Ülkü Tamer İn Şi̇i̇rleri̇nde Humor Ve İroni̇ (original) (raw)
Related papers
Çelebi Dergisi (Tarih, Kültür ve Düşünce Dergisi), Ülkü Tamer, Yıl:4, Sayı:10, Nisan, 2023
Çelebi Dergisi'nin 184 sayfalık, 29 yazardan mürekkep Ülkü Tamer'in her yönüyle değerlendirildiği Ülkü Tamer dosya konulu sayısı. Ülkü Tamer dosya konulu bu sayımızda aşağıda isimlerini verdiğimiz kıymetli yazarlarımız önemli yazılar kaleme aldılar: Ahmet Menteş, Betül Nurata, Büşra Yalçınkaya, Ebru ÖzdenGüroğulları, Dr. Emine Selcen Akkuş, Fehmi Demir, Feridun Andaç, Hande İkbal, Dr. Öğr. Üyesi Hasan Sakın, Haydar Ergülen, Işık Sungurlar, İbrahim Daş, İsmail Kılınç, M. Fatih Kutlubay, M. Tuğrul Çolak, Mehmet Yılmaz, Muhammet Erdevir, Murat Serdar Çakıroğlu, Nevin Balta, Reşit Güngör Kalkan, Rümeysa Bedirhanoğlu, Sema Bayar, Serkan Özer, Şahin Taş, Prof. Dr. Turgay Anar, Veysel Altuntaş, Yaşar Vural, Yusuf Ziya Karaoğlu ve Zafer Saraç.
ÜLKÜ TAMER'İN ŞİİR DÜNYASI VE İNSAN
Meltem Bakır, 2020
20 Şubat 1937 tarihinde Gaziantep’te doğan Ülkü Tamer, İkinci Yeni akımının önemli isimlerindendir. 1958’de Robert Koleji ve ardından İstanbul Gazetecilik Enstitüsünde eğitimini tamamlayan şair, çok yönlü bir kişiliğe ve donanıma sahiptir. Yazın hayatına Gaziantep’te bir gazetede yayımladığı bir hikâyesiyle başlayan Ülkü Tamer’in on iki yaşındayken bastırdığı tek perdelik bir piyesi ve pek çok dergide yayımladığı şiirleri mevcuttur. Aktörlük ve çevirmenlik de yapan Ülkü Tamer’in şiir kitaplarının yanı sıra hikâye, anı, çocuk kitabı, tiyatro ve senaryo türünde eserleri de bulunur. Ülkü Tamer, İkinci Yenicilerin vazgeçilmez unsurlarından yoğun ve kapalı imgeler, alışılmamış bağdaştırmalar ve dilin yeni bir üslupla ele alınıp işlenmesi gibi unsurları şiirlerinin merkezine yerleştirmiştir. Bu da onun şiirini zaman zaman halktan uzak hale getirmiştir. Şair İkinci Yeni anlayışında şiirlerini kaleme aldığı bu dönemlerde belirli temalar üzerinde yoğunlaşır. Ancak kimi şiirleri ise daha çok toplumcu şiir anlayışına sahiptir. Şairin toplumcu edebiyat çizgisinde ele aldığı bu şiirler farklı görünüş ve içerikle insanı gözler önüne sererken aynı zamanda çoğunluğa hitap etmektedir. Bu çalışmada öncelikle Ülkü Tamer’in hayatı ve şiirlerindeki temel yönelimler üzerinde durulacak. Şairin özellikle toplumcu şiirlerindeki insan portreleri ele alınıp bu şiirleri değerlendirilmeye tabii tutulacaktır.
