Yüksek Gerilim Kablo Başlık Arızalarını Önlemede Kılıf Gerilimi Tahmin Yöntemlerinin Karşılaştırılması (original) (raw)

Kablolu Alçak Geri̇li̇m Fi̇derleri̇ni̇n Opti̇mum Kesi̇t Değerleri̇ni̇n Yapay Si̇ni̇r Adlari İle Tayi̇ni̇

Pamukkale University Journal of Engineering Sciences, 1995

Bu çalışma, yoğun şehir yerleşim bölgelerine ait üç fazlı yeraltı kablolu alçak gerilim fiderlerinin dizaynı için daha önce yapılan bir çalışmanın (Pekiner, 1993) yapay sinir ağları ile uygulamasıdır. Burada yapılan, mevcut verilerden hareketle yapay sinir ağları metodunu kullanarak giriş değerlerindeki değişmelerin, çıkış değerlerini ne şekilde etkileyeceğini belli bir eğitme sonucunda öğretme işlemidir. Bu yaklaşımla giriş değerleri olan yükteki, kayıp faktördeki ve enerji maliyetindeki yıllık büyümelerin değişmesi durumunda çıkış değerleri olan kesitin değişimi rahatlıkla bulunabilmektedir.

Hayward Ki̇vi̇ Çeşi̇di̇nde Farkli Kalem Aşilarinin Aşi Başarisi Üzeri̇ne Etki̇leri̇

2005

Kivide farkli kalem asilarinin asi basarisi uzerine etkilerini arastirmayi amaclayan bu calismada, anac olarak Hayward kivi cesidinin tohumlarindan elde edilen 3 yasindaki cogur anaclari; asi kalemi olarak Hayward cesidi kullanilmistir. Asilamalar her iki yilda 15 Mart’ta yapilmistir. Calismada, dilcikli, dilciksiz, yarma, yan, kabuk alti ve makine ile yarma olmak uzere 6 farkli kalem asisi yapilmistir. Asilamadan sonra asi tutma, asi surme, surgun cap ve uzunlugu tespit edilmistir. Deneme sonucunda her iki yilin ortalamasina gore dilcikli ve dilciksiz asilardan en yuksek asi tutma (%98.34) ve asi surme oranlari (dilcikli asi %93.33 ve dilciksiz asi %90.00) elde edilmistir. Bu- tun asi tiplerinde yeterli sayilabilecek olcude surgun cap ve uzunlugu elde edilmesine karsin en yuksek surgun capi (9.09 mm) ve surgun uzunlugu (130.16 cm) dilciksiz asi- dan elde edilmistir. En dusuk sonuclar ise kabuk alti asisindan alinmistir.

Normal Konsolide Kaolin Kilinin Drenajsız Kesme Davranışı Üzerinde Başlangıç Kayma Gerilmesinin Etkisi

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2020

Arazideki zeminlerin gerilme koşulları incelendiğinde, zeminlerin pek çok durumda anizotropik gerilme şartlarında olduğu görülmektedir. Bu zeminler, herhangi bir ilave yükleme olmasa dahi kayma gerilmesine maruz durumdadırlar. Günümüzde arazideki gerilme şartlarına bakılmaksızın, maliyet, zaman ve kolaylık gibi gerekçelerden dolayı üç eksenli basınç deneyleri izotropik gerilmeler altında ve başlangıç kayma gerilmesinin olmadığı numuneler üzerinde gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, zeminlerin drenajsız koşullardaki davranışı üzerinde başlangıç kayma gerilmesi varlığının etkisi belirlenmesi gereken önemli bir konudur. Bu çalışmada, laboratuvarda bulamaç çamuru konsolidasyon yöntemi ile hazırlanmış olan normal konsolide kaolin kilinin, farklı başlangıç kayma gerilmeleri ve ortalama efektif gerilmeler altındaki drenajsız davranışı üç eksenli basınç deneyleri kullanılarak incelenmiştir. Deney sonuçları, başlangıç kayma gerilmesindeki artışın, drenajsız kayma mukavemetini ve aşırı boşluk suyu basıncı oluşumunu önemli ölçüde etkileyebileceğini göstermektedir. Çalışma sonunda, izotropik koşullarda gerçekleştirilen üç eksenli basınç deneylerinden elde edilen drenajsız kayma mukavemeti kullanılarak, başlangıç kayma gerilmesine maruz kil zeminlerin drenajsız kayma mukavemetini belirlemeye yönelik olarak bir düzeltme faktörü önerilmiştir.

