Suzuki̇'Ni̇n "Anadi̇l Metodu" Ve Türki̇ye'Ni̇n Trakya Bölümünde Yaşayan Müzi̇syen Çi̇ngeneler (original) (raw)

Bati Trakya Gümülci̇ne’De Hidirellez’De Söylenen Mani̇ler

2019

Bati Trakya bugun Yunanistan sinirlari icinde olup karasal Yunanistan’in Kuzey Dogusunda yer almaktadir. Bati Trakya Musluman Turk Azinligi ise; 24 Temmuz 1923 Lozan Baris Antlasmasi ile mubadele disi tutularak Yunanistan sinirlari icerisinde birakilmis onemli bir Turk toplulugudur. Bati Trakya Turklerinin soyledikleri maniler cesitli zamanlarda ve farkli yerlerde soylenilmistir. Bu calismada Bati Trakya’nin Gumulcine sehrinde Hidirellez senliginde soylenen maniler ele alinmistir. Hidrellez, Turk dunyasinda bilinen mevsimlik bayramlardan biridir. Gumulcine’de Hidirellez’den bir gun once aksam ezanina yakin mahallenin genc kizlari ici su dolu bir comlege kendileri icin degerli olan bir obje birakirlar. Aksam ezanindan sonra comlek bir gul agacinin atina birakilir. Comlegin uzerine kilim konulur ve kizlarin hep birlikte bez parcalarindan diktikleri “bez bebek” kilimin uzerinde comlege oturtulur. Hidirellez gununun sabahi, sabah namazindan sonra yasi buyuk olan kiz; bez bebegi comlegin...

T.C MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI SİNEMA BİLİM DALI "TÜRKİYE SİNEMASINDA MEKANSAL YÖNELİM OLARAK ANKARA İMGESİ"

TÜRKİYE SİNEMASINDA MEKANSAL YÖNELİM OLARAK ANKARA İMGESİ, 2010

Kent, modernizm sürecinin merkezi odağını var eden mekansal bir düzlemdir. Türkiye’de modernleşme pratiğinin merkezi odağı, Ankara’nın başkent olarak ilan edilmesiyle mekansal bir yönelim kazanmıştır. Ankara kent planlamasında, Kemalist Modernleşme Projesini içeren düzenlemeler, kenti tarihin yeniden yapılandırıldığı bir sahne konumuna getirmiştir. Anadolu coğrafyasının yeni merkezi yapısını ifade eden başkentin yarattığı anlam evreni; edebiyat, resim, sinema ve mimari gibi farklı disiplinlerde varlığını korumaktadır. Türkiye siyasi tarihindeki mekansal yönelim, Ankara kentini yapılandırmıştır. Türkiye Sineması’nda da kente yönelen film katmanı, kentin imgesel ve simgesel yapısını içeren sahneleri göstermektedir. Ankara imgesine odaklanan tez çalışması, merkeziyet fikrinin edebiyat ve mimari gibi farklı metinlerdeki yansımaları ile bir araya gelen toplumsal muhayyileyi ve Ulus kavramını, Ankara’da çekilen filmler aracılığıyla incelemektedir. Ankara’da çekilen filmler, mekan ve zamanı gösteren farklı dönemleri ya da farklı dönemlere ait imgeleri barındırmaktadır. Filmlerdeki sözü edilen imgelerin varlığını kavramak açısından psikanaliz, mimari, edebiyat, sosyoloji gibi farklı disiplinlere başvurular yapılarak değerlendirme ekseni yaratılması planlanmıştır. Türkiye Sineması’nda, Ankara’ya yönelen mekansal tercihin ve gösterenlerinin, sözü edilen kapsam dahilinde düşünülmesi; çalışmanın ana çatısını ifade etmektedir.

Yabanci Ve Marji̇nal Olarak Öteki̇: Yerleşi̇k Ve Yabanci İli̇şki̇si̇ Bağlaminda Suri̇yeli̇ Siğinmacilar

Bu çalışmada, Antep ve Kilis şehirlerinde yaşayan yerleşikler ile bu şehirlere sonradan gelen Suriyeli sığınmacılar arasındaki ilişkiyi, literatürdeki yerleşiklik, yabancılık ve marjinallik gibi kavramlar bağlamında ele alınacaktır. Literatürdeki teorik tartışmalar çerçevesinde Antep ile Kilis'te yaptığımız saha araştırmasından elde ettiğimiz verileri, Suriyeli sığınmacılar ve yerleşikler arasındaki ilişkileri anlamak için yeniden değerlendirme amacındayız. Çalışmanın ilk bölümünde, ev sahibi ve yabancı ilişkilerine genel bir giriş mahiyeti taşımakta ve literatürdeki tartışmaları genel olarak özetlemektedir. İkinci bölüm, "yabancı" toplumsal tipi etrafında gelişen teorik tartışmalara odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm, "marjinal insan" kavramına odaklanmaktadır. Sonuç bölümünde ise tüm bu teorik yaklaşımlar, ampirik bulguların da yardımıyla, Suriyeli sığınmacılar ile yerleşikler arasındaki ilişkiler bağlamında değerlendirilmektedir.

