AVRUPA’DA SOL-POPÜLİZMİN İKTİDAR DENEYİMİ: SYRIZA VE PODEMOS (original) (raw)
Related papers
DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN ENGELLERİ: PATRONAJ VE NEPOTİZM
DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN ENGELLERİ: PATRONAJ VE NEPOTİZM * Vehbi Bayhan Öz Bu makale, Türkiye gibi Doğu toplumlarında, demokrasi ve sivil toplum örgütlerinin gelişmesini engelleyen, patronaj ve nepotizmi vurgulamaktadır. Bunun sonucu olarak, bu tür toplumlardaki mevcut sivil toplum örgütleri, modern demokratik toplumlardaki gibi işlev görmemektedir. Doğu toplumlarındaki sivil toplum örgütlerine dikkatli bir bakış, diğerlerine şans tanımayan "biz" tabanlı, iktidara gelmek için can atan siyasal ve monist bir yapıyı sergilemektedir. Bu, toplumlardaki sosyalleşmenin tipi ve seviyesi ile direkt olarak ilgilidir. Anahtar Sözcükler Abstract
AVRUPA SOSYAL MODELİ ve TÜRKİYE’DEKİ SOSYAL POLİTİKALARIN TARİHSEL BAĞLAMDA KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ
2016
Avrupa Birligi toplulugu uye devletler arasinda uyumun tam saglanamadigi bir politika sureci yasamislardir. Kabul ettikleri politikalar ilk olarak ekonomik duzeyde kalmistir. Asil amaclari bu politikalarla yoksul ve ihtiyaci olan insanlara yardim etmektir. Bu amacla ilk calismalari Avrupa Ekonomik Toplulugunu kurmak olmustur. Bu yapiyla Sosyal devlet ve refah devleti anlayisini ortaya cikarmak istemislerdir. Avrupa Sosyal Modeli, ihtiyaci olan kisilere sosyal haklar kazandiran ve insan haklarina saygili bir model olarak ortaya cikmaktadir. Bu model genel itibariyle Turkiye acisindan degerlendirildiginde; Turkiye’deki hukuksal veya yonetimsel eksikliklerden dolayi Avrupa’daki sekliyle tam anlamiyla uygulanamadigi ileri surulebilir. Turkiye’de halen cinsiyet esitsizligi veya ayrimcilikla mucadele sorunlarinin cozume kavusturulamamis olmasi bu eksikliklere ornek olarak gosterilebilir. Bu sebeple Turkiye’nin sosyal politikalarini Avrupa Birligi duzeyine yakinlastirmasi buyuk onem arz et...
AVRUPA'DA İSLÂM ve SİVİL TOPLUM
Avrupa'da İslam ve Sivil Toplum: Almanya Örneği, 2017
Müslüman nüfusun yoğun olarak bulunduğu ve elli yılı aşkın bir göç sürecini deneyimleyen Almanya, gerek Avrupa’daki sosyo-politik etki gücü gerekse görece tamamlanmış sivil toplum yapılanması ve uyguladığı göçmen politikalarıyla sosyolojik ilgiyi toplamaya devam etmektedir. Araştırma çeşitli alanlarda etkinlik gösteren Almanya’daki Müslüman sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu sosyal ağların potansiyel gücünün, Müslümanların bağlı bulundukları toplum ve devlet arasındaki ilişkilerine yapıcı bir şekilde yansımasının yöntemlerini tespit etmeyi amaçlamakta ve disiplinler arası bir yaklaşımla konuya ilişkin tartışmalara katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Liberal Demokrasinin Krizi Bağlamında Avrupa'da Sağ-Popülizm ve Yükselen Aşırı-Sağ
Amme İdaresi Dergisi, 2017
Öz: Çalışmada, popülizmin esasen liberal demokrasinin iç krizi olduğu ve bu krizden çıkmak için türeyen yeni bir konuşma biçimi olduğu teziyle, radikal ya da aşırı-sağ hareketlerin ve partilerin güçlenme nedenleri ve sonuçları anlatılacaktır. Avrupa Parlamentosu veya ülkelerindeki seçimlerde oylarını artıran aşırı-sağ parti örneklerine ve bu partilerin etkisiyle merkez partilerin radikalleşme sürecine değinilecektir. Avrupalılaşma düşüncesinin gerilemesi, anayasa tartışmalarında AB'nin yeni bir aşamaya geçememesi ile birlikte ülkeler kendi iç siyasetlerinin belirleyiciliğine geri dönmektedir. Popülist sağ partiler bu süreçte yeni bir siyaset önerseler de önerilerinin evrensel insan hakları ile temel hak ve özgürlüklerin gerisine düşmeden serbest piyasacı bir versiyonun ötesine geçmesi gerekir. Abstract: The study aims to analyze the reason and results of the radical or extreme-right movement and parties in Europe in the framework of the thought that populism is the inner crisis of liberal democracy. This paper analyzes the extreme political party cases, which raise their voting rate in the European Parliament elections and national or local parliament elections and the radicalization of mainstream parties, which are under the effect of those parties, especially in Poland and Hungary. These countries have got back to domination of domestic politics in the process that declining of Europeanization and the failure of moving European Union to another stage in the constitution debate. Populist radical right has raised its power on this process. While these parties offer a new politics, new democracy have to go beyond free market-based version and not go back to basic universal human rights.
PARİS GÖZLEMLERİ VE AVRUPA SEYAHATNAMESİ ADLI ESERLERDE OKSİDENTALİST UNSURLAR
Travel is an important phenomenon in the progress of people and communities. The spatial and social differences of the place/places visited and seen can give a chance to get the direct and indirect gains of the community to which the traveler belongs, as well as enriching to traveler. Thus, different people and societies from social, cultural and more many aspects have information about each other. Especially in modern period, with the contribution of science and technological opportunities, the fact that journey can make more comfortably and easily from many aspects provides an opportunity to get to know more about each other to person and societies and if this situation weakens stereotypes and prejudices. In this article, it will be understood how a perspecive was presented to the readers of Western society in Works named Rifâa' Râfi' el-Tahtâvi's Paris Gözlemleri ve Hayrullah Efendi's Avrupa Seyahatnamesi. Determining the degree to which the objective and subjective approaches of the impresions that be transfered in these works which are intended to inform about Westerners to Egyptian and Turkish society will be made an effort by using historical and sociological analysing methods.
SİYASİ İKTİDAR VE 'TOPLUMSAL HOŞNUTSUZLUK': 2000'Lİ YILLARDA TÜRKİYE'DE 'SOSYAL PATLAMA'SÖYLEMİ
2004
65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz 950 bin kişiye 2001 yılında ayda sadece 17.5 milyon yardım yapılır. * Faizin en büyük payı aldığı bütçeden yatırımlar, sosyal güvenlik destekleri faizin dörtte biri kadar olamadı. * Krizle birlikte, vergi kaçağının arttığı, kayıt dışı ekonominin de alanını genişlettiği görülür. * Kamunun iç borç toplamı 85 milyar dolara , dış borçları 55 milyar dolara çıkar. Borçların çoğu büyük bankalara ve piyasalaradır. * Dış borçlar 1996 yılında milli gelirin % 43'ü büyüklüğündeyken, 2000'de % 60'ına çıkar. GSMH'nın küçüldüğü 2001'de ise dış borç stokunun milli gelire oranı % 77.7'ye çıkmış oldu. * TL. , 2001'de EURO karşısında % 107 değer kaybeder. * Krizle birlikte tüketici kredilerinin tahsili güçleşir , banka kartları borçları ödeyemeyenlerin sayısı % 115 artar.