Aile İçi Şiddet ve Ruh Sağlığı (original) (raw)

Aile İçi Şiddet ve Huzur/Din Eğitimi

Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010

Aile ici siddet, ailenin bir uyesinin ya da uyelerinin ailenin diger uyesi }ta da uyelerine karsi gosterdigi her turlu sozlu ve fiili saldirganligi anlamina gelmektedir. Temel insan haklariyla ilgili bir sorun olan aile ici siddet, tum dunyada oldugu gibi ulkemizde de insan onuruna yonelik bir saldiri olarak kabul edilmektedir. Biyolojik, psikolojik ve sosyal nedenlerden kaynaklanan aile ici siddet, yasalarda suc kabul edilmesine ragmen, toplumsal bir sorun olmaya devam etmektedir. Aile ici siddetle mucadelede yasalarin, kitle iletisim araclarinin ve aydinlarin yaninda egitimcilerin de sorumlulugu vardir. Cunku egitim, bireyleri bilinclendirerek toplumda mutlu ve huzurlu bir aile anlayisini gelistirecek en onemli unsurdur. Bu calismada aile . ici siddet, neden ve sonuclariyla birlikte ele alinmakta ve siddetin olmadigi huzurlu bir aile hayatinin gelistirilmesine yonelik bazi dini, ahlaki ve egitsel oneriler sunulmaktadir.

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın ve Çocukların Ruh Sağlığına Etkileri

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2020

Öz Aile içi şiddet, bir kişinin aynı evi paylaştığı veya evli olduğu diğer kişiye karşı uyguladığı şiddet veya kötüye kullanımdır. Kadınlar ve çocukların çoğu kez fiziksel olarak güçsüz ve savunmasız olması nedeniyle en çok onlar aile içi şiddetin mağduru olmaktadır. Aslında aile içi şiddet sadece fiziksel şiddeti içermez. Kadınlar aynı zamanda evlilikte psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetin de mağduru olabilir. Aile içi şiddet, kadınların ruh sağlığının ve yaşam kalitesinin bozulmasına yol açar. Ayrıca şiddete maruziyet bu kadınların tıbbi hizmet kullanımını artırır ve onların çocuklarının da uzun vadede ruhsal gelişimini bozar. Aile içi şiddete tanık olan çocuklar bazı davranışsal ve emosyonel bozulmalar yaşar. Daha da ötesi bu çocuklar sonraki yaşamında şiddetin mağduru veya uygulayıcısı olurlar. Kadına karşı aile içi şiddet bu kadınlarda depresyon, anksiyete ve posttravmatik stres bozukluğu için risk faktörüdür. Bundan dolayı psikiyatri polikliniklerine bu nedenlerle yardım almak için başvuran kadınlarda aile içi şiddetin sorgulanması kritik öneme sahiptir. Bu gözden geçirme yazısında kadına karşı aile içi şiddeti, sıklığını, aile içi şiddeti etkileyen değişkenleri incelenerek, aile içi şiddetin buna maruz kalan kadın ve onların çocukları üzerindeki etkisi gözden geçirilmiştir.

Aile İçi Şiddet ve Şiddetin Nesilden Nesile İletilmesi

Polis Bilimleri Dergisi, 2012

ecause of the negative impact of the domestic violence on the community and individual in the recent years, it is among the very important topics which is researched and looked for the solution and sough to the victims of domestic violence by academicians, leaders of the communities, law enforcements and non-governmental organizations. Academicians who are working on the domestic violence categorized domestic violence into two categories. The first category is the reasons of domestic violence; the second category is the strategies and methods which are used for combating against domestic violence. According to the academicians, it is very hard to explain domestic violence with a single reason. Social learning theory is among the theories that are used by the academicians who are trying to explain domestic violence. According to social learning theory, individual learn, copy, model and imitate the violent attitudes like other attitudes. The learned attitudes which include violence are reinforced through the childhood and they are imitated during the adolescent and adulthood. In this study, the results of the academic researches which support the relationship between the social learning theory and domestic violence are examined.

COVID-19 Salgınında Ev İçi Şiddet

The Bulletin of Legal Medicine, 2020

Büyük salgınların toplumun sosyal yapısı ve döngüsünde çeşitli değişimlere yol açtığı bilinmektedir. Başta gelen değişimlerden biri de suç oranlarında ve türlerinde görülen değişimdir. Gerçekte, toplam suç sayılarında belirgin bir düşme görülmesine karşın, bazı suç türlerinin sıklığı azalırken bazılarınınki artmaktadır. Artış gösteren suç tiplerinden biri de ev içi şiddet olgularıdır. Yeterli sayıda sistematik çalışmalar bulunmasa da, Türkiye'de COVID-19 salgını süresince kadına yönelik şiddet olgularının arttığını gösteren veriler vardır. Bir önceki yıla kıyasla 2020 yılı Mart ayında fiziksel şiddet %80, psikolojik şiddet %93, sığınma evi talebi %78 oranında artmıştır. Anket niteliğindeki bir başka çalışma ise pandemi sürecinde kadına yönelik şiddet olaylarında %27.8 oranında artış olduğunu bildirmiştir. Ancak, bu dönemde çocuk istismarı olgularının sayısının azaldığı görülmüştür. Bu durumun sosyal kısıtlamalar nedeniyle olguların saptanmasının zorlaşmasından kaynaklandığı bi...

