Cumhuriyet Dönemi Toplumsal Değişime Dair Üç Öykü: Pastırma Yazı Sır ve Kuyu (original) (raw)
Related papers
National Congress of Society and Change, 2021
Ailede veli olarak babanın ve annenin belli rolleri vardır. Ailede, baba yuvayı koruyup güçlendirir ve işi ile ailesi arasında dengeyi kurar, anne ise çocuğun büyütülmesi rolünü üstlenir. Böyle bir görev dağılımı ahlâkî açıdan eril ve dişil olmanın doğasına da uygundur. Ancak toplumsal cinsiyet rolleri bir dizi empozelerle ve toplum mühendisliği stratejileri ile değiştirilebilir. Ahlâkî eğitimde en önemli unsur; rollerin felsefi açıdan içinde yaşanılan toplumun dinamikleriyle uyumlu olmasıdır. Bu sağlanamadığı takdirde sosyal karmaşa oluşur, ahlâkî eğitimde beklenen verim elde edilemez. Özellikle farklı kültürel altyapılardan devşirilen ahlak sistemlerinin ve felsefelerinin; adapte edildiği kültürde ahlâkî rollerin oluşumunda birebir verim sağlanması çok zor olacaktır. Temel felsefesi cinsiyetleri her anlamıyla eşitlemek olan toplumsal cinsiyete ilişkin kategoriler, örneğin "kadınlık" ve "erkeklik" ile ilgili olan davranışlar, kişilik özellikleri, roller, aslında sosyal ve kültürel yapı tarafından oluşturulmuş kategorilerdir. Bugün toplumda gözlemlenen veli rollerindeki sorunların; zayıf ahlâkî yapıya, yetersiz eğitim seviyesine ve aile içi diğer problemler olduğu gözlenmektedir. Bunlara kısmen dinin bazı yönlerinin yanlış yorumlanmasını ve dinin verdiği bazı hakların farklı bir söylemle abartılı biçimde talep edilmesi de eklenebilir.
2015
Özet Egemen olanın güdümünde şekillenen medya içerikleri, siyasal ve toplumsal ilişkilerin analizine önemli bir materyal sunar. Bu çalışmada, Bourdieu’nün medya ve siyaset alanlarının birbirleri üzerindeki etkisini analiz etmede kullandığı terminolojiden (simgesel sermaye, alan, habitus, doxa) yararlanarak, Mart 2011 ve Aralık 2014’te gerçekleşen gazeteci tutuklamalarının Zaman Gazetesi köşe yazıları özelinde nasıl değerlendirildiği ve bu bağlamda gerçekleşen söylemsel dönüşüm irdelenmiştir. 2011 tutuklamaları evresinde bir tür ‘kanaat teknisyenliği’ rolüyle hareket eden ve iktidarın söylemlerinin taşıyıcılığını ve meşrulaştırılmasını hedefleyen gazetenin, iktidarla olan ilişkileri dolayımıyla sembolik sermayesinde meydana gelen dönüşüm ve habitusundaki direnme ile ortaya çıkan yeni stratejiler nedeniyle muhalif alana savrulduğu; doxasophus kimliğinden yoksun kalan gazetenin, o güne kadar tartışmasız kabul ettiği pek çok doxa’yı sorgular hale geldiği ortaya konulmuştur. Abstract Media contents shaped by the dominant power, present important material for the analysis of political and social relations. In this study, Zaman Newspaper columnists’ point of view about the journalists’ arrests that took place in March 2011 and in December 2014 is examined by the help of Bourdieu’s terminology (symbolic capital, field, habitus, doxa) that is used to analyse the impact of media and politics on each other. In this regard, discursive transformation in the articles is also questioned. It has been revealed that Zaman Newspaper which acted as a “technician of opinion” with the aim of carrying and legitimizing the discourse of the political power during the 2011 arrests has changed its position. This is mainly due to the transformation occurred in the symbolic capital of the newspaper following the changes in its relationship with the government. Furthermore, it has been demonstrated that the newspaper deprived of its doxasophus identity has started to question the doxa which it undisputedly accepted until then and to hold the opposition side.
