CENGİZ DAĞCI YARADICILIĞINDA TÜRKÜN YURD İTKİSİNİN MİLLİ FACİƏ TİPİNDƏ TƏQDİMİ VƏ ÖZÜNÜDƏRK MƏSƏLƏSİ (original) (raw)
Related papers
TÜRK MÜZİĞİ ÇALGILARINDAN UD ÜZERİNE YAPILMIŞ LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ
TÜRK MÜZİĞİ ÇALGILARINDAN UD ÜZERİNE YAPILMIŞ LİSANSÜSTÜ TEZLERİN İÇERİK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ, 2019
Geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan Türk müziği kültürü, günümüzde dünya müzik kültüründe önemli bir yere sahiptir. Türk müziği repertuarına baktığımızda eserlerin önemli bir bölümünü saz musikisi eserleri oluşturmaktadır. Bu alanda geçmişten günümüze pek çok virtüöz yetişmiştir. Tanburi Cemil Bey, Yorgo Bacanos, Cinuçen Tanrıkorur, Refik Fersan, Şerif Muhittin Targan, Reşat Aysu ve İhsan Özgen gibi enstrüman icracıları bunlara örnek verilebilir. Günümüzde bu alanda birçok icracı yetişmekte ve enstrümanlara yeni çalım teknikleri kazandırmakta, enstrümanın kullanılabilirliğini artırmaktadırlar. Bu konuda birçok enstrüman yapımcısının teknolojik olarak yeni çalışmalar yapmasının yanı sıra birçok bilim insanı da bu alanda araştırmalar yaparak enstrümanlar ile ilgili, yapım teknikleri, çalım teknikleri, kullanılabilirliği vb. konularda araştırmalar yaparak bu alana katkı sağlamaktadırlar.
KAFKAS/DOĞU CEPHESİ'NDE TÜRK ORDUSUNUN İAŞE VE İKMAL DURUMU
Orduların muharebe kabiliyetini doğrudan etkileyen lojistik faktörlerin başında iaşe ve ikmal hizmetleri gelir. Zira bu hizmetler, yalnızca harp zamanlarında değil sükûnetin hâkim olduğu zamanlarda da kesintisiz olarak yürütülmesi gereken faaliyetlerdendir. Olağanüstü bir mücadelenin verildiği harp zamanlarında ise bu hizmetlerin önemi bir kat daha artar. Öyle ki muharebeler esnasında askerlerin yaşadığı büyük enerji kaybının zamanında karşılanamaması orduyu bedensel ve ruhsal açıdan çöküntüye uğratır. Çalışmada, Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nin savunulmasını üstlenen 3'üncü Ordunun iaşe ve ikmal faaliyetleri ele alındı. Bu kapsamda iaşe maddelerinin temini, depolanması ve orduya ulaştırılması süreci incelenerek ordunun iaşe hususunda yaşadığı zorluklar ile bunların nedenleri ortaya konuldu. Böylece iaşe ve ikmal hizmetlerinin Türk ordusunun muharebe gücüne etkisi ve harbin gidişatı üzerindeki tesiri ortaya konulmaya çalışıldı. Çalışma, harbin başlangıcından 18 Aralık 1917 tarihli Erzincan Mütarekesi'nin imzalanmasına kadar geçen süre ile sınırlandırılmıştır.
TÜRKÇE–FRANSIZCA ĐDARE HUKUKU TERĐMLERĐ SÖZLÜĞÜ
Açıklama: Türk idare hukukunun standart terimlere ihtiyacı vardır. Bu nedenle, biz bu kitapta kullanmış olduğumuz Türkçe hukukî terimlerin Fransızca karşılıklarını vermeyi uygun buluyoruz. Bu amaçla aşağıda bir "Türkçe-Fransızca idare hukuku terimleri sözlüğü" oluşturduk. Bu sözlükte, 1900 küsur Türkçe hukukî terimin Fransızca karşılıkları bulunmaktadır. Sözlükte bu terimlerin kitapta geçtiği sayfa numaraları belirtilmiştir. Terimlerin Fransızca karşılıklarının izleyen virgülden sonraki Roma rakamları cilt sayısına; Arap rakamları ise o ciltteki sayfa numarasına işaret etmektedir. Örneğin "adlî kolluk: police judiciaire, II: 477" şeklindeki sözlük girdisinden, "adlî kolluk" kavramının Fransızca karşılığının "police judiciaire" olduğu ve bu kavramın kitabın ikinci cildinin 477'inci sayfasında geçtiği anlaşılmalıdır. Böylece terimleri izleyen sayfa numaralarına bakılarak bu terimlerin anlamlarına ve hiç olmazsa kullanım örneklerine ulaşılabilir. Ayrıca bu sözlük, Türkçe bir idare hukuku metnini Fransızcaya çevirecek kişilere de yararlı olacaktır.
