Esnek Kümelerin Hiper Uzaylarının Ayrıştırılması (original) (raw)
Related papers
MIDDLE EAST JOURNAL OF REFUGEE STUDIES, 2017
Bu makale, sabit bölgesel alanlar olarak geleneksel sınır kavramının geçerliliğini sorgulamaktadır. 2011 yılında Suriye'den Lübnan'a kaçan ve hâlâ Lübnan'da tabiiyetsiz şekilde yaşayan sekiz Filistinli mültecinin anlatılarını, bir yöntem ve eleştiri olarak sözlü tarih vasıtasıyla inceledim. Sözlü tarih, geçmiş ve güncel olayların anlatılarına erişim imkânı sağlayan metodolojik bir güce sahiptir. Bu anlatıların bir kısmı, 1948 yılında halkın Filistin'den toplu şekilde tahliye edildiği Nakba/Nekbe (felaket [günü]) olayını mevcut Suriye kriziyle ilişkilendirmektedir. Bu güncel Suriye krizi de Suriye'den gelen Filistinliler tarafından yeni ve süregelen Nakba/Nekbe şeklinden algılanmaktadır. Bu anlatıların sahipleri sınır geçmeyi sıklıkla kendi gerçekliklerinin nüfuz eden bir parça olarak tecrübe ederler. Bu gerçeklik ayrıca sınırların tabiiyetsiz insan-ların hayatları üzerinde empoze ettiği tehditlerin bir sonucu olan " sosyal ölüm " şeklinde tanımlanabilir. Bu hikâyelerin bir sınırlar dünyasına cevap sunarken ulus devlet kaynaklı sabit alanlar olarak sınırlar düzenine meydan okuduğunu iddia etmekteyim. Öz düşünümsellik, bölüşülmüş otorite ve ilişki sürdürme stratejilerini kullanarak bir Avrupa ülkesi pasaportu bulundurma ayrıcalığı gibi bir ayrıcalığa sahip olmanın, coğrafi bölgeler arasında belgeyle geçiş yapma tecrübesine sahip olmanın bir denetimler dünyasına cevap yolu olmasını tartışmaya açıyorum.
2016
Genetik kaynaklar bakımından Akdeniz İklim Kuşağı'nda yer alan en önemli ülkelerden biri olan Türkiye'nin, doğal florasında yer alan gazal boynuzu türlerinin; ekolojisi, dağılımı ve bitkisel özellikleri hakkındaki bilgi oldukça sınırlıdır. Bu nedenle bu çalışmada, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi doğal alanlarından örneklenen yabani daryapraklı gazal boynuzu (DGB) populasyonlarının; morfolojik, agronomik, fenolojik ve tesis ömrü özellikleri ile gelişme formlarının belirlenmesi ve bu özellikler ile örnekleme alanlarının rakım, enlem ve boylam değerleri arasındaki ilişkilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Örnekleme alanlarının rakımları 1 ile 1510 m arasında değişmiştir. Çalışmada 86 adet yabani DGB örneklenmiştir. DGB, çalışma yapılan her rakım derecesinde bulunmakla birlikte, bulunma sıklığı 1-300 m rakım aralığında daha fazla olmuştur. Diğer yandan gelişme formu hariç, incelenen tüm özelliklerin çok önemli varyasyonlar gösterdikleri belirlenmiştir. Bütün DGB populasyonla...
Kentsel Dönüşüm Uygulamalarında Taşınmaz Değerleme; Konya Örneği
2017
Tasinmaz degerlemesi bilimsel, dogru ve bagimsiz olarak yapilmasi gereken bir alandir. Tasinmaz degerleme sadece piyasa degerini tahmin etmede degil ipotekli satislarda, kamulastirmada, imar uygulamalarinda, kentsel donusum ve bircok konuda kullanim alani bulunmaktadir. Bu calismada, kentsel donusum ve kentsel donusum alaninda yapilan tasinmaz degerlemenin nasil olmasi gerektigi konusundadir. Calismada uygulama alani olarak secilen Konya ili Meram ilcesinde bulunan Uluirmak mahallesindeki kentsel donusum uygulamasindaki tasinmazlarin, uygulama oncesi degerlemesi Cobb Douglass hibrit regresyon yontemi ile yapilmistir. Calisma alaninda 1078 adet yapili ve yapisiz tasinmaza ait 23 kriter kullanilmistir. 23 kriterin 17 tanesi arsaya 6 tanesi yapiya ait ozellikleri icermektedir. Nonlineer regresyon modellemesi sonucunda yaklasik %98 basari elde edilmistir. Tasinmazlarin, sadece tasinmaz alan endeksli degil cok sayida kriter goz onunde bulundurarak kisa surede yapilabilecegi ve mulk sahip...