Ülkü Tamer Şiirlerinde Labirent Bir Mekân Olarak Kent
İnsanın tüm yaşamını geçirdiği "mekânlar", daima onun hayatında önemli bir yere sahip olmuş ve insanla fizikselin ötesinde bir bağ kurmuştur. Bu bağlamda mekânın insan üzerindeki yansımaları çoğu kez onun tüm hayatını etkileyecek mahiyettedir. Modern çağla birlikte değişen mekân algısı ve hızla gelişen kentsel dönüşüm insanların yaşam tarzlarını farklı bir boyuta taşır; kentler, modern çağ insanının yoğun olarak yaşadığı mekânlar olarak belirir. Gelinen bu farklı boyut, tüm yaşamını mekân ile yakın bir ilişki içerisinde geçiren insan için büyük bir etkiye sahiptir. Ne var ki insanların daha iyi koşullarda, uygarlık içerisinde yaşaması için tasarlanan ve modern yaşam tarzı üzerine inşa edilen kentler; bütünüyle insanların çıkarına yönelik bir görüntü çizmez. Kalabalığın hâkim olduğu bu mekânda, gündelik yaşam içerisinde, kendi sesinden uzak kalan birey; yabancılaşma, yalnızlaşma sorunsallarıyla yüz yüze gelerek varoluşsal sıkıntılar yaşar. Modernizmle birlikte dönüşüm geçiren kentler, İkinci Yeni şairlerinden Ülkü Tamer şiirlerinde yer edinen temel imgelerdendir. Ülkü Tamer'in kentlere yönelik bakış açısı genel anlamda olumsuz bir düzlemde belirir. Nitekim modernizmle yeniden şekillenen yaşamsal döngü ve bu döngünün temelini oluşturan kentler; değerlerin çöküşüyle birlikte bireyi yabancılaştıran, varoluşsal değerlerini unutturan, onu doğadan kopararak aslında özüyle olan bağlantısını kesen bir görüntüde belirir. Bu nedenle kentler Tamer şiirlerinde labirent mekânlar olarak yer edinir. Onun şiirlerinde kent; kapitalist sistemin konumlandığı, bireyin yabancılaştığı ve kimi zaman kendi olmak için mücadele ettiği, kaçıp kurtulmak istediği labirent mekândır. Çalışmada Ülkü Tamer şiirlerinde değişik boyutlarla labirent mekân olarak beliren kent olgusu incelenmiştir.
Cemal Süreya Şiirinde İroni ve Humorun Kullanım Amaçları
SUTAD, 2018
İroni ve humor; şiiri bir dil işi, dilde yangınlar yaratmak sanatı olarak değerlendiren Cemal Süreya'nın temel anlatım stratejilerinden biridir. Süreya, ironiyi şiirdeki düşünce ve çağrışım zenginliğinden kaynaklanan ince bir alay, humoru da zekanın beklenmedik bir şekilde belirdiği incelikle düşünülmüş bir espri olarak tanımlar. Onun poetik yazılarındaki düşüncelerine bakınca bu kavramları üç temel amacı gerçekleştirmek için kullandığı söylenebilir: İlk amaç özgün, yoğun ve çarpıcı bir şiir dili üretebilmek; ikincisi yerleşik toplumsal değerleri eleştirmek; sonuncusu ise özel hayatında ve poetik çabasında yaşanan tıkanma ve bunalım durumlarıyla başa çıkmak. Teorik düzlemde ifade edilen bu amaçların muhtelif şiirler üzerinden şairin hayatının ve şiir estetiğinin bütün katmanlarına sızdığı görülür. Bu çalışma, şiir türünün temel anlatım stratejilerinden biri olan ironi ve humorun Cemal Süreya'daki kullanım amaçlarını ve bu amaçların şiirlerinde ne derece karşılık bulabildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. • Anahtar Kelimeler Cemal Süreya, Şiir, İroni, humor. • İrony and humor is one of the basic narrative strategies of Cemal Süreya who evaluates poetry as a work of language and to create fires on the language. Süreya describes irony as a subtle ridicule that arises from the richness of thought and connotation in poetry, and humor as a deliberate joke of the intelligence that unexpectedly reveals. Looking at his poetic writings, it can be said that he uses these concepts to accomplish three main purposes: to produce a unique, intense and striking language of poetry; the second is to criticize the established social values; the last is to cope with the occlusions and crises experienced in private life and poetry. It is seen that these aims expressed in the theoretical plane permeate all the layers of the poet's life and poetic aesthetic through various poems. This study aims to reveal the purposes of irony and humor, one of the basic narrative strategies of poetry, in Cemal Süreya and the extent to which these aims can be found in his poetry. •
38. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT, 2017
Smyrna antik kenti kazı, araştırma ve restorasyon çalışmaları ruhsat alanı içindeki 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescilli Smyrna agorasında 14 ayrı noktada sürdürülmüştür. Agora ve çevresindeki çalışmalar 7 noktada kazı, 1 noktada temizliğe yönelik kazı, 3 noktada grafiti, mozaik ve mermer zemin restorasyonu ile bouleuterion, Batı portiko ve bazilika birimlerinde mimari restorasyon, konservasyon ve sağlıklaştırma işlemleri şeklinde olmuştur.
