Küresel Ekonomik Krizde Dünyada ve Türkiye'de İşsizlikle Mücadelede Uygulanan Politikalar: Başarılı ve Başarısız Ülkeler (original) (raw)

Türkiye'de Krizin İşsizlik Üzerinde Kalıcı Etkisi: Global Kriz Dönemi

İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırma Dergisi, 2020

Bu çalışmada ülkemizde global krizin işsizlik üzerinde kalıcı etkisi olup olmadığı histeri analizi yapılarak test edilmiştir. Burada öncelikle işsizlik serisine Harvey; Leybourne ve Xiao (2008) doğrusallık testi yapılmıştır. Bu testin ardından çıkan bulguların yönlendirmesiyle, lineer yöntem olarak Zivot-Andrews (1992) birim kök testi ve Bai-Perron (1998) çoklu yapısal kırılma testi ve nonlineer yöntem olarak Kapetanios, Shin ve Snell (2003) ve Kruse (2011) birim kök testleri kullanılmıştır. Tüm test bulgularına göre ülkemizde global krizin işsizlik oranları üzerinde histeri etkisi bulunmaktadır ve işsizlik kriz öncesi seviyesine geri dönmemiştir.

Küresel Kriz, Yoksulluk ve İşsizlik

Küresel krizden çıkışın başladığı günümüzde, kriz sonrası piyasaların istikrarına odaklanılmakta ve çoğu kez küresel yoksulluk ve işsizliğin artması gibi sosyoekonomik sorunlar göz ardı edilmektedir. Bu noktada, çoğunlukla kriz sırasında piyasaların canlanması için uygulanan genişletici ekonomi politikalara, ne zaman son verileceği tartışılmaktadır. Diğer yandan krizlerin ağırlaştırdığı; küresel işsizlik ve yoksulluk gibi reel sorunların çözümü ile çözümün sistem içinde mümkün olup olmadığı tartışması daha az gündeme gelmektedir.

Para ve Maliye Politikalarının İşsizlik Üzerindeki Asimetrik Etkileri: Türkiye Uygulaması

Maliye Dergisi, 2021

Bu çalışmada, para ve maliye politikalarının işsizlik üzerindeki asimetrik etkilerini pozitif-negatif şok asimetrisi ile araştırarak, genişletici-daraltıcı politika etkinliği kıyası yapmanın yanında, para-maliye politikası etkinliği kıyası yapmak amaçlanmıştır. Ayrıca, para ve maliye politikaları dışında, fiyat, kur ve çıktıya ilişkin şokların, işsizlik üzerindeki asimetrik etkilerini test ederek literatüre katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Analiz 2005:12-2019:08 dönemini kapsayan aylık verilerle gerçekleştirilmiştir ve analizde NARDL yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular; Türkiye'de işsizliği azaltmada etkili olan maliye politikası aracının vergilerdeki düşüş iken para politikası aracının faizlerdeki düşüş olduğunu göstermektedir. Kamu harcamaları ve para arzındaki artışın işsizliği artırdığı dolayısıyla ele alınan dönemde Abrams Eğrisi Hipotezinin geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

Türkiye'de İşsizlik Sorunu ve Avrupa İstihdam Stratejisi

Erciyes Universitesi Iktisadi Ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 2008

İşsizlik hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde karşılaşılan önemli problemlerden birisi olmaya devam etmektedir. Türkiye uzun zamandır yüksek oranlı işsizlik ile mücadele etmektedir. Resmi rakamlar 2002 yılından beri işsizlik oranının %10 civarında olduğunu göstermekle birlikte gerçek işsizlik oranının resmi rakamların çok üstünde olduğu görüşü genel kabul görmektedir. Son yıllarda Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu büyüme rakamlarına rağmen işsizlik oranının yüksekliğini sürdürmesi istikrar programının başarısını olumsuz etkilemektedir. 2002 yılından beri Türkiye ekonomisinde sağlanan yüksek büyüme rakamlarına rağmen işsizlik oranını azaltacak yeni iş imkanlarının yaratılamadığı da kabul edilmektedir. "İstihdamsız büyüme" Türkiye'de uygulanan istikrar programının önemli bir çıkmazı olmaya devam etmektedir. Bu çalışma Türkiye'deki işsizlik problemini ve çözümünü AB bünyesinde uygulanan Avrupa İstihdam Stratejisi kapsamında incelemekte ve Türkiye'nin istihdamı artırmaya yönelik ne tür politikalar uygulayabileceğini araştırmaktadır.

