Diyet Posasının ve Bağırsak Mikrobiyotasının Kolon Kanseri Riskine Etkileri (original) (raw)
Related papers
Kolorektal Kanser, Bağırsak Mikrobiyotası ve Beslenme
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi, 2022
Kolorektal kanser, dünya çapında kanserlerin %10’unu oluşturmaktadır ve en sık görülen üçüncü kanser türüdür. Bu yaygın prevelans, kolorektal kanserin toplumların sağlık yükünü arttırdığını göstermektedir. Kolorektal kanser oluşumunu; beslenme, sedanter yaşam, genetik yatkınlık gibi birçok risk faktörü etkilemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bağırsak mikrobiyotasının da kolorektal kanser oluşumu ve gelişiminde etkili olabileceğini göstermektedir. Mikrobiyota, vücudun farklı bölgelerinde yaşayan mikroorganizma topluluklarıdır. Mikrobiyota bileşimi yaş ve beslenme gibi faktörlerden etkilenmektedir. Yapılan araştırmalarda; kolorektal kanser başlangıcında ve sürecinde bağırsak mikrobiyotasında çeşitli değişikliklerin meydana geldiği, bu değişikliklerin hastalığın seyrini değiştirebileceği veya hastalığın tanı aşamasındayken mikrobiyotanın bir biyobelirteç olarak kullanılabileceği öne sürülmektedir. Bu durum mikrobiyotanın modülasyonu ile kolorektal kanser hastalığının tanı koym...
Çevresel Etkenler ve Beslenmenin Otizme Etkisini Olası Kılan Mekanizma: Bağırsak Mikrobiyotası
Türk Mikrobiyoloji Cem Derg , 2019
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), nedeni henüz bilinmeyen ve giderek yaygınlığı artan nörogelişimsel bir farklılıktır. Bu makale, OSB'nin ortaya çıkmasında rolü olduğu öne sürülen çevresel etkenlerin hangi mekanizma üzerinden nörolojik bir rahatsızlığı etkileyebileceği konusunu ele almaktadır. Son yıllarda bağırsak mikrobiyotasına olan ilgi ve bu doğrultuda yapılan çalışmalar, bu bakterilerin çevresel faktörlerden nasıl etkilendiğini ve sinir sistemi üzerinde nasıl etkiler oluşturabildiğini göstermiştir. Çevresel etkenler ve beslenmenin bağırsak mikrobiyotası üzerin-deki etkileri de son yıllarda açığa çıkmaya başlamıştır. Makalede, bu çalışmalar derlenerek bulguları ve önemleri tartışılmış, son olarak ise bu bilgiler ışığında otizm için oluşturulabilecek yeni, bileşik tedaviler önerilmiştir.
Diyetin Mikrobiyotaya Etkisi ve Obeziteye Yansımaları
Acibadem Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre 1980 yılından bu yana iki kat artış gösteren obezite birçok sağlık sorununun gelişimine neden olmaktadır. Multifaktöriyel bir gelişimi olan obezite, temel olarak enerji alımının artması ve harcamanın azalmasının sonucunda ortaya çıkmaktadır. Enerji dengesinde önemli bir rol oynayan ve obezitenin oluşumunda etkisi oluğu düşünülen bir etmende bağırsak mikrobiyotasıdır. Beslenme alışkanlıklarının bağırsak mikrobiyotasını etkilediğini ve bağırsak mikrobiyomunun vücut ağırlığı üzerinde etkili olduğu bildirilmektedir. Bağırsak mikrobiyatasının enerji ekstraksiyonunu artırıp, immün sistem modülasyonunu ve lipid metabolizmasını değiştirerek konakçı metabolizmasını etkilediği düşünülmektedir. İnsan metabolizması üzerinde bu denli etkileri olan bağırsak mikrobiyotasının obezite ile ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar, bağırsak mikrobiyotasının obezitenin önlenmesi ve tedavisinde etkili olabileceğini göstermektedir. Bu konunun öneminin ileri dönemlerde daha iyi anlaşılması için yapılan çalışmaların artması henüz tam olarak aydınlatılamayan konulara ışık tutması açısından önemlidir.