YOZGATLI İHSAN EFENDİ'NİN TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SAHASINDAKİ FAALİYELERİ
Hikmet-Akademik Edebiyat Dergisi , 2019
Yozgatlı Müderris İhsan Efendi’nin, belgelerle ve fotoğraflarla zenginleştirilen ve desteklenen mufassal biyografisi, çok yakın bir geçmişte oğlu Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu tarafından neşredildi. Eserin neşre hazırlanma sürecinde hasbelkader bizlerin de mütevazı dahli mevzubahis oldu. Çalışmalar esnasında belgeleri, hatıraları okudukça ve mahdumları beyefendinin anlattıklarını dinledikçe İslâm âlimi olmanın ötesinde aynı zamanda Türk dili ve edebiyatına büyük ilgi duyan ve bu ilgisi ilk zamanlarda fahri, uzun sayılamayacak ancak son derece verimli geçirdiği hayatının son döneminde ise resmî hâl alan bir Türkoloji âlimi ile karşı karşıya olduğumuz anlaşıldı. Söz konusu eserden sonra İhsan Efendi’nin hayatı pek çok yönüyle ele alınacak ve üzerinde çok söz söylenecektir. Bunlardan biri de muhakkak surette İhsan Efendi’nin her ne kadar dindaş olsa da yabancı olan bir memlekette diline ve edebiyatına yaptığı hizmetlerin müstakilen ele alınarak irdelenmesi olmalıdır. Bu çalışmada Türk dili ve edebiyatındaki yetkinliğine vurgu yapılarak İhsan Efendi’nin Türkoloji sahasındaki katkılarına odaklanılacaktır.
İNSAN HAKLARI AVRUPA SÖZLEŞMESİ VE ETİK İLKELER IŞIĞINDA YARGICIN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Sözleşmesine (İHAS) ve insan haklarını koruyan diğer uluslararası sözleşmelere uygun olarak, yargı üyeleri diğer vatandaşlar gibi, ifade özgürlüğüne sahiptir 1. Ancak, bu özgürlüğün kullanılmasında yargı üyeleri mesleklerinin gereği olarak, diğer vatandaşlara göre daha fazla sınırlandırılmışlardır. Bangalor Yargısal Davranış İlkelerine ve BM Yargı Bağımsızlığı hakkında Temel İlkelere göre, yargıçlar bu özgürlüklerini kullanırken, daima görevlerinin onurunu, fazilet ve tarafsızlığını ve yargı bağımsızlığını muhafaza edecek şekilde davranmak zorundadırlar 2. Yargıç veya savcı, göreve atandıktan sonra sahip olduğu ifade özgürlüğünden vazgeçmemektedir veya daha önce sahip olduğu siyasi düşünceleri veya siyasi konulara olan ilgisi ortadan kalkmamaktadır. Ancak, toplumun yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına olan güvenini sürdürmek ve yargının otoritesini korumak da yargıç ve savcının görevidir. Yargıcın gerçekte nesnel olması kadar, toplum tarafından bağımsız, tarafsız, önyargısız, dürüst ve açık fikirli olarak görülmesi de önemlidir. Bu amaçla yargıç ve savcıların kendi ifade özgürlüklerine olağan kişilerle kıyaslandığında daha fazla sınırlama getirilmesine önceden rıza gösterdikleri varsayılır.
NEHCÜ'L- FERADİS'TE SEVGİ İFADESİ TAŞIYAN TÜRKÇE İSİMLER
İnsan toplulukları her çağda iletişim kurmak için belli sözcükleri kullanmış, temel ihtiyaçtan kaynaklanan bu ifade etme biçimleri temel söz varlığı unsurlarını doğurmuştur. Temel olarak söz varlığı unsurlarını tespit etme amacı taşıyan bu çalışmada, Nehcü'l-Ferâdîs' te "sevgi"ifadesi taşıyan Türkçe isimler tespit edilmiş, bu isimler, yer aldıkları cümlelerle birlikte, sayfa ve satır numaraları eklenerek verilmiştir. Her örnek için verilen cümle, günümüz Türkiye Türkçesi'ne de aktarılmıştır. Tanrı'ya sevgi, peygambere sevgi, sahabeye sevgi, yöneticiye sevgi, insanlığa sevgi gibi pek çok başlık altında yer alan bu isimler, kullanıldıkları alanlara göre sınıflandırılmış, düzenli olarak "birlikte kullanım"örnekleri varsa bunlara da yer verilmiştir. İlgili sözcüklerin Eski Türkçedeki kullanım şekillerini görebilmek için "An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish"ve "Mahmūd al-Kāšγarī Compendium of The Turkic Dialects (Dīvānu Luγāt at-Turk)"adlı çalışmalara; günümüzdeki kullanım şekillerini görebilmek için de kavram dizini çalışmalarına başvurulmuştur. Eser oldukça hacimli olduğundan "sevgi"ifadesi taşıyan Türkçe fiiller başka bir çalışmada söz konusu edilecektir. Belli bir dönemin söz varlığını ortaya koyacak olan bu çalışma, "sevgi"ifadesi içeren Türkçe isimlerin hem Eski Türkçe ve Tarihi Türk Lehçeleri hem de Çağdaş Türk Lehçeleri ve günümüz Türkiye Türkçesiyle benzerlik ve farklılıkları ortaya koyabilmesi yönüyle mühimdir. Çalışmanın söz konusu alanlarda söz varlığı çalışması yapacak olanlara karşılaştırma imkānı doğması açısından yol gösterici olacağını düşünüyoruz.