Hacettepe Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi, 2004
Kimya alan›nda; özellikle soyut kavramlarda yo¤unlaflan yan›lg›lar, ö¤rencilerde bilginin yüksek verimlilikte yap›lanmas›-n› engelleyen önemli faktörlerden biri olarak belirtilmektedir. Günümüzde ö¤rencilerde ; kavram yan›lg›lar›n›n oluflumunun engellenmesi , ö¤renme baflar›s›n›n artt›r›lmas› amac›yla yap›land›rmac› modele dayal› aktif ö¤renme etkinliklerinin gelifltirilmesine yönelik araflt›rmalara olan ilgi giderek artmaktad›r. Kavram yan›lg›lar›n›n yo¤un olarak yafland›¤› konulardan biri de Lise-1 Kimya Prog-ram›nda yer alan Kimyasal Ba¤lar Ünitesindeki "‹yonik Ba¤lar" d›r. Gerçeklefltirilen araflt›rmada, Lise-1. s›n›f Kimyasal Ba¤lar Ünitesinin tamamlanmas›n› takiben 32 kiflilik bir ö¤renci grubuna, ‹yonik Ba¤lar konusuyla ilgili mevcut kavram yan›lg›lar›n›n belirlenmesi amac›yla 7'si çoktan seçmeli ve 5'i aç›k uçlu toplam 12 sorudan oluflan bir ön-test uygulanm›fl ve sözlü görüflmeler yap›l-m›flt›r. Ard›ndan, iyonik Ba¤lar konusuna yönelik yap›land›rmac› modele dayal› bir rehber materyal haz›rlanm›flt›r. Rehber materyalde ; ünite ile ilgili neden-niçin irdelemesi ön planda tutulmufl; konu ile ilgili yeterince flekil, foto¤raf ve grafiklerin verilmesine özen gösterilmifl; iflbirlikli ö¤renme etkinlikleri ve deneysel uygulamalara, bilgisayar animasyonlar›na ve okuma parçalar›na yer verilmifltir. Rehber Materyalin uygulanmas› sonras›nda son-test uygulanm›fl , ö¤rencilerin ve ö¤retmenlerin haz›rlanan rehber materyal uygu-lamas›na yönelik görüflleri al›nm›flt›r. ‹statistiksel olarak de¤erlendirilen test sonuçlar›, haz›rlanan rehber materyalin belirlenen kavram yan›lg›lar›n›n giderilmesinde baflar›l› oldu¤unu göstermifltir.
2010
Bu calismada, cok sayida endemik cicekli bitki taksonu iceren Bati Anadolu’ nun onemli bir dagi olan, Babadag’ in Denizli bryofit florasi 2003 – 2006 yillari arasinda arastirilmistir. Calisma alanindan toplanan yaklasik 2500 bryofit taksonun teshisi sonucunda, toplam 24 familya, 78 cins’e ait 213 karayosunu taksonu, 17 familya, 19 cins’e ait 24 cigerotu taksonu ve sadece 1 boynuzlu cigerotu turunun alanda yayilis gosterdigi belirlenmistir. Teshis edilen bryofitler icinde cigerotlarindan 1, karayosunlarindan ise 25 takson Henderson 1961 kareleme sistemine gore C11 karesi icin yeni kayit olarak bulunmustur
Adıyaman Müzesi'nden Neolitik Döneme Ait Bir Kadın Heykelciği
Dergi Karadeniz
Dönem ve Çanak Çömlekli Neolitik Dönem'de sık sık karşımıza çıkan kadın heykelcikleri genelde taştan veya pişmiş topraktan yapılırlar. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Neolitik topluluklar, kadın heykelciklerini dönemin başından itibaren kalıplaşmış bir stilde tasvir ederler. Erken dönemden itibaren karşımıza çıkan bu tarz tasvir şeklinin en belirgin özelliği, kadın heykelciklerinin elleri ön tarafta birleştirilmiş şekilde ve oturarak tasvir edilmeleridir. Adıyaman Müzesi'nde bulunan kadın heykelciği de tasvir şekli itibarı ile benzer özellikler taşımaktadır. Bu çalışmada, Neolitik Dönem'de kadın heykelciklerinin genel özellikleri ile tasvir edilme şekli üzerinde durulacak ve Adıyaman Müzesi'nde bulunan kadın heykelciği hakkında bilgi verilecektir.
