HEDONİK TÜKETİMİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERE GÖRE FARKLILAŞMASI: FIRAT ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ (original) (raw)
Related papers
Bu çalışmanın amacı, yeşil pazarlama karmasına yönelik tüketici tutumlarının demografik özellikleri itibariyle farklılıklarını saptamaktır. Bu amaçla Ahi Evran Üniversitesi çalışanlarına yönelik anket uygulanmıştır. Araştırmada 397 katılımcıdan anket elde edilmiştir. Veri analizinde frekans dağılımı ve varyans analizi kullanılmıştır. Elde edilen başlıca bulgular şu şekilde sıralanabilir: katılımcıların eğitim durumlarına göre yeşil pazarlama karmasına yönelik tutumları anlamlı bir farklılık taşımaktadır. Eğitim durumu arttıkça özellikle yeşil ürün ve fiyata yönelik pozitif bir tutum sergilenmektedir. Gelir, kadro, yaş ve cinsiyete göre katılımcıların yeşil pazarlama karmasına yönelik tutumları genel olarak farklı olmamakla birlikte, ürün, fiyat ve dağıtım kapsamında bazı ifadeler anlamlı farklılıklar taşımaktadır. Medeni durum açısından anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİN FAYDACI VE HEDONİK TÜKETİM DAVRANIŞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
2021
Bu çalışmanın amacı kişiliğin (Beş Faktör Kişilik Özelliği) hedonik tüketim ve faydacı tüketim üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Araştırma evreni 18 yaşın üzerinde olan ve sosyal medya kullanan bireylerden oluşmaktadır. Kolayda örnekleme yöntemi ile 707 analize uygun anket toplanmıştır. Veriler SPSS ve AMOS programları ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde faktör analizi, T-testi, One-Way Anova analizi ve Yapısal Eşitlik Modeli kullanılmıştır. Analiz sonucunda deneyime açıklık kişilik özelliğinin hedonik tüketim, özdisiplin kişilik özelliğinin ise faydacı tüketim üzerinde etkisi olduğu saptanmıştır. Diğer ilişkiler istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Ele alınan konuda Azerbaycan`da daha önce araştırma yapılmamasından dolayı, bu çalışmanın bulgularını Azerbaycan`da faaliyette bulunan yerli ve yabancı şirketlere ve bu ülke ile ilgili araştırma yapmak isteyen akademisyenlere faydalı olacağı düşünülmektedir.
HEDONİK TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ (TOKAT İLİ ÖRNEĞİ)
Uluslararası Sosyal Arastırmalar Dergisi, 2014
Öz Bu çalışmanın amacı, Tokat il merkezinde yaşayan tüketicilerin hedonik tüketim alışkanlıkları ve bunu etkileyen faktörlerin değerlendirilmesidir. Çalışmada, olasılıklı örnekleme yöntemi kullanılarak 289 tüketici ile görülmüştür. Tüketicilerin hedonik tüketim yapma durumuna göre farklılıkları bağımsız iki yönlü varyans analizi ile incelenmiştir. Buna göre, cinsiyet, yaş, medeni durum ve eğitim durumuna göre hedonik tüketim yapma durumu istatistiki olarak farklılık gösterirken, aylık gelir ve meslek grupları bakımından farklılıklar görülmemiştir. Ayrıca, tüketicilerden 5'li likert ölçeğine göre alınan cevaplar doğrultusunda faktör çözümlemesi yapılmıştır. Faktör analizi sonuçlarına göre ise, tüketiciler 5 ana faktör altında toplanmıştır. En önemli faktör alışveriş olgusunun kişisel mutluluğa olan katkısı olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak, tüketicilerin zevk ve alışkanlıklarına yönelik tüketimde bulunmak yerine daha faydacı bir tüketim anlayışı ile hareket etmesi önerilebilir. Çünkü, maddi olanakları daha yerinde kullanmasına imkan sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, üretici-tüketici zinciri çerçevesinde kaynakların etkin kullanılması için akılcı hareket edilmesi gerekliliğine vurgu yapılabilir. Anahtar Kelimeler:Hedonik Tüketim, Faktör Analizi, Tokat. Abstract Aim of the present study was to evaluate hedonic consumption habits and factors affecting of consumers living in the Central District of Tokat Province in Turkey. 289 consumers were interviewed using probability sampling method. Two-way analysis of variance was used to determine hedonic consumption differences of consumer. Results showed that hedonic consumption behaviors changed by gender, age, marital status and education level, but not by monthly income and occupation. In addition, factor analysis was performed based on the answers taken according to five-point likert scale. Based on factor analysis results, consumers were grouped under five major factors. The most important factor was the contribution of shopping phenomenon to personal happiness. Consequently, it can be suggested that consumers should be pragmatic in their consumption rather than consumption for fun or based on habits. Such an approach could allow better use of available financial resources. In addition, it could be emphasized that reasonable action is necessary for effective use of resources in the context of producer-consumer chain.
