Türkiye'de Yeşil Ekonomi Açısından Yenilenebilir Bir Enerji Kaynağı: Rüzgar Enerjisi (original) (raw)
Related papers
Capital structures and balance of the payments changed even the countries opened to international markets. At this point, the most important problem encountered by developing countries, dependent on foreign markets due to problems in production. The dependence of the import dependency is in the form of capital and raw materials. Turkey, as a developing country, especially after January 24th 1980 decisions export-led growth model had been preferred. The reason for this to expand to international markets would increase the welfare of the country that brought hope for revenue growth. This situation is largely provided and the national income has increased significantly that year. However, the fragility of the economic structure, production of goods and services which are exported to foreign markets depend significantly over time, Turkey's economy is being handled various crises that have led to his arrest. The reason is that the current account deficit of Turkey's economy heavily in production and exports, dependence on foreign markets. The most important structural problem is that underlying is the energy dependence. Considering both the household and industrial uses of petroleum and natural gas are one of the most important item of the current account deficit increases. In recent years, petroleum and solid fuels' popularity has decreased steadily in terms of countries. The reasons of this occasion; bringing heavy costs to the economies of developing countries especially, the reaction of environmental protection organizations such as to attract and gradually running out of resources because of pollutions. Instead of all these fossil fuels, which is now cleaner and renewable energy sources are important for natural importance. These are geothermal, solar, wind energy types. Low cost and other positive aspects of the
Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Potansiyelinde Rüzgâr Gücü ve Danimarka Örneği
Akdeniz Üniversitesi İİBF Dergisi, 2022
Türkiye, Avrupa’nın yenilenebilir enerji potansiyeli yüksek devletleri arasında yer almasına ve enerji rezervleri açısından zengin olmasına rağmen, bu rezervleri tam kapasite ile kullanmayı sağlayacak bir teknoloji seviyesine ulaşamamıştır. Bu durum, sadece Türkiye açısından değil, dünya devletleri açısından da önem arz etmektedir. Dünyada özellikle de gelişmiş devletlerde temel bir enerji kaynağı olarak yenilenebilir enerji türleri üzerinde önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bu gelişmiş devletlerden biri, rüzgâr enerjisi konusunda bilgi birikimine ve ileri teknolojiye sahip ülke olarak bilinen Danimarka’dır. Bu ülke, elektrik enerjisinin %48’ini 2020 yılı itibariyle rüzgâr enerjisinden elde etmektedir. 2050 yılında ise enerjisinin tamamını yenilenebilir enerjiden elde etmeyi amaçlamaktadır. Türkiye’nin de rüzgâr enerjisi potansiyelinin yüksek olması nedeniyle, Danimarka ile iş birliği çerçevesinde kurulacak rüzgâr enerjisi santralleriyle elektrik tüketiminin önemli bir kısmını rüzg...
Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi (AKAD), 2018
Energy is the most important instrument the societies in need in order to be developed and to carry on production. Since the fossil origin energy sources lead to global disaster and are limited to the reserve, renewable energy sources have attracted the attention within the transition to economic policy which is called the green economy. Thus, renewable energy policies implemented worldwide are increased, particularly in developed countries. Among the renewable energy resources, wind energy is a energy resource that preferable globally with regards to its help on decreasing greenhouse gases in the atmosphere and economical in regards to the added value, employment opportunities it provides and that it reduces the dependence on foreign energy. In this context, the relationship with economic growth of wind energy in Turkey 1998-2014 period was investigated by the ARDL bounds test approach using annual data. The empirical results obtained in this study indicate that in Turkey for the period considered was positive and significant impact on economic growth of wind energy use.
