Hemşirelerde Örgütsel Sessizliğin Nedenleri: Bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uygulaması (original) (raw)
Related papers
Hemşirelerde Örgütsel Sessizlik Nedenlerinin Belirlenmesi
Sağlık personeli arasında büyük bir çoğunluğu oluşturan ve hasta bakımından birinci derecede sorumlu olan hemşirelerin örgüt içinde sessiz kalma nedenlerini belirlemek, bu nedenlerin hemşirelerin tanımlayıcı özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak ve sessizlik nedenlerine ilişkin boyutların kendi aralarındaki ilişkiyi belirlemek, bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, bir üniversite hastanesinde görev yapan 237 hemşiredir. Araştırma sonucunda, hemşirelerin en fazla "yönetsel ve örgütsel nedenler"den dolayı sessiz kalma davranışı gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır. Yaş, kurumda çalışma yılı ve görev yeri değişkenleri sessizlik ortalaması üzerinde anlamlı farklılıklar oluşturmaktadır. Buna ek olarak, yönetsel ve örgütsel nedenler boyutu ile işe ilişkin korkular ve ilişkileri zedeleme korkusu boyutları arasında kuvvetli bir ilişki bulunmuştur. Çalışma sonuçlarından yola çıkarak, yöneticilere çalışanların endişelerini, fikirlerini ve görüşlerini rahatça ifade edebildikleri şeffaf ortamlar yaratarak, çalışanları sessiz kalmaya iten nedenleri en aza indirmeleri önerilebilir.
Sağlik Personeli̇ni̇n Örgütsel Sessi̇zli̇k Nedenleri̇ni̇n Beli̇rlenmesi̇: Özel Hastane Örneği̇
Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Sağlık hizmeti sunumunda önemli bir yere sahip olan sağlık insan gücünün örgüte ilişkin sorunlar karşısında sessiz kalma davranışı göstermeleri örgütün faaliyetlerini etkileyebilmektedir. Çalışanların örgütsel konu ve sorunlar hakkında nasıl bir tutum izleyeceklerini bilmek, davranışlarını analiz etmek ve sessiz kalma davranışı gösterdiklerinde bunun nedenlerini tespit edebilmek sağlık kurumları için önem arz etmektedir. Araştırma, Trabzon'da faaliyet gösteren bir özel hastanedeki sağlık çalışanlarının sessiz kalma nedenlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma kapsamında ayrıca katılımcıların tanımlayıcı özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı ortaya konulmuş ve nedenler arasındaki ilişki tespit edilmiştir. Araştırmanın örneklemini 180 sağlık personeli oluşturmaktadır. Araştırmada Çakıcı (2008) tarafından geliştirilen "Örgütsel Sessizlik Nedenleri" anketi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çalışanların en fazla "yönetsel ve örgütsel nedenler"; en az ise "tecrübe eksikliği" alt boyutlarında sessiz kaldıkları; örgütsel sessizlik boyutları ile cinsiyet, yaş ve meslek arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır.
