Arkeolojik Kazı Alanlarında Ön Koruma (original) (raw)

Deri̇ Eserlerde Önleyi̇ci̇ Koruma

Akademik sanat, 2021

Conservation concept; It covers all procedures for preserving the original qualities of a work. Methods supported by research and education; It includes examination, documentation, treatment and preventive care. The relationship between new ideas and traditional practices in this field is effective in determining approaches to cultural heritage. In recent years, the importance of preventive conservation without active intervention has been increasing. As accepted by the international conservation principles, today the conservation of the work is based on minimal intervention, even repair intervention at once, if possible. Confederation of European Conservator-Restorers' Associations (E.C.C.O.) indicates for conservators that "Before any physical intervention on the cultural property, the conservator-restorer should take into account all elements of preventive conservation and should interfere" (Professional Principles 2, Article 8). The priority and importance of preventive conservation has been emphasized in the principles that have survived until today, and ethical principles and implementation principles have been determined.

Tarihöncesi Kazı Alanlarında Koruma ve Sergileme Kavramının Gelişimine Kısa Bir Bakış

Açık hava müzesi, koruma, sergileme, tarihöncesi dönem Open -air museum, preservation, exhibition, prehistoric period Avrupa'da 19. yüzyılda bir yandan Antik Yunan ve Roma kültürünü bir evrensel değerler bütünü ve Avrupa uygarlığının temeli olarak tanımlayan yaklaşımın göstergesi olarak, bu dönem eserlerinin ağırlıklı olarak sergilendiği müzeler gelişirken, bir yandan da Avrupa'nın yerel kırsal kimliğini vurgulamak amacıyla, seçilmiş çiftçi evlerinin sökülüp taşınarak doğal bir ortamda tekrar kurulmasıyla açık hava köy müzeleri kurulmaya başlamıştır. Bu tür "açık hava köy müzesi" yaklaşımı, ilk aşamada tarihöncesi kazılarının sergilenmesinde de bir model olarak kullanılmış, ancak 20. yüzyılın ortalarından beri arkeolojik içerikli açık hava müzeleri ile köy müzeleri ayrışmaya başlamıştır. Giderek her bir kazı yeri için ayrı bir uygulamanın gerekli olduğu anlaşıldığı için bu alandaki müzeler çeşitlenmiştir. Her ne kadar bu makalede Avrupa'da sayısı yüzleri, küresel boyutta binleri bulan tarihöncesi açık hava müzeleri, belirli bir sınıflandırma kurgusu içinde ele alınmışsa da, her bir müzenin farklı bir uygulama yöntemini oluşturduğu da göz ardı edilmemelidir.

Arkeolojik Alanlarda Koruma Önlemleri ve Karşılaşılan Tehditler

2020

Özet: İnsanlık var olduğundan beri yapılan eserler, nesiller arası kültürel, ekonomik, sosyal ve politik devamlılığı sağlamış ve bu devamlılık içinde geleceğe doğru uzanan bir düzen oluşturulmuştur. Bu düzendeki her eser, toplumun kimliğini yansıtır. Bireyler, içinde bulunduğu döneme olduğu kadar kendisinden önceki dönemlerin eserlerine ve kimliğine de sahip çıkmalıdır. Bu noktada kültürel ve doğal mirasın korunması söz konusudur. Geçmiş dönemleri aydınlatacak arkeolojik alanların kalıntılarına ulaşılması, çevrenin o dönemki koşulları hakkında bilgi edinilmesi ve bunların belgelenip, doğru politikalar ve koruma bilinciyle ,günümüz koşullarıyla entegre edilerek sergilenmesi gerekmektedir. Ancak arkeolojik alanların korunmasında devletlerin, halkın ve görevli kişilerin bilerek ya da bilmeden yaptığı hatalar bulunmaktadır. Bunlar doğal koşullardan tarih bilincinin yoksunluğuna, yanlış koruma uygulamalarından vandalizme, bilinçsiz yapılaşmalardan çıkarlar için verilen yanlış politik kararlara kadar geniş bir skalada incelenebilir. Bu hataların sonucu olarak, arkeolojik alanlar hasar alma ve hatta yok olma tehditleriyle karşılaşmaktadırlar. Bu araştırmada, arkeolojik alanları korumada uygulanan bazı yöntemlerden ve bu yöntemlerdeki hatalar sonucu ortaya çıkan tehditlerden bahsedilmektedir. Anahtar Kelimeler: Arkeolojik Alan, Koruma, Sit, Tehdit, Tarihi Çevre, Koruma Çatısı,Tarih Bilinci

Arkeolojik Alanlarda Uygulanan Koruma Örtülerinin Tasarım Kriterleri

2019

Turkiye’de Arkeolojik alanlarda, bilimsel kazi calismalariyla gun yuzune cikarilan kalintilarin korunmasi ve sergilenmesi amaciyla pek cok koruma ortusu insa edilmistir. Soz konusu ortuler, metal veya ahsap destekler uzerinde sac, sentetik branda gibi daha basit uygulamalardan, tum alani kaplayan ve destek sayisi azaltilmis uzay cati sistemleri ile mimari kalinti ve eser grubunu tumunu kapsayacak ileri tasarimlara kadar cesitlilik gostermektedir. Uygulandiklari alanlara gore cesitlikleriyle de dikkat ceken koruma ortulerinin tasarimlarinda da cok sayida kriter belirleyici olmaktadir. Bu calismada, koruma ortulerinin tasarim kriterleri, cagdas koruma ilkelerinin belirlendigi uluslararasi tuzuk ve yonetmeliklerde yer alan hukumler dogrultusunda, arkeolojik alanlarda uygulanan secilmis bazi orneklerdeki gozlem ve incelemelerle belirlenmeye calisilmistir.

