Çati Ve Cephede Su Yalitim Malzemeleri̇ni̇n Seçi̇m Kri̇terleri̇ni̇n İncelenmesi̇ (original) (raw)
Kitle Kaynak Lojistik Kavramının Teorik Çerçevede İncelenmesi
Istanbul University - DergiPark, 2021
Tedarik zincirlerinin küreselleşmesi ve e-ticaret hacminin sürekli artması, lojistik operasyonları daha karmaşık hale getirmekte ve maliyetleri arttırmaktadır. Özellikle şehir içinde son adım teslimatlarda küçük hacimli yük sayısının artması, lojistik işletmelerin kapasitesini zorlamakta, teslimatta gecikmelere, trafik tıkanıklığına, emisyonların artmasına ve müşteri memnuniyetsizliğine neden olmaktadır. Bu sorunlara bir çözüm ve yeni bir iş modeli olarak son yıllarda kitle kaynak lojistik(KKL) kullanımı hızlı artmaktadır. KKL'de lojistik hizmet, gönüllü katılımcıların oluşturduğu bir kitle tarafından, yine bu kitlenin sahip olduğu kaynaklar kullanılarak üretilmektedir. Dijital bir platform aracılığıyla lojistik talep yine kitle içindeki lojistik arz ile eşleştirilmekte, ödeme ve izleme gibi işlemler çevrim içi ortamda gerçek zamanlı olarak gerçekleştirilmektedir. KKL az yatırım gerektirmesi, lojistik süreçlerin aracısız ve daha hızlı gerçekleştirilmesi, düşük maliyetleri sebebi ile her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Diğer taraftan esnek taşıma modları kullanımı, özellikle şehir içinde düşük emisyonlar, daha az trafik sıkışıklığı ve artan hava kalitesi gibi sürdürülebilirlik parametrelerine katkı sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkçe literatür için çalışma yapan akademisyenleri ve lojistik sektör çalışanlarını kitle kaynak lojistik kavramı ile tanıştırmak ve konu ile ilgili ulusal çapta yapılacak çalışmalar için zemin hazırlamaktır. Bu amaçla çalışmada, KKL'nin işleyişi, çeşitleri, avantajları ve zorlukları ele alınmış olup, gelecek çalışmalar için önerilerde bunulmuştur.
Çeviri Çocuk Kitaplarının Kültür Aktarımı Açısından İncelenmesi
Ana Dili Eğitimi Dergisi, 2014
İlkokul seviyesindeki çocuklara yönelik olarak hazırlanan çeviri çocuk kitaplarında ait oldukları kültür ile birlikte evrensel kültür ögelerine ne ölçüde yer verildiğinin araştırıldığı bu çalışma, betimsel nitelikte yapılmış bir araştırmanın ürünü olup tarama modelinde hazırlanmıştır. Öncelikle ilkokul öğrencilerine yönelik olarak hazırlanan çeviri çocuk kitapları araştırma kapsamına alınmış; ardından ölçüt örnekleme yöntemiyle çocuk edebiyatı uzmanlarınca yapılan çalışmalarda belirtilen ve çocuk kitaplarında bulunması gerektiği ifade edilen ölçütler dikkate alınarak farklı yayınevlerince hazırlanan hikâye türündeki çeviri çocuk kitapları arasından seçilen 5 kitap çalışma kapsamına alınmıştır. Doküman analizi tekniğiyle, söz konusu çeviri çocuk kitaplarının ait olduğu kültürel ögeler ve bunların aktarılma biçimleri incelenmiştir. İnceleme tamamlandığında kodlanan kültürel ögeler sıralanmıştır. Bu biçimde söz konusu eserlerin, ait oldukları kültürü yansıtma dereceleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca çocukluktan yetişkinliğe geçiş sürecini etkileyen, gerek okuldaki eğitim öğretim faaliyetlerini gerekse bireyin sosyal yaşamını destekleyen kitapların çocukların ilgilerine, ihtiyaçlarına uygun ve de yeterli olup olmadıkları ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Okulda Yönetici ve Öğretmenlerin Deneyimledikleri Duyguların Hiyerarşik Yapılarının İncelenmesi