Çamlıbel Mezar Anıtının Arkeolojik Önemi ve Kullanılan Doğal Taşlarının Özellikleri
Çamlıbel Mezar Anıtının Arkeolojik Önemi ve Kullanılan Doğal Taşlarının Özellikleri, 2017
Türkiye’nin en önemli ören yerlerinden biri olan ve tarihi geçmişi Geç Neolitik Çağ’a kadar uzanan Aphrodisias antik kentinin yakınlarında ortaya çıkarılan Çamlıbel Mezar Anıtı hem arkeolojik açıdan hem de mimarisinde kullanılan doğal taşları açısından bölge arkeolojisine son derece önemli katkılar sağlamıştır. MS. 3.yy’a tarihlenen anıt Anadolu’da az sayıdaki birkaç yerde bilinen “Tapınak Planlı Mezar Anıtı” tipinin yeni bir örneğidir. Kuzey Karia bölgesinin iki önemli kenti olan Aphrodisias ile Menderes Antiokheiası arasındaki bir coğrafyada yer alan mezar anıtı, bir antik kentin nekropol (mezarlık) sahası içinde bulunmayıp tek başına, bağımsız bir yapı olarak inşa edilmiştir. Üç basamaklı ve iki sütunlu bir cepheye sahip olduğu anlaşılan mezar anıtı dar bir pronaos (sundurma) ve dikdörtgen planlı bir naostan (ana oda) oluşur. Tapınak planlı mezar Anıtının mimarisinde kullanılan doğal taşlar, alınan örnekler üzerinde yapılan makroskobik ve petrografik incelemeler sonucunda, 2 farklı köken grup, 5 farklı doğal taş cinsi ve 6 doğal taş türü olarak saptanmıştır. Gruplar, metamorfik ve sedimenter kökendir. Mermerler, Bantlı Gnays, Şist ve Leptit (meta volkanit) metamorfik, Traverten ise sedimenter köken ve doğal taş cinsi olarak belirlenmiştir. Makro ve mikro özellikleri, birlikte değerlendirildiğinde doğal taş türleri; Orta kristalli beyaz mermer (Ortalama tane boyutları OTB-352,37 µm), Orta kristalli beyaz-gri mermer (Ortalama tane boyutları 786,37 µm), ince-orta kristalli şistozite gösteren siyah-beyaz renkli gnays, ince-orta kristalli beyaz sarımsı şist, ince kristalli beyaz-pembe renkli leptit, beyazımsı- krem renkli az gözenekli traverten olarak sınıflandırılmıştır.
Lomber Mikrodiskektomi Esnasında Aksesuar Root ve Dural Yaralanma Sıklığı
2014
Calișmadaki amacimiz lomber mikrodiskektomi girișimleri sirasinda intraoperatif olarak karșilașilan aksesuar sinir koku gorulme ve yerleșim yeri sikligi sonuclarimizi sunmak ve aksesuar root varligina ilișkin bulgulara dikkat cekmektir.YONTEM: Bu calișma Nisan 2010 ile Agustos 2013 tarihleri arasinda mikrodisektomi yontemiyle opere olan, uc merkezdeki hastalarin (N=820) kayitlarinin retrospektif olarak incelenmesiyle yapildi. Calișmaya norolojik ve radyolojik muayeneler sonucu operasyon endikasyonu konulan olgular dahil edildi. Calișmada aksesuar sinir koku anomalisi ve buna bagli dura veya sinir koku yaralanma oranlari incelendi. Cinsiyet, aksesuar sinir koku ve dura yaralanmasi varligi, diger degișkenleri incelemek uzere bagimsiz degișkenler olarak kullanildi.BULGULAR: Lomber aksesuar sinir koku anomalisi opere edilen 820 hastanin 22’sinde (%3) tespit edildi. L4-5 disk hernisi formasyonunda en cok rastlanan seviye olup, ikincisi ise L5-S1 seviyesiydi. Disk hernisinin sag ya da sol...
İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinde Özgüven ve Değer Algısı
Kesit Akademi, 2021
NATURE Prof. Errera also read a paper on the struggle for preeminence and inhibitory stimuli in plants, and Dr. J. P. Lotsy (Leyden) gave an account of his discovery of a new alkaloid in Strychnos nux-vomica. Important papers were also read by Prof. ,R. Chodat (Geneva), on oxidising enzymes and katalases in plants; by Prof. G. Klebs (Halle), on the artificial formation of a new race; by Prof. F. Czapek (Prague), on the importance of the anti-ferment test in geotropically stimulated roots; by Prof. K. Fujii (Tokio), on the pollination of Gymnosperms; and by Dr. G. J. Peirce (California), on the dissemination and germination of .4rceuthobium occidentale. Mr. J. Parkin gave an experimental demonstration of a brilliant pigment appearing after injury in species of Jacobinia, the shoots of which when bruised and extracted w•ith water yield a beautiful purplish liquid. Such a reducing agent as stannous chloride decolorises it. Microorganisms can also readily bleach it when oxygen is excluded, but on allowing air to enter the original colour at once returns. The whole phenomenon bears some resemblance to the way in which indigo arises in plant-tissues. Papers were also contributed by Dr. Otto V. Darbishire on the transpiration stream in small plants, and by Dr. George Barger on saponarine (soluble starch).