Öz Bu çalışmanın amacı; hemşirelerin sessiz kaldığı konuların neler olduğunu, sessizleşme nedenlerini ve sessizleşmenin hem hemşire ve hem de hastane yönetimi açısından algılanan sonuçlarını ortaya koymaktır. Çalışma Ocak-Şubat 2013 tarihleri arasında Ankara'daki bir devlet hastanesinde yapılmış ve Çakıcı (2010) tarafından geliştirilmiş olan anket formu kullanılarak, basit rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen 200 kişiden geri dönüş yapan 137 hemşireye uygulanmıştır. Anket yüz yüze gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler yapılmıştır. Araştırma sonucunda hemşirelerin çoğunun (%65,7) yöneticilerine karşı sessiz kaldıkları saptanmıştır. Hemşirelerin en az sessiz kaldıkları konu " taciz olayları " (%75,2) olurken, sessiz kalmalarında en çok etkili olan neden " yöneticilerin sözde ilgileniyor görünmesi " (%18,2) olmuştur. Hemşirelerin yöneticilerle konuşamadığı durumlarda, öncelikle konuştuğu kişiler kendi meslektaşları olmuştur (%64,2).Yeni bir konu olan sessizlik konusunda, sağlık alanında daha fazla araştırma yapmak gerektiği, yapılacak araştırmalarda sessizliğin nedenleri, sonuçları ve kurum performansına etkileri, çalışanların örgütsel davranışına yansımalarının ele alınması önerilebilir. Abstract The purpose of this study is to introduce the issues that the nurses remain silent, the reasons why they are silent and the perceptional consequences of silence with regard to nurses and hospital management. The study was done between January and February 2013 at a public hospital in Ankara. The questionnaire, which was developed by Çakıcı (2010), was used. The questionnaire form delivered to 200 nurses which chosen random sampling. 137 nurses responded the form. The questionnaires were conducted face to face. Data were analyzed with descriptive statistics. According to the results of the study it was determined that most nurses (65.7%) remain silence to their managers. The issues that most nurses remain silent is " molestation " (75.2%) on the other and the most effective reason why they remain silent is that administrators seem like " as if " they were interested (18.2%).When nurses couldn't talk with their managers they prefer talk to their colleagues (64.2%). Although silence is a popular but relatively new topic, further studies are needed in the healthcare field. The topics such as reasons of the silence, consequences of silence, its effect of organizational performance, reflection on organizational behavior of employees could be suggested.
Örgütsel Sessizlik ve Sonuçları
The Journal of Social Science, 2017
İşgörenlerin iş, iş yeri ve örgütle ilgili konulardaki bilgi, fikir ve görüşlerini mevcut durumu düzeltme kabiliyeti olan kişi ya da yöneticilerden çeşitli nedenlerle bilerek ve isteyerek saklamaları davranışına işgören sessizliği denmektedir. İşgören sessizliğinin örgüt içinde yaygın bir şekilde görülmesi durumunda ise örgütsel sessizlik söz konusu olmaktadır. Oysa ki örgüt ile ilgili bir sorunun çözümünde o işi yapan işgörenlerin fikirleri optimum çözümü sunabilmektedir. Araştırmada örgütsel sessizlik literatürü incelenmiş olup işgörenler ve örgütler üzerindeki olumsuz etkileri irdelenmiştir. Araştırma sonucunda örgütsel sessizliğin işgörenler ve örgütler üzerindeki olumsuz etkileri yerli ve yabancı literatürde yer alan çalışmalarda birbirine paralellik gösterdiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca örgütsel sessizlik ile ilgili bir değerlendirme yapılmıştır.
Güven duygusunun bireyler arası ilişkilerde davranışı şekillendirdiği gibi örgütsel alanda da örgüt içi davranışları şekillendireceği öngörülebilmektedir. Bu noktada da özellikle sağlık gibi insan hayatının öncelikli olduğu bir sektörde yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkacağı, örgütü geliştirmek ve daha iyi işlemesini sağlamak için yapıcı ve olumlu davranışların sergilenebileceği, aynı zamanda çalışan sesliliği ortamının oluşturulmasında örgütsel güvenin rolünün incelenmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda araştırmanın amacı; sağlık sektöründe örgütsel güvenin (yöneticiye, iş arkadaşlarına ve kuruma duyulan güven), çalışan sesliliğine etkisini tespit etmek ve örgütsel güvenin çalışan sesliliği ilişkilerinde güven boyutlarının rollerini incelemektir. Çalışmanın verileri yüz yüze anket yöntemi ile Ankara'da özel bir hastanede 18 yaş üstü hastalardan elde edilmiştir. Yapılan korelasyon ve regresyon analizi sonucunda ortaya çıkan