Şizofreni Tanısı Almış Bireylerin İstihdamı (original) (raw)

Şizofreni Tanısı Konulan Bireylerin İstihdamı

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 2021

İstihdama katılım, çoğu zaman şizofreni tanısı konulan bireylerin psikososyal iyilik hali üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Şizofreni tanısı konulan bireylere yönelik farklı ülkelerin istihdam modelleri incelendiğinde, her bir ülkenin birbiri ile benzeşen ve farklılaşan uygulamalara sahip olduğu ifade edilebilir. Bu uygulamalardan korumalı istihdam ve kota, Türkiye’de şizofreni tanısı konulan bireylerin istihdamında en yaygın olarak uygulanan yöntemlerdir. Ancak ilgili alanyazın, bu bireylerin istihdama katılımları önünde bireysel (eğitim düzeyi, hastalık seyri, ilaç kötüye kullanımı), toplumsal (ayrımcılık, damgalanma, sosyal dışlanma) ve yasal engellerin (spesifik politika düzenlemelerinin olmaması) olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada şizofreni tanısı konulan bireylerin bu alanda yaşadıkları sorunları ortaya koymak, istihdama katılımlarını artırmaya ve istihdamda sürekliliklerini sağlamaya yönelik çeşitli öneriler sunmak amaçlanmaktadır.

Şizofreni Hastalığı Olan Bireylerin İşe Yerleştirme İle İlgili Görüşleri Ve Beklentileri: Niteliksel Bir Çalışma

Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2017

Amaç: Çalışmada, şizofrenili bireylerin işe yerleştirilmesi ve yerleştirildikleri işe devam edebilmelerine ilişkin sorunları tanımlamak ve işe girmelerinin yararlarını saptamak amaçlandı. Bu sorunları saptamak üzere şizofrenili bireylerin görüş, beklenti ve deneyimlerine başvuruldu.Yöntem: Her bireyden farklı ve ayrıntılı bilgiye ulaşmak ve soruna yönelik bireysel bakış açısını kavrayabilmek amacıyla niteliksel yöntemlerden “derinlemesine görüşme tekniği” kullanıldı. Araştırmanın evrenini Kocaeli ilinde İzmit Bizim Bahçe Şizofreni Yakınları Dayanışma Derneğine üye olan 25 şizofrenili birey oluşturdu.Bulgular: Nitel verilerin değerlendirilmesi sonucunda şizofrenili bireylerin yaşadıkları sorunları ve önerilerini içeren 5 ana tema belirlendi. Bunlar; Tema 1. Bir İşte Çalışmaya Verilen Anlam, Tema 2. İşe Girme Önündeki Engeller, Tema 3. Çalışanların Deneyimleri Tema 4. Çalışmayı Bırakınca Yaşanılan Duygular, Tema 5. İşe Yerleştirmeyi Arttırmak İçin ÖnerilerSonuç: Şizofrenili bireyler,...

Şizofreni Hastalığına Sahip Bireylerin Çalışma Hayatı Konusunda Yaşadıkları Güçlükler

Acibadem Universitesi Saglik Bilimleri Dergisi

Bu çalışma şizofreni hastalarının iş bulma ve iş hayatında yaşadıkları güçlükleri belirlemek amacıyla fenomenolojik tipte yapılmış bir araştırmadır. Araştırma, amaca yönelik örneklem seçme yöntemi ile İstanbul'da bulunan Avrasya Şizofreni ve Dünya Şizofreni Dernekleri'ne üye olan, araştırmaya dâhil edilme kriterlerine uyan ve araştırmaya katılmayı yazılı ve sözlü olarak kabul eden, 12 hasta ile yapılmıştır. Araştırmanın verileri 5 Eylül 2016-17 Mayıs 2017 tarihleri arasında belirlenen hastalarla yaklaşık 45'er dakikalık görüşmeler yapılarak toplanmıştır. Bireysel derinlemesine görüşmeler için literatür doğrultusunda araştırmacılar tarafından geliştirilen 17 soruluk yarı yapılandırılmış form kullanılmıştır Yapılan görüşmeler sonucunda hastaların çalışamama nedenleri, çalışmanın hasta üzerine etkileri ve çözüm önerileri olmak üzere toplam 3 ana tema ve bu temalar için alt temalar belirlenmiştir. Çalışmama nedenleri adlı tema için hastalığın çalışma hayatına etkisi, hastaların işe alınmamaları, engellilik maaşının çalışma durumunda kesilmesi ve damgalanma nedeniyle iş hayatında yaşanan güçlükler olmak üzere 4 alt tema belirlenmiştir Çalışmanın hasta üzerine etkileri adlı tema için çalışmanın olumlu etkileri ve çalışmamanın olumsuz etkileri olmak üzere 2 alt tema belirlenmiştir Çözüm önerileri adlı tema için ise hastalığa uygun işler, halkın eğitimi, derneklerin artırılması ve devletle ilgili çözümler olmak üzere 4 alt tema belirlenmiştir. Hastaların ifadeleri doğrultusunda şizofreni hastalarının aldıkları engelli maaşı kesildiği için bir işe girmeye çekindikleri, damgalandıkları için işe alınmadıkları ve işe alınanların iş ortamında damgalanma yaşaması nedeniyle çalışmamayı tercih ettikleri belirlenmiştir Hastaların çalışma hayatına ait sorunların çözümü konusunda girişimler yapılması ve damgalamayı azaltıcı uygulamalar için harekete geçilmesi gerektiğini düşündükleri görüldü. Sonuç olarak şizofreni tanısı alan hastaların her alanda olduğu gibi iş alanında da damgalanmakta ve ekonomik özgürlüklerini kazanamamaktadırlar.