Derin Öğrenme ile FTIR Sinyallerinden Kolon Kanseri Riskinin Belirlenmesi
DergiPark (Istanbul University), 2018
Bu çalışmada, kolon kanseri hastaları ve sağlıklı kişiler, FTIR (Fourier Transform Infrared-Fourier Dönüşümü Kızılötesi) spektrogramlarından elde edilen özellikler yardımıyla sınıflandırılmıştır. Spektrogram resimlerinden özellik çıkarımı için derin öğrenme ağlarından Evrişimsel Sinir Ağları (ESA) kullanılmıştır. Kandan kanser belirleme çalışmalarında karşılaşılan en büyük zorluk hasta ve sağlıklı bireylerin FTIR sinyallerinin birbirine çok benzer olmasıdır. Önceki çalışmalarda, genellikle FTIR sinyalleri arasından bir ayrım bulabilmek için pik değerlerinden yararlanılmıştır. Bu çalışmada ise, bu zorluğun üstesinden gelmek için ESA'nın kullanıldığı yeni bir yaklaşım önerilmiştir. Önerilen yöntemde, kolon kanseri hastası ve sağlıklı kişilere ait plazmalardan elde edilen FTIR sinyalleri spektrogram resimlerine dönüştürülmüştür. AlexNet modeli kullanılarak spektrogram resimlerinden özellik çıkarımı gerçekleştirilmiştir. Elde edilen özellikler Destek Vektör Makinesi (DVM) ile sınıflandırılmıştır. Kan numunesinden kolon kanserinin sınıflandırılmasına yönelik olarak yapılan çalışmalar ile karşılaştırıldığında, önerilen yöntem ile yaklaşık %90 gibi daha iyi bir sınıflandırma sonucu elde edilmiştir. Sonuçlar, geliştirilen yöntemin kolon kanseri hastaları ve sağlıklı kişileri ayırt edebilmede kullanılabilecek faydalı bir yöntem olabileceğini göstermiştir.
Bağırsak Mikrobiyatası Vücut Ağırlığını Etkiler Mi ?
Selcuk Tip Dergisi, 2019
Günümüzde prevalansı gittikçe artan ve en büyük sağlık problemlerinden biri olan obezite; diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, inme, kanser, astım, obstrüktif uyku apne sendromu gibi bir çok kronik hastalıkla ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle obezitenin tedavisi bir çok kronik hastalık riskinin önlenmesine katkı sağlamaktadır. Yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivitede artış ve yaşam tarzı değişikliklerinin yanı sıra son dönemlerde obezite tedavisinde gastrointestinal sistem etkilerinin üzerinde durulmaya başlanmıştır. Özellikle bağırsak mikrobiyatasının obeziteyle ilişkilendirildiği görülmektedir. Bağırsak mikrobiyatasının beslenme alışkanlıkları ve obeziteyle birlikte değişebildiği bir çok çalışmada gösterilmiştir. Değişen mikrobiyatanın obezite ve obeziteyle ilişkili bir çok hastalıkla ilişkisi olabileceği tartışılmaktadır. Bu alanda uzun dönemde yapılacak kontrollü çalışmaların obezitenin tedavisinde yeni bir yaklaşım oluşturacağı ve obeziteyle mücadelede önem kazanacağı düşünülmektedir. Bu derlemede bağırsak mikrobiyatası ve obezite arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
İnsan Mikrobiyomu: Beslenme ve Sağlık Üzerindeki Etkileri
Akademik Gıda, 2017
Vücudumuzu paylaştığımız mikroorganizmaların varlığı eskiden beri bilinmektedir. İnsan vücudu hem kendi genomunu hem de birlikte yaşadığı mikroorganizma topluluğuna ait genomu barındıran bir yapıdır. Ancak yaşam şeklimizdeki değişiklikler ve özellikle de vücudumuza aldığımız yeni moleküler bileşikler bu mikroorganizmalar üzerinde çeşitli etkilere neden olmaktadır. Yapılan son çalışmalar bize bu mikroorganizma topluluklarının insan sağlığı üzerinde tahmin edilenden daha fazla etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Bu yapının ve kendi aralarındaki etkileşimin aydınlatılması, mikrobiyomun insan sağlığına olan etkisinin görülmesinde ve hatta hastalıkların tedavilerinin belirlenmesinde önemli katkılar sağlayacağı açıktır.
Bağırsak Mikrobiyotasının İnsülin Direnci, Diabetes Mellitus ve Obezite ile İlişkisi
2018
Bütün canlılar, insanlar dahil içerisinde ve üzerinde yaşayan tüm mikroorganizmalara (MO) mikrobiyota (MB) denir. İnsan vücudunda ökaryotik hücrelerin sayısından daha fazla bir trilyon mikroorganizma vardır. Bu mikroorganizmalar vücudun tamamında bulunur, ancak en çok kalın bağırsakta bulunurlar. Son yıllarda bedenlerimizdeki bu MO'ların bazı hastalıkların patogenezinde rol oynayabileceği öne sürülmüştür. Bağırsaklardan kaynaklanan hastalıkları enfeksiyon hastalıkları, toksik hastalıklar ve protein kaynaklı hastalıklar olarak sınıflandırmak mümkündür. Bu derlemenin amacı son yıllarda mikrobiyoloji araştırmaları ışığında MB, obezite, insülin direnci ve diabetes mellitus arasındaki ilişkiyi gözden geçirmektir.