Gebelerin, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarını Bilme ve Gastrointestinal Sistem Semptomlarında Kullanma Durumları (original) (raw)

Covid-19 Tanısı Almış Gebelerin Tanı, Tedavi, İzlem Süreçleri ve Gebelerin Hastalığa Yaklaşımları

Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi

Amaç: Bu araştırma Covid-19 tanısı almış gebelerin tanı, tedavi, izlem süreçleri ve gebelerin hastalığa yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Retrospektif tanımlayıcı tipte olan çalışma, İstanbul’un bir ilçesinde Covid-19 nedeniyle izlenen 68 gebe üzerinde yapılmıştır. Veriler ‘‘Covid-19 ile Enfekte Olmuş Gebeleri Değerlendirme Formu’’ ile toplanarak, tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Bulgular: Gebelerin çoğunlukla ikinci ve üçüncü trimesterde enfekte oldukları, tomografi ve sürüntü testi ile tanı aldıkları, en sık halsizlik, öksürük semptomları yaşadıkları belirlenmiştir. Gebeler 15 günden daha uzun süre evlerinde izole olup, yarıya yakını tıbbi tedavi almamıştır. En sık korku ve çaresizlik hissettiklerini ifade etmişlerdir. Gebelerin yarısı gebelik izlemlerine daha az gittiklerini, sezaryen doğumu tercih ettiklerini belirtirken yarıya yakını gebelikle ilgili işlemlerini aksattıklarını belirtmiştir. Gebelerin çoğunluğu bebeklerini e...

İnferti̇l Kadinlarin Gebe Kalmak İçi̇n Uyguladiklari Geleneksel Uygulamalarin Beli̇rlenmesi̇

Samsun sağlık bilimleri dergisi, 2021

Aim: The aim of this study was to determine the traditional practices of infertile women in order to become pregnant. Method: This descriptive study was carried out in a city center in eastern Turkey center between January 2017 and December 2017. Voluntary infertile women were obtained by sampling snow ball method. The data were collected by a questionnaire prepared by the researchers. The data were analyzed by using Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) software. Descriptive statistics were used to analyze the data. Results: It was determined that all of the women participating in the study had done at least one of the traditional practices. Of the women participating in the study, 4.2% were in the age of 15-24, 64.6% were in the age of 25-34 , 31.3% in the age of 35-44. Only 25% of women work and 60.4% perceive their monthly income as bad. 100% of the women have been made a vow, 70.8% of them distributed food at tomb, 52.1% of them used in the method of sitting stone, in the steam of tea, hibiscus, cheese syrup and molasses. A significant relationship was found between the women who were not working for this method (p <0.05). 35.4% of women applied various herbs, spices, garlic and wax from the wax into the vagina. 52.9% of women used bathing methods with blessed water and 25% of them used with syrup. Conclusion and Suggestions: It was determined that infertile women increased the probability of applying traditional methods according to the years of not having children, their living conditions in the family and their inability to work. It may be suggestible to organize training programs in terms of traditional methods and complications.

Gebeleri̇n COVİD-19 Korkusu Ve Koruyucu, Geleneksel Ve Tamamlayici Tip Uygulamalarini Kullanma Durumlari

İnönü üniversitesi sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu dergisi, 2022

Çalışmada gebelerin Covid-19 korkusu ve Covid-19 riskine ilişkin kullandıkları koruyucu, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 10 Temmuz-10 Eylül 2021 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin Perinatoloji Polikliniği'nde 594 gebe ile kesitsel olarak yapılmıştır. Veriler anket formu ve Koronavirüs Korkusu Ölçeği ile toplanmıştır. Veri analizinde tanımlayıcı istatistikler ve pearson korelasyon testi kullanılmış ve p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Gebelerin Koronavirüs Korkusu Ölçeği puanı 18.33±7.15'tir. En fazla uyulan kurallar ortamların havalandırılması (%98.3), maske takma (%98.3), öksürme/hapşırma sırasında ağzı/burnu mendille kapatmadır (%97.0). En az uygulananlar ise kıyafetleri yüksek ısıda yıkama (%17.2), kişisel eşyaları ortak kullanmama (%13.1) ve ellerle, ağıza, buruna ve gözlere dokunmamadır (%12.8). Gebeler Covid-19'a karşı 29 koruyucu, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarından ortalama 14.35±4.89'unu yapmaktadır. En çok kullanılan uygulamalar yeşil sebze ve meyve (%93.3), et, balık ve yumurta tüketmek (%89.9), bol su içmektir (%89.2). Gebeler uygulamalara ilişkin bilgiyi en çok doktor (%25.1) ve sosyal medyadan (%20.7) edinmiştir. Gebelerde Covid-19 korkusunun artması ile yapılan koruyucu, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama sayısı ve uygulanan kural sayısı arasında pozitif yönlü zayıf düzeyde bir ilişki vardır (<0.001). Sonuçta gebeler pandemide bu uygulamaları yaygın olarak kullanmakta ve koronavirüs korkusunun artması ile bu yöntemlere başvurma durumları ve kurallara uyma eğilimleri artmaktadır.