Şizofrenili Bireylere Yönelik Bir Örnek Olay İncelemesi

2021

Schizophrenia is a complex mental disorder caused by genetic and environmental factors, which is seen with a severe effect among psychiatric disorders, and usually occurs at a young age. This research aims to keep a sociological projection on the life of an individual with schizophrenia. The research is a descriptive study in which qualitative data collection technique is used based on the case study which is a qualitative research design. The study was conducted as part of a case study with a 46-year-old married adult with two children with schizophrenia. The research was carried out in three different sessions based on face-to-face interviews with the participant, the participant's mother and sibling using a semi-structured interview technique to obtain detailed information about the life of the participant. Interview data were collected via a voice recorder. The research data were interpreted and presented in 6 different categories which are the initial stage of schizophrenia...

Eleştirel Sosyal Hizmet Çerçevesinde Şizofreni Tanılı Kişilerin ve Yakınlarının Damgalanma Deneyimleri: Zonguldak Örneği

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2023

Bu araştırmanın amacı, şizofreni tanılı kişilerin ve yakınlarının damgalanma deneyimlerini ortaya koyarak eşitsizlik ve ayrımcılık pratiklerine görünürlük kazandırmaktır. Zonguldak Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nden hizmet alan kişiler bu çalışmanın popülasyonunu oluşturmuştur. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen bu araştırmada 17’si tanılı birey ve 15’i ise tanılı bireylerin yakınlarından oluşan 32 özne ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Katılımcılarla yapılan derinlemesine görüşmelerden elde edilen veriler; sosyal ilişkilerde meydana gelen değişimler, öz-imajda meydana gelen değişimler, kamusal alanda eşitsiz koşullarla ve ayrımcılık pratikleriyle karşılaşmak ve bakım verenlere özgü deneyimler şeklinde dört ana tema çerçevesinde kavramsallaştırılmıştır. Araştırma bulgularından öznelerin tanı konulduktan sonraki süreçte yalnızlaştıkları ve kamusal alandan dışlandıkları anlaşılmıştır. Sosyal kimliğin damgalanma deneyimleri çerçevesinde inşa edilmesiyle birlikte özneler kendilerini toplumun gördüğü gibi görmeye başlamış, eksiklik ve mahcubiyet duyguları yoğunlaşmış ve tanı, kimliğin asli bileşeni hâline gelmiştir. Tanılı öznelerin çoğunun üretim ilişkilerine dâhil olamadığı tespit edilmiştir. Partnerleri tanılı olan kadınlar ise hem bakım rollerini üstlenmek hem de evin geçimini sağlamak gibi zorlu görevlerle karşı karşıya kalmışlardır. Bakım yükünü çoğunlukla aile üyelerinin üstlenmesi sonucunda bakım rolü gündelik hayat pratiklerinin önüne geçmiş ve özneler bakım dışında hiçbir şey yapamaz hâle gelmiştir. Ezcümle bu çalışma, damga mefhumunun yapısal ve ilişkisel veçhelerini ihtiva edecek şekilde kurgulanmış; böylelikle ruhsal sorunların toplumsal/politik arka planına ve tahakküm ilişkilerini sıradanlaştıran yasal düzleme ilişkin geniş kapsamlı bir çerçeve sunulmuştur. Buradan hareketle denilebilir ki, şizofreni tanılı kişileri ve yakınlarını bir araya getiren sivil toplum örgütlerinin eleştirel sosyal hizmet teorisinden dayanağını alan ve üyelerinin politikleşmesini sağlayan bir içerikle yeniden yapılandırılması gerekmektedir.

