Üniversite Öğrencilerinde Yaşam Doyumu ve Kariyer Seçiminin Demografik Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi (original) (raw)

Öğretmen Yetiştiren Kurumlara Öğrenci Seçiminde Kullanılacak Giriş Standartlarının Nasıl Ölçülebileceği Üzerine Bir Araştırma

2015

Araştırmanın amacı, Kahramanoğlu (2014) tarafından belirlenen giriş standart alanlarında yer alan performans göstergelerinin nasıl ölçülebileceğini belirlemektir. Bu performans göstergelerin çalışma için kullanılmasındaki amaç, öğretmen yetiştiren kurumlara öğrenci seçiminde kullanılabilecek düzeyde kabul edildiği içindir. Belirli kriterleri taşıyan 34 uzman araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak "Performans Göstergelerinin Nasıl Ölçülebileceğinin Belirlenmesi Formu" kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde yüzde ve sıklıktan yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda, araştırmaya katılan öğretim elamanlarının büyük çoğunluğu kişisel özellik standart alanında yer alan performans göstergelerinin kişilik testleri, mülakat sınavı ve öğretmen gözlem raporları ile ölçülebileceğini ifade etmişlerdir. İlgi standart alanında yer alan performans göstergelerinin ölçülmesinde mülakat sınavı ve ilgi envanteri ön plana çıkarken, sağlık standart alanında psikolo...

Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇ni̇n Sağlik Haberleri̇ne İli̇şki̇n Algilarinin Demografi̇k Deği̇şkenler Bağlaminda İncelenmesi̇

DergiPark (Istanbul University), 2021

Habercilik kamu yararını gözetmesi bakımından başlı başına sorumluluk içeren bir alandır. Sağlık haberciliği habercilik türleri içerisinde hassas ve dikkat edilmesi gereken önemli bir haber alanıdır. Sağlık haberleri insan sağlığını ilgilendirmesi bakımından toplumdaki tüm bireyler için önem teşkil etmektedir. Dolayısıyla sağlık haberlerinin üretimi ve sunumu bilgi, dikkat ve büyük bir sorumluluk gerektirmektedir. Sağlık haberlerinin doğru okunması ve değerlendirilmesinde medya okuryazarı birey olmak da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Her bireyin iyi bir medya ve sağlık okuryazarı olması gerekmektedir. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin sağlık haberlerine ilişkin algısının demografik değişkenler yönünden incelenmesi açısından önem taşımaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin sağlık haberlerine ilişkin algılarını demografik değişkenler bağlamında ortaya koymaktır. Bu amaç ve sorunsaldan yola çıkılarak Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine sağlık algısı ölçeği kullanılarak bir anket uygulaması yapılmıştır. Bu doğrultuda araştırmanın temel sorusu, öğrencilerin cinsiyetleri, okudukları bölüm ve medya okuryazarlığı dersi alıp almamaları gibi değişkenlerin onların sağlık haberleri algısını değiştirip değiştirmediğini araştırmaktır. Nicel araştırma olan bu çalışmada ortaya çıkan bulgular, öğrencilerin demografik değişkenleri ile sağlık haberleri algısı arasında anlamlı bir farkın olmadığı yönündedir. Araştırma bulguları içerisinde sağlık algısı; öğrencilerin sınıf, medya okuryazarlığı dersi alıp almaması, bölüm, cinsiyet faktörleri açısından incelenmiştir. Ortaya çıkan bulgular sağlık haberlerine yönelik algı ile cinsiyet, sınıf ve medya okuryazarlığı dersi arasında anlamlı bir farkın olmadığı yönündedir. Ancak, sağlık haberlerine yönelik algı ile bölümler arasında anlamlı bir fark bulunmuştur.

Ortaokul Sosyal Bilgiler Dersinde ve Okul Uygulamalarında Sosyal Katılım Becerisinin Geliştirilmesi Sürecinin Değerlendirilmesi

