çtFTLm HAYVANLARıNDA MtNERAL MADDE DENGEStZL1~ LERİNtN TANıSıNDA RADYOMİNERAL'LERİN "tNVİTRO" ~ULLANILMASI (original) (raw)
Related papers
RADİKALLEŞME VE DÜNYEVİLEŞME ARASINDA MÜSLÜMAN GENÇLİK
Açık Görüş/Star Gazetesi 26.10.2014 , 2014
Gözlemlediğim kadarıyla iki tip “Müslüman gençlik” var. Birincisi, toplumun siyaset ve ekonomiyle dönüştürüleceğine inanmış ve İslamcı kadroların bu iki alandaki başarısının ideal Müslümanlığı getireceğine şartlanmış olanlardır. Bu gruptakiler, tabiatıyla bir siyasî çalışma içindedirler, ya da bu çalışmayı yaptıklarına inandıkları kadrolara oyları ve dualarıyla destek vermektedirler. Bunlara göre, Müslümanca yaşamanın ve yatırımın önündeki engeller kaldırılır, dinî kaygıları olanlar karar alma ve uygulama mekanizmalarının başına gelir, bu kadroların uyguladığı ekonomik politikalarla ülkenin iktisadî durumu düzelir ve ortalama millî gelir artarsa, bu süreç aynı zamanda toplumsal müslümanlaşmayı da beraberinde getirir. Bu açıdan kamudaki ve eğitimdeki başörtüsü yasağının büyük ölçüde kalkmış olması, Kur’ân-ı Kerim ve Siyer (Hz. Muhammed’in Hayatı ve Mesajı) gibi derslerin seçmeli de olsa programa dâhil edilmesi, din ve Kur’ân eğitimi veren kamu kuruluşlarının sayısının neredeyse geometrik olarak artmış olması, devletin faizsiz bankacılık sektörüne giriyor olması, Türkiye’nin İslamî finansın merkezi yapılması çalışmaları vb. gelişmeler, devrim niteliğinde gelişmelerdir ve bütün bunlar, sonuç olarak bu topraklarda İslam’ın yeniden o satvetli günlerine dönüyor olduğunun göstergeleridir. “Müslüman gençlik”in diğer grubu ise, bunların aslında bir gelişme değil bir çöküş işareti olduğunu; çünkü siyasî başarının ve iktisadî gelişmenin dünyevileşmeyi doğurduğu iddiasıyla çarenin, toplumun “yeniden” Müslüman olmasında, İslam’ın her kuralının tam ve tavizsiz uygulanmasında ve “cihad” ruhunun daima diri tutulmasında olduğunu ileri sürüyorlar. İslamcı bir geçmişe/kimliğe sahip olup siyaseten ve iktisaden belli noktalara gelmiş Müslümanların bir “dünya vatandaşı” profili çizmesi, mubah alanı olabildiğince genişletmeleri, bireyselleşip bencilleşmeleri bu ikinci grubun temel argümanıdır.
DİJİTAL ÇAĞDA RADYONUN DÖNÜŞÜMÜ: PLATFORM RADYOCULUĞU
Communication in the Millennium 16th International Symposium , 2018
Geniş bant ağ teknolojilerindeki gelişmeler ve beraberinde internet hizmetlerindeki çeşitlenme ile birlikte, medya tüketim alışkanlıklarının değişimine dair tartışmalar hız kazanmıştır. Bu tartışmaların odağında geleneksel kitle iletişim araçlarının hitap ettiği kitleler için internetin daha farklı bir anlam ifade ettiği, medya içeriğinin tüketiminde yoğun bir şekilde internete kayış olduğu fikri bulunmaktadır. Özellikle radyo açısında veriler incelendiğinde sancılı bir sorun olduğu ileri sürülür. Televizyonun yayılmaya başladığı yıllardakine benzer şekilde dijital evrimin başladığı zamanlardan itibaren radyonun geleceğine dair tartışmalar yeniden artmıştır. Bununla birlikte radyo yayıncılığı internetin hâkimiyetini güçlendirdiği günümüzde dijital olanaklar ile dinleyicilerine farklı hizmetler sunmak ve hizmet çeşitliliğini artırarak dijital çağa ayak uydurmanın gayreti içindedir. Bu araştırma radyonun tarihinde yaşadığı değişimleri göz önünde tutarak djital çağda değişimi üzerine yapılan tartışmaları irdelemeyi amaçlamıştır. Bu bağlamda ülkemizde de son birkaç yılda örneklerini görmeye başladığımız dijital radyo platformlarındaki hizmetler incelenmiş, internetin sağladığı olanakları nasıl kullandığı araştırılmıştır.
İstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2017
Havalimanları yolcu terminalleri, karmaşık sistemli ve çok girdili yapılardır. Terminal tasarımında, tasarımcının durduğu konum, kullanıcı ve yönetim arasında, ikisinin dengesini sağladığı noktadadır. Bu yüzden tasarımcının tüm girdileri değerlendirerek ortaya koyduğu tasarım, aslında bir değer aktarımı problematiğine verilen cevaptır. Yolcu için ise havalimanı terminalleri, yolda olma halinin, bir şehirle ilk tanışmanın veya son vedanın yapısal ifadesidir. Eksikleri ne olursa olsun, her bir yapı, kendi dengesine oturttuğu bir sistem yaratarak kullanıcıya hizmet eder. Yarattığı özgün sistemi içerisinde her havalimanın, kullanıcının deneyiminde farklı etkisi ve anlamı vardır. Fakat tasarım çalışmalarında kullanıcı gözünden öznel değerlendirmelere yer verilmediği ve kullanıcı deneyimini oluşturan katmanların bu yönüyle net olarak ortaya konmadığı fark edilmiştir. Buna yönelik olarak, havalimanı terminalleri ile yolcu arasındaki öznel ilişkinin tüm katmalarının ortaya çıkarılması, aktarılmasına yönelik olarak mekânsal deneyimi ortaya koyacak bir temsil yöntemi geliştirilmesi ve sonraki tasarımlara etkinliği sınanmış girdiler kazandırma amacıyla yola çıkılmıştır. Çalışma süresince Türkiye’de havalimanı yolcu terminallerinin, tarihsel gelişim, mekânsal kararlar ve mimari özelliklerini içeren, üst ölçek kararlarını ortaya koyan kapsamlı bir çalışmanın eksikliği fark edilmiştir. Bu anlamda Türkiye’deki tüm havalimanları kapsama alınarak, havalimanı yolcu terminal tipolojisini ortaya koyan ve yolcunun deneyimine doğrudan veya dolaylı olarak etki edebilecek üst ölçek kararlarını anlaşılır kılacak bütüncül bir analiz çalışması yapılmıştır. Bu görsel yardımıyla karşılaştırılan üst ölçek özelliklerinde fark edilen ortaklıkları/ farklılıkları niteleyen sınıflandırmalar ise deneyim haritası çıkarılan havalimanlarında, bu özelliklerin etkisini tartışmak için bir platform oluşturmuştur. Seçilen havalimanlarının mekânsal deneyim haritalarının çıkarılması, öznel bir mekânsal deneyimin aktarılma çabasının ürünüdür. Yolculuk, anatomisi gereği iki havalimanını içeren ve dolayısıyla mekânsal deneyimlerin ardışık olarak yaşandığı bir süreçte gerçekleşir. Kullanılan ilk terminalde başlayıp yine orada sonlanan bir yolculuk, havalimanları odağında dört farklı mekânsal akış içermektedir. Bu düşünceyle yola çıkılarak Sabiha Gökçen ve Adana Şakirpaşa havalimanları arasındaki yolculuğa odaklanılmış, her iki havalimanı da geliş ve gidiş akışlarıyla deneyimlenmiştir. Bu akışlar üzerinden kurulan izlekte, fiziksel dünyanın referanslarının bir çizgide açılması, deneyim katmanlarının algısal boyutlarının işlenebilmesini sağlamış ve zihinde yer eden kodlamalar, öznel tepkilerle mekânsal deneyim haritalanmıştır. Yolcunun deneyimine etki ettiği düşünülen altı katmanın işlenmesi için oluşturulan metafor, yaşanılan deneyiminin bir ses kaydında zaman çizgisinin kaydırılması gibi okuması, hem anlık hem bütüncül olarak anlamlı tüm katmanlarıyla deneyimin kayıt edilebilmesini ve aktarılmasını sağlamıştır. Bir yolculuğu içeren bu mekânsal deneyim haritaları, farklı yolculukların kapsamına aldığı farklı havalimanlarındaki öznel deneyimlerin aktarılabileceği ucu açık bir başlangıçtır.
"RADİKAL İKTİSATÇILARIN ORTODOKS İKTİSAT ELEŞTİRİSİ
ODTÜ Gelişme Dergisi,, 1975
Bu yazıda, ABD’de 1960’ların sonlarına doğru ortaya çıkmış olan ve ortodoks iktisadı hemen hemen tümüyle reddeden bir “politik iktisat” görüşünün temsilcileri olan "radikal iktisatçılar”ın iktisatta egemen olan ve “ortodoks iktisat” ya da “neoklasik iktisat” diye adlandırılan görüşe yönelttikleri eleştiriler özetlenmiş ve değerlendirilmiştir.