Opti̇k Fi̇berli̇ Dağinik Algilamanin Yüksek Geri̇li̇m Kablolarindaki̇ Kullaniminda Sicaklik Ve Gergi̇nli̇k Oluşumlarinin Young Ve Shear Modülleri̇ Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇

Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 2014

Bu çalışmada, XLPE yalıtkanlı yüksek gerilim (YG) kablolarında oluşan eşzamanlı sıcaklık ve gerginlik değişimlerinin algılanmasında kullanılabilecek yeni bir yöntem önerilmiştir. Bu yöntemde, Brillouin güç değişimlerinin sıcaklık bağımlılığını esas alan optik fiberli dağınık algılama prensibi ile algılayıcı fiberin Young modülü ve Shear modülünün, sıcaklık ve sıcaklık kaynaklı içsel gerginlik bağımlılığından yararlanılmıştır. Çalışmada model olarak, Temmuz ayında Bursa bölgesinde 20 °C ortam sıcaklığına sahip 1,5 m derinlikli kumlu toprak altına serilmiş, 2 km uzunluklu, 630 mm² iletken kesitli, XLPE yalıtkanlı 89/154 kV YG kablosu esas alınmıştır. Algılayıcı fiber, 1550 nm'de tek modlu optik fiberdir. Young modülü sıcaklık duyarlılığı YG kablosunun çalışma sıcaklığı bölgesinde-2,33 x 10 %/°K iken, Shear modülünde-6,67 x 10 %/°K şeklinde elde edilmiştir. Ayrıca, Young modülü gerginlik duyarlılığı ile Shear modülü gerginlik duyarlılığı, YG kablosu üzerindeki en sıcak noktada sırasıyla % 5,7154 x 10 ve % 3,0502 x 10 olarak bulunmuştur. Kablo çalışma rejiminde iken, sıcaklıktaki 1 °K değişime karşılık kablo boyunca ~ 26,83 µε gerginlik değişimi meydana gelmiştir. Gerek teorik hesaplamalar gerekse benzetim sonuçları, Young modülü sıcaklık ve gerginlik duyarlılıklarından yararlanmanın, kablo çalışma süresi ve kapasitesi hakkında bilgi edinilmesi açısından Shear modülü sonuçlarına göre daha etkin bir yöntem olduğunu göstermektedir.

Magnesi̇a Skylla Başliği’Nda Kullanilan Farkli Bi̇r Kalip Alma Yöntemi̇

Sanat ve Tasarım Dergisi, 2021

Tarih öncesi ve tarihi dönemlere ait bilim, kültür, din, güzel sanatlar, sosyal yaşama konu olan, bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan, yer üstü, yeraltı ya da su altındaki tüm taşınır ve taşınmazlar olarak tanımlanan kültür varlıklarının korunmasında tespit, tescil, kamulaştırma, bakım ve onarım çalışmaları önemlidir.Koruma ve onarım çalışmalarında çeşitli yöntemler kullanılmaktadır ve kalıplama / kalıp alma bunlardan biridir. Kültür varlıklarının kalıplarının alınması, bir eserin korunmasının tehlikede olduğu durumlarda gereklidir. Kalıplama tekniği, oluşturulan içi boş bir alana sıvı ya da başka bir esnek bir malzemenin(plastik, cam, metal, kil, epoksi, beton, sıva vb) dökülmesi ile uygulanmakta ve kalıbın biçimini alan malzeme, onarımda kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Magnesia antik kentinde bulunan ve ören yerinde tahrip olmuş Güney Haç Ayağı Skylla Başlığı onarım ve koruma çalışmalarında uygulanan teknik ve sonuçlarının, koruma ve onarım çalışmaları açısından önemi üzerinde durmak ve alandaki çalışmalara katkıda bulunmaktır. Başlıkta, silikonla kalıp alma yöntemi değerlendirilmiştir. Restorasyon çalışmaları sırasında maça tekniğiyle birlikte sıvı, jel ve pasta olmak üzere üç tip silikonun bir arada kullanılması ve farklı bir yöntem olması önemlidir.