UŞAK TARİHİ KONUTLARINDA YAŞANAN DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM
Mimarlık & Planlama & Tasarımda Güncel Araştırmalar, 2023
Tarihi çevrenin ve tarihi yapıların özellikle tarihi konutların varlığı bir kentin, uygarlık tarihinin, kültürel mirasın en büyük zenginliklerin den biridir. Bu zenginliğe sahip özel kentlerden birisi de Uşak’tır. 2007 yılında envanterlenen verilerine göre kentte 86 adet tescilli tarihi konut bulunmaktadır. Bu çalışmada, Uşak Tarihi Konutlarının en güncel enva teri olarak hazırlanan 2007 yılından günümüze geçen 15 yılda 2007-2022 yılları arasında yaşadığı değişim ve dönüşüm; yanma, yıkılma, yıpranma, eskime, korunarak işlevini devam ettirme veya korunamama durumları ile kullanım durumları ve düzeylerinin niteliği kapsamında ele alınarak analiz edilmektedir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda mevcut tarihi konut stokunun sürekliliğinin, işlevselliğinin ve varlığının devam ettirilmesine yönelik çözüm önerileri sunulmaktadır.
the Journal of Academic Social Sciences
Rus toplumsal yapısında köy ve köylü kavramları her zaman önemli bir yer tutar. Özellikle İkinci dünya savaşı sonrası dönemde bu ilgi daha da artar. Nedeni, savaşın ardından yeniden yapılanma ve güçlenme ihtiyacı ile köy ve köylü anlayışının yeniden güçlendirilmeye çalışılmasıdır. Edebiyatın ve sanatın her alanında da bu düşünceye destek verme yönelimi dikkat çeker. Bu düşüncelerle güçlenen Köy Nesri, Sovyet dönemi Rus edebiyatının en önemli edebi süreçlerinden biridir. Bu edebi süreç 1950-1980-(90) yılları arasında oldukça etkin bir şekilde edebiyatta varlığını hissettirir. Köy nesrinin ilk döneminde (1950-1970) köyün yaşam ve kültür kaynağı olması ve köylünün çalışkanlığı, saflığı, birlik beraberlik duygusu v.b konular ele alınır. İkinci döneminde (1970-1990) ise kentleşme ile birlikte ağırlıklı olarak nostaljik unsurlar, dün-bugün çatışması, eski ve yeni neslin yaşam anlayışındaki farklılıklar v.b. konular ağırlıktadır. Bu çalışmada, köy nesrinin önemli temsilcilerinin kısa ve uzun öykülerinden örnekler vererek Rus toplumunda kentleşme ile birlikte ortaya çıkan dün-bugün çatışması köylü figürler üzerinden değerlendirilecektir. V.Astafyev'in "Lyudoçka", V.Rasputin'in "Matyora'ya Veda", "Son Dönem", S.P.Zalıgin'in "Anya Nine 100 Yaşında" öyküleri ele alınacaktır. Amacımız köy nesri yazarlarının bu konudaki ortak bakış açısını ortaya koymaktır. Ele alınan bu çalışma sosyolojik yöntem ile yapılacaktır.
Üç Nesilde Dinî ve Kültürel Değişim
Tevilat 1/1 , 2020
Bu çalışma, günümüzün değişen sosyokültürel ortamında, nesiller arasında dinî ve kültürel değerlerde nasıl bir tutum farklılığının ortaya çıktığını araştırmaya yönelik yapılan bir saha araştırmasıdır. Araştırmanın evrenini, Giresun il merkezinde ikamet edip, doğma-büyüme Giresunlu olan 18 yaş üstü bireyler oluşturmaktadır. Bu araştırma, 2008 yıllı Ocak-Haziran ayları arasında evrenden, “kolay ulaşılabilir durum örneklemesi” yöntemiyle elde edilen bilgi ve verilere dayanmaktadır. Toplamda 62 mülakat ve 538 anket uygulaması yapılmıştır. Bu yönüyle çalışmada nitel ve nicel veri toplama teknikleri birlikte kullanılmıştır. Giresun ilinin geçirdiği tarihsel sürecin, sahip olduğu toplumsal yapının ve yaşadığı sosyal değişimin, Türkiye’nin modernleşme süreci ve dinamikleriyle birçok açıdan benzerlik gösterdiğini düşünmekteyiz. Dolayısıyla bu araştırmanın, nesiller arasındaki değer farklılaşmasına yönelik bölgesel bir yönelimi göstereceği düşüncesinin ötesinde, Türkiye geneline yönelik de birtakım yorumlar ve değerlendirmeler yapmaya da imkân vereceğini düşünmekteyiz.
2013
Turk mutfak kulturunde cok eskiden beri bazi yiyecekler kurutularak tuketilmistir. Temel gida urunlerinden meyvelerin ve etin kurusuna kak, baharat kullanilarak ve mevsime bagli olarak kurutulan ete ise yazuk et adi verilmistir. Bu gelenege dayali olarak gelistirilen pastirma, en eski donemlerden beri Anadolu’nun onemli bir kultur ve ticaret merkezi olan Kayseri’de bambaska bir lezzet ve cesitlilik kazanmistir. Pastirma sozu, bas-tir- ma seklinde olusmus ve b->pdegismesiyle bugunku seklini almistir. Diger Turk lehcelerinde de kullanilan pastirma, Turkcenin baska dillere verdigi onemli kultur kelimelerindendir