Tekil değerlerin ayrıştırılması (TDA) yöntemi ile duyarlılık analizi (original) (raw)

DURKHEIM SOSYOLOJİSİNİN TÜRKİYE’DEKİ VAKA ANALİZİ: ADAPTE SÜRECİ VE SENTEZ ÇABALARI

Emile Durkheim'ı Yeniden Okumak, 2018

Fransız Aydınlanma fikirleri ve Durkheim düşüncesinin etkileri geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet yıllarında Osmanlı-Türk aydın ve bürokratları arasında oldukça revaç bulmuştu. Bu yaygınlığın ve sonrasındaki politik durumun da etkisiyle Durkheim sosyolojisinin Türkiye’de belirleyici bir etkiye sahip olmuştur. Durkheim etkisi tekil olarak Gökalp’e indirgenecek bir konu değildir, bilakis dönemin ruhunda ve siyasi pratiklerde Durkheim’in ön plana alınması bir tercih ve realitedir.Durkheim’ın revaç bulması Durkheim sosyolojisinin hem dinsel/toplumsal olana hem de pozitivist Batı felsefesine aynı anda bünyesinde yer veriyor olmasındandı. 19. yüzyıl Osmanlı’sında devlet bu pozitivist ilerleme anlayışına göre kendisini zaten yenilemekte ve düzenlemekteydi. Mevcut devlet sistemi kendini ulus devlet anlayışına göre yeniden düzenleme ihtiyacı hissettiğinde devletin yeniden düzenlenmesinin yanında, ulusun da yeniden (hem Batılı bilgiye uygun, hem de yerli özellikleriyle) tanımlanması bir zorunluluk halini almıştı. Gökalp’in de 20.yüzyılın başında giriştiği faaliyet, bu dengede bir kimlik ve siyaset inşasıydı.

DENGBÊJLİKTE TÜR VE ŞEKİL TASNİFLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Uluslararası Dengbejlik Kültürü ve Dengbêjler Sempozyumu, 2019

Among the literary traditions, one of the issues most difficult to negotiate on is “genre”. The reason for this is that a clear distinction cannot be made between the concepts form and genre. What some researchers call genre may be considered as form by another or vice versa. This situation can easily turn in to a problem. Another reason is making evaluations without bringing similar literary products together. The genre and form problem in the dengbêji tradition constitutes a basic is suet hat cannot be agreed upon. Although it was mentioned briefly in a few studies, a detailed genre and form study has not been done so far. That the works performed in the dengbêji tradition are mostly verbal, in other words, that are not written generally, prevents the genre and form studies to be done in a healthy way. In this study, after explaining the characteristics of genres and forms, it will be tried to determine the genres in the dengbêji tradition. Besides, a classification proposal will be put forward based on the dengbêji products compiled within the scope of the study.

Duyusal Kalite (Taze Kesilmiş Ürün Teknoljisi)

Taze Kesilmiş Ürün Teknoljisi, 2021

Kitapta yer alan yazı, resim ve şekil 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kısmen ya da tamamen basılamaz, dolaylı dahi olsa kullanılamaz, teksir, fotokopi ya da başka bir teknikle ç oğaltılamaz. Her hakkı saklıdır, PALME YAYINEVİ'ne aittir.

Samsun İli Heyelan Duyarlılık Analizi Sonrası Meydana Gelen Heyelanların Analiz Sonuçlarıyla Karşılaştırılması

72. TJK Bildiri Özleri ve Tam Metin Kitabı, 2019

Samsun ili heyelan duyarlılık haritasının oluşturulması için 98 adet 1/25.000 ölçekli topoğrafik MTA heyelan envanter haritasında bulunan paleoheyelanların yerinde tespiti, düzeltilmesi ve aktif heyelanların eklenmesi sonrası 749 heyelan analize hazır hale getirilmiştir. Heyelan duyarlılık analizinde yükseklik, eğim, bakı, jeoloji, eğrilik, akarsuya yakınlık, yola yakınlık ve erozyon parametreleri kullanılmıştır. Analizde yaygın kullanımı nedeniyle frekans oranı yöntemi tercih edilmiştir. Heyelan duyarlılık haritasının güvenilirliğini test etmek için; heyelan envanterinde yer alan ve kontrol amacıyla analize dahil edilmeyen 149 heyelan poligonu duyarlılık haritası ile karşılaştırılmıştır. Üretilen heyelan duyarlılık haritasının, kontrol heyelanları ile çok yüksek ve yüksek derecede duyarlı bölgeler bakımından toplamda % 86 uyumlu olduğu tespit edilmiştir.

Bulanık AHP yaklaşımında duyarlılık analizleri : yeni bir hammadde tedarikçisinin çözüme eklenmesi

2008

Matematiksel programlama ile çözülen örnek karar verme problemlerinde genellikle model katsayıları hazır olarak sunulur, ancak gerçek işletme problemlerinde bu değerlere ulaşmak kolay olmamakla beraber, karar vericiler bu katsayı ya da diğer model değerlerinin ne kadar hassas oldukları konusunda bilgi sahibi olmak isterler, bu anlamda duyarlılık analizleri yapılmaktadır. Klasik ve Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi genellikle, kalitatif olarak tanımlanabilen karar problemlerinde ve özellikle seçim problemlerinde sıklıkla tercih edilen matematik tabanlı bir yaklaşımdır. Alternatiflerin ikili karşılaştırılarak değerlendirilmesi sonucunda ağırlıklar elde edilerek öncelik sıralamasına ulaşılmakta olup, bu ağırlık değerlerinin yeni bir alternatif eklenmesi durumunda hangi aralık içinde kalacağı, başka bir deyişle duyarlılık sınırlarının ne olacağı, bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Örnek bir problem olarak bir işletmenin hammadde seçim problemi ele alınmış ve önerilen duyarlılık analizi yaklaşımı ayrıntılı olarak söz konusu problem üzerinde sunulmuştur.