Arkeolojik Alanların Korunmasında Planlamanın Önemi: Güvercinkayası Alan Yönetim Planı ve İlk Uygulamalar

Deu Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013

Aksaray ili, Gülağaç ilçesi, Çatalsu Köyü sınırları içerisinde yer alan Güvercinkayası yerleşmesindeki kazı çalışmaları 1996 yılından itibaren aralıksız devam etmektedir. Kazı çalışmalarında MÖ 5200-4750 (cal.C14) yıllarına tarihlenen Orta Kalkolitik Çağ yerleşmesi açığa çıkarılmıştır. Güvercinkayası'nın aşağı ve yukarı yerleşme tarzındaki plan tipi, insanlık tarihinin kentleşme sürecine ışık tutmaktadır. Etkileri günümüze yansıyan Kalkolitik Dönem'deki toplumsal dönüşümün izlerini bünyesinde barındıran Güvercinkayası buluntularının, gelecek nesillere ulaştırılması zorunludur. Bu amaçla 2008-2011 yıllarında yapılan çok yönlü bir çalışma ile Güvercinkayası ve çevresindeki diğer kültür varlıklarının sürdürülebilir korunmasını hedefleyen Yönetim Planı hazırlanmıştır. Plan kararlarında, bütüncül korumanın gereği olarak, alan içerisinde kalan yerel halkın geleneksel yaşam tarzlarının belgelenmesi ve korunmasına yönelik hükümler de yer almıştır. Bu çalışmada alanın mevcut durum analizleri, Yönetim Planı kararları ve bu güne kadar yapılan uygulamalar hakkında bilgi verilecektir. Abstract Güvercinkayası is located in the southwest of Çatalsu village, Gülağaç in Aksaray province. During the excavations which have been in progress since 1996, a Middle Chalcolitic Age settlement dated back to 5200-4700 BC (cal.C14) has been unearthed. The structure of Güvercinkayası, which is in the upper and lower settlement form, has shed light on the process of urbanization. It is crucial to preserve the remains of Güvercinkayası for the future generations as it consists of traces of social transformation in the Chalcolithic Age. For this reason, after a multi-directional study carried out between the years 2008-1 Dokuz Eylül Üniversitesi IV. Arkeoloji Sempozyumu'nda makalenin planlama kısmı sunulmuştur. * Araş. Gör., Dokuz Eylül Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, abdullahhacar@gmail.com 2 The chapter of Planning in this article was presented at the IV. Dokuz Eylul University Archaeological Symposium.

Türkiye’nin Arkeolojik Eser Barındıran Seçilmiş Müzelerinde Önleyici Koruma Bağlamında Müze Tasarımlarının İrdelenmesi

Gazi Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma Doktora Tezi, 2019

Müze koleksiyonuna zarar veren etkenlerin engellenmesi, sınırlandırılması, tespiti ve bu etkenlere müdahale edilmesi amacıyla yürütülen önleyici koruma çalışmalarıyla gün içinde algılanamayan fakat zaman içerisinde birikerek çoğalan bozulmalar ve aniden gelişen büyük hasarlar önlenebilmekte veya sınırlandırılabilmektedir. Müze koleksiyonunun maruz kaldığı bozulma etkenleri fiziksel kuvvetler, hırsızlık ve vandalizm, yangın, su, zararlılar, kirletici maddeler, uygun olmayan ışık, sıcaklık ve bağıl nem ile bilgi ve önem kaybı olarak sıralanmaktadır. Müze yapıları, farklı amaçlarla inşa edilmiş olan yapıların sonradan müzeye dönüştürülmesi ile kurulabildiği gibi, müze olarak tasarlanmış yapılar da olabilmektedir. Tasarımlardaki farklılık, müze koleksiyonunun korunmasına yönelik sorunları ve geliştirilen önerileri nitelik ve nicelik bakımından etkilemektedir. Yeni müze binası tasarımlarının önleyici korumaya uygun olması; tarihi binaların müzeye dönüştürülmesinde hazırlanacak restorasyon ve teşhir-tanzim projelerinin ise önleyici koruma ilkelerine dikkat edilerek hazırlanması gerekmektedir. Yenilenecek müzelerdeki koruma ihtiyacının belirlenmesi ve buna yönelik düzenlemelerin projelere işlenmesi de önemlidir. Bu tezde arkeolojik eser barındıran Türkiye müzelerinden seçilen örnekler incelenmiştir. Müze binalarının konumlandırılması, yapısal ve mekânsal özellikleri ile mekânlarda kullanılan taşınabilir unsurların önleyici korumaya uygunluğu irdelenip, bozulma etkenlerine yönelik olarak değerlendirmeler yapılmış ve öneriler getirilmiştir.