Gebeli̇ğe Yöneli̇k Bi̇li̇nen Ve Uygulanan Geleneksel Uygulamalarin Beli̇rlenmesi̇

Ebelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 2021

Bu araştırmada gebelikte bilinen ve kullanılan geleneksel uygulamaları belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı olarak yapılan bu araştırmanın örneklemi 0cak-Mart 2019 tarihleri arasında Mersin ilinde bulunan üniversite hastanesinin gebe polikliniğine başvuran 342 gebe oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan gebe kadınların tanıtıcı özellikleri ile gebelikte uygulanan geleneksel uygulamaları belirlemeye yönelik sorulardan oluşan kişisel bilgi formu kullanılarak yüz yüze görüşme tekniği ile elde edilmiştir. Bulgular: Araştırmaya dahil olan kadınların yaş ortalaması 28.90±6.04 (min=19, max=42), yarısına yakınının (%47.4) ilköğretim mezunu, yarıdan fazlasının (%68.1) multigravida, %88.9' unun da prenatal bakım aldıkları belirlenmiştir.Gebelerin yarısından fazlasının (%54.4) bebek güzel olsun diye güzel kimselere bakma, %74.3'ü gebe tatlı yemek isterse erkek, ekşi yemek isterse kız bebek olacağını düşünme, gebelerin yarısına yakınının (%47.1) gebelikte saç kestirmeme inancına sahip oldukları saptanmıştır. Gebelikte saç kestirmeme, güzel olsun diye güzel kimselere bakma ile öğrenim durumu ve gebelik sayısı karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu saptanmıştır (p<0.05) Sonuç: Araştırmamızda gebelerin bebeğin cinsiyetine ve özelliklerine yönelik geleneksel uygulamaları bildikleri ve uyguladıkları belirlenmiştir. Ebe ve hemşirelerin bakım verirken geleneksel uygulama ve inanışları sorgulaması, bu uygulamaların anne ve bebek sağlığına etkilerini ortaya çıkarması önemlidir.

Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Dismenore ile Baş Etmede Kullandığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının Belirlenmesi

Mersin üniversitesi tıp fakültesi lokman hekim dergisi, 2022

Amaç: Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin dismenore ile baş etmede kullandığı geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını belirlemektir. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte olup, Ankara'da bir vakıf üniversitesinin sağlık bilimleri fakültesinde öğrenime devam eden kadın öğrenciler ile yürütüldü. Araştırmanın örneklemini çalışmaya katılmaya gönüllü olan ve formları tam dolduran 206 kadın öğrenci oluşturdu. Verilerin toplanmasında, araştırmacılar tarafından literatürden yararlanılarak oluşturulan, katılımcıların sosyo-demografik ve menstrual özelliklerini, dismenore yaşama durumu, özellikleri ve baş etmede kullanılan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına ilişkin verileri tanılayan kullanılmıştır. Araştırma verileri 27 Mayıs-5 Ağustos tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler IBM SPSS 27 programı ile değerlendirilmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde; sayı, yüzde, ortalama±standart sapma, minimum ve maksimum değerler gibi tanımlayıcı istatistikler kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin Dismenore yaşama prevalansının %90,3 olduğu, %39,8'inin dismenoreyi şiddetli şekilde yaşadığı bulundu. Öğrencilerin dismenoreye yönelik geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları olarak sırasıyla; sıcak uygulama, bitki çayı, duş alma, masaj, egzersiz, müzik dinleme, akupresür, kayropraktik spinal manipülasyon terapi, refleksoloji ve vitamin-mineral alma yöntemlerini kullandıkları belirlendi. Sonuç: Öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun dismenore yaşadığı belirlendi. Öğrencilerin dismenore ile baş etmede birbirinden farklı geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını kullandıkları belirlendi.