Atakum İlçesi Kıyı Kuşağının Taşkın Duyarlılık Analizi, Samsun/ Türkiye

Coğrafya Araştırmalarında Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları II, 2021

Taşkınlar can ve mal kayıplarına sebep olabilen yaygın doğal afetlerden biridir. Taşkınların sık görüldüğü ülkelerden biri de Türkiye’dir. Karadeniz kıyı kuşağı ise Türkiye’de taşkınların en etkili olduğu alanların başında yer alır. Bu çalışmada, Atakum ilçesi kıyı kuşağının taşkın duyarlılığı incelenmiştir. Araştırma sahası Karadeniz Bölgesi'nin Orta Karadeniz Bölümü’nde ve Samsun ilinin kıyı kesiminde yer alır. Bu çalışma uzun süreli arazi gözlem ve incelemelerine dayanmaktadır. Sayısal verilerin üretiminde ise Analitik Hiyerarşi Yöntemi kullanılmıştır. Yöntemde eğim, bakı, toprak türü, bünyesi, kalınlığı, jeomorfoloji, bitki örtüsü, anakaya, akarsulara ve denize uzaklık, yağış ve yükseklik gibi doğal faktörler yanında arazi kullanımı ile tramvay hattının taşkın üzerindeki etkisine de yer verilmiştir. Yöntemde kullanılan 13 parametre arazi gözlemlerine dayalı olarak kıymetlendirilmiştir. Çobanlı, Afanlı ve Değirmendere dereleri, aşağı çığırlarında Atakum şehirsel alanı içinden geçmektedir. Önceki yıllarda şiddetli yağışların sebep olduğu taşkınlar bu kesimde ciddi kayıplara sebep olmuştur. Bunun üzerine 2014-2017 yılları arasında Atakum kentsel alanından geçen derelerde ıslah çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında bazı akarsular alt kısımlarında kanallara alınmış, bazı derelere baraj ve sel kapanları yapılmıştır. Ancak bütün bu önlemler kesin çözüm olmamış, aşırı yağışlar sırasında yataktan taşan sular özellikle tramvay hattının kaynak (güney) tarafında göllenmiştir. Çalışma alanındaki üç önemli akarsuyun hipsografik eğrilerinin analizine göre, bu akarsuların üst kısımları dışbükey profil, alt kısımları ise içbükey profil göstermekte ve bu da bu akarsuların taşkın karakterine sahip olduklarını göstermektedir. Ayrıca yapılan risk analizinde çalışma alanının toplamda 193,70 km2 olduğu ve% 27,11'inin yüksek ve çok yüksek taşkın riskine sahip olduğu anlaşılmıştır. Havzada şehirleşmenin halen akarsuların kaynak tarafına doğru genişlediği gözlenmektedir. Arazi yüzeyinin beton ve asfaltla kapatılması taşkın riskini artırmaktadır. Öte yandan, iklim değişmelerine bağlı olarak Karadeniz kıyı kuşağında aşırı yağışların sayısının artması ve deniz seviyesinin yükselmesi beklenmektedir. Bu nedenle Atakum şehrinin gelişme alanlarının planlanmasında bu çalışmayla üretilen haritaların ve önerilerin dikkate alınması önemlidir.

Tekirdağ İlinde Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Analitik Hiyerarşi Süreci Kullanarak Heyelan Duyarlılık Analizi

Being under the control of various factors, landslides are one of the important natural disasters in Turkey, as in the entire world. In recent years, susceptibility maps have started to be produced in order to minimize the effect of this disaster. Many methods have been developed and used for that. They have been designed based on Geographic Information Systems (GIS) in particular. In this way, all factors leading to the occurrence of landslides may be analyzed more systematically and practically. Intuitive approaches based on GIS have been employed in landslide susceptibility studies recently. The most preferred ones are the models involving the Analytic Hierarchy Process (AHP) method. The present study aimed at making the landslide susceptibility analysis of Tekirdağ province through the AHP method based on GIS techniques. The significance of the study was that it was carried out within the borders of an administrative province where there was a high landslide occurrence potential and effect. In addition, it was considered that these kinds of studies were very important for site selection and relevant planning works in Turkey. Various kinds of materials obtained from different sources and the GIS based AHP method were employed in the present study. In the light of the research findings, it was understood that there was a medium landslide occurrence potential in Tekirdağ province. It was determined that more than half of the urban area (51.5 %) was under medium landslide hazard. Landslide hazard was mostly observed in mountainous and sloping lands. In conclusion, it was confirmed that the GIS based AHP method could be used for preparing landslide susceptibility maps in accordance with administrative borders. These kinds of maps could be used in site selection planning works.