Türkiye’de Kadınların Siyasal Yaşama Katılımı (original) (raw)
2021, III. Uluslararası Kapadokya Sosyal Bilimler Öğrenci Kongresi Özet Metin Bildiri Kitapçığı
Biyolojik bir kavram olarak cinsiyet, insanın toplumsal bir varlık olmasından hareketle pek çok alanda öne çıkan kavramlardan biri olagelmiştir. Bu alanlardan biri de siyasettir. Siyaset içerisinde cinsiyetin rolü ve siyasetin cinsiyete yaklaşımı, biyolojik-toplumsal bir olgu olarak cinsiyete ilişkin siyasal tutumları ve siyasal davranışları şekillendirmektedir. Kadın ve erkeğin sosyalleşme süreçlerindeki deneyimlerinin birbirinden oldukça farklı oluşu, yadsınamaz bir gerçekliktir. Yaradılışın doğası gereği midir yoksa bizler de bunun güdüleyicisi olduğumuz için midir bilinmez, kadın birçok konuda dezavantajlı bir grup olarak ele alınmakta ve bu bakış açısı, kadına yönelik pozitif bir ayrımcılık çerçevesinde birtakım politikaların hayata geçirilmesine yol açmaktadır. Mevcut sosyo-kültürel yapılar, gelenekler ve bu yapıların siyasal iktidar ve siyasetle ilişkileri, coğrafyadan coğrafyaya, ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Bu noktada genel geçer, evrensel bir politika bütünlüğü olmamakla birlikte, ideal düzende olması gereken kadına ve erkeğe yönelik fırsat eşitliğinin sağlanması şeklindedir. Ancak her zaman bu yönde demokratik gelişmelerle karşılaşılamadığı, kadın haklarının kısıtlandığı, hatta kadının gerek toplumsal gerek siyasal yaşamın dışında bir varlık olarak algılandığı örnekler görebilmek mümkündür. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve toplumsal cinsiyet algısının siyasetle ilişkisi, özellikle kadının toplumdaki konumu üzerinden ele alındığında ilginç sonuçlar vermektedir. Bu durum, konunun özellikle yakın dönem akademik çalışmalarda sıklıkla ele alınan, popüler çalışma konularından biri olmasına neden olmaktadır. Çalışmamız gereği, iki farklı cinsiyet arasındaki fırsat eşitliğini, Türk siyasetinde kadınların siyasal temsili üzerinden ele almayı amaçladık. Bunu ortaya koyabilmek adına Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu yana ulusal düzeyde gerçekleşen milletvekili seçimlerinde seçmenden yeterli desteği alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milleti temsil etmiş kadın milletvekili sayılarına ulaşmaya çalıştık. İlk meclisten günümüze geçen zamanda kadının siyasal katılımı göz önünde bulundurulduğunda, bu konudaki erken cumhuriyet dönemi politikalarının adeta dünya ile yarışır ölçüde ilerici ve çağdaş olduğu gerçeği ile yüzleşmekteyiz. Çalışma kapsamında kadının siyasal katılımı konusu, öncelikle kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesine ilişkin tarihsel arka planla birlikte kronolojik olarak ele alınacak; ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin bu yöndeki politikalarına yer verilerek kadının siyasal yaşamamızdaki görünürlüğü sayılarla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bunun için kaynak taraması yapılarak güvenilir bilgilerin paylaşılmasına özen gösterilecek ve kadının ulusal düzeydeki temsiline ilişkin veriler, hukuki ve siyasal çerçevedeki düzenlemelerle birlikte sunulacaktır. Kadının Türk siyasetindeki görünürlüğü, 1934 yılında seçme ve seçilme hakkının tanınmasının üzerinden geçen zamanda giderek artmaktadır fakat modern demokrasiler açısından bakıldığında kadına yönelik politikaların daha da iyileştirilmesi; yalnızca niceliksel üstünlüklerin değil, niteliksel üstünlüklerin de sağlanmasına yönelik politikaların ve uygulamaların ortaya konması gerekmektedir.