2BA Beden Beyi̇n Akımı'ndaki Postmoderni̇st Unsurlar (original) (raw)

Çevri̇mi̇çi̇ Gazete: Postmodern Bi̇r Ortam

2011

Bilgi ve haberlerin kesin ve duz bir sekilde verildigi basin endustrisi modernizmi temsil etmekteyken, cevrimici gazete, basili gazetedeki butun haber ve bilgileri icerse bile, karistirip harmanlama egilimiyle postmodern bir nitelik tasimaktadir. Cevrimici gazeteler bilgi vermekten ziyade genel gorunumleriyle ilgilenmektedir. Bunun icin muhabir adlarini on sayfadan cikarmakta, gazetenin spor, haber, sanat gibi butun bilesenlerini yan yana gelecek sekilde yeniden duzenlemekte, haberlerin yanina tiklanabilir reklamlar koymakta, haberin verilme seklini ve manset buyukluklerini gun boyunca degistirmekte, boylece gercekligi simule etmektedir. Cevrimici gazetelerde haberler icerigi uzerinden degil, mansetin parlakligi ve on sayfadaki yeri uzerinden satilacak birer metaya donusmustur. Sunulan parlak paketler, bir gercekdisilik duygusunu, haberin okuyucunun kendi hayatindan uzakta oldugu duygusunu islemektedir. Cevrimici gazetenin sahiciligi yoktur; gun boyunca bilinmeyen sayida insana cesi...

Postmodern Sanattan Güncele Yapıbozuma Uğrayan Bedenler

2021

Modernizm sonrası Avangard akımlar tarafından oluşan sorgulama hali, sanat kavramlarına ilişkin eleştirel üretimleri yapıbozumcu bir dil üzerine oturtmuştur. Postyapısalcılığın bir sonucu olarak ortaya çıkan yapıbozum, göstergeleri sorgulayarak mevcut yapının degiştirilmesi suretiyle dil anlayışında köklü değişiklikler ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda araştırmanın amacı; çok katmanlı eserler üreten çağımız sanatçılarının, bedene olan yapıbozumcu tavırdaki yaklaşımlarının neler olduğunu, yapıbozum kavramının sanatçı ve eser üzerindeki etkisini ve postmodern sanata ve güncel sanata yansımalarını orta çıkararak bu eserlerin anlaşılmasını sağlamaktır. Günümüzde bu kavramların anlaşılabilmesi, yapıbozumu çalışmalarında kullanan sanatçıların eserlerinin ele alınmasına bağlıdır. Konuyla ilgili literatür taranmış, bununla birlikte yapıbozum olduğu düşünülen çalışmalar incelenerek yorumlanmıştır. Araştırmada nitel veri analizi yöntemi olan "Betimsel Tarama" kullanılmış ve çalışmalar yedi ana başlık altında toplanarak değerlendirilmiştir. Bu araştırma, yapıbozuma uğrayan bedenlerin günümüz sanatının anlaşılmasını sağlaması açısından önemli görülmektedir. Sonuç olarak günümüz sanatçıları, biçimin bozulmasını, farklı göstergelerle seyirciyi irkilten çalışmalarla ortaya koymuşlardır. Gelişen teknoloji sayesinde sanatçılar, dikkat çekmek istenilen düşünceyi bazen fotoğrafla, bazen video sanatı ile grafiklerle, bedeni dönüştürerek, bedene ekleme ve çıkarmalar yaparak farklı tekniklerle yapıbozuma uğratmışlardır.

Premodernite ile Postmodernite Kıskacında Müphemlik

Tezkire, 2022

Müphemlik kavramı hem modern öncesi hem de postmodern dönemde beşeriyetin en temel gerçeklerinden biri olarak karşımıza çıkmıştır. Ne var ki, genellikle çağdaş bir kavram olarak görülerek daha yeni, postmodern dönemde hararetle tartışılmaya başlamıştır. Bunun sebebi, modern filozofların modern akla uymadığı gerekçesiyle müphemliğe saldırmaları, böylelikle de müphemlik kavramının yalnızca postmodern filozofların bir tepkisi olarak anlaşılmış olmasıdır. Ancak müphemlik postmodern dönemle sınırlı değildir. Tarihe baktığımızda müphemlik tarihin olduğu her yerde var olmuştur. Bunun anlamı, tarih ve müphemliğin bir insan ürünü olarak sürekli karşılıklı ilişkiyle birbirini beslemiş olmasıdır. Müphemlik en belirgin haliyle kendini dini metinlerin tefsirinde göstermiştir. Bugün ise Nietzscheyle başlayıp Heidegger, Derrida, Bauman ve Caputo’nun takip ettiği filozoflar müphemliğin ilişki içerisinde olduğu sanat, dil, şiir gibi alanları beşeriyetin en önemli özellikleri olarak gün yüzüne çıkarmıştır. Sonuç olarak, müphemlik postmodernist çoğulculuk ya da nihilist hiççiliğin kabul ettiği anlamda değil ama yanlış olduğunu peşinen kabul etme anlamında beşerî bilginin en önemli özelliğidir.