Üni̇versi̇te Konumlandirmasinda Farklilaşma Boyutu: Firat Üni̇versi̇tesi̇ Örneği̇
Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı, Fırat Üniversitesi'nde fakülte yöneticisi olarak çalışan dekanların bakış açısıyla Fırat Üniversitesi'nin diğer üniversitelerden farklılaşıp farklılaşmadığını, farklılaşma varsa hangi konularda farklılaştığını belirlemektir. Ayrıca, dekanların görev yapmış oldukları fakülte ve akademik alanlarının, belirtmiş oldukları görüşlerde etkili olup olmadığı da incelenecektir. Çalışmanın araştırma deseni olgu bilimdir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimleyici analiz kullanılmıştır. Veri toplama tekniği olarak derinlemesine görüşme kullanılmıştır.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ KAMPÜSÜ ULAŞIM AĞI’NIN COĞRAFİ AÇIDAN İNCELENMESİNDE MEKÂN DİZİM ANALİZ YÖNTEMİ
Mekân dizimi 1970’li yıllarda Bill Hillier ve Julienne Hanson tarafından geliştirilmiştir. Mekan dizimi, mikro ve makro ölçekteki mekansal dokuların nasıl şekillendiğini, çalıştığını, geliştiğini ve değiştiğini analiz eden bir yöntemdir. Çalışmada Fırat Üniversitesi yerleşkesinin ulaşım sistemi, mekân dizim analizi yöntemiyle incelenmiştir. Üniversite kampüsündeki yaya ve araç trafik hareketlerinin organizasyonu belirlenerek, kampüsün öğrenciler tarafından algılanabilirliği ulaşım ölçüsünde değerlendirilmiştir. Böylece üniversitenin kendine özgü ulaşım sisteminin, coğrafi mekân bütünleşmesi ve kampüsün algısal olarak kavranabilirliği daha net bir şekilde değerlendirilebilir. Özellikle, Fırat Üniversitesi yerleşkesinin bütününe ait olan ortak ulaşım sistemi ile alt parçalarına ait (mahalli) ortak ulaşım sistemi karşılaştırılarak okunmasına yardımcı olması düşünülen bu analizin, Fırat Üniversitesi kampüs ulaşım sisteminin, farklı bir bakış açısıyla incelenmesine ve yorumlanmasına olanak tanıyacağı düşünülmüştür. Çalışmada Fırat Üniversitesi kampüs ulaşımıyla ilgili ileriye yönelik planlamalara destek olabilmesi amaçlanmıştır. Gelecekte mekân dizim analizi yöntemi kullanılarak yapılacak olan coğrafi çalışmalara bir altlık oluşturmak istenmesi de çalışmanın bir diğer amacını oluşturmuştur. Kampüs içerisinde hem yayların hem de araçların ortak kullanabildiği yollar dışında, bir de sadece yayaların kullanabildiği yaya yolları gelişmiştir. Yaya yolları, kimi zaman ulaşım akslarını birbirine bağlar nitelikte çapraz, kimi zaman da araç ve yayaların kullanabildiği akslara paralel bir yapı arz etmektedir. Gerek ulaşım ağlarını gerekse kampüs içerisindeki fakülte binalarına ulaşımı sağlayan yaya yolları ulaşım sistemine kendine özgü bir karakter katarken ulaşım sistemleri arasındaki sürekliliği sağlamada da önemli bir görev üstlenmektedir. Özellikle yaya yollarının erişilebilirliği ne kadar arttırdığını değerlendirmek için mekân dizim yöntemi ile doku analizi yapılmıştır. Fırat Üniversitesi kampüsü için yapılan bu çalışmada öncelikle yayaların ve araçların ortak kullandığı yolların önce global bütünleşmesi (Rn) ve lokal bütünleşmesi yarıçap analizi yapılmıştır. Daha sonra sadece yaya yollarının bütünleşmeye ve okunabilirliğe etkisini tespit etmek amacıyla bütün yol aksları analize dahil edilerek önce global bütünleşmesi (Rn) ve lokal bütünleşmesi yarıçap analizi yapılmıştır. Aksiyel analizleri yapmak için Depth Map, programı kullanılmıştır. Map Info programı ile bütünleşme değerlerinin dağılımını gösteren haritalar oluşturulmuştur. İlk olarak uydu görüntüsü üzerinden aks haritası oluşturulmuştur. Bu aks haritası öncelikle yaya ve araçların kullanabildiği ortak yollar temel alınarak çizilmiştir. Daha sonra bu yollara sadece yayaların kullanabildikleri yollar da eklenerek ikinci aks haritası üretilmiştir. Ayrıca çalışmada Gate Counts (Kapı Sayımı) gözlem tekniği kullanılarak seçilen kapılardan geçen araç ve kişiler, haftanın belirli gün ve saatlerinde (Pazartesi, Çarşamba, Cumartesi günlerinde 08:00,12:00,17:00 saatlerinde yarım saat süreyle) sayılmıştır. Bu sayımlar sonucunda elde edilen bilgilerle, aksiyel haritaların doğruluğu kanıtlanmaya çalışılmıştır. Üretmiş olduğumuz fiziki ve eğim haritalarıyla Fırat Üniversitesi Kampüsü’nün belirli bir eğime sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit sonucunda daha önce üretmiş olduğumuz aks haritalarıyla, fiziki ve eğim haritaları karşılaştırılarak, haritalar arasındaki ilişki incelenmiştir. Yayaların yol güzergahlarını kullanırken, özellikle aksiyel analizlerde bütünleşikliği yüksek olan yollarda, yokuş çıkılan yolları hangi yönde (iniş veya çıkış olarak) daha sık kullandıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Eğim ve fiziki haritalarla, aks haritalarının karşılaştırılmasıyla, aks haritalarına kısmen üçüncü boyutun eklenmesi amaçlanmıştır.