RADYONUN YAPISAL DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE HABERCİLİK ANLAYIŞI
Radio have acted an important part for the mass communication since it began to broadcast. For instance it is an accomplished propaganda medium and there are a lot of exemplary in history about operating radio for propaganda. Radio that have allowed calling to big masses, converts constantly to sustain its powerhouse with social structure. Because, in 20’th century, social structure had altered regular because of capitalism. This alteration definitely had been affected various situations and after goverment allowed commercial broadcasting, alteration had started to occur in mass communication. In this study, structure alteration of radio in history and in this continuum ideological function of radio how take place, subjects and conclusions are analysed. In this research, it is explained, how radio news be affected from radio’s structure alteration. Radyo tarihi sürecinin başlangıcından bu yana kitle iletişim açısından son derece kilit bir rol oynamıştır. Örneğin çok iyi bir propaganda aracıdır ve tarihte radyonun propaganda amaçlı kullanımı ile ilgili oldukça fazla örnek vardır. Büyük kitlelere çok hızlı bir şekilde seslenme fırsatı sunan radyo toplumsal yapının 20. yüzyılda ekonomik ve buna bağlı kültürel değişimi doğrultusunda etkinliğini devam ettirebilmek için sosyal yapıyla birlikte sürekli bir değişim göstermiştir. Bu değişim süreci elbette ki bir çok durumdan etkilenmiştir ve kitle iletişimde hükumetlerin özel kanallara izin vermesiyle birlikte değişiklik daha fazla hissedilir olmuştur. Bu çalısmada radyonun tarihi sürecindeki yapısal değisiminin ve yine bu süreçte üstlendiği ideolojik görevinin günümüzde nasıl islediği ; bunun sebep ve sonuçları incelenmistir.İnceleme içinde radyonun değiminin radyo haberlerinde nasıl gerçeklestiği ve günümüzdeki radyo haberciliğinin bundan nasıl etkilendiği konusu arastırılmıstır.
REŞÎDÜDDÎN VATVAT’IN “MATLÛBU KÜLLİ TÂLİB...” ADLI ESERİNİN BİR TERCÜMESİ
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu çalışmada önce Harizmşahlar Devleti’ne bağlı bir âlim, şair ve yazar olarak çeşitli eserler meydana getiren Reşîdüddîn Vatvat’ın (ö. 573? / 1177?) dört halifeye ait yüzer sözünü tercüme ve şerh ettiği eserlerinin eski bir Türkçe tercümesi tanıtılmış; sonra o metinlerin dördüncüsü olan Matlûbu Külli Talib Min Kelami Emîrü’l-mü’minîn Alî bin Ebî Talib, Latin harflerine ve günümüz Türkçesine aktarılarak okuyuculara sunulmuştur. Burada Hz. Ali’nin yüz Arapça vecizesinin Türkçeye çevrildikten sonra kısaca açıklandığı görülmektedir. Arap harfli iki yazma nüshası tespit edilebilen bu tercümenin kimin tarafından ve hangi tarihte tamamlandığı bilinmemekle birlikte bir kopyasındaki temmet kaydı ve dil hususiyetleri gibi bazı ipuçlarından 15. asra -muhtemelen Sultan II. Murad devrine- ait olabileceği tahmin edilmektedir. Kimliği belirsiz mütercim, anlaşıldığına göre, Matlûbu Külli Talib…’in Arapça izahlar ihtiva etmeyen ilk şeklini esas almış ve adı geçen eserdeki Farsça şiirleri çevirmemiştir. Ayrıca onun, Hz. Ali’ye ait Arapça vecizelerin tercümesine “ya‘nî” kelimesiyle başladığı, bu sırada Arapça ve Farsça söz diziminin tesiriyle devrik cümleler kurduğu da fark edilmektedir.
https://doi.org/10.26791/sarkiat.1229137, 2023
Meâlimü’t-tenzîl; müfessir, muhaddis ve fakîh kimliğiyle bilinen Beğavî’nin (ö. 516/1122) kaleme aldığı önemli eserlerden biridir. Eser, rivayet tefsirleri içerisinde mümtaz bir yere sahiptir. Bilindiği gibi rivâyet tefsiri, başta Kur’ân-ı Kerim olmak üzere, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) söz ve uygulamalarına ve sahabe ve tâbiînden nakledilen çoğunlukla sahîh rivâyetlere dayanan bir tefsir türüdür. Beğavî, Meâlimü’t-tenzîl’inde ayetleri tefsir ederken hadislerin yanı sıra sahâbe, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn neslinin sözlerinden de istifade etmiştir. Bu bağlamda Beğavî, rivayetleri bazen isnatlı bazen isnatsız, bazen sadece sahabî ravisini zikrederek bazen de muallâk olarak nakletmiştir. Zaman zaman da birkaç isnad ve metni birleştirmek suretiyle zikretmiştir. Naklettiği bu rivayetlerin büyük çoğunluğu sahihtir. Bununla birlikte o hasen, zayıf ve nadiren de olsa uydurma rivayetlere de yer vermiştir. Bu çalışmada hedefimiz, önce Beğavî’nin Mü’minûn Sûresi’nin tefsirinde naklettiği toplam on yedi rivayetten merfû’-muttasıl olarak gelen dokuz rivayetin tespit ve tahricini yapmaktır. Sonra ise, tarikler arasındaki sened ve metin farklılıklarını ortaya koymaktır. Daha sonra da ilgili rivayetler hakkında münekkid muhaddisler ve muhakkiklerin değerlendirmeleri çerçevesinde sıhhat tespitinde bulunmaktır. Böylece Beğavî’nin ilgili surenin tefsirinde takip ettiği rivayetleri nakletme metodu ve bu rivayetlerin sened, metin ve sıhhat bakımından durumları ortaya konmuş olacaktır.