MODERN VE POSTMODERN DÜŞÜNCENİN KENTSEL MEKÂNA YANSIMALARI

Toplumsal yapıda meydana gelen siyasal, kültürel, ekonomik değişikliklere bağlı olarak kentlerde, çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde bir değişim ve dönüşüm içinde olmuşlardır. Bu aşamada eldeki çalışmanın ilk amacı, modern dönemden post-modern döneme değin, kent tasavvurlarının nasıl bir değişim ve dönüşüm içinde olduğu anlamaya çalışılacaktır. Tarihsel süreçte değişen kent imajlarını betimlerken; modern ve post-modern düşüncenin hem teorik düzlemde genel özelliklerinden yararlanılacak hem de dönemin toplumsal ihtiyaçlarının kente ne derece nüfuz ettiği tartışmaya açılacaktır. Bu tartışmaları yürütürken kimi yerde özne temelli bir kavrayışa kimi yerde ise hâkim planlama anlayışına başvurulacaktır. Son kısımda ise hem modern hem de post- modern kent anlayışlarının Marksist kent literatüründe bir kritiği yapılmaya çalışılacaktır.

Postmodern Unsurlar Işığında Yedinci Gün

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2024

Çoğulculuk ilkesinden beslenen postmodern edebiyat, metinlerarasılık sayesinde söylemlerin şölenini okura izlettirirken aynı zamanda üstkurmaca tekniğiyle okura, elden alınan ana yazılma sürecini anlatır. Çeşitli metinlerin farklı tekniklerle diyaloglarına yer veren postmodern anlatıların yazarı böylece okuruna bir oyun alanı hazırlıyorlar. Tüm olayların okurun rahatlığına sunan klasik romanların aksine bir dönüşen bu yeni ve eğlenceli kurgu metinleri, yerde bulunan bir okuru arzular. İçerik, fantastik ögelerle zenginleştirilebildiği gibi, kurgunun kurallarından da faydalanılır. Bununla birlikte postmodern yapıtlarda derinde tüm insanlığı ilgilendiren evrensel bir tema olduğunu da belirtmek gerekir. Postmodern edebiyatın önde gelen yazarlarından İhsan Oktay Anar, Yedinci Gün eserinde tarihi ve çarpıcı unsurlar, çeşitli metinlerarası tekniklerle eserine yerleştirerek okuruna bir oyun alanı oluşturur. Bu oyunun kahramanı İhsan Sait'in birlikte yaşadığı olaylar silsilesi de İhsan Sait'in kendini bulma çabasına öncülük ediyor. Başta Yedi Uyurların rüyası olarak anlatılan bu anlatının, sona erdiğinde İhsan Sait'in okunma zamanı içinde yazdırdığı bir hikâye anlaşılır ve gerçek ile kurgunun her yerde karışarak üstkurmacanın örneği ortaya çıkmış olur. Bu yolla anlatı özelliğini kazanan Yedinci Gün üzerine yapılan bu çalışma, kaliteli araştırma yöntemlerinden içerik analizi teknolojisi ile kaleme alınmıştır. Çalışmanın temel amacı Yedinci Gün'ün postmodern anlatılara dâhil olup olmadığını araştırmaktır. Nihayetinde ele alınan eserin postmodern anlatıların özelliklerinin açık bir şekilde sergilendiği tespit edildi.

Örme Gi̇ysi̇ Tasarimda Postmodern Sanata Yöneli̇k Eği̇li̇mler

Akademik İncelemeler Dergisi (AID), 2019

Sanat, doğası gereği sürekli değişmek zorundadır. Herhangi bir değişiklik, başlangıçta tepki karşılaşsa bile, kısa sürede bir alternatif oluşturma potansiyeline sahip olarak kabul görmektedir. Sanatın sürekliliği değişim olgusuna bağlıdır. Sanatın değişim ve dönüşümleri eş zamanlı olmasa bile ayrı zamanlarda kültürleri, bu bağlamda da insanın günlük yaşantılarını ve beğenilerini dönüştürmektedir. Tekstil, teknolojik üretim anlamında da sanayi devriminin ardından, meta değeri yüksek, işlevsel, endüstri tasarımı boyutunda algılanır hale gelmiştir. İşlevsel oluşunun yanı sıra, kültürel kimliklerin, toplumsal statülerin, cinsel yansımaların ve gündelik hayatın beğeni dilini oluşturmuştur. Bu süreçte tekstil tasarımcısı üst başlığı altında yer alan örme tasarımcısı, sanatçı kimliğini benimsemiştir. Örme tasarımı; postmodern yaşam tarzı içinde, artık işlevsel ve ekonomik değer nesnesi olarak ürün vermekle sorumlu değildir; aynı zamanda çağın estetik seçkilerinin arasında yer alabilecek tasarımlar gerçekleştirmektedir. Bu araştırmada postmodern sürecin örme tasarımının üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmanın materyalini, 1960'lardan günümüze tartışmalara neden olmuş, postmodernizm kavramı ve örme giysi tasarımı üzerindeki etkileri oluşturmaktadır. Çalışma, veri toplama ve analiz sürecinden oluşmaktadır. Çalışmada, konuya ilişkin kitap, tez, makale bildiri vb. yazılı kaynaklardan yararlanılmıştır.