Şizofreni Tanısı Olan Erkeklerin ve Eşlerinin Yaşam Deneyimlerine Yönelik Nitel Bir Araştırma

Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020

Bu araştırmanın amacı, eşi şizofreni hastası olan kadınların ve şizofreni hastası eşin yaşantılarının derinlemesine bir şekilde incelenmesidir. Araştırmaya şizofreni tanısı almış 14 erkek ve eşleri olmak üzere toplam 28 kişi katılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup, 14 çiftle yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin neredeyse tamamı, katılımcıların ses kaydı alınmasına gönüllü olmamasından dolayı, görüşme esnasında yazı ile kaydedilmiştir. Çalışma, özel bir psikiyatri kliniğinde tedavi gören şizofreni tanısı almış erkekler ve eşleri ile gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler tematik analiz yöntemiyle temalara ve alt temalara ayrılarak analiz edilmiştir. Bu çalışma ile şizofreni tanısı almış erkeklerin ve eşlerinin yaşantılarının (hastalık öncesi ve sonrası) değerlendirilmesi, bu bireylerin yaşadığı güçlükler ve tüm bunların evlilik ilişkisine olan yansımaları değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çiftlerin büyük ço...

Şizofreni Hastalığında Umut Kavramı

Sağlık Bilimleri ve Meslekleri Dergisi

Şizofreni Hastalığında Umut Kavramı The Concept of Hope in Schizophrenia Disease Özlem ŞAHİN ALTUN a , Zeynep OLÇUN b ÖZ Şizofreni; düşünce, duygu ve davranışlarda önemli bozulmalara yol açan, bireyi derinden yıkıcı psikopatolojik etkileri olan kronik bir hastalıktır. Şizofreni hastaları hastalığın yol açtığı fizyolojik sorunlarla beraber, hastalığa yönelik toplumdaki yanlış bilgi ve inanışların doğurduğu önyargı, damgalanma ve dışlanma sorunlarıyla da karşı karşıyadır. Tüm bu sorunlar, şizofreni hastalarının geleceğe yönelik pozitif beklenti hislerini azaltarak, umutsuzluğun hastalar arasında yaygın olarak görülmesine neden olmaktadır. Umut, şizofreni hastalarının hastalıkla mücadele etmelerini sağlayan, tedavinin etkinliğini artıran iyileşmenin en önemli belirleyicilerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Şizofreni hastalığının tanı, tedavi ve rehabilitasyon aşamalarında en fazla hastaların yanlarında bulunan sağlık profesyoneli hemşirelerdir. Bu nedenle, umudun artırılmasına yönelik girişimlerin hemşireler tarafından iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu derlemenin amacı; şizofreni hastalarının umut düzeylerinin belirlenmesi ve artırmaya yönelik girişimlerde bulunulması konusunda hemşirelere yol göstermek ve bu konuda farkındalık oluşturmaktır.

Şizofrenide Şiddet ve

ÖZET Şizofrenide şiddet ve cinayet eylemi: Risklerin değerlendirilmesi, önleyici tedbirler ve tedavide klozapinin yeri Amaç: Bu gözden geçirme yazısı, şizofreni tanılı bireylerde cinayet işleme davranışının ortaya çıkmasında rol oynayabilecek risk faktörlerini, önleyici tedbirleri analiz etmeyi ve bu şiddet davranışlarını önlemede klozapi-nin etkinliğini tartışmayı ve sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Bu amaca yönelik olarak, psikiyatri yazını kapsamlı şekilde incelenmiştir. Uluslararası ve ulusal veri tabanların-da 1979-2010 yılları arasında bulunan makaleler taranmıştır. Bu alana katkılar sağlamış araştırmalardan yararlanılmıştır. Bulgular: Şizofrenili bireylerde cinayet davranışlarının görülme riski, genel popülasyona göre daha yüksek olmasına rağmen, şizofrenili suçlularda bu şiddet eylemlerini tetikleyen durumlar hakkında çok az şey bilinmek-tedir. Mevcut bulgular; bazı sosyodemografik özellikler, erkek cinsiyet, genç yaş, alkolizm, madde kötüye kul-lanımı, tedaviye uyumsuzluk, antisosyal kişilik bozukluğu ve paranoid alt tip ölçütlerini karşılama, intihar düşün-cesi ve intihar girişimi öyküsü ve hastaneye sık yatış öyküsünü içeren faktörlerin şiddet epizotlarının ortaya çıkma olasılığını arttırdığını ileri sürmektedir. Sonuç: Klinik pratikte, cinayet işleme riski taşıyan hastalar tespit edilmeli, yakın ve sık takibe alınmalıdırlar. Elde-ki mevcut veriler, şizofrenlerde şiddet davranışlarını önlemede klozapinin akla en uygun tedavi seçeneği oldu-ğunu göstermektedir. ABSTRACT Schizophrenia, violence and homicidal act: assessing the risks, preventive measures and place of clozapine in the treatment Objective: This review is designed to analyze the potential risk factors and preventive measures involved in homicidal behaviors in schizophrenic individuals and investigate the efficacy of clozapine in preventing these violence behaviors and evaluate the results. Method: For this purpose, the psychiatry literature was comprehensively reviewed. A screening of the articles in the international and national databases, covering the period between 1979 and 2010 was performed. Trials that have contributed to this field were also utilized. Results: Although the risk of homicidal behaviors is higher in the schizophrenic individuals compared to the overall population, little is known about the relevant conditions triggering this act of violence among criminals. The available results suggest that certain factors, including some sociodemographic characteristics, male gender, young age, alcoholism, substance abuse, incompliance with the treatment, fulfillment of the criteria for antisocial personality disorder and paranoid subtype, history of suicidal ideation and attempts, history of frequent hospitalization increase the potential for occurrence for violence episodes. Conclusion: In the clinical practice, the patients with a risk of committing homicide should be detected and monitored closely. The available data show clozapine to be the most rational therapeutical choice in preventing the acts of violence in schizophrenics.

