GERMENCİK’TE BAHÇE TARIMINA BAĞLI OLARAKORTAYA ÇIKAN BİR GEÇİCİ YERLEŞME TÜRÜ: İNCİR DAMLARI (original) (raw)

DEMİR ÇAĞ BAŞLANGICINDA IĞDIR’DA YERLEŞİM MODELİ

5. BİLSEL INTERNATIONAL WORLD SCIENTIFIC AND RESEARCH CONGRESS, 05-06 OCTOBER 2024 İSTANBUL/TÜRKİYE, 2024

Orta Aras Havzası’nda bulunan Iğdır, stratejik konumu ve zengin kaynaklarından dolayı çok önemli kültürlerin etki alanında kaldığı gibi Demir Çağı’nda kendi kültürünü oluşturacak derecede önemli atılımlara sahne olmuştur. Urartu çivi yazılı belgelerine göre Erikua isimli bir krallığın etki alanında bulunan Iğdır’da yaptığımız sistematik yüzey araştırmaları sırasında Erikua Kralığı’na ait mimari yapılar diğer kültürlerden çok net olarak ayırt edilmiştir. Hayvancılık temelli kurulan ekonomik modele bağlı olarak, ova, ovaya yakın alçak tepeler ve Ağrı Dağı ile Aras Dağları’nın kuzey yamaçlarına kadar uzanan geniş alanda kurulan yaşam modeli farklı tipolojilerde gelişim göstermiştir. Akropol, sivil yerleşim, mezarlıklar, ağıllar ve su sistemleri ile donatılmış bu yaşam alanları kendi kendine yeter bir ekonomik modeli işaret etmektedir. Su kaynaklarının oldukça verimli kullanıldığı bu sistemde hayvancılığın ulaştığı gelişim Urartu’nun bölgeye düzenlediği yağma seferlerinden anlaşılmaktadır. Yapılan seferlerde sayıları on binleri bulan hayvanların götürüldüğü belirtilmektedir. Yaptığımız araştırmalarda bu sayıdaki hayvanların beslenmesi ve korunması için gerekli olan mimari kalıntılara ulaşılmıştır. Bu açıdan Iğdır, Demir Çağı’nın başlangıcına tarihlenen bu gelişime bağlı olarak oldukça zengin arkeolojik alanlara sahiptir.

BİR ZULMÜN ANATOMİSİ GANİ GİRİCİ'NİN ANILARI ÜZERİNDEN MİLLÎ MÜCADELE DÖNEMİ ADANA'DA ERMENİ MEZALİMİ

BENGİ Dünya Yörük-Türkmen Araştırmaları Dergisi (BENGİ World Journal of Yörük-Türkmen Studies) yılda iki kez (Şubat-Eylül) yayımlanan uluslararası hakemli, multidisipliner bir akademik dergidir. Dergi çokdisiplinli bir akademik dergi niteliğine sahip olup, Sosyal -Kültürel Çalışmalar ve Yörük-Türkmen olgusuna dair her alanda, nitelikli araştırma ve derleme makalelerini bilim dünyası ile buluşturmayı hedefler. BENGİ World Journal of Yörük-Türkmen Studies is an international multidisciplinary peerreviewed journal published twice a year (February-September). The journal is a multidisciplinary academic journal and aims to publish quality research and compilation articles in every area related to the Yörük-Türkmen phenomenon.