Trakya Eğitim Dergisi, 2019
Bu çalışma okullarda öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin yaşadıkları duyguların nasıl bir hiyerarşik yapı içerdiğini betimlemeye odaklanmıştır. Akdoğan (2016) tarafından geliştirilen 54 maddelik duygu durum ölçeği Aksaray ili şehir merkezindeki ilkokul, ortaokul ve lise kademesinden tabakalı örneklemeyle belirlenen katılımcılara 2017 Mart-Haziran döneminde uygulanmıştır. Betimleyici istatistikler, açımlayıcı faktör analizi ve korelasyon analiziyle toplam 633 katılımcıya ait veri incelenmiştir. Bulgular, alan yazında beliren çeşitli duygu sınıflamalarının yanı sıra Transfer kuramı, Sosyal Bilişsel Kuram ve Duygusal Olaylar Kuramları açısından değerlendirilmiştir. Okullarda en sıklıkla olumlu duygulardan sevgi, ilgi ve sabır; olumsuz duygulardan ise acıma, endişe ve hayal kırıklığı duygularının yaşandığı saptanmıştır. Olumlu duyguların olumsuz duygulara oranı katılımcılar için 1.31 olarak hesaplanmakla birlikte ideal oranın 1.50-2.00 aralığında olması beklenmektedir. Dördü olumlu 10 farklı hiyerarşik yapı tespit edilmiştir. En güçlü ilişki ağına sahip yapı güven, gurur, coşku, cesaret, memnuniyet, hoşnut olma, inanma ve huzur duygularını içermiştir. Sonuçlar bağlamında okullarda duygusal körelme, kendine kapanma ve sinik davranışların düşük; bağlılık ve memnuniyetin yüksek olduğu belirlenmiş ve okullarda duygusal ortamın gelişimine hizmet edebilecek öneriler geliştirilmiştir.
Sekizinci Sınıf İngilizce Ders Kitabı Üzerine Derlem Temelli Çalışma
2019
Yabancı dil ya da ikinci dil öğretiminde hedef dildeki derlemin dikkate alınması gerektiğinden dolayı, yabancı dil ders kitaplarında sözcük kullanımı yabancı dil öğrenenler için önem arz etmektedir. Belirlenen hedeflere ulaşmada dil öğrenenlere yardım etmek için; yabancı dil ders kitaplarının hedef dil derlemi dikkate alınarak hazırlanmış olması beklenmektedir. Bu çalışmanın amacı ilköğretim 8. sınıf İngilizce dersi için hazırlanan ders kitabındaki sözcüklerin hedef dil derlemi açısından uyguluğunu tartışmaktır. Aynı zamanda kitaptaki sözcüklerin Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programındaki sözcük seçimi kıstaslarına uygunluğu tartışılmıştır. Bu çalışmadaki araştırma soruları şunlardır: 1. Ders kitabında en sık kullanılan sözcükler nelerdir? 2. İngilizce 'de en sık kullanılan 1000 sözcük, en sık kullanılan ikinci 1000 sözcük ve akademik sözcükler ders kitabında nasıl kullanılmıştır? 3. Ders kitabında kullanılan sözcükler, Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı A2 düzeyine uygun mudur? Bu çalışma yabancı dil öğretmenleri ve ders kitabı yazarlarına A2 düzeyine uygun sözcük seçiminde faydalı olacaktır.