Pamukkale University Journal of Education, 2022

Sosyal katılım vatandaşlık becerilerinden biridir. Sosyal bilgiler dersi vatandaşlık bilgi, beceri ve değerlerinin kazandırıldığı temel derstir. Bu araştırmanın amacı, beşinci sınıf sosyal bilgiler öğrencilerinin sosyal katılım becerilerini nasıl kazandıklarını, sosyal bilgiler dersi ve okul uygulamaları çerçevesinde ortaya koymaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Çalışmaya, bir il merkezinde, üst sosyo-ekonomik düzeydeki ortaokulda öğrenim gören otuz dört beşinci sınıf öğrencisi ile sosyal bilgiler öğretmeni katılmıştır. Araştırma verileri 2017-2018 eğitim öğretim yılında gerçekleştirilen katılımcı gözlemlerden, yarı yapılandırılmış öğrenci ve öğretmen görüşmelerinden ve sosyal bilgiler dersi kitabından elde edilmiştir. Araştırmanın verilerinin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada sonucunda, öğretmen ve öğrencilerin sosyal katılımı, toplumsal katılım, eğitsel/sosyal etkinlikler, akademik katılım, iletişim becerileri ve haklar boyutlarıyla algıladıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin sosyal katılım becerisinin gelişiminde, sosyal bilgiler alan kapsamı, ders kitabı içeriği, öğretmen tutum, davranışları ve okul uygulamaları destekleyici; öğretmen tutum, inanç ve davranışları, öğrenci eğilim, inanç ve davranışları ile veli ve okul etkisi engelleyici unsurlar olarak belirlenmiştir.

Kalkınmaya yönelik devleti politikalarının seçilmiş ülke örnekleriyle analizi

2019

Kalkınmacı devlet anlayışı, teorik bir zemin oluşturmasının yanı sıra özellikle Doğu ve Güney Asya'daki bazı ülkelerin spesifik bir zaman dilimindeki ekonomi politiği üzerine açıklamalar getirmektedir. Teorik inşa açısından, kalkınmacı devletlerin ana fikri, devletin kalkınma süreçlerinde önemli bir rol oynaması ve ekonomiye devlet müdahalesinin iktisadi büyümeyi desteklemesidir. Bu nedenle, ekonomik kalkınma konusunda piyasaya dayalı reform ve minimal devlet önermeleri olan neo-liberal anlayışa karşıdır. Kalkınmacı devletler, kalkınma ekonomisinde var olan neo-klasik fikir birliğine karşı bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Yaygın iktisadi modellerin bu tür unsurlarına sahip olmadan ve kurumsal yapının engellerine maruz kalmadan, kalkınmacı devletler, dünya genelinde etkileyici bir şekilde büyüme rekoru kırmışlardır. Bu çalışma, seçili dört ülke olan Japonya, Güney Kore, Mauritius ve Etiyopya‟nın kalkınmacı devlet yolunda ne gibi mesafe katettiklerini keşfetmeyi amaçlamakta...

Akademi̇syenleri̇n Demografi̇k Özelli̇kleri̇ni̇n Benli̇k Saygisina Etki̇si̇

Management and Political Sciences Review, 2021

Bu araştırmanın amacı akademisyenlerin demografik özelliklerinin benlik saygılarına etkisini araştırmak olarak belirlenmiştir. Bu araştırma İstanbul ilinde ikamet eden ve çalışan akademisyenler arasında yapılmıştır. Toplam 50 anket dağıtılmış ancak 12 geri dönüş sağlanmıştır. Araştırmada, akademisyenlerin benlik saygısı seviyelerinin belirlenebilmesi için Arıcak (1999) tarafından geliştirilen "Benlik Saygısı Ölçeği" kullanılmıştır. Sonuçlara göre katılımcıların akademik unvanlarına göre "depresif duygulanım" alt boyutu puanlarının farklılaştığı görülmüştür. Katılımcı akademisyenlerden doçent olanlar ile doktor öğretim üyesi olanların "depresif duygulanım" alt boyutu puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılaşma bulunmaktadır. Sonuçlara göre katılımcıların çalışılan üniversite sayısına göre "başarma/üretkenlik" alt boyutu puanlarının da farklılaştığı görülmüştür. Katılımcı akademisyenlerden sadece 1 üniversitede çalışanlar ile 7 üniversitede çalıştıklarını beyan edenlerin "başarma/üretkenlik" alt boyutu puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılaşma bulunmaktadır. Sonuçlara göre, katılımcıların doktora mezuniyetlerine göre de "toplam benlik saygısı ölçeği, "benlik değeri" alt boyutu ve "özgüven" alt boyutu puanlarının farklılaştığı görülmüştür. Doktora mezuniyetine yurtdışındaki bir üniversiteden sahip olan akademisyenlerin "benlik değeri", "özgüven" ve "toplam benlik saygısı" puanlarının, doktora mezuniyetine Türkiye'deki bir üniversiteden sahip olan akademisyenlerden daha yüksek olduğu anlaşılmıştır.