Türkiye Ekonomisinde Büyümenin Dinamiği Olarak Enerji
Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2017
Altyapı niteliğinde bir faktör olan enerji tüketiminin büyüme üzerindeki etkisini öngörebilmek için söz konusu iki değişken arasındaki ilişkiyi belirlemek gerekir. Bu çalışmada Türkiye'nin 1960-2014 yıllarındaki verilerine dayalı olarak anılan ilişki incelenmiştir. Analiz sonucunda büyüme ve enerji tüketimi arasında güçlü ölçülerde olumlu bir ilişki olduğu saptanmış ve Türkiye'de yüksek ölçülerde büyüme sağlayabilmek için büyüme oranına yakın yükseklikte enerji tüketiminin gerekli olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla, politika yapıcılar Türkiye için sürekli büyüme hedefliyorsa, enerji çeşitliliği arttırılarak enerji tüketimindeki dalgalanmalar en aza indirilmelidir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE İÇİN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI: RÜZGÂR ENERJİSİ
Türkiye yüksek rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip bir ülkedir. Fakat yeteri kadar rüzgâr enerjisi üzerine çalışmaları yoktur. Bunun yanında sahip olduğu bu sürdürülebilir enerji türünün kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bu ideale ulaşmak için sürdürülebilirlik kavramı iyice benimsenmeli ve rüzgâr enerjisi hakkında bilgi haznesinin genişletilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, sürdürülebilirlik ile rüzgâr enerjisi arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Gelişen toplum ile birlikte ortaya çıkan enerji ihtiyacı, sürdürülebilir enerjilerin başında gelen rüzgâr enerjisi üzerinden enerji elde edilmesi ve bu enerjinin önemini anlatmak amaçlanmaktadır. Bu amaçla çalışmada öncelikle sürdürülebilirlik kavramı ve tarihçesinden, bunun paralelinde çevresel sürdürülebilirlik, sürdürülebilirliğin dünyada ve Türkiye’deki durumu üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın devamında rüzgâr enerjisi detaylı olarak ele alınmaktadır. Sonuç olarak rüzgâr enerjisi ve sürdürülebilirlik ilişkisi değerlendirilmektedir.
Türkiye'de Yeşil Ekonomi: Dönüşüm İçin Bir Yol Haritası
Alan İzleme Raporu, 2023
Ekonomik, toplumsal ve ekolojik bir kriz olarak tanımlayabileceğimiz iklim krizi; ekolojik kıtlık, yoksulluk, gelir eşitsizliği, enerji, atık ve arazi sorunları, bulaşıcı hastalıklar ve çok daha büyük bir kriz olarak doğal kaynak savaşlarının yaşanma riskini ciddi düzeyde artırmaktadır. Bu riskler neticesinde yeşil ekonomi çalışmalarının önemi ortaya çıkmıştır. Yeşil ekonomi, sorumlu tüm kişilere endüstriyel üretim-tüketim alışkanlıklarının, insanların birbiriyle ve gezegen ile kurduğu ilişkinin dönüşmesi gerektiğine dair mikro ve makro bir anlayış bütünü kazandırmaktadır. Bu küresel krizin, mikro düzeyde gerçekleşecek reform ve düzenlemeler ile çözülemeyeceği aşikardır. Bu nedenle çevre odaklı yeni bir düzenin bütün boyutları ile tasarlanıp uygulanması gerekmektedir. Raporda, yeşil ekonomi yolculuğunda iklim hedefleri, iklim krizi ile mücadelede yeşil enerji dönüşümü, yeşil ekonomide İslami finansın rolü ile ekonomik kalkınma ve yeşil dönüşüm ilişkisine dair yazılara yer verilmiştir.
Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ Olarak Bi̇yogaz: Aksaray İli̇ Örneği̇
Mühendislik bilimleri ve tasarım dergisi, 2023
Bu çalışmanın amacı, Aksaray ilinde bulunan büyükbaş hayvan atıklarından elde edilebilecek biyogaz potansiyelini ortaya çıkarmak ve bu potansiyelin enerji eş değerini belirlemektir. İlgili literatür incelendiğinde Aksaray ilinin biyogaz potansiyelini inceleyen herhangi bir çalışmanın olmaması, nüfusun %70'inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağlaması ve yenilenebilir enerji konusunun giderek önem kazanması bu çalışmanın yapılmasındaki itici güç olmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu ve T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan Aksaray il merkezi ve ilçelerindeki hayvansal üretim miktarlarına ilişkin veriler elde edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; en fazla büyükbaş hayvan sayısı bulunan ve dolayısıyla en büyük biyogaz potansiyeline sahip olan ilçenin Merkez ilçe olduğu belirlenmiştir. Veriler il bazında değerlendirildiğinde, yıllık toplam üretilebilecek biyogaz miktarı 62421983 m 3 /yıldır. Üretilecek biyogaz en fazla, elektrik enerjisi açısından ısıl değere sahipken, en az ısıl değer ise gazyağındadır. Elde edilen bulgular, hem literatüre hem de uygulamaya katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda çalışmanın, araştırmacılar ve uygulamacıların farkındalığını arttırması, bu yolla yeni çalışmaların yapılmasına ışık tutacağı düşünülmektedir.