Yararlılık ve Zarar Vermeme İlkelerininEczacılık Etiği Açısından Değerlendirilmesi
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics Law and History, 2000
Küreselleşme ile birlikte kendini gösteren gelişmeler sağlık hizmetlerinde ve dolayısıyla eczacılık hizmetlerinde de etkili olmuştur. Teknoloji ve hizmet anlayışındaki değişimler kaliteli hizmet anlayışını getirmiş ve bunun yansıması olarak eczacılık hizmetlerinde hasta merkezli bir hizmet anlayışına ulaşılmıştır. Bugün klinik eczacılık, farmasötik bakım gibi hizmet şekilleri dünyanın pek çok ülkesinde tartışılır ve uygulanır hale gelmiştir. Meslek alanındaki bu gelişmeler beraberinde etik sorunları da getirmektedir. Görevleri ve sorumluluğu artan eczacılar pek çok etik sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunların çözülmesi sırasında etik ilkelerin doğru yorumlanmasının önemli olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada ilke
İçerik Yönetim Sisteminde Kullanılabilirlik Yapılarının İncelenmesi
İnternet, bireylerin bilgisayar sistemleri ile etkileşim sağladığı medya açısından zengin bir ortam sunmaktadır. Bilgisayarlar ve bireylar arasındaki bu etkileşimli ortam, sosyoteknik bir açıdan incelenebilir. Bu nedenle, bireylerin yeni teknolojiye yönelik davranışlarını, internet teknolojileri ile olan deneyimlerine ve içerik yönetimine dayalı olarak inceleme, araştırmalarda alternatif bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Bireylerin davranışları, web sitelerinin kullanışlılığından çok fazla etkilenmektedir. Bu görüşten hareketle bu çalışmanın amacı, bir içerik yönetim sisteminin kullanışlılık yapılarını çok boyutluluk açısından araştırmaktır. Bulgular, kullanışlılık açısından en az iki olmak üzere model olarak çok boyutlu bir yapının varlığını göstermektedir. Bu bulgu, kullanışlılık açısından sosyoteknik bakış açısı ile içerik sunumunun ve mimari tasarımın farklı yapılar olarak ele alınması gerektiği görüşünü desteklemektedir.
Batı anadolu eğitim bilimleri dergisi, 2022
Öz. Günümüzde mesleki ve özengen birçok kurumda öğretimi gerçekleştirilen bağlama çalgısının, usta çırak ilişkisi yöntemine dayalı geleneksel öğretim süreçlerine yazılı öğretim materyallerinin (YÖM) kullanımının eklemlendiği görülür. Öte yandan, bağlamacılık kültürü, tel düzenleri denilen, çalgıcı için bir icra öncesi ve icra sırası pratiğine sahiptir. Oldukça zengin bir düzen demetine sahip bağlamanın icracıları için bu pratikler, aynı zamanda bir yetkinlik/üstatlık ölçütüdür ve çalgının öğretiminin farklı kademelerinde değinilmesi gereken konu başlıklarıdır. Bu çalışma ile araştırmacılara belirlenen YÖM örneklemi dahilinde 'düzen' temelli bir sorgulamaya dayanan kapsamlı veriler sunmak amaçlanmıştır. Araştırma nitel paradigma çerçevesinde şekillenmiş bir doküman incelemesidir. Araştırmanın örneklemini rastlantısal seçilmiş elli adet bağlama çalgısı YÖM oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilmiş ve uzman görüşleri doğrultusunda şekillenmiş 'YÖM değerlendirme formu' kullanılmıştır. Gerçekleştirilen içerik analizi sonrasında, düzen, düzen verme, düzen çeşitliliği gibi kavram ve olguların YÖM'lerde ne ölçüde yer aldığı ve düzen kavramının aktarımında materyallerde benimsenen terminolojiler gibi hususlarda önemli verilere ulaşılmıştır.
Lise Öğrencilerinin Beden Eğitimi ve Spor Dersi Sınav Kaygılarının İncelenmesi
Beden Eğitimi ve Spor Araştırmaları Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı; lise öğrencilerinin beden eğitimi ve spor dersi sınav kaygılarını çeşitli değişkenler açısından değerlendirmektir. Nicel araştırma yaklaşımlarından tarama modeline göre gerçekleştirilen araştırma grubunu 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Ankara ili Sincan ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı liselerde öğrenim gören 454 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmanın verileri Kişisel Bilgi Formu ve Beden Eğitimi Dersi Sınav Kaygısı Envanteri kullanılarak çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Araştırmada veri toplama araçları ile elde edilen bilgilerin analizi için, SPSS 23 for Windows paket programı kullanılarak bilgisayar ortamında gerçekleştirilmiştir. Aykırı uç değer analizinde ise verilerin Z skoru değerleri kontrol edilmiştir. Ayrıca aritmetik ortalama, standart sapma, çarpıklık ve basıklık değerlerini içeren betimsel analizler kontrol edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, cinsiyetlerine göre beden eğitimi dersi sınav kaygısından almış oldukları puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre algıladıkları stres düzeyinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Spor yapma durumu ve sınıf düzeylerine göre ise beden eğitimi ve spor dersi sınav kaygısı açısından anlamı bir fark bulunamamıştır. Ayrıca beden eğitimi ve spor dersi sınav kaygısı ölçeği alt boyutlarından algılanan kontrol alt boyutu en yüksek değer ile beden eğitimi dersi için kaygının yüksek olduğu sonucuna ortaya çıkmıştır. Fiziksel gerginlik alt boyutu ise en düşük puan aldığı görülmüştür ve katılımcıların fiziksel gerginlik düzeylerinin ortalamanın altında olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Konunun daha derinlemesine incelenebilmesi için farklı örneklemler ve modellerde kurgulanmış çalışmaların yapılması önerilebilir.