İngiliz Dili Ve Edebiyatı Öğrencilerinin Sosyal-Duygusal Dil Öğrenme Yeterliliklerinin Demografik Değişkenlere Göre Araştırılması

2019

TEZ12239Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019.Kaynakça (s. 47-51) var.xiv, 55 s. :_tablo ;_29 cm.Dünya; ticaret, kültür, teknoloji, turizm ve insanlarla gitgide artarak daha bağlantılı bir hale gelmektedir. Bu küreselleşme ortak bir dille iletişimi gerektirmektedir. Dil çalışmaları bu bağlamda büyük önem arz etmektedir. Dil öğrencilerinin bu ortak dili başarılı ve etkili bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Bir öğrenciyi başarılı yapan nedir? Öğretmenler öğrencileri sınavlardaki başarımlarına göre değerlendirirdi. Ancak yaşadığımız çağda, sınavlardan yüksek not almanın başarı göstergesi olmadığının farkına varıldı. Öğrencilerin yabancı dil ve toplum açısından kendilerinin ve toplumun farkında olmaları, öz-yönetim becerisi edinmeleri, sağduyulu kararlar almaları ve sağlıklı ilişkiler yürütmeleri gerekmektedir. Bu nitelikler öğrenciler için sosyal ve duygusal öğrenme yetileridir. Bu çalışma, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gören İngiliz Dili öğrencile...

Günümüz Gelişmeleri Işığında Uluslararası Sistemde Kutupluluk Tartışmaları: Suriye Örneği

3. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kongresi Tam Metin Kitabı, 2019

Temel olarak devlet merkezli bir nitelik taşıyan uluslararası sistem kavramı, devletlerin güçlerini maksimize etme çabalarına paralel olarak şekillenmiş ve şekillenmektedir. Bu çerçevede sistem analizi, en genel anlamda, uluslararası siyasal sistemdeki belirli bir güç dağılım biçiminin, sistemde yer alan devletlerin dış politikaları üzerindeki etkilerini incelemektedir. Uluslararası ilişkiler tarihinin son yüzyıl boyunca gelişimini dikkate alacak olursak, uluslararası krizler veya küresel ölçekli savaşlar sistemin yapısı üzerinde dönüştürücü bir etkiye sahiptir. 1. ve 2. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkım, insani felaketlerin yanı sıra sistem üzerindeki güç dağılımını da değiştirmiştir. 2. Dünya Savaşı’na dek çok kutuplu bir dünya düzeninden bahsedilirken, savaşın ardından iki büyük gücün arasında paylaşılan iki kutuplu bir düzen ortaya çıkmıştır. Benzer şekilde bu evre de güç politikalarının ve uluslararası krizlerin getirdiği dayatmalar ile son bulmuş ve yerini tek büyük gücün hegemonyasına bırakmıştır. İki kutuplu uluslararası sistemin hüküm sürdüğü dönem, diğer adıyla Soğuk Savaş döneminin ardından günümüz uluslararası sistemin yapısına yönelik tartışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte tek kutuplu bir uluslararası sistemin ortaya çıktığı gerçeği genel kabul görmektedir. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren sistemin çok kutuplu bir yapıya evrildiği, sistemin mevcut yapısının çok kutuplu olduğu ve sistemin hali hazırda tek kutuplu yapısını sürdürdüğüne yönelik tartışmalar ortaya çıkan uluslararası gelişmeler çerçevesinde tartışma konusu olmaktadır. Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından ortaya çıkan gelişmeler sistemin yapısını tartışmaya açmaktadır. Şüphesiz bu tartışmalar, sistemin yükselen güçlerinin ya da potansiyel güç kutuplarının dış politika hamlelerinin ve sistemin tek kutbu olan hegemonik gücün kontrolü dışındaki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. 2010’da Kuzey Afrika ve Orta Doğu coğrafyasında başlayan halk hareketlerinin zamanla bir iç savaşa sürüklenmesi hem bölgesel hem de küresel güçlerin bu kriz üzerinden karşı karşıya gelmelerine neden olmuştur. Suriye’de yaşanan kriz hem insani hem de güç politikaları boyutuyla etki yaratmaktadır. Hali hazırda devam etmekte olan kriz, bölge üzerindeki güç politikalarının, güç boşluklarının ve nüfuz rekabetlerinin odağı olmasıyla uluslararası sistemin dönüşümünün bir yansımasını göstermektedir.

