Kentsel Kesi̇mde Kamulaştirilan Taşinmazlarin Değerleme İşlemleri̇ Ve Sorunlari Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma: Hasankeyf İlçesi̇ Örneği̇ (original) (raw)
2016, Journal of International Social Research
Öz Kentlerde ulaşım, baraj, dere yatağı ıslahı ve kentsel dönüşüm ve gelişim gibi projelerde arazi edinimi ve kamulaştırma yapılması zorunlu olmaktadır. Kentlerin yakın çevresinde inşa edilen içme, sulama ve kullanma suyu, enerji üretimi ve taşkın kontrolü gibi amaçlarla inşa edilen projelerde arazi edinimi ve kamulaştırma maliyeti, toplam proje maliyeti içinde önemli pay alan bir yatırım gideri olarak görülmekte ve sırf yatırım için arazi edinimine bağlı olarak inşaat işlerinin tamamlanması ve işletme dönemine geçiş süreci büyük ölçüde gecikmektedir. Kamulaştırma çalışmalarının yavaş ilerlemesinin birçok nedeni bulunmakta olup, bunlar; yapısal nedenler, yasal ve kurumsal yetersizlikler, malikler ve diğer paydaşların konuya yaklaşım biçimleri olarak sıralanabilir. Projenin fizibilitesi ve özellikle yatırım giderlerini doğrudan etkileyen işlemlerin başında taşınmaz değerleme ile arazi edinimine ilişkin diğer giderler gelmektedir. Değerleme çalışmasında gerçek karşılığı veya adil piyasa değeri yerine taşınmazların cins ve nevilerine göre değerleme yöntemlerinin değişmesi ve yapıların maliyete dayalı olarak takdir edilen değerlerinin piyasa değerlerine oranla daha düşük olması, birçok projede malik ile uzlaşma yapılarak taşınmazın edinimini güçleştirmektedir. Bu çalışmada Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi'nde; kentsel kesimde kamulaştırma ve yeniden iskan uygulaması yapılan Hasankeyf İlçesi'nde taşınmaz edinimi ve değerleme çalışmaları ve sonuçları irdelenmiştir. Barajın beş ilin sınırları içindeki 318,5 km 2 olan rezervuarında özel mülkiyetteki toplam 17.886 hektar arazi (16.782 adet parsel) kamulaştırılacaktır. Bu kapsamda ilçede 2 mahalle (Bahçelievler ve Kale) içinde 746 adet parselin kamulaştırılması gerekmekte olup, bu çalışmada söz konusu taşınmazların bedellerinin takdirine esas teşkil edebilecek bütün norm bilgiler tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre kentsel kesimde arsa vasfındaki taşınmazların takdir edilen değerleri ile mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki değerler arasında büyük ölçüde uyumun olduğu, kente yakın olan ve cinsi arazi olan taşınmazların takdir edilen değerlerinin ise, maliklerin beklentileri ve mahkeme kararlarına oranla daha düşük olduğu saptanmıştır. Benzer biçimde yapıların maliyete dayalı değerleri ile kira geliri üzerinden takdir edilen değerleri arasında 2-3 kat farklılık olduğu ve doğal olarak maliyete dayalı değerleme yapılmasını öngören 2942 Sayılı Kanunun uygulama sonuçlarının malikleri memnun etmekten uzak kaldığı gözlenmiştir. Benzer birçok çalışmanın sonuçlarında olduğu gibi, alan çalışmasının sonuçları, kamulaştırma sürecinin işleyişinin yeniden ele alınması ve uluslararası standartlara uygun değerleme ve bedelin ödenmesi yaklaşımlarının iç mevzuata entegre edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.