CENGİZ TAŞI "
Öz: 1206 yılında Cengiz Han liderliğinde birliğini sağlayan Moğollar, Avrasya'nın siyasi, ekonomik ve kültürel tarihinde son derece etkili bir rol oynayacakları bir dönemi de başlatmışlardır. Aynı yıl Nayman Hanı'nın sarayında yakalanan T'a-ta Tonga vasıtasıyla Cengiz Han idaresindeki Moğollar, yazıyla tanışmışlardır. Ardından 1224-1225 yılları arasında Harezm Seferi sonrasında dikilen Cengiz Taşı da bu yazıyla taşa kazınmış Moğolca'nın ilk yazılı belgesi olarak kabul edilmektedir. Moğollar, 1206 yılı gibi geç bir dönemde yazıyla tanışmış olmalarına rağmen, Büyük Moğol İmparatorluğu bünyesinde yazının kullanımı hızlı bir şekilde yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu yeni oluşan yazı geleneği sayesinde de sözlü tarihlerini yazıya aktararak gelecek nesillere kıymetli bir tarihî mirası da ulaştırma başarısını göstermişlerdir. Anahtar Kelimeler: Moğollar, Yazı, Uygur Harfleri, Cengiz Taşı, Yesüngge Roots of Written Tradition in Mongolian History and " Chinggis' Stone " Abstract: Mongols were unified under the leadership of Chinggis Khan in 1206 which also marked a starting point of the important role that they played in political, economic and cultural history of Eurasia. The same year witnessed Mongols' introduction with writing under Chinggis Khan thanks to Tata-tonga who was captured in the palace of Naiman Khan. Then, in 1224-1225, Chinggis's Stone (Yesüngge) was erected after the Khwarezm campaign which has this writing on it and this marks the first inscription in Mongolian language. Mongols were introduced with writing in 1206, a relatively late date, nevertheless the utilization of writing spread quickly under the Great Mongolian Empire. This novel writing tradition enabled them to record their oral histories and a successful transfer of their valuable historical legacy to next generations. Giriş Yazının kullanımı ister konar-göçer, isterse yerleşik kültüre mensup uluslar tarafından kurulan devletler açısından son derece elzemdir. Devletin sevk ve idaresinde mutlak suretle yazıya ve bu yazıyla yapılacak yazışmalara ihtiyaç duyulacağı muhakkaktır. Ancak devlet geleneğinin güçlü olduğu milletlerde yazının kullanımı nispeten daha erken dönemlerde zuhur ederken, bazılarında ise gecikmeli, ancak mutlak suretle etkileşimli bir şekilde gerçekleşmiştir. Konar-göçer bir medeniyetin temsilcilerinden olan Moğollar, yeri geldiğinde bozkırdaki en büyük rakipleri, yeri geldiğinde en önemli müttefikleri olan Türklerle ortak bir tarihi ve kültürel geçmişe sahip olmalarına rağmen yazının kullanımı anlamında Türklerden
KÜL TĖGİN YAZITI KUZEY 10. SATIRDAKİ ÖD TEŊRİ RSY KİŞİ OGLI KOP ÖLGELİ TÖRÜMİŞ İBARESİ ÜZERİNE
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Rus arkeolog Yadrintsev’in 1889 yılında keşfettiği, henüz o zaman ne oldukları bilinmeyen taşların yapılan çalışmalar sonucu Kül Tėgin ve Bilge Kağan adına diktirilmiş yazıtlar olduğu anlaşıldı. Bu yazıtlar Türk kültürü ve dili açısından bize pek çok konuda kaynak sunmaktadır. Yazı sisteminin ünlü sesleri ayırt etmedeki yetersizliğinden ve bazı karakterlerin bağlam içerisinde yazılmamasından dolayı araştırmacılar tarafından bazı ibarelerde, sözcüklerde farklı okuma ve anlamlandırma görüşleri ortaya çıkmıştır. Bu çeşitli görüşlerden birisi de Kül Tėgin yazıtının kuzey cephesinin 10. satırında yer alan öd teŋri RSY kişi oglı kop ölgeli törümiş ibaresidir. Bu okuma farklılıkları ve yorumlamaları RSY “yasar/ yaşar/ aysar” biçimlerinde okumaya müsait olduğundan araştırmacılar tarafından yaşar “yaşamak”; yasar “düzenlemek”; aysar “buyurmak, söylemek” biçiminde anlamlandırılmaktadır. Öd Tėŋri ibaresi ise burada göz ardı edilen bir diğer husustur. Bu sözcüğün anlamlandırılmasında bilim çevresinde bir fikir birliği yoktur. Bizden önceki yazarların görüşleri, açıklamaları belirtilerek bu yazıda kuzey 10. satırda geçen öd teŋri RSY kişi oglı kop ölgeli törümiş ibaresi morfolojik, sentaktik ve semantik açıdan okuma ve anlamlandırması yeniden değerlendirilmiştir.