Özet Uluslararası olabilme, modern üniversitelerin son yıllardaki en önemli önceliklerinden birisi olmuştur. Bu bağlamda uluslararası ve dahası küresel olabilmek için yabancı dil olarak İngilizcenin Lingua Franca olarak kabul edilmesi ve yükseköğretimde yabancı dil öğretiminin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Ortaöğretimde çözülememiş olan yabancı dil öğrenme sorununun yükseköğretim kurumlarına kaldığı ve bu yüzden de üniversitelerin yabancı dilde yetkin bireyler yetiştirme hedefleri doğrultusunda sürekli birbirinden daha etkili modeller denemesi gerektiği görülmektedir. Bu noktadan hareketle Fırat Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu olarak sabit (yıllık) hazırlık programından modüler sisteme geçilmiş ve bu geçiş süreciyle ilgili öğretim elemanlarının görüşleri alınmıştır. Yapılan çalışmada uygulanmış olan eski sistemle hali hazırda uygulanmakta olan yeni sistem karşılaştırılmış, öğrenci ve öğretim elemanı boyutu doğrultusunda yapılan yenileştirme çalışmaları gözden geçirilmiş ve sitem eksi ve artı yönleriyle değerlendirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Yükseköğretimde yabancı dil öğretimi, modüler sistem. Giriş Yabancı dil öğrenmenin öneminin her geçen gün daha da belirginleştiği ülkemizde ilkokuldan üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde İngilizce öğretim programlarının güncellenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. İngilizcenin önemi bu bağlamda herkes tarafından kabul edilmektedir. Ancak asıl önemli olan Gökdemir'in de belirttiği üzere İngilizcenin hangi kitleye ve nasıl öğretileceği ve de bu kişilerin mevcut ve geçmiş eğitim yaşantılarından getirdiklerinin niteliğinin ne olduğu konusunun açıklığa kavuşturulması gerekliliğidir (2005, s.251). Zira Öztürk(2014) ortaokul ve lise programlarından hazırlık eğitimi çıkarılınca öğrencilerin yabancı dil öğrenim sorumluluklarının büyük çoğunluğunun yükseköğretim kurumlarına kaldığını ve üniversitelerin yabancı dile hakim öğrenciler yetiştirmek için farklı modeller uygulamak zorunda kaldıklarını ifade etmiştir (s.114). Uluslararası olabilme, modern üniversitelerin son yıllardaki en önemli önceliklerinden birisi olmuştur. Bu bağlamda uluslararası ve dahası küresel olabilmek için yabancı dil olarak İngilizcenin Lingua Franca olarak kabul edilmesi ve yükseköğretimde yabancı dil öğretiminin geliştirilmesi kaçınılmazdır. (Altbach ve Knight, 2007, ss. 290-291, Rasskazova, 2017, s.2). Bu durumda İngilizceyi iyi öğrenmesi gereken hedef kitle üniversite öğrencileri olup geçmişten getirdikleri yabancı dil bilgilerinin yetersiz oluşundan kaynaklanan eksiklerin üniversitede tamamlanması gerektiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Yabancı dil eğitimi süreci çok yönlü ele alınması gereken bir olgudur. Bir yıl süreyle verilen hazırlık eğitimiyle öğrencilere gerçekleştiremeyecekleri hedefler koymak bu süreci zorlaştırmaktadır. Zira Gökdemir (2005) yılında yaptığı çalışmasında üniversite sınavını yeni geçip gelen öğrencilerin daha uzun süreye dağılması gereken genel İngilizce öğretiminin iki döneme sıkıştırılmasından kaynaklı sorunlar yaşadığını ortaya koymuş ve öğrenci seviyelerinin farkından kaynaklanan öğrenme hızının farklılığının sorunları daha belirginleştirdiğini belirtmiştir (s.258).
