Di̇ji̇tal Halkla İli̇şki̇ler Araci Olarak Algori̇tmalar Ve Yapay Zeka (original) (raw)
Related papers
Yapay Zekâ Ortamindaki̇ Diji̇tal Kamu Yöneti̇mi̇ni̇n Yol Hari̇tasi
DergiPark (Istanbul University), 2022
Nesnelerin interneti (IoT), büyük veri, makine öğrenimi (ML), kuantum bilişim, blok zincir ve yapay zeka (YZ) gibi yenilikçi teknoloji dalgaları, kişisel ve profesyonel ortamları ve uygulamaları derinden derine yeniden şekillendirmektedir. Mevcut iş sınıflarının ve kariyer uzmanlık alanlarının çoğunun ortadan kalkacağı ve tamamen farklı beceriler isteyen yeni yetkinliklerin isteneceği yeni bir dünya beklenmektedir. Kamu yöneticileri ve bürokrasi bu yıkıcı yeniliklerle başa çıkabilmek için karşılaşacakları zorluklara ne yazık ki hazırlıksız görünmektedir. Son birkaç yüzyılda gelişen mevcut devlet-hükümet yapılarının, kamusal uygulamaların, kurumsal sistemlerin ve iş süreçlerinin çoğu yakın gelecekte büyük olasılıkla geçersiz hale gelecektir. Gelişmiş ülkelerdeki hükümetler, Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0'a uygun alt yapı, politika ve düzenleme hazırlıkları kapsamında tüm seviyelerde kamu idarelerinin iç yönetimini yeniden düzenlerken, politika tasarımını ve değerlendirmesini iyileştirmek için YZ kullanımının potansiyelini arttırma çabası içerisindedirler. Bu çalışmada, YZ teknolojisi ile meydana gelen potansiyel yıkıcı yenilikçi teknolojilerden dolayı hükümetlerin, vatandaşlarına en iyi şekilde nasıl hizmet edebileceklerini yeniden düşünmeleri ve kamu çalışanlarının da yenilikçi yetkinlik seviyelerini geliştirmeleri için zemin hazırlamaya zorlayıcı bir ihtiyaç olduğu savunulmaktadır. Böylece yenilikçi ve proaktif kamu hizmeti sunum modellerinin yolu açılabilir ve kaynakları kısıtlı kuruluşları tekrarlayan rutin işlerde ciddi bir şekilde rahatlatabilir. Innovative technology waves such as the internet of things (IoT), big data, machine learning (ML), quantum computing, blockchain, and artificial intelligence (AI) are profoundly reshaping personal and professional environments and applications. A new world is expected in which many of the existing job classes and career specialties will disappear, and new competencies that require entirely different skills will be required. Unfortunately, public administrators and bureaucracy seem unprepared for the difficulties they will face to cope with these destructive innovations. Many of the existing government structures, public practices, corporate systems, and business processes that have evolved over the last few centuries will soon become obsolete. Governments in developed countries strive to increase the potential of using AI to improve policy design and evaluation while reorganizing the internal management of public administrations at all levels as part of Industry 4.0 and Society 5.0 infrastructure, policy, and regulatory preparations. In this study, it is argued that there is a compelling need for governments to rethink how they can best serve their citizens and to lay the groundwork for public servants to develop innovative competency levels for preparations of the potentially disruptive innovative AI technology. This could pave the way for innovative and proactive public service delivery models and significantly relieve resource-constrained organizations from repetitive routine work.
Gümüşhane üniversitesi iletişim fakültesi e-dergisi, 2021
Araştırmada, halkla ilişkiler profesyonellerinin hangi teknoloji, araç ve yazılımları kullandıkları, bu araçları kullanım sıklıkları, teknoloji, araç ve yazılımların halkla ilişkiler süreçlerine etkilerini nasıl değerlendirdikleri, yapay zekâyı bir fırsat mı yoksa bir tehdit olarak mı gördükleri ile kendilerini teknolojik dönüşüme hangi ölçüde hazırladıklarını tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, güncel gelişmeleri ve teknolojik yenilikleri takip ederek iş akışlarına dahil etme performansı yüksek olarak kabul edilen Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) üyesi İstanbul merkezli 77 halkla ilişkiler ajansı oluşturmaktadır. Veriler, örneklemi oluşturan katılımcılardan, 1 Şubat-1 Nisan 2021 tarihleri arasında, nicel veri toplama aracı olan "anket" aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın amacına uygun olarak elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra SPSS 16.0 veri analiz programına kodlanmış; frekans dağılımı ve yüzde olarak tanımlayıcı istatistikler ile değerlendirilmiştir. Elde edilen verilere göre, katılımcıların büyük çoğunluğunun çeşitli teknoloji, araç ve yazılımlardan en az birini kullandığı; en fazla kullanılan teknoloji, araç ve yazılımların analitik, görüntü yönetimi, kampanya yönetimi, sosyal medya yönetimi, yazma, araştırma, planlama ve ölçme kategorilerinde yer aldığı; teknoloji araç ve yazılımların iş süreçlerini olumlu yönde desteklediği; yapay zekânın halkla ilişkiler süreçlerini hızlandırarak etkisini artırmak ve rekabet avantajı kazanmak için bir fırsat olarak görüldüğü ve bir tehdit unsuru olarak algılanmadığı; son olarak katılımcıların büyük çoğunluğunun, yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla gerçekleşecek dönüşüme çeşitli şekillerde hazırlandığı tespit edilmiştir. Halkla ilişkiler ve yapay zekâ ilişkisini araştıran kapsamlı çalışmalar 2018 yılından bu yana hızlanmıştır. Türkiye'de de bu amaçla yapılmış çalışmaların kapsamı sınırlıdır. Gerçekleştirilen bu araştırmanın, teknolojik dönüşüme adaptasyon ve yapay zekâ teknolojileri konusunda halkla ilişkiler sektöründeki farkındalığı artırmak açısından önem arz ettiğini ve bu nedenle alana katkı sunacağını söylemek mümkündür.