Aile İçi Şiddetin Çocuk Üzerindeki Etkileri ve Psikososyal Desteğin Önemi

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2016

Özet Yaşam koşullarının gittikçe karmaşıklaştığı günümüzde, çocukların yetiştiği aile ortamı, ana-babaçocuk ilişkileri ve çocuk yetiştirme yöntemleri, onların ruh sağlığını ve kişilik gelişimini etkileyen etmenler arasında önemli bir yer tutmaktadır. Aile ortamının çocuk için en güvenli ortam olduğu düşünülmekle birlikte, pek çok anne babanın çocuklarını terbiye etme gerekçesiyle bilinçli ya da bilinçsiz olarak onlara eziyet ettikleri, zarar verdikleri ve fiziksel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyerek sağlıksız bireyler yetiştirdikleri görülmektedir. Bu nedenle, aile içi şiddete maruz kalan çocukların multidisipliner ekip üyeleri tarafından belirlenmesi, şiddetin ortaya çıkardığı etkilerini içeren psikososyal destek sağlanması gerekmektedir.

Aile İçi Şiddetin Çocuk Üzerindeki Etkisi - İstatistik Veriler

Aile, üyesi olarak yaşadığımız toplumun en küçük ve en temel yapı taşını oluşturan kurumdur. İnsanların bir arada yaşadığı ve bireyin doğumundan itibaren içine doğduğu aile ile yaşamayı öğrendiği yerdir. Sosyalizasyon süreci içinde aile içi şiddet mağduru/tanığı olan çocuklar sosyal hayatlarında bu izleri taşırlar ve gösterirler. Dolayısıyla bu yazımızda istatistik verileri de kullanılarak aile içi şiddetin çocuklar üzerindeki etkisi değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Aile İçi Şiddete Etken Sosyokültürel Faktörler

Bir toplumsal sorun olarak aile içinde kadına ve çocuğa yönelik şiddet, vahim sonuçlar doğurmakta ve önlenmediği sürece bireylere ve topluma kalıcı hasar vermektedir. Nitelikli bir toplumun oluşturulabilmesi için öncelikle aile içi ilişkilerin sağlıklı olmasına ihtiyaç vardır. Bu noktada kadının rolü çok önemlidir. Toplum içinde kadın; anne, eş, evlat ama her şeyden önemlisi "insan" olarak hayati bir konuma sahiptir. Kadının her yönden sağlıklı ve doyum içinde olması önce kendisine ardından ailesine ve topluma fayda sağlar. Ancak dünyada ve özellikle ülkemizde kadına yönelik şiddet bir toplumsal olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki; bu önemli sorun çeşitli disiplinlerde bir bilimsel konu haline gelmiş, bu sorunun çözümü için akademik ve organize çalışmalara ihtiyaç duyulmuştur.

Hitit Toplumunda Aile ve Çocuk

Although the family is considered as the smallest social unit that is established to ensure the continuity of the humankind , it is a solidarity and economic union owing to the realization of production, distribution and property relations within it. Besides, the family is the first place where the system of rules, norms, values, language and symbols that ensures the child's adaptation to the social environment in which he is born is learned. There is no cuneiform document in the Hittite archives about the Hittite family, that is the subject of this study, but there are a number of evidences that enable us to have an idea when looking at education, legal system, fairy tales, historical documents, magic rituals and oracular texts. In this study, these evidences were used to analyse three different kinds of family categories: a pantheon (family of gods) ruled by pair of deities called the Sun Goddess of Arinna and the Storm God the royal family ruled by the king and queen, and the elementary family led by an ordinary married couple. All three family structures consist of the "mother-father-children" trio. Although the genealogical and succession system in the Hittite society has a malestream structure, and the domination of the god over the king, the king's country, the father's children and family in the country indicates the existence of a patriarchal family system The goddess, who is in a similar power relationship with the god at the head of the pantheon; the queen, who is in a complementary relationship with the king; and the ordinary women who manage the family together with their husbands and have rights, all these suggest the balanced and equitable structure of the Hittite family in this period. However, this balanced relationship also manifests itself in the relationship between family and child. The cuneiform texts indicate that the Hittite family including caring parents allocates a budget for the education of their children; Hittite laws contain provisions protecting the rights of mothers, children and young people. The magic rituals indicate that family integrity and unity are important for Hittites. In historical texts, I.Hattušili, the constitutive ruler of Hittite Kingdom, does not expect him to be a fearless warrior who conquers countries from the heir to the throne, but a good and merciful person. II.Muršili gives up his sense of vengeance because the mother of the king who betrayed him fell at his feet.

Çocukların Aile İçi Şiddetten Korunmasında Ailelere Yönelik Girişimler

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2017

Öz Şiddet, bir çocuğun saygın, onurlu, eşit ve özgür bir birey olarak yaşaması ve kendini gerçekleştirebilmesinde büyük bir engeldir. Çocuklar ne zaman, nasıl ve kime karşı saldırganlık göstereceklerini öğrenmektedirler. Bu öğrenilenler anne babadan çocuklara aktarılmakla beraber, akran gruplarından ve kitle iletişim araçlarından da öğrenilmektedir. Şiddet bu şekilde bir döngü haline gelmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar ailelere yönelik girişimlerin (danışmanlık ve terapi, kriz ve sosyal yardım girişimleri, ebeveynlik ve çoklu girişimler) çocuklarda davranış sorunları, öfke, şiddet ve güvenlikle ilgili bilgi düzeyi, benlik saygısı, çatışma yönetimi; ailelerde ise psikolojik sıkıntı, ebeveyn-çocuk etkileşimlerinde empati, ebeveynlik becerileri, psikolojik işlevsellik gibi konularda gelişmeler sağladığı saptanmıştır.