ORHON YAZITLARINDAKİ TÜREMİŞ SÖZCÜKLERİN GÖKTÜRK HARFLİ UYGUR YAZITLARINA YANSIMASI
V ХАЛЫҚАРАЛЫҚ ТҤРКІ ҼЛЕМІ ЗЕРТТЕУЛЕРІ СИМПОЗИУМЫ МАТЕРИАЛДАРЫ, I ТОМ, 2018
İkinci Göktürk İmparatorluğuna ait Orhon yazıtları ve Orhon-Uygur kağanlığı dönemine ait Eski Uygur yazıtları Türk dillerinin en eski yazılı örneklerindendir. Bu yazıtlar zengin söz varlığına sahiptir ki bunun da büyük bir kısmı çağdaş Türk dillerinde korunmuştur. Bu söz varlığına basit ve birleşik sözcüklerin yanı sıra, türemiş sözcükler de dahildir. Sözcük türetme Türk dillerinde sözcük yapımının en yaygın yöntemidir. Bu durum Orhon ve Uygur yazıtları için de geçerlidir. Köktürklerden sonra hakimiyet başına geçen Eski Uygurlar onların alfabe ve yazı üslubunu benimsemişlerdir. Bu onların dilineve yapım ekleriyle türetilmiş sözcükler de dahil olmakla söz varlığına da yansımıştır.Bu ortak türemiş sözcükler sırasında isimleri, sıfatları ve özellikle de fiilleri sıralayabiliriz. Eski Uygur yazıtlarındaki türemiş sözcüklerden bir kısmının kökleri ve eklerinin Orhon yazıtlarında yer almasına rağmen bu sözcükler bir bütün olarak Orhon yazıtlarında geçmemiştir.
GÖÇ TEORİLERİ ÜZERİNE ELEŞTİREL BİR OKUMA DENEMESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER KONGRESİ KRİZLER, BELİRSİZLİKLER, ARAYIŞLAR, 2021
Massey’in Uluslararası Göç Teorileri (Theories of International Migration) ve Portes’in Latin serüveni (Latin Journey) eserlerinde göç kavramı üzerine çıkan sorunların göç kuramları ile ilişkisi üzerinden ortaya çıktığını tespit etmişlerdir. Ancak tüm göç türlerini açıklayacak tek bir kuramın olmadığı ve hatta böyle bir kurama ulaşma çabasının da yerinde olmadığı onlarla birlikte göç araştırmaları alanında neredeyse ortak bir kabuldür. Liberallerin çoğunluğunun tiranlığı bu olsa gerek, bir yaklaşım bir kavramı açıklarken onun türevleri noktasında zorlanıyorsa ve çelişkiye düşüyorsa hatta bu durumu bertaraf etmek için yeni kavram veya kavramlar ortaya atıyorsa kulağa ne kadar hoş gelirse gelsin entelektüel olursa olsun gerçeklikte hiçbir karşılığı yoktur. Tabii olarak göç konusunda kuram geliştirme çabasında olmak tüm göç türlerinin ortak yönlerini saptama ve çözüm üretme konusunda önemlidir ve yapılmalıdır. Göç kavramını açıklarken göçmeni, göçmen karşıtlığını, göçmen-mekân ilişkisini, göçmen haklarını vb. yani göçe dair tüm kavramları açıklarken bir ahengin ve aynı temel dayanaklarının olması gerekir. Oysaki genel göç kuramlarının hiç birinde böyle bir tutarlılık yoktur. Göç kuramları göç sorunsalını açıklamak için yola çıkmalarına rağmen kendileri sorun haline gelmiştir. Bu defada kuramın temelinin dayandığı bakış açısını sorgulamak yerine ontolojik göç, ekonomik göç, uluslararası göç, ulus ötecilik, ulus aşırıcılık, kültür farklılığı, göçün kimlik sorunu, mekânsal göç, uyum, göçmen hakları gibi binlerce kavram üreterek bu sorunsalın içinden çıkmaya çalışmaktadır. Göç kuramlarının en büyük talihsizliği göçü açıklarken en başından kavrama ekonomik, sosyal, tarihi, psikolojik temelli olarak bakmaları yanlışıyla başlamalarıdır. Ancak diğer tüm kavramlar gibi göç ve türevi tüm kavramlarda siyasal kavramlardır. Göç, göçmen, göçmen karşıtlığı, sınır, göçmen hukuku, göçmen hakları vb. kavramları içeren, siyasal olan, dost-düşman, siyasal birlik, çatışma gibi siyasal kavramlar üzerinden siyasal bir bakış açısıyla sorunların çözümlenebileceği göz ardı edilmektedir.