İBN HACER’İN BAZI MÜNEKKİTLERİ TENKİTTE AŞIRIYA GİTMEKLE ELEŞTİRMESİ

İBN HACER’İN BAZI MÜNEKKİTLERİ TENKİTTE AŞIRIYA GİTMEKLE ELEŞTİRMESİ, 2022

Bu çalışma, bazı münekkitleri, yaptıkları râvî tenkidinde aşırı gitmekle niteleyen İbn Hacer el-Askalânî’nin (öl. 852/1449) iddiasının analizini konu edinmektedir. Araştırmamız Taḳrîbu’t-Tehẕîb adlı eserinde tespit edilen ilgili değerlendirmelerini kapsamaktadır. Söz konusu eleştirilerin tespit edilmesinde İbn Hacer’in sarih bir şekilde işaret ettiği aşırılık ifadeleri esas alınmıştır. Taḳrîbu’t-Tehẕîb, kısa ancak olabildiğince fazla biyografiden oluşmaktadır. Bu yönüyle adı geçen eser, sahasında başvuru kaynağıdır. Dolayısıyla İbn Hacer’in Taḳrîbu’t-Tehẕîb’teki eleştirileri, kendisinin otoritesi dikkate alındığında büyük bir önemi haizdir. Bununla birlikte nasıl ki o, kendisinden önceki münekkitleri değerlendirmek suretiyle ricâl ilmine katkılar sunmuş ise bu tenkit anlayışının devamı niteliğinde yeni değerlendirmelerin yapılması da gereklidir. Bu bağlamda öncelikle incelememize konu olacak veriler elde edilmiş, akabinde incelemeye konu olan râvî/ler hakkındaki değerlendirmelerin tamamı tespit edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen veriler üzerinden İbn Hacer’in eleştirisinde ne oranda isabet kaydettiğini ortaya koyacak analizler gerçekleştirilmiştir. İbn Hacer’in aşırılık iddiasında bulunurken ricâl tenkit verileri, hadis alanında otorite isimleri, tenkitte bulunan kimsenin taassup sahibi olup olmaması gibi hususları esas aldığı görülmektedir. Netice itibarıyla onun, bazı itirazlarında isabet kaydetmediği de anlaşılmaktadır. This article is about the claim of Ibn Hajar al-Askalani (d. 852/1449), who criticized some critics for being excessive in their narrator criticism. Our research covers his evaluations were found in his book named Taqrīb at-Tahdhīb. In determining the criticisms in question, the expressions of extrem that Ibn Hajar explicitly pointed out were taken as the basis. Taqrīb at-Tahdhīb consists of short but as many biographies as possible. With this aspect, the book mentioned above has been a reference source. Therefore, Ibn Hajar’s criticisms in Taqrīb at-Tahdhīb are of great importance when his authority is taken into account. However, just as he has contributed to the science of rijal by evaluating the critics before him, it is also necessary to make new evaluations that will be a continuation of this understanding of criticism. In this context, firstly the data that will be the subject of our review has been obtained. Afterwards, it has been tried to determine all the evaluations about the narrators, which are the theme of the examination. According to the data obtained, analyzes were carried out to reveal how much Ibn Hajar hit in his criticism of some critics. It is seen that Ibn Hajar bases his claim on extremism on issues such as rijal criticism datas, names of authority in the field of rijal criticism, and if the critic, when evaluating a narrator has bigotry or not. As a result, it is understood that he failed to hit the mark in some of his objections.

BATI KARADENİZ’DE REKREASYONEL AÇIDAN GİDEREK ÖNEMİ ARTAN BİR YAYLACILIK SAHASI: ULUYAYLA

Batı Karadeniz’de Küre Dağları’nın batı uzantıları üzerinde, Bartın ili idari sınırlarının güneydoğu kesimi ile Karabük ili idari sınırlarının kuzeybatı kesiminde yer alan Uluyayla, önemli yaylacılık sahalarından biridir. Uluyayla, geçmişte tamamen hayvan otlatmaya dayalı geleneksel yaylacılığın hâkim olduğu bir mekânken, günümüzde ülke genelindeki yaylaların yaşadığı değişimden etkilenmiştir. Uluyayla’da hayvancılığa dayalı geleneksel yaylacılık giderek azalırken, rekreasyonel yaylacılık ve yayla turizmi önem kazanmaya başlamıştır. Bununla beraber insan çevre etkileşiminin insan lehine değişmesi yaylada bir takım baskılar ve sorunları da beraberinde getirmeye başlamıştır. Bu çalışmada Uluyayla’nın mevcut durumu, potansiyeli, sorunları ve yaylaya yönelik planlama önerileri üzerinde durulmuştur.