2015
TÜBİTAK SOBAG01.08.2015Bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı elektrik üretimi piyasasının oluşma ve gelişme sürecini destekleyen ve engelleyen faktörleri sistemik ve bütüncül bir yapı içinde inceleyerek, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanılmasının yaygınlaştırılmasına yönelik politikalar tasarlamaktır. Ülkelerin enerji sektörlerinde, küresel büyüme ve gelişmeye paralel olarak artan enerji talebini hızla karşılamak, önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sorun, enerjinin sürdürülebilir ve temiz olarak üretilmesini gündeme getirmektedir. Özellikle karbon salınımının artmasında büyük payı olan fosil kaynakların birincil enerji tüketiminde ve elektrik üretiminde baskın kaynak olarak öne çıkması, çevre ve iklim değişikliği konusundaki kaygıları tetiklemektedir. Bu çerçevede, enerji üretimi ve tüketimine kaynak açısından yaklaşıldığında, enerji kaynaklarının temiz, kolay erişilebilir, bol ve sürdürülebilir olmaları konus...
Geli̇şmekte Olan Ülkelerdeki̇ Yeni̇lenebi̇li̇r Enerji̇ni̇n Geleceği̇
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Energy has been an indispensable element for humanity to meet its needs and sustain life for centuries. Energy resources, which are the basic building blocks of economic activities with the industrial revolution, have an important place. Energy, which is one of the important inputs for sustainable economic growth today, reveals many economic, social and environmental impacts. Energy demand is increasing rapidly as a result of the increase in world population, technological developments, increased industrialization, rising living standards and increasing consumption expenditures. The increasing energy demand is met by fossil-based non-renewable energy resources such as oil, coal and natural gas, which are exhaustible and scarce resources. This situation has led countries seeking sustainable solutions to energy demand towards renewable energy sources in recent years. Meeting the increasing energy demand of the world's countries from clean and domestic energy sources has an extremely important role in reducing foreign dependency and minimizing the damage to the environment caused by greenhouse gas emissions that cause global warming. This situation encourages governments to produce incentive and support policies with various applications for energy production from renewable sources. The aim of the study is to examine the relationship between economic growth, renewable energy production, current account deficit and carbon dioxide emissions. In this regard, a time series analysis was conducted for the Indian economy in the light of 1990-2015 annual data. In the study examined using the ARDL method, the existence of a long-term relationship between the variables in question is questioned. According to the findings obtained in the study, it was determined that the series have a long-term relationship in India. Finally, it was concluded that there is a unidirectional causality relationship from economic growth to carbon dioxide emissions.
Türki̇ye’De Enerji̇ Tüketi̇mi̇ Ve Ekonomi̇k Büyüme: Granger Nedenselli̇k Yaklaşimi
İktisadi İdari ve Siyasal Araştırmalar Dergisi, 2019
Enerji, sanayileşme devrimi sonrası üretim ve tüketim faaliyetlerinin önemli ve zorunlu bir girdisi haline gelmiştir. Keza ülke ekonomileri için büyümenin belirleyicisi olan enerji ekonomik büyümenin de temel kaynağıdır. Bu bağlamda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomiler için ekonomik büyüme, enerji tüketimi ve karbon emisyonu arasındaki ilişki fazlaca dikkat çeken ve incelenen bir konu haline gelmiştir. Bu çalışmada ekonomik büyüme, enerji tüketimi ve karbon emisyonu arasındaki ilişki Türkiye açısından incelenmeye çalışılmıştır. Veri seti yıllık olarak elde edilmiş olup 1961-2014 dönemlerini kapsamaktadır. Verileri analize uygun hale getirmek için öncelikle zaman serilerinde uygulanan durağanlık testlerinden ADF ve PP testleri yapılmıştır. Daha sonra değişkenler arasında eşbütünleşme analizi yapılmıştır. Eşbütünleşme sonucunda VEC modeli kurulmuştur. Sonrasında Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda kişi başı GSYH'den kişi başına enerji tüketimine doğru tek yönlü ve kişi başı enerji kullanımından kişi başı karbon emisyonuna doğru tek yönlü bir nedensellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır.