SERAMİK MALZEMENİN OLANAKLARI: TAKURO KUWATA ve ANDERS RUHWALD ÖRNEĞİ (original) (raw)
Related papers
ÇAĞDAŞ SANATTA BİR ÜRETİM YÖNTEMİ OLARAK SERAMİK MALZEMENİN TAHRİBATININ ARAÇSALLAŞTIRILMASI
Bu makalede; sanatsal yaratım sürecinde yok ediş seramik malzeme özelinde incelenmiştir. Seramik kullanarak yaratma sürecinde yok etme konusunu kapsayan bir bellek oluşturmak amaçlanmıştır. Bu amaçla Ai Weiwei’in “Han Dynasty Urn with Coca-Cola Logo paint” ve “ Dropping a Han Dynasty Urn”, Manuel Salvisberg’in “Fragments of History”, David Cushway’in “Fragments”, Monika Patuszyńska’nın “Bastards” serisi, Carl Andre’nin “Equivalent VIII”, Claire Twomey’in “Consciousness/Conscience” ve “Trophy” isimli işleri incelenmiştir. Konunun Türkiye’deki örnekleri belirlenmiş ve üç seramik sanatçısının işleri üzerinden örneklenmiştir. Burçak Bingöl’ün “Self-Conscious” ve “Yaşanacak Altın Çağların Sonuncusu”, İnsel İnal’ın “Kendi Şehrini Yarat”, Mustafa Ural’ın “Aşkın Halleri" eserleri seçilmiştir. Bu eserler yorumlanarak sanatçıların çıkış noktaları ve tahribat ile olan ilişkileri açıklanmıştır.
KURMACA OLARAK KAVRAMSAL SANAT
Arteoloji Dergisi, 2022
Duygu ve düşüncelerin yaratıcısı olan bireyin hâkim olduğu malzemenin kullanım olanakları çerçevesinde izleyicisiyle buluşmasını amaçlayan sanat yaratımı tarih boyunca var olmuş bir olgudur. Sanat eseri, her ne kadar ifade aracı olarak kabul görmüş olsa bile, sanatçısının ve içinde üretildiği kültürün ortak bir ürünüdür. Buna karşın sanat tarihinde dil ve düşüncenin aktif olarak kullanıldığı sanat yapıtları oldukça sınırlıdır. Bu sınırlılığın içinde kendine özgü yapısıyla kavramsal sanat öne çıkmaktadır. 1960'lı yıllarda sanatın yeni arayış içinde olması sonucunda kavramsal sanat, düşünce ve dil yardımıyla sanatın ve gerçekliğin bir sorgulaması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırma, kavramsal sanatın dili ve düşünceyi kullanış şeklini, kurmaca kavramı ile birleştirmek amacıyla yapılmıştır. Dil ve düşünce, kurmacayı yaratmak konusunda önemli iki unsurdur. Bu nedenle sanatta kurmacanın kullanıldığı yerlerden biri olan kavramsal sanat, kendi yapısı, dil ve düşünce üçgeni içinde incelenmiştir. Bunu yaparken bir yandan kurmacanın nasıl kurulduğu bir yandan dil ve düşünce yardımıyla sanatın nasıl farklı bir gerçeklik ortaya koyduğu incelenmiştir. Makale oluşturulurken, literatür araştırması ve görsel kaynakların yorumlanması yöntemlerinden faydalanılmıştır.
SULUCA KARAHÖYÜK ÇÖMLEK MEZARLARI
Samsat’tan Acemhöyük’e Eski Uygarlıkların İzinde Aliye Öztan’a Armağan / From Samosata to Acemhöyük Trailing The Ancient Civilizations Studies Presented to Honour of Aliye Öztan
TÜRK MÛSİKÎSİNDE MÜŞTEREK TAKSİM GELENEĞİ: EROL DERAN VE AKA GÜNDÜZ KUTBAY’IN SEGÂH TAKSİM ÖRNEĞİ
Yegah Musicology Journal, 2024
Bu çalışmada gerek dini gerekse dindışı mûsikî formlarının içerisinde önemli bir yere sahip olan taksim formunun bir türü olan müşterek taksim hakkında bilgi verilmesi ve taksim formundaki icraları pek çok müzisyen için örnek olan Kanuni Erol Deran ve Neyzen Aka Gündüz Kutbay’ın Segâh makamındaki müşterek taksimlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Müşterek taksim formunun farklı örneklerine de yer verilen çalışma için Erol Deran ve Aka Gündüz Kutbay’ın Segâh müşterek taksimi notaya alınarak incelenmiştir. Taksimdeki form ve makam anlayışı üzerine yapılan analizlerle müşterek taksimin icrası hakkında genel bir fikir elde edilmesi amaçlanmıştır. Gözlem, doküman analizi gibi veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı nitel bir araştırma olan çalışmada genel tarama modeli kullanılmıştır. Türk mûsikîsi formları içerisinde taksimin yeri ve türleri hakkında bilgi verildikten sonra müşterek taksim konusu detaylandırılmış ve bu taksim türüne ait bazı örnek icralar paylaşılmıştır. Erol Deran ve Aka Gündüz Kutbay hakkında kısa bir biyografi verilmiş ve Segâh müşterek taksimin icra kaydına ait karekod verilmiştir. Bu icra notaya alınmış ve melodik cümleler halinde form, makam, süre kullanımı gibi konular üzerinden değerlendirmeler yapılmıştır. İlgili literatür incelendiğinde taksim ya da eser analizi gibi çalışmaların yapıldığı ancak müşterek taksim özelinde bir çalışma yapılmadığı görülmüştür. Bu yönüyle çalışmanın bundan sonraki çalışmalara ışık tutacağı ve literatüre önemli bir katkı sunacağı düşünülmektedir.
MARMARAY PROJESİ KAZILARI (YENİKAPI, ÜSKÜDAR, SİRKECİ) OSMANLI DÖNEMİ SIRSIZ SERAMİKLERİ
Öz Marmaray projesi kapsamında İstanbul'un Üsküdar, Sirkeci ve Yenikapı bölgelerinde yapılan kazılar, kent arkeolojisi açısından oldukça önemli bulgulara ulaşmamızı sağlamıştır. Kazılar sırasında ele geçirilen buluntular sayesinde İstanbul'un 8500 yıllık tarihi içerisinde yaşadığı jeolojik değişimlerin yanında sosyal, kültürel ve sanatsal gelişimi de aydınlatılmıştır. Bunun yanı sıra özellikle Yenikapı'da ortaya çıkarılan Bizans dönemine ait 37 adet gemi ve tekne batığı ile kentin bu dönemdeki yeme içme alışkanlıklarının yanında ticari hayatı hakkında da birçok yeni bilgiye ulaşılmıştır. Kazılar sırasında ele geçirilen Osmanlı Dönemi'ne ait seramikler şehrin fethinden, Cumhuriyet Dönemi'ne kadar uzanan süreçte sahip olduğu sosyal hayatın ortaya koyulmasına yardımcı olmuştur. İstanbul ve Anadolu'nun farklı bölgelerinde yapılan kazılar sayesinde Osmanlı Dönemi sırsız seramikleri hakkında bilgilerimiz her geçen gün artmaktadır. Marmaray projesi kapsamında yapılan kazılar ile bu bilgiler daha da artırılmıştır. İstanbul'da daha önce gerçekleştirilen kazılar sırasında elde edilen Osmanlı Dönemi sırsız seramikleri ile çalışmamızda değerlendirdiğimiz seramiklerin form, hamur ve bezeme anlayışı açısında örtüşmesi şehrin günlük kullanım eşyalarında belki de o günün modasına uygun olarak benzer seramiklerin kullanıldığını düşündürmektedir. Çalışmamız kapsamında incelediğimiz seramikler formlarına göre başlıklara ayrılmış, bu başlıklar altında malzeme ve süsleme özellikleri hakkında da bilgiler verilerek İstanbul ve dışında yapılan diğer kazılar sırasında ele geçirilen seramikler ile karşılaştırılarak tarihlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Bunu yanı sıra özellikle 18-20. yüzyıllar arasında kentin günlük kullanım eşyası ihtiyacını karşılayan üretim noktalarından birinin de Üsküdar civarı olması gerektiği konusunda bilgiler sunulmuştur.
TEORİ VE PRATİK KISKACINDA SENTETİK BİR AŞK HİKÂYESİ / VİVA LA MUERTE’NİN TEMEL KAVRAMLARI
Kendine özgü bir roman tarzı olan Alev Alatlı, son dönem Türk romancılığının dikkat çeken isimlerindendir. Alatlı; toplumsal gözlemleri, teorik tartışmaları, entelektüel kaygıları romanın yumuşatıcı etkisini kullanarak okura iletmeye çalışır. Alatlı'nın bir nevi " toplumsal tezli roman " diyebileceğimiz yazma tarzı hemen her eserinde çabucak fark edilen bir yöndür. Viva La Muerte isimli eserde de Günay Rodoplu isimli kahraman ile Şafak Özden arasındaki kısmen zorlama ilişki üzerinden genelde dünyanın özelde ise Türkiye'nin bazı meseleleri tartışmaya açılmıştır. Nekrofilya-Biyofilya karşıtlığı üzerinden reel ve ideal dünyanın sınırlarını çizmeye çalışan Günay Rodoplu Megamachine, Büyük Yalan, homo-economicus, yabancılaşma gibi birçok kavram kullanır. Bu çalışmada Viva La Muerte isimli eser hem teknik bakımdan hem de bahsi geçen kavramları ele alış tarzı bakımından değerlendirilmiştir.
2008
"Iranian Muslim intellectual Ali Shariati (1933-1977) tried to find solutions to Muslim societies’ problems considering Islamic principles without disregarding some data of modern sociology and philosophy. After graduation from Sorbonne University, he returned to Iran but he was put into prison based upon a claim that he was involved in anti-governmental activities while in France. He was released in 1965. Afterwards, he gave influential conferences addressing a great number of devout listeners. As in the period before the Islamic Revolution in Iran, Shariati’s views are still current in Iran and in the world. In this study, we will try to show how he understands and comments verses (آيات), (sometimes partly) Surahs (chapters) and parables of the Quran. As this study proceeds, first we will mention his views in general and then interpret them by focusing on the Quran’s integrity and especially its classical exegesis. Keywords: scientific exegesis, miracle, symbolism, angel, human.xxxx xxxx İranlı Müslüman bir entelektüel olan Ali Şeriati (1933-1977), Müslüman toplumların sorunlarına İslâmî prensipler doğrultusunda çözümler aradı. Bunu yaparken de modern sosyoloji ve felsefenin verilerini de dikkate aldı. Fransa’nın Sorbonne Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra İran’a döndü ama “Fransa’dayken devleti yıkıcı faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla hapse atıldı. 1965’te serbest bırakıldı ve çok sayıda dinleyici çeken etkili konferanslar verdi. İran İslâm Devrimi öncesinde olduğu gibi, Şeriati’nin görüşleri günümüzde İran’da ve hatta tüm dünyada güncelliğini korumaktadır. Bu çalışmada onun ayetleri, (bazıları kısmen olmak üzere) sureleri ve kıssaları nasıl yorumladığını ortaya koymaya çalışacağız. Bunu yaparken de önce genel olarak onun görüşlerini belirtip ardından da özellikle klasik tefsirleri de göz ardı etmeksizin Kur'an bütünlüğünü dikkate alarak bu görüşlerini değerlendirmeye gayret edeceğiz. Anahtar kelimeler: Bilimsel tefsir, mucize, sembolizm, melek, insan. "