Sağlık Bilimleri Fakülte Öğrencilerinin Şizofreniye Yönelik Tutumları

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2018

Amaç: Sağlık çalışanlarının şizofreni hastalığına karşı damgalayıcı tutumları, hastaların yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Bu araştırmanın amacı, sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin şizofreni hastalığına karşı tutumlarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırma 291 öğrenci ile yürütüldü. Örneklemde yer alan öğrencilerin %68.7'si kadındı. Öğrencilerin %34'ü 1. sınıfta, %33'ü 2. sınıfta, %19.6'sı 3. sınıfta ve %13.4'ü ise 4. sınıfta okumakta olup yaş ortalamaları 20.55 ± 1.47 yıl idi. Öğrencilerin %4.5'i daha önceden psikiyatrik tedavi aldığını ve %17.5'i yakınlarının psikiyatrik sorunlar yaşadığını ifade etti. Verilerin toplanmasında Tanıtıcı Bilgi Formu ve Psikiyatrik Araştırmalar ve Rehabilitasyon Merkezinin (PAREM) yürüttüğü "Ruhsal hastalıklar ile ilgili halkın tutumunun araştırılması" konulu projede (RUTUP) kullanılan anket formunun 32 maddelik şizofreni alt bölümüne ait maddelerden oluşan formu kullanıldı. Araştırmanın yapılabilmesi için etik onay ve gerekli izinler alındı. Bulgular: Öğrencilerin %88.7'si şizofreninin bir hastalık olduğunu, %60.8'i ise şizofreni hastalarının akıl hastası olduklarını ifade etti. Hastalığın etiyolojisine yönelik olarak; öğrenciler, hastalığın daha çok yaşanılan sorunlardan (%51.5), sonra da kişilik yapısından (%45.4) kaynaklandığını belirtti. Öğrencilerin %55.6'sı hastalığın tedavi edilebilir olduğunu ve %84.0'ü psikoterapiyle tedavinin sağlanabileceğini belirtti. Öğrencilerin %42.3'ü şizofreni hastalarının toplum içinde dolaşmamaları gerektiğini, %47.8'i bu hastaların saldırgan olduğunu ve %64.3'ü hastaların kendileriyle ilgili doğru kararlar alamayacağını düşünmekteydiler. Çalışmaya katılan öğrencilerin %91.1'i şizofreni hastası ile evlenmek istemeyeceğini, %67.7'si komşu olmak istemeyeceğini ve %64.6'sı da birlikte çalışmak istemeyeceğini ifade ettiler. Öğrencilerin bölümleri ile şizofreniyi doğru tanımlayabilme durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi (p <0.05). Sonuç: Yapılan araştırma sonucuna göre, öğrencilerin şizofreni hastalığını tanıdıkları ancak etiyolojisi ve tedavisine ilişkin yanlış bilgilere sahip oldukları belirlendi. Öğrencilerin yarıya yakının şizofreni hastalarına ilişkin damgalayıcı tutum sergiledikleri evlenmek, komşusu olmak, birlikte çalışmak gibi konularda şizofreni hastalarını önemli oranda hayatlarında istemedikleri sonucuna varıldı.