Türki̇ye’De Suri̇yeli̇ Siğinmacilara Yaklaşimlar: Temas Ve Tehdi̇t Kuramlarinin Anali̇zi̇

Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2021

What factors influence Turkish society's attitudes toward Syrian asylum seekers? The present study focuses on this previously underexamined question. Using data from a KONDA Research and Consultancy survey on attitudes toward Syrians and other administrative data, this study directly tests the intergroup contact and group threat theories in this context for the first time. The results reveal that in relation to the size of the Syrian population, in provinces closer to the Syrian border, negative attitudes are above the national average. Furthermore, in line with the premises of intergroup contact theory, everyday exposure to Syrians alleviates negative attitudes as long as the proportion of the Syrian population in the province is small. Contact increases negative attitudes, however, if the relative population of Syrians in the province is above 10 percent. However, group threat theory is only explanatory in provinces such as Hatay and Şanlıurfa, where both the relative population of Syrians and the unemployment rate are high. Finally, the role of political party preferences is conditional on whether a participant anticipates an economic crisis.

Fransiz Ve Yunan Müzi̇ği̇ Özeli̇nde Türki̇ye'De Aranjman Şarkilarin Araştirilmasi

Asosjournal, 2021

müziğin dönüşümünü ve tüketiciye ulaşımını incelemeyi amaçlamaktadır. Türkçeye uyarlanmış şarkı modellerinin üretiminin en yoğun olduğu dönemden seçilen 2 şarkı örneği ile araştırma içerisinde anket soruları bulundurulmuştur. Yapılan bu araştırmada yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum vb. unsurlar dolayısıyla heterojen bir yapıyı oluşturması sebebiyle Tabakalı Örnekleme Yöntemi kullanılmıştır. Uygulanacak bu ankette 216 katılımcının; kapalı uçlu sorulara cevap vermesi istenmiştir.

Tari̇hi̇ Tenki̇t Metodunda İsnâd Si̇stemi̇ni̇n Yeri̇ Ve Münekki̇dleri̇n Tenki̇dleri̇ndeki̇ Çeli̇şki̇ Ve Farkliliklar

Journal of International Social Research, 2020

Hadis isnad sistemi, tüm ilmi çevrelerce takdir edilmiş bir sistemdir. Bilindiği üzere insanın ortaya koyduğu her üründe, insana ait bir unsurun olması kaçınılmazdır. Bu sebeple hadis isnad sistemine de insani unsurlar bulaşmıştır. İsnad sistemini, diğer bölge ve dinlerin tarihi bilgi aktarım süreçleriyle karşılaştırdığımızda, insani tasarrufların, minimum düzeyde hadis ilmine etki ettiği görülmektedir. Oryantalistler, Rönesans'tan sonra tarihsel verilere ulaşmak için kullanılan tarih analiz sistemini, isnad sistemine uyguladılar. Fakat onların tarihe bakış açısı, sosyal ve tarihî sâiklerle şekillendiği için dînî ve tarihî verilere şüphe ile bakmaktaydılar. Bu nedenle onlar İslami kaynakları, hadislerin metni ve ravilerini anakronizm içerisinde gözlemlediler. Oysaki isnad sistemindeki insan kaynaklı unsurların hatta hadis münekkidlerinin aynı şahıs hakkındaki çelişkili rivayetlerinin bile, isnad sistemi tarihî gerçekleri ve iç dinamikleri ile birlikte değerlendirildiğinde oryantalistlerin vardıkları sonuçlardan farklı sebeplere dayandığı görülecektir.

Türki̇yedeki̇ Stüdyo Müzi̇syenleri̇ni̇n Ve Aranjörleri̇n Müzi̇k Eği̇ti̇mi̇ Düzeyleri̇ Ve Türleri̇ Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, 2015

Türkiye'de popüler müzik endüstrisinde yer alan müzisyenler, aranjörler, müzik prodüktörleri ve müzik yönetmenlerinin, bu işin üretim aşamasında çalışan kişiler oldukları düşüncesinden hareketle yapılan bu araştırmada, bahsi geçen müzik emekçilerinin nasıl bir eğitim altyapısına sahip oldukları üzerine odaklanılmıştır. Bu bağlamda ülkenin müzik kültürü bakımından lokomotif şehirleri konumunda olan başta Đstanbul olmak üzere Ankara ve Đzmir'de yaşayan ve popüler müzik endüstrimize üretim yapan icracı, aranjör, müzik prodüktörü ve müzik yönetmenleri ile önceden hazırlanmış bir "görüşme formu" çerçevesinde görüşmeler yapılarak, müzikal birikimlerini nasıl geliştirdikleri anlaşılmaya çalışılmıştır. Bununla beraber, bu müzisyenlerin içerisinde eğitim fakültelerinin müzik öğretmenliği alanından mezun kişilerin olup olmadığı anlaşılmaya çalışılarak, müzik öğretmenlerinin bu alanda yer edinebilme düzeyleri anlaşılmaya çalışılmıştır. Yapılan araştırma neticesinde, ülkemiz popüler müzik endüstrisinin müzik kayıt piyasasında çalışan profesyonel müzisyen ve aranjörlerin büyük çoğunluğunu konservatuvar mezunlarının oluşturduğu, diğer alanlardan mezun kişilerin bu piyasada nadiren yer edinebildiği anlaşılmıştır. Ayrıca, aranjörlerin genelde formel müzik eğitimine sahipken, icracıların ve müzik yönetmenlerinin formel bir müzik eğitimine genelde sahip olmadıkları anlaşılmıştır.