AB'de Ekonomik Krizler ve İşsizlik ile Mucadelede Sosyal Ekonomi Modeli

Özet Sosyal ekonomi, özel sektör ve kamu sektörü yanında üçüncü sektör olarak da tanımlanan ekonomik bir modeldir. Sosyal ekonomi bir kavram olarak, bireyin ve toplumun karşılaştığı sorunların çözüm ihtiyaçlarından doğmuştur. Sosyal ekonomi, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde özel sektör veya kamu sektörü tarafından ihmal edilen bu ihtiyaçları, kooperatifler, karşılıklı yardım kuruluşları, dernekler ve vakıflar ile karşılar. Modelin önemli bir uygulama alanı olarak Avrupa Birliği'nde toplam istihdamın yüzde 6.5'i olan 14 milyon kişi, sosyal ekonomi kuruşlarında çalışmaktadırlar. Sosyal ekonomi kuruluşları ekonomik krizin sürdüğü dönemde diğer girişimlere göre daha dayanıklı olmakla birlikte, kriz dönemlerinde dahi kamusal refah artışına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, AB'nin özgün sosyo-ekonomik yapısının anahtar ögesi olan sosyal ekonomi modelinin, tarihsel gelişiminden yola çıkarak, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde özel sektörün ve kamu sektörünün yetersiz kaldığı; işsizliğin önlenmesi, kaynak yaratılması, kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi alanlarda modelin uygulama örnekleri üzerinden değerlendirmelerde bulunmak ve bu doğrultuda kamu ekonomisi literatürüne katkı yapmaktır.

Küreselleşen Dünyada İşsizlik

Özet 1980'li yıllardan sonra, ülkemizin de dâhil olduğu dünya genelinde hız kazanan önemli bir dönüşüm başlamıştır. 20.yüzyıldan 21. Yüzyıla geçiş sürecinde tüm toplumlarda hem sosyal hem de ekonomik hayatta etkisinin hissedildiği ve gündemde olan " Küreselleşme " olgusudur. Etkisi yerel ve bölgesel olarak sınırlandırılamayacak ve tüm toplumları etkileyecek güç ve boyutta olan küreselleşme, işgücü piyasası ve istihdam stratejilerini de etkilemiştir. Küreselleşme ile birlikte, işgücü piyasasında sermayenin üretimini dünyada düşük maliyetli bölgelere kaydırması, gelişmiş ülkelerde enformasyon işçi talebini artırırken imalat sanayinde istihdamı daraltmıştır. Azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ise, yabancı sermaye yatırımları için cazip imkânların sunulması, ülkelerdeki mevcut istihdam şartları ve ücretlerini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu bağlamda, küreselleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan sorunlardan biride gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünya çapında tüm ülkelerin ortak sorunu haline gelen yaygın işsizliktir. Bu çalışmada, küreselleşme olgusuna bağlı olarak dünyada yeni bir biçim ve yaygınlık kazanan " işsizlik " sorunu üzerinde durulacaktır. ABSTRACT After the 1980s, including the world that our country has started an important transformation accelerated in general. In the transition from the 20th century to the 21st century, both in social and economic life in all communities where the impact is felt on the agenda and "globalization" is a phenomenon. The effect can not be limited to local and regional communities and will affect all the power and size that globalization has also affected the labor market and employment strategies. With globalization, the production of capital in the labor market shift to low-cost regions of the world, the demand for information workers in developed countries has narrowed while increasing employment in the manufacturing industry. In underdeveloped or developing countries, presenting attractive opportunities for foreign investment, current employment conditions and wages in countries affected negatively. In this context, regardless of the level of development in one of the problems that arise due to globalization is widespread unemployment, which has become a common problem of all countries worldwide. In this study, due to globalization and the prevalence of winning a new format in the world "unemployment" will focus on the issue.

Bir Kısır Döngü: Dünyada ve Türkiye’de Çocuk İşçiliği ve İşsizlik

Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

Günümüzde müdahale edilmesi gerekli alanların başında gelen çocuk işçiliği; çocukların fiziki, psikolojik, sosyolojik gelişimlerini olumsuz etkilemesi sebebiyle önemlidir. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 2017 verilerine göre, 5-17 yaş grubundaki 151,6 milyon çocuk, çalışmaktadır. Çocuk işçiliğinin sebebi işsizlik ve işsizliğin bir sonucu olan yoksulluktur. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2006 tarihli Çocuk İşgücü Anketi sonuçlarına göre, 6-17 yaş gurubundaki çocukların çalışma nedenlerinin başında % 51,1 ile "hane halkı gelirine katkıda bulunmak" gelmektedir. Ailelerinin sosyo-ekonomik durumları kötü olduğu için çalışmak zorunda kalan çocuklar; çalışma hayatında meslek öğreniminden ziyade gelir sağlamak için yer almaktadırlar. Anılan olumsuzlukların giderilmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışmada; çocuk işçiliğinin dünyada ve Türkiye'deki mevcut durumu analiz edilecek olup, çocuk işçiliğini önlemeye yönelik ulusal ve uluslararası müdahale yöntemlerinden bahsedilerek politikalar geliştirilmesine yönelik öneriler sunulacaktır.