İki Yönlü Simetrik Halkla İlişkiler Sürecinde Bir Moderatör Olarak Yapay Zekânın Rolü
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi 6. Uluslararası İletişim Günleri Dijital Dönüşüm Sempozyumu Tam Metin Bildiri Kitabı, 2019
Halkla ilişkiler faaliyetlerinin yapılandırılma ve sürdürülme biçimleri, tarihsel süreç içerisinde çeşitli değişim ile dönüşümler geçirmiştir. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan bazı modeller, diğerleri arasından sıyrılarak gerek alan yazın, gerekse de pratik düzlemde daha yoğun olarak ele alınmışlardır. Sıklıkla gündeme gelen bu modellerden biri de iki yönlü simetrik modeldir. Karşılıklı anlayış ve uyuma dayanan bu model, aynı zamanda modern halkla ilişkiler anlayışının yansıması olarak da öne çıkmaktadır. İki yönlü simetrik modelin kurum ile hedef kitle arasındaki iletişim sürecine verdiği önem, karşılıklı bilgi akışının da değerini artırmaktadır. Söz konusu bilgi akışı, gündelik yaşamın hemen her alanını güçlü bir şekilde etkisi altına alan dijital dönüşümden etkilenmektedir. Bu çalışma da, dijital dönüşümün önemli bir parçası olan yapay zekâ kavramının iletişim süreçleri ve bilgi akışı ile olan ilişkisini, iki yönlü simetrik halkla ilişkiler modeline sunabileceği potansiyel katkılar ekseninde ele almaktadır. Yapay zekâ kavramının, birçok diğer disiplin gibi halkla ilişkiler alanına da katkılarda bulunacağı değerlendirilmektedir. Bilhassa iki yönlü simetrik modelin önemli aşamalarından biri olan hedef kitle tepki ile mesajlarının kurumca tespit edilmesi ve yorumlanması aşamalarında, yapay zekânın işlem yeteneğinin süreçlerde büyük kolaylıklar sağlayacağı açıktır. Günümüzde yapay zekânın veri toplamanın da ötesinde, veriyi işleme, yorumlama ve hatta analiz edip karar verme yetileri olduğu düşünüldüğünde, iki yönlü simetrik halkla ilişkiler sürecinin her iki tarafında da yer alabileceği iddia edilebilir. Bu öngörülerden yola çıkan çalışmada konu kavramsal açıdan ele alınmakta ve literatür taramasına başvurularak geleceğe dair bir provizyon ortaya koymak, ileride yapılacak çalışmalar için ufuk açmak amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: halkla ilişkiler, iki yönlü simetrik model, yapay zekâ
Kogni̇ti̇f Si̇stem, Yapay Zeka Ve İnsan İli̇şki̇si̇
Journal of Social Sciences, 2021
Processing input in sense organs; it is expressed as the cognitive term 'to the body of functions for perceiving and understanding the world. The cognitive system directs information to process and evaluate it into the cortex. Cognitive systems are a set of techniques that can independently develop solutions and strategies for their tasks on human beings. To do this, they are equipped with cognitive skills to understand context, interact, adapt and learn. Cognitive systems can use artificial intelligence methods such as machine learning, neural networks, and deep learning. However, cognitive systems should not be equated with artificial intelligence. One of the possible definitions of artificial intelligence refers to cognitive processes and especially to reasoning. Intelligence is the ability of people to think abstractly, logically, and derive purposeful action. Artificial intelligence is the application of thinking and intelligent behavior in machines. In the research, as a way of data collection, "document scanning-literature scanning" method was used. In this direction, cognition, cognitive (cognitive) system, artificial intelligence and human relations were examined. As a result of the study, the functioning of the controlled system was examined, where the increasing similarities between human and artificial intelligence draw attention.