bulgular, örgütsel güven ile çalışan sesliliği arasında kuvvetli bir ilişki olduğunu ve örgütsel güven boyutlarının (arkadaşlara güven, örgüte güven, amirlere güven), çalışan sesliliğini pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. Örgütsel güven düzeyinin yükselmesi ile birlikte çalışan sesliliğinin de arttığı saptanmıştır. Bu durum örgütsel güvenin çalışan sesliliğinin bir belirleyicisi olduğunu göstermektedir. Araştırma sonucunda çalışan sesliliğindeki değişimin %65,8'inin örgütsel güven tarafından açıklandığı belirlenmiştir. Diğer %35'lik değişimin ise nelerden kaynaklandığı ayrıca incelenmelidir. Bu oranların çalışmaların yapısına ve sektörlere göre sonuçlarının kıyaslaması yapılabilir. Sonuç olarak; sağlık kurumlarında üst düzey yöneticilerin örgüt içi iletişimde oluşturacakları sistemin yapısı ile birlikte ortaya çıkan örgütsel işleyiş ve ilişkilerden doğan iklim; hiyerarşik yapıda, iş arkadaşları arasında ve genel örgüt kapsamındaki iletişimde güven duygusunu besleyecek nitelikte olmasını gerektirmektedir. Bu doğrultuda sağlık yöneticilerine tavsiyelerde bulunulmuştur.
Örgütsel Sessi̇zli̇k Kavramina Hemşi̇reli̇k Mesleği̇ Açisindan Bakiş
2021
Organizational silence is the situation that employees, keep their opinions and worries about problems of the company they work; not share their troubles about improvement and development of anykind of topic by voluntarily or unvolantarly. Organizational silence can be appeared by two different ways. The first one; the employee keep his/her silence , conciously, volantarlyand on purpose. The second one; is described as leavingsomeone in silence. There are four theories about organizational silence. There are, waiting theory, planned behaviour theory, benefit cost analyzed theory and self adaptation theory. Organizational silence is different in health care units. It can be major ethical, consciencious obligations despite other organizations. Because of nurses are in constant communication with patients and patients relatives, they can be faced with more medical error risk despite other occupational groups and other health care groups. Thats why nurses have an important places in red...
Sağlık Çalışanlarında Örgütsel Sessizlik ve Örgüt Kültürü İlişkisi Üzerine Bir İnceleme
2020
Health institutions are the ones that focus heavily on service production and need intensive labor force to realize this production. This required labor force includes many professional groups with high level of specialization from different fields. In decisions to be taken in these areas requiring specialized knowledge, managers need the knowledge, opinion, and thoughts of the employees of the institution. For this reason, creating a corporate culture in which employees can easily express their opinions and thoughts is critical in health institutions. In this study, it is aimed to determine the relationship between organizational culture and organizational silence which expresses the deliberate disregard of employees' knowledge, opinion, and thoughts. This descriptive and cross-sectional study was conducted by collecting data from 260 participants working in a private hospital in Istanbul. The data were analyzed using the correlation coefficient, Mann-Whitney U and Kruskal-Wall...
-Örgütlerde Güç Mesafesinin Örgütsel Sessizlik ile İlişkisi Bir Alan Araştırması
Örgütlerde Güç Mesafesinin Örgütsel Sessizlik ile İlişkisi: Bir Alan Araştırması , 2020
The distance of power, which Geert Hofstede treats as a cultural dimension and expresses the unfair distribution of power, has a great importance in the relations between individuals at the social organizational level. The farther the distance between the powers causes the stronger to have more control over the behaviors and decisions of the less powerful individuals. Organizational silence behavior, which means that employees do not express their opinions about organizational problems deliberately, is discussed in three dimensions as Acquiescent Silence, Prosocial Silence and Defensive Silence. In this study, it is aimed to empirically examine the effect of power distance on employee’s behavior of organizational silence. For this reason, it is seen that there is a positive relationship between power distance and organizational silence according to the results of the study, which was conducted in the main universe of university employees, where the study, administrative and academic employees were together.