Postmodern Zamanlarda Di̇ne Bakiş

Journal of International Social Research, 2018

Öz Yazılı insanlık tarihi ile yaşıt olan din gerçeği tarihin her döneminde önemli bir toplumsal değişim olgusu olarak görülmektedir. Dini toplum dışında tutmaya çalışan en bariz yapı modernitedir. Modernitenin dine karşı tutumu postmodernitenin ortaya çıkması ile değişmiş ve din yeniden insanın toplumsal hayatında yer edinmeye başlamıştır. Kuşkusuz geleneksel toplumların varlıklarında önemli bir belirleyici faktör olan din olgusunun modern zamanlarda oldukça acımasız eleştirilere tabi tutulduğu inkar edilemez bir hakikattir. İnsanlık tarihine baktığımızda modernitenin ortaya koyduğu başdöndüren değişim istenci ve ısrarı, geleneğin bütünüyle hakim olduğu toplumsal örüntülerde oldukça sarsıcı etkisi ve tarvmatik sonuçları olmuştur. Şunu açıkça ifade etmeliyiz ki, modern akım, hayatın bütün alanlarında olduğu gibi toplumların dini algı ve tasavvurları üzerinde oldukça derin etkiler oluşturacak yaklaşımlar sergilemiştir. Böylesine iddialı ve radikal eleştiriler altında devasa bir insanlık durumu olan gelenek, ağır bir çöküş yaşamıştır. Bütün bu derin entellektüel krizin tam ortasında yaklaşık beş yüz yıllık bir modern hamlenin mayaladığı akıl yapısı, oldukça karmaşık hatta toplumun dini gerçekliğini yadsıyan bakış açılarına dönüşmüş ve bir travmatıik psikososyal evreyi yaratmıştır. Şu halde postmodern evre, insanlığın tüm sarsıcı deneyimlerinin sonucunda insanlığın kendini yeni ve güvenli bir limana taşıma gayreti olarak görülebilir.

Postmodern Edebi̇yatin “Ne”Li̇ği̇

2017

Avrupa’da etkilerini 19. yuzyilda hissettiren aklin ve bilimin egemenligini onemseyen ve gelenekten kopusun ifadesi olan modernizm, klasik sanatin estetik anlayisindan da bir ayrilistir. Kilisenin dogmatik ve skolâstik dusunce sistemine bir tepki iceren modernizm; insanin yuceltilmesi projesini esas alir. Avrupa toplumunun savaslarla aklin otelenerek humanistik degerlerin yok oldugunu, kapitalist pazar ekonomisi ile bireyin somuruldugunu gormesi, modernizm-otesi/sonrasi anlamina gelen bir tepkiye neden olur. Modernitenin rasyonalist ve epistemolojik butun parametrelerine tepki gosteren postmodern soylem; kendini bilimden sanata, mimariden edebiyata her alanda hissettirir. Postmodernizmin edebiyata yansimasi; modernizmin mimetik ve didaktik misyonunun aksine kurmacayi, idealizmin yerine oyunsulugu, seckinciligin yerine de cogulculugu deklare etmesidir. Edebi anlayisin serbest yansima ve kurgu alani olan romanda ise bu ozelliklerin uygulama yontemleri; ustkurmaca, metinlerarasilik, gi...

Bi̇r Düşünüş Bi̇çi̇mi̇ Olarak Postmoderni̇zm Ve Temel Parametreleri̇

2007

Cesitli disiplinlerde kullanilmis olan “postmodern(izm)” terimi, oldukca bicimsiz ve belirsiz oldugundan dolayi, soz konusu terimi tanimlamak pek kolay degildir. Bununla birlikte postmodernizmin kullanildigi baglam goz onune alindigi takdirde, soz konusu terimin ne anlam ifade ettigine iliskin bir tanima ulasmak olanaklidir. Postmodernizm kavraminin, cesitli disiplinlerde gorulmesi, aslinda tek bir postmodernizm yerine, birden cok postmodernizm bicimlerinin oldugunu ima etmektedir. O bakimdan bu calismada, “postmodern soylem” biciminde kavramlastirilan postmodernizm, bir dusunce bicimi, veya felsefi bir kategori olarak ele alinmaktadir. Bu calismanin amaci ise postmodern soylemi ontolojik, epistemolojik ve etikpolitik duzeylerde cozumleyerek, soz konusu soylemin temel parametrelerini tespit etmektir