HARRAN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK DERGİSİ
Harran Üniversitesi Mühendislik Dergisi , 2019
Bu çalışmada kinoanın fizikokimyasal ve fonksiyonel özellikleri ile süt ve süt ürünlerinde uygulama alanları üzerinde durulmuştur. Tahıl benzeri bir ürün olan Kinoa (Chenopodium quinoa Willd.), içerdiği proteinler, lipidler, besinsel lifler, vitaminler, mineraller ve olağanüstü bir şekilde dengeli oranda esansiyel amino asitleri içermesinden dolayı yüksek bir beslenme değerine sahiptir. Kinoa ayrıca saponinler, fitosteroller, fitoekdisteroidler dahil olmak üzere yüksek miktarda sağlık açısından yararlı fitokimyasallar içermekte ve kinoanın insanlarda metabolik, kardiyovasküler ve gastrointestinal sağlık üzerine olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Birçok ülkede süt ürünlerinin formülasyonlarında besinsel değeri ve duyusal kaliteyi artırmak için çeşitli tahıl ve tahıl benzeri ürünlerin ve bunların bileşenlerinin kullanımı yaygındır.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU DERGİSİNİN MAKALE VE YAZAR ÖZELLİKLERİ
ANADOLU HEMŞİRELİK VE SAĞLIK …, 2011
Bu araştırma, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi'nin makale ve yazar özelliklerini değerlendirmek amacı ile yapılmıştır. Bu tanımlayıcı-retrospektif araştırmada veriler Nisan-Ağustos 2009 tarihleri arasında toplanmıştır. Yayın hayatına 1998'de başlayan Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi'nin 33 sayısındaki 400 makale, makale ve yazar özellikleri açısından incelenmiştir. Veriler sayı ve yüzde ile değerlendirilmiştir. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi'nde daha çok tanımlayıcı araştırmaların yer aldığı (%84.5), araştırmaların çoğunluluğunun akademisyenler tarafından yürütüldüğü (%97.1), yazarların çoğunlukla yardımcı doçent doktor olduğu (%30.5) ve farklı disiplinlerle yapılan çalışmaların çok az sayıda olduğu (%4.5) ve yayın başına ortalama 21 kaynağın kullanıldığı belirlenmiştir. Son yıllarda İngilizce kaynakların sayısının arttığı görülmüştür. Kaynaklar içerisinde dergi ve kitap kullanımı yüksektir. Anahtar Kelimeler: Hemşirelik araştırması; yazarlık, makaleler; dergi makalesi. ABSTRACT The
TÜKENMİŞLİK SENDROMU’NUN HEDONİK TÜKETİM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
2. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Öğrenci Kongresi ISERSC, 2018
Günümüzde tüketim, temel gereksinimleri karşılama amacının dışında farklı boyutlara da kaymış ve bu durum; tüketimin her geçen gün arttığı bir toplumsal yapıyı doğurmuştur. Bireyler tüketim aracılığıyla hayattan haz almaya ve ürünlerin temel faydaları dışında ürünler ile duygusal bağ kurmaya başlamışlardır. Tüketimden haz almak ve bu hazzı tekrarlamak olarak tanımlanan “hedonizm” literatürde geniş bir yere sahiptir. Hedonizm, tüketicilerde negatif duygu ve düşünceleri ortadan kaldırma ya da pozitif duygu ve düşüncelerin sürekliliğini sağlayabilme amaçları doğrultusunda ortaya çıkan duruma verilen addır. Çağımızın yaygın insani problemlerinden biri olan tükenmişlik sendromu ise, “başarısızlık, yorgunluk, enerji ve gücün azalması ya da tatmin edilemeyen istek ve ihtiyaçlar sonucunda kişinin iş ve okul yaşantısında, gündelik hayatında oluşan duygusal tükenme durumu”dur. Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin negatif duygu ve düşünce mekanizmasını etkileyen faktörleri araştırarak tükenmişlik sendromunun hedonik tüketim üzerindeki etkisini sorgulamaktır. Araştırma kapsamında Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerine yönelik 305 öğrenciden anket yöntemiyle veri toplanmıştır. Öğrencilerin duygusal değişim süreçlerinde tükenmişlik sendromunun ne derece etkinliğinin olduğu ve bu değişim sürecinin hedonik alışveriş düzeyini ne boyutta etkilediği incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda tükenmişlik sendromu ve hedonik tüketim davranışı arasında anlamlı pozitif bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.