Yûnus Emre’Ni̇n Şi̇i̇rleri̇nde Yaratiliş Fi̇kri̇
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2021
YÛNUS EMRE'NİN ŞİİRLERİNDE YARATILIŞ FİKRİ Namık AÇIKGÖZ ÖZ Yûnus Emre, İslam tasavvuf düşüncesi çerçevesinden şiirler söylemiş bir şahsiyettir. Dinî gelenek itibariyle "mutasavvıf", edebî gelenekte de "şair" olarak kabul edilir. Bu iki hususiyetin birleşmesiyle Yûnus Emre, İslamî inanç ve kabulleri şiir diliyle ifade eden bir şahsiyet olarak Türk tasavvuf ve şiir tarihi açısından önemli bir şahsiyettir. Yûnus Emre şiirlerinde insan, toplum, tabiat, inanç sistemleri gibi konular aracılığıyla vahdaniyetçi bir tasavvuf sistemini anlatmıştır. Muhyiddin-i Arabî'de bir sisteme kavuşan "vahdet-i vücud" anlayışı çerçevesinde "oluş, yaratılış ve vücûd bulma" konularını işleyen Yûnus Emre, şiirlerinde yaratılışın merkezinde bir "cevher"in olduğunu söyler ve her şeyin bu cevherin tezahürü ile ortaya çıktığını söyler. İlk yaratılan insan da Âdem'dir. Yûnus'a göre ilk yaratılan insandır ve diğer mevcudat sonra yaratılmıştır. Yer ve gök yaratılmadan aşk yaratılmış ve mahlûkat da aşk için yaratılmıştır; insan meleklerden önce yaratılmıştır. Çünkü Yûnus Emre'ye göre insan Yaradan'ın mülkünde idi ve onun cevherinden yaratılmıştı; melekler daha sonra yaratılmıştır. Divan'ında 13 şiirde doğrudan "yaratılış" konusundaki görüşlerini dile getiren Yûnus Emre, pek çok şiirinde de aynı konuya temas etmiştir. Onun şiirlerindeki yaratılış düşüncesinin izini takip ederek, klasik Türk şiirindeki yaratılış düşüncesini ortaya çıkarmak mümkündür; çünkü bu konuda ilk sistematik bilgiyi o vermiştir. Anahtar kelimeler: Yûnus Emre, şiir, yaratılış, cevher, insan, dünya. Yazar; çalışmanın hazırlanması esnasında bilimsel ve etik ilkelere uyulduğunu ve yararlanılan tüm kaynakların kaynakçada belirtildiğini, çalışmanın maddi açıdan fonlanmadığını, çıkar çatışması bulunmadığını beyan etmektedir.