Toplumsal Yonleriyle Yapay Zeka
• Yaşar Kemal'in klasik eseri "Keskin Bıçak" küçük bir köyün yaşamını anlatıyor. Köyün kahramanı Şeyhmus, adını bir şeyhden almış, güçlü, kararlı, adaletli ve merhametli bir insandır. Tekdüze ve sıkıcı yaşamına karşın, Şeyhmus yaşamın anlamını bulmak ve köyünün sıkıntılarını çözmek için çalışır. İktidar sahipleri köyün halkını sömürmek için her yola başvurur. Şeyhmus, iktidar sahiplerine karşı köylülerin haklarını korumaya çalışır. Köyün halkı da onun arkasında durur. Ancak, Şeyhmus'un çabalarının karşılığını iktidar sahipleri arasındaki güç savaşında bulur. Köyde herkesin Şeyhmus'u sevdiği gibi, köyün dışından gelenler de onu korkuyla seyrederler. Şeyhmus, köyün haklarını savunmak için onların kötü niyetine karşı kararlıdır. Köyün halkının yaşamını düzeniye koymak ve köyün sıkıntılarını çözmek için çabalayan Şeyhmus, köyün içinde ve dışında güçlü bir kahraman olarak kalır. İktidar sahiplerinin baskısına karşı direnen Şeyhmus, köylülerin haklarını savunmak için keskin bıçağı kullanır. Yaşar Kemal'in güçlü ve kararlı kahramanı, okuyucuyu köyünden uzaklaştırırken, aynı zamanda merhamet ve adaletin önemini anlatıyor.
İnsan-Merkezcilik Bağlamında Yapay Zeka
İnsanın ne olduğu, evrendeki yeri, doğası ve nitelikleri felsefede kendine önemli yer tutan sorulardan olmuştur. İnsanın kendi dışındakileri anlama çabası bilimlerin gelişimini sağlarken, kendi dışındakileri daha fazla keşfetmeye başlaması bu keşiflerin içinde evrendeki yerini daha fazla sorgulamaya itmiştir. Bu da insanın kendini anlama merakını daha çok geliştirmiş belki de anlayışının insan merkezli olmasına sebep olmuştur. İnsan merkezli düşünce, kendini hemen her alanda hissettirmişken bu düşünceyle uğraşılması gereken yerlerden birisi de felsefe olmuştur. Hayatta kalma güdüsü olarak merkezcilik ya da kendisi dışındaki türlerden korkma ve savunma mekanizması modern dönemde kendini farklı şekilde başkaca alanlarda göstermiştir. Bu alanlardan birisi de insan olmayan hayvanların tanımlanması ve onların evrendeki yerini tanımlamaya çalışan açıklamalardır. İlk çağ filozoflarından post modernist filozoflara kadar tartışılan ve tanımlanmaya çalışılan bu alanda insan-merkezcilik anthropocentrism oldukça göze çarpar. Öyle ki insan olmayan hayvan, insanın konumuna ve faydasına göre tanımlanır. Yirminci yüzyılla birlikte insan, kendi türü dışında yeni bir varlık olarak yapay zekayla karşılaşılır. Yine kendisi dışındakine temkinli yaklaşma durumu bu alanda da ortaya çıkar. Yapay zeka her ne kadar insanın kendine benzetmeye çalıştığı ve her geçen gün daha fazla benzetmek için uğraştığı bir şey olsa da yine de insanın kendi türünün dışında bir varlık olduğu için çeşitli soru işaretleri ve hangi sonuçlara sebep olacağı endişelerini de beraberinde getirir. Bu yazıda insanın kendi konumunu tanımlamasından kaynaklı kendi dışındaki varlıklara, yirminci yüzyılda tartışılmaya başlanan yapay zeka odaklı bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır. Bunu yaparken de insan-merkezciliğin felsefe tarihindeki önemli örnekleri verilerek yapay zeka tartışmalarıyla ortaya çıkan sorunların bir kısmının bu temelden kaynaklanma ihtimali soruşturulacak ve bu tartışmaların sebep olduğu yeni sorular ortaya konacaktır.
Bi̇r Halkla İli̇şki̇ler Araci Olarak Oyunlaştirma İçeren Di̇ji̇tal Spor Apli̇kasyonlarinin Kullanimi
2020
Since it started in the second half of the 21st Century, digitalization, has increased in every aspect of life, however, brought some disadvantages along with its advantages. One of the most important disadvantages is the restriction of mobility of individuals in social life and the health problems caused by this limitation. Digital based gamification applications to solve this problem offer significant advantages. Especially in organizations that offer services for sports products, it develops digital based applications to use these advantages according to their own goals. However, the compatibility of these applications both as a communication tool and with the objectives of the organization depends on meeting some criteria. Meeting these criteria constitutes the main problem of this research. In this context, this research investigates how much sports applications using digital based gamification meet these criteria and how these applications can be made more functional. The findings regarding the use of gamification as a public relations tool of sports applications selected in line with the limitations determined in the research process show that organizations are aware of the advantages of digital based gamification applications, however, it shows that they need studies that will enable them to benefit adequately from these advantages.