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE SEBEP BİLDİREN TILTAG VE UGUR SÖZLERİ HAKKINDA
ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE SEBEP BİLDİREN TILTAG VE UGUR SÖZLERİ HAKKINDA, 2020
Öz: Eski Uygur Türkçesi metinlerinde tıltag "sebep, neden" anlamında ugur sözü de "zaman, fırsat, tesadüf, vesile, vasıta, sebep, konu" anlamlarıyla kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda isim kökenli edatlar olarak kabul edilen tıltag ve ugur sözleri dönem metinlerinde ek almadan kullanıldıkları gibi isim çekim ekleriyle de sık kullanılmıştır. Bu çalışmada tıltag ve ugur sözlerinin, dönem metinlerdeki kullanımlarına yer verilecek, bu sözlerin yalın ve isim çekim ekli kullanımlarında kendi anlamlarını korudukları, ancak tıltagınta ve ugrınta şekillerinin edat işleviyle kullanıldığı için edat kategorisinde ele alınabileceği üzerinde durulacaktır. Ayrıca bu yapıda ve benzer işlevde olan, tıltag ve ugur sözleriyle de çoğu zaman aynı cümlelerde yer alan tüşinte, küçinte "sayesinde" sözlerine, yine "sebebiyle,-den dolayı" anlamlı fiil kökenli bir edat olan ötgürü/ötkürü edatına kısaca yer verilecektir. Anahtar Sözcükler: Eski Uygur Türkçesi, edatlar, ogur, tıltag, ugrınta, tıltagınta, tüşinte, küçinte, ötgürü. On Tıltag and Ugur Terms Defining Cause and Reason in Old Uighur Turkic Language Abstract: In Old Uighur Turkic Language texts, the word tıltag refers to the cause, reason and ugur refers to time, opportunity, coincidence, vessel, reason and subject. In some of the resources, tıltag and ugur are considered to be the noun-rooted prepositions, but can also be used without suffixes and can be often used as inflectional suffixes in that period's texts. In this study The aim is to analyse the usage of both words tıltag and ugur in the contexts of that period, these words keep their meanings despite being used as nominative and with inflectional suffixes, however, if these words are used as prepositions such as tılgatınta and ugrınta, they can be considered as prepositions. Again in this context in the same category tüşinte and küçinte "thanks to" which are most of the time used with the words tıltag and ugur in the same sentence and also ötgürü ötkürü prepositions that mean because of and due to is going to be dealt with in the study. Eski Uygur Türkçesi metinlerinde isim kökenli veya fiil kökenli pek çok edat kullanılmıştır. Bu edatlardan bazıları kaynaklarda gerçek edatlar başlığı altında verilen, dönem metinlerinde başka bir fonksiyonla görülmeyen sözler, bazıları da dönem metinlerinde hem kendi sözlük anlamlarıyla yalın ve çeşitli eklerle birlikte kullanılan hem de bazı eklerle birlikte kalıplaşarak kendi anlamından uzaklaşıp edat gibi kullanılan sözlerdir. Edatlarla ilgili yapılan çalışmalarda edatların isim ve fiillerden farklı olarak dilde ek almadan kullanıldıkları, kullanım sahasına işletme eki almadan çıktıkları, bünyelerinde görülen bazı isim işletme eklerinin kalıplaşmış, canlılığını yitirmiş olduğu, görevli kelimeler oldukları için de anlamları olsa bile anlamlarından *
OĞUZ EPİK ANLATMALARI ve ÇUVAŞ ALP HİKÂYELERİ'NDE KUTSAL KURT VE TEPEGÖZ
TÜRK DÜNYASI İNCELEMELERİ DERGİSİ
OĞUZ EPİK ANLATMALARI ve ÇUVAŞ ALP HİKÂYELERİ'NDE KUTSAL KURT VE TEPEGÖZ The Holy Wolf and Cyclop in Oghuz Epic Tales and Chuvash Alp Tales Bülent BAYRAM * Özet Uygur harfli Oğuz Destanı ve Dede Korkut Kitabı, Türk edebiyatının temel eserlerinden ikisidir. Alp anlatmaları da klasik anlamda destan türüne sahip olmayan Çuvaş Türklerinin halk edebiyatı eserleri içinde epik özellikler gösteren eserlerdir. Epik kahramanların birçok özelliğini ve faaliyetlerini, müstakil anlatmalarda aktarmaktadır. Adı geçen eserlerde, "kutsal kurt" ve "Tepegöz"ün bu anlatmalardaki yer alışları dikkat çekicidir. Çuvaş alp anlatmalarında ve Oğuz epik anlatmalarındaki yukarıdaki benzerlikler tesadüfi bir benzerliğin değil, bir kültürel birlikteliğin işaretidir.