BİR UYUMSUZUN NOTLARI: TOMRİS UYAR’IN GÜNCELERİNE YANSIYAN ÇOCUKLUK VE GENÇLİK HATIRALARI
2023
Bireyin duygu ve düşüncelerinin yanında günlük yaşantısı, deneyimleri, izlenimleri veya kişisel zevkleri hakkında da bilgi veren günlük, kişinin kendini ifade etme yollarından birisi olarak karşımıza çıkar. Anıların ve deneyimlerin saklanıp korunması için fırsat sağlayarak geçmiş ve geleceğe ışık tutar. Türk edebiyatındaki örnekleri roman, hikâye ve şiire göre az olsa da Salâh Birsel, Nigâr Hanım, Nurullah Ataç, Oktay Akbal, Ömer Seyfettin, Cemil Meriç, Muzaffer Buyrukçu, Demir Özlü, Adalet Ağaoğlu gibi yazarlar, günlük türünde eser ortaya koyan isimlerdir. Genellikle hikâyeleri ile ön plana çıkan Tomris Uyar da Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nın günlük yazarları arasında yer alır. Günceleri boyunca anımsamalar yoluyla çocukluk ve gençlik zamanlarına dönüşler yapan yazarın duygu ve düşünce dünyasını yansıtan tutum ve davranışlarının kökenleri bu dönemlere dek uzanır. Sosyal çevresi ve özel ilişkilerini kurduğu insanların önemli bir kısmı yine bu yıllarda hayatına dâhil olur. Aynı zamanda edebî şahsiyeti, büyük ölçüde çocukluk ve gençlik dönemlerindeki kazanımları üzerine kurulur. Bu makalede Tomris Uyar'ın güncelerine yansıyan çocukluk ve gençlik yıllarındaki hatıralarına yer verilmiş, böylece yazarın bakış açısını, hayat görüşünü, karakteristik özelliklerini ve edebiyat yaşamını etkileyen pek çok niteliğin bu yıllarda ortaya çıktığı gösterilmeye çalışılmıştır. Diğer bir ifadeyle çalışmamızda Tomris Uyar'ın günceleri, bahsi geçen periyottaki verilerden hareketle incelenerek yazarın o yıllardaki duyusal ve düşünsel dünyası aktarılmıştır.
TOMRİS UYAR'IN " ŞAHMERAN HİKÂYESİ " ADLI ÖYKÜSÜNE METİNLERARASI BİR YAKLAŞIM
Bu yazının amacı, Şahmeran imgesinin geleneksel ve modern anlatılarda nasıl yer aldığını belirlemekten çok modern bir öyküde Şahmeran anlatılarının hangi amaçla kullanıldığını irdelemek, hikâyelerdeki modern dönüşümleri saptamaktır. Buradaki asıl sorun, geleneksel bir hikâyenin eyleyen özneler bazında nasıl modernize edildiği ve bu modernizasyon sonucu hangi anlamlara ulaşıldığıdır. Tomris Uyar'ın 1973 yılında yayınlanan "Şahmeran Hikâyesi" adlı öyküsü, içinde geleneksel metinlere gönderimleri olan modern bir öyküdür. Söz konusu geleneksel metinlerin başında, Kur'an-ı Kerim'de "Yedi Uyurlar" hikâyesini konu alan "Kehf" Suresi, Binbir Gece Masalları'nda yer alan ve Anadolu'da varyantları bulunan Şahmeran anlatıları ve doğu kültürlerinde yılan, kadın ve mağara imgeleriyle masal söylemi yer almaktadır. Çalışmanın temel amacı öznelere ilişkin metinlerarası gönderimlerin modern metinde yarattığı anlam zenginliğini metinlerarası ilişkiler ve özellikle palempsest imgesiyle araştırmaktır. Ancak "Şahmeran Hikâyesi" geleneksel metinleri modern okurun beğenisine göre yeniden şekillendirmiştir. Örneğin öykünün asıl kahramanı olduğu anlaşılan Camsap modern bir tutumla ihanetinin * Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi, sinem.sahin@bilkent.edu.tr sorumluluğunu yüklenmiş, masallarda yer almayan yeni bir suç-ceza-vicdan anlayışıyla davranmış, bir seçim yapmıştır. Camsap'ın geleneksel kahramandan modern bir öykü kişisine geçişi, önemli bir modern dönüştürüm olarak belirmektedir. Bu yazı, modern bir öykünün beslendiği geleneksel metinlerle olan ilişkisi üzerine kuruludur.