Seçmeli̇ Kur an Dersleri̇ Üzeri̇ne Ni̇tel Bi̇r Araştirma

Journal of International Social Research

Bu makalede öğretmen görüşlerine göre, seçmeli Kur'an dersine yönelik bir durum tespiti yapmak, dersle ilgili yaşanan sorunları belirlemek ve çözüm önerileri ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden durum analizinden yararlanılmıştır. Bu çerçevede Türkiye'nin farklı bölgelerinde ve farklı şehirlerinde görev yapan 26 öğretmenle görüşmeler yapılmıştır. Araştırmada kullanılan veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formuyla elde edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretim programının yeterli olmadığı, dersin seçiminde öğrencinin kendi tercihi yanında ailesi ve okul idaresinin etkili olduğu, öğrencinin kendi isteği ile bu dersi seçmesinin dersin verimliliğine etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan öğretmenler, sınıf mevcutlarının kalabalık olmasını, öğrencilerin hazır bulunuşluk seviyelerindeki farklılıklarını, derse yönelik isteksizliklerini, ders kitabının yetersizliğini, ders için ayrı bir sınıfın bulunmamasını ve ailelerin dersle ilgili yeterli bilince sahip olmayışlarını derse ait zorluklar olarak ifade etmişlerdir. Sonuçta derslerin daha nitelikli ve daha tercih edilebilir bir noktaya ulaşması için başta dersin müfredatı olmak üzere belirtilen birçok sorun alanında iyileştirmeler yapmak gerekmektedir.

Kalkınmacı Devlet Yaklaşımı Bakış Açısından Sanayi Politikası

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2020

Sanayi politikaları en basit tanımı ile devlet yöneticilerinin sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmek, üretimde rekabet gücü elde edebilmek için almış oldukları bir dizi kararların tümüdür. Uygun sanayi politikaları sürdürülebilir büyümeyi sağlayan en önemli unsurdur. Sanayi politikalarının gerçekleşmesini mümkün kılan mekanizma ise mevcut kurumsal yapı aracılığı ile ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda devletin sanayi ve üretime yönelik bakış açısı, sanayi politikalarının belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu bakış açısından hareketle, çalışmada sanayileşmenin kısa tarihinden bahsedilecek, kalkınmacı devlet anlayışında sanayi politikalarının ana konusuna değinilecek ve kalkınmacı devletin büyüme üzerindeki olası etkileri açıklanacaktır.

Barışın Tesisi Aşamasında Geçiş Dönemi Adaleti ve Hakikat Komisyonları: Arjantin ve Şili Örneği

DergiPark (Istanbul University), 2022

Geçiş dönemi adaleti, herhangi bir ülkede yaşanan sistematik hak ihlalleri sonrası çatışma sürecinden barışa veya diktatörlükten demokrasiye geçiş için gerekli mekanizmaların ortaya çıktığı dönem olarak incelenmektedir. Geçiş dönemi adaleti kapsamında geçmişte yaşanmış hak ihlalleri ile hesaplaşılması, gerekli yargılamaların yapılması, mağduriyetlerin giderilmesi, mağdurların saygınlıklarının iade edilmesi, vatandaş ile devlet arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesi ve demokrasinin kurumsallaşması gibi bir dizi tartışma ön plana çıkmaktadır. Bu çerçevede geçiş dönemi adaleti mekanizmalarından biri olarak ortaya çıkan hakikat komisyonları, otoriter rejimlerden demokratik yaşama geçiş aşamasında olan devletlerde oldukça önemli çalışmalar ortaya koymaktadır. Bu komisyonlar belli bir dönem içerisinde yaşanan hak ihlalleri ile hesaplaşma kapsamında ortaya çıkmaktadır. Kurulan bu komisyonlar, hakikatin ortaya çıkarılması ve geçmişte yaşanan acılar ile hesaplaşılması çerçevesinde detaylı bir rapor hazırlamak ile görevlendirilmektedir. Bu makalede, Arjantin'de 1976-1983 yılları arasındaki Videla askeri cunta dönemi ve 1973-1990 yılları arasında Şili'deki Pinochet askeri yönetiminin sebep olduğu ağır hak ihlalleri incelenmiştir. Bu iki ülkede, demokratik yaşama geçiş aşamasında kurulan hakikat komisyonlarının ortaya koyduğu çalışmalar ve hazırladıkları raporlar analiz edilmiştir. Bu çalışma kapsamında, Arjantin ve Şili'de kurulan hakikat komisyonlarının amaçları, yetki alanları, işleyişleri, faaliyetleri ve ortaya koyduğu tespitler incelenmiş ve bu komisyonların geçiş dönemi adaleti, geçmişle hesaplaşma ve barışın tesisi çerçevesindeki rolleri üzerinden tartışma yürütülmüştür.