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim okulu öğretmenlerinin stresle başa çıkma tarzları ile kullandıkları mizah tarzları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Korelasyonel bir araştırma olan bu çalışmaya, Ankara'daki ilköğretim okullarından uygun örnekleme yoluyla seçilen 221 öğretmen katılmıştır. Veri toplama aracı olarak 'Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği' ve 'Mizah Tarzları Ölçeği' kullanılmıştır. Verilerin analizi için Pearson korelasyon katsayıları hesaplanmış ve çoklu doğrusal regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları, tüm mizah tarzlarının stresle başa çıkmada kendine güvenli yaklaşımın anlamlı yordayıcıları olduğunu göstermiştir. Kendine güvenli yaklaşım, kendini geliştirici ve katılımcı mizah tarzları ile pozitif ilişkili bulunurken, saldırgan ve kendini yıkıcı mizah tarzları ile negatif ilişkili bulunmuştur. Stresle başa çıkmada iyimser yaklaşım, kendini geliştirici mizah tarafından pozitif yönde yordanırken, saldırgan mizah tarafından negatif yönde yordanmıştır. Bulgular, sağlıklı mizah tarzlarına (katılımcı ve kendini geliştirici) sahip öğretmenlerin aynı zamanda sağlıklı başa çıkma tarzlarını daha fazla kullandıklarını göstermiştir.
Binalarda Pasif Soğutma Yöntemleri ve Geleneksel Mimarideki Uygulamalarının İncelenmesi
DergiPark (Istanbul University), 2022
Enerji tüketiminin ve fosil yakıt tüketimi kaynaklı çevresel sorunların önemli bir kısmının binalardan kaynaklandığı bilinmektedir. Binalarda enerji tüketiminin önemli bir kısmı binalarda konfor koşullarının sağlanması için ısıtma, soğutma, havalandırma ve aydınlatma sistemleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Son dönemde ekonomik sorunlar, sürdürülebilirlik, çevre kirliliği sorunları ve enerji arzının güvenliği gibi nedenlerden dolayı enerji verimliliği dünya gündemini meşgul etmektedir. Özellikle sıcak iklim bölgelerinde binalarda gerçekleşen soğutma enerjisi tüketimi binaların enerji tüketiminin önemli bir yüzdesini oluşturmaktadır. Konfor koşullarını sağlamak için soğutma enerjisi ihtiyacının fosil yakıtlarından karşılanması enerji maliyetini ve fosil yakıt tüketiminin neden olduğu karbondioksit salımını önemli ölçüde arttırmaktadır. Buna karşılık geleneksel konutların mimari tasarımında yer alan pasif sistemler, konfor koşullarını sağlayarak soğutma enerjisi tüketimini asgari seviyeye indirgemektedir. Soğutma ihtiyacının yüksek olduğu sıcak-nemli iklim bölgelerinde yer alan geleneksel konut binalarının tasarımında pasif soğutma tekniklerinin önemli bir kısmı uygulanmıştır. Pasif soğutma sistemlerine yönelik mimari çözümler, termal konfor koşullarından ödün vermeden enerji verimliliğini sağlarken, tarihi kentsel bölgelere mimari kimlik de kazandırmıştır. Bu çalışmanın amacı pasif soğutma yöntemlerini ve mimari tasarıma uyum çözümlerini tanıtmak ve geleneksel konut mimarisindeki uygulamalarını incelemektir.