Fi̇nansal Başarisizlik Durumunun Öngörülmesi̇nde Naki̇t Akiş Bi̇lgi̇leri̇ni̇n Rolü

Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, 2020

The aim of this study is to investigate whether cash flow ratios have an explanatory power in predicting the financial failure of 178 enterprises in BIST Manufacturing sector in 2018. In the research, logistic regression analysis is used to predict the financial failure situation through cash flow ratios. The dependent variable of the logistic regression model is financial failure. Altman Z-Score was used to identify the financially successful and unsuccessful enterprises for 2018. The independent variables of the model are the cash flow ratios of the enterprises

Gi̇ri̇t Bölgesi̇ni̇n İzafi̇ Kabuk Kalinliği Deği̇şi̇mi̇ni̇n Manyeti̇k Ve Serbest Hava Gravi̇te Anomali̇leri̇ İle İrdelenmesi̇

mitosweb.com

Girit yayı bölgesi Doğu Akdeniz'de aktif dalma-batma olgusunun devam ettiği Afrika ve Ege levhalarının etkileştiği bir bölgedir. Bu bağlamda Girit yayı Doğu Akdeniz tektoniğinin en karmaşık alanıdır. Bu yapıyı açıklamak için 23 0 00 ı-28 0 00 ı doğu boylamları ve 33 0 00 ı-36 0 40 ı kuzey enlemleri arasında kalan bölgenin serbest hava gravite ve manyetik anomalilerinden kabuk yapısı araştırılmıştır. Bu anomalilerin değerleri arasında kabuk kalınlıkları belirlenmesinde ters bir orantı mevcuttur. Dolayısıyla bu yaklaşım göreceli kabuk kalınlıkları hakkında genel bilgileri vermektedir. Girit adasının güney kısmında kabuk kalınlığı kuzeydekine göre daha fazla olduğu ve Ege Denizi içlerinde kabuk kalınlığının adanın güneyine göre daha ince olduğu hem gravite hem de manyetik anomalilerin ortak değerlendirilmesi ile ortaya konmuştur. Sonuç olarak bu uygulama özellikle göreceli kabuksal kalınlık değişiminin ilksel alan değerlendirmelerinde yardımcı olacaktır. Cretan Arc area where the plates of Africa and Aegean converge, is an active subduction still undergoing. In this respect the Cretan Arc is one of the most complex within the Eastern Mediterranean tectonics. In order to explain this structure, the crustal structure of this area lying in the coordinates 23 0 00 ı-28 0 00 ı east longitudes and 33 0 00 ı-36 0 40 ı north latitudes was tried to be investigated with free-air gravity and magnetic anomalies. There is a reciprocal relationship between the anomalies for determining crustal thicknesses. Therefore this approach can give general information about relative crustal thicknesses. The crustal thickness are thicker in the south of the Island of Crete compared with its north and accordingly the crustal thickness get relatively thinner toward the inward of the Aegean Sea observed from the both gravity and magnetic anomalies.

Yüksek Gerilim Kablolarındaki İzolasyon Problemlerinin Elektrik Alan Dağılımına Etkisi

Yüksek gerilim kabloları, elektrik enerjisi iletim ve dağıtım sistemlerinde yaygın olarak kullanılan elemanlardır. Güç sistemlerinde önemli bir rol üstlenen bu kabloların tasarım ve imalatlarının aynı hassasiyetle yapılması gerekmektedir. Kablo imalatında yapılan hatalar ile malzeme yapısında meydana gelebilecek olan bozukluklar yaşlanma ve arızalara sebep olmaktadır. Özellikle yalıtkan malzeme içerisinde kalabilecek olan hava boşlukları, yabancı maddeler ve nem delinme ile sonuçlanabilecek yalıtım problemlerine sebep olabilmektedir. Bu çalışmada, yüksek gerilim kablolarının izolasyonunda, imalat hatası sebebiyle kalabilecek olan hava boşluklarının elektrik alan dağılımı üzerindeki etkileri incelenmiştir. 220 kV'luk yüksek gerilim kablosunun, yalıtkan tabakasında farklı koordinatlarda ve çaplarda hava boşluğu bulunması durumları göz önüne alınarak, elektrik alan dağılımı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmada Finite Element Method Magnetics (FEMM) paket programı kullanılarak analizler yapılmıştır. Analizler sonucunda, boşluk çapının ve konumunun elektrik alan dağılımını önemli ölçüde etkilediği tespit edilmiştir.