Gebelerin Ağız ve Diş Sağlığına İlişkin Bilgi ve Görüşleri

Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2018

Bu çalışmanın amacı, gebelerin gebelikteki ağız ve diş sağlığı ile ilgili bilgi ve görüşlerini değerlendirmek ve bu konudaki davranışlarını incelemektir. Materyal-Metot: Bu araştırma tanımlayıcı niteliktedir. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile dolduruldu. Araştırma örneklemi evren belli örneklem formülü ile belirlendi (n:264). Verilerin istatistiksel analizinde betimleyici-tanımlayıcı analizler, Kolmogorov-Smirnow, Mann-Whitney U-testi, ki-kare testi kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan gebelerin yaş ortalaması 27,20±5,21 ve gebelik haftası ortalaması 28,48±0,89 olarak saptandı. Gebelerin günlük diş fırçalama sayısı ortalama 1,74±0,68 ve diş ipi kullanım oranı %28,10'dur (n:64). Araştırmaya katılan gebelerin sadece %28,40'ı (n:75) gebelikte ağız ve diş sağlığı konusunda bilgi aldığını belirtti. Gebelikte ağız ve diş sağlığı konusunda bilgi alma ile düzenli diş fırçalama alışkanlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı (x 2 :4,578, p:0,20). Bebeğin anne dişinden kalsiyum alması ve her gebelikte annenin bir diş kaybetmesi gebelerin bildiği yaygın yanlış bilgi olarak belirlendi. Sonuç: Gebelerin ağız ve diş hijyeni alışkanlıklarına ilişkin bilgilerinin yeterli olmadığı belirlenmiştir. Multipar kadınların primipar kadınlara göre gebelikte ağız ve diş sağlığı konusunda daha fazla yanlış bilgiye sahip olduğu belirlendi.

Bir Kanıta Dayalı Tıp Uygulaması: Helicobacter Pylori Gastriti Tedavisinde Uygun Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Yüksek İhtisas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi

Introduction: Evidence-Based Medicine Program, which is a part of Phase III education program of Yüksek İhtisas University Faculty of Medicine, was held between 12.10.2021 and 16.11.2021 in six divided sessions, as a total of 13 hours. Material and Method: Our study group students, together with the facilitator lecturer, divided the work among ourselves for the problems of the case chosen and obtained literature information to find out the solution by using the evidence pyramid. Results: By working on the information obtained in the practice of evidence-based medicine, the students developed solutions for the problems of a patient diagnosed with Helicobacter pylori gastritis, who was given traditional triple therapy (clarithromycin, amoxicillin, lansoprazole) and had problems during the treatment. Conclusion: It was thought that the patient was not treated appropriately. Quadruple bismuth or dual amoxicillin therapy has been suggested. Proton pump inhibitor should be given bid and t...

İnfertilitede Kullanılan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları

Ordu Üniversitesi Hemşirelik Çalışmaları Dergisi, 2020

İnfertilite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından tüm dünyada milyonlarca kadını etkileyen uluslararası bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Bedensel ve psikolojik hastalıkların teşhis ve tedavisinin yanında, sağlığın devamlılığını sağlamak için farklı gelenek, inanış ve deneyimlere dayanan, açıklanabilen veya açıklanamayan uygulamaların tümü Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) olarak tanımlanmaktadır. GETAT uygulamalarının infertilitede son otuz yıldır kullanıldığı ve kanıt değeri yüksek calışmaların sayısının oldukça az olduğu bilinmektedir. Kullanılan uygulamalar ülkeler arasında kültür, coğrafya ve geleneklere göre değişkenlik göstermekle birlikte en çok kullanılanlar; akupunktur, besin takviyesi, zihin ve beden uygulamaları (hipnoz, yoga, meditasyon), homeopati ve psikoterapidir. Bu derlemede infertilitede kullanılan GETAT uygulamalarının tedavilerde yok sayılması veya etkinlikleri hakkında yeterli bilgi sahibi olunmaması nedeniyle, tedaviye olan etkinlikleri, yapılan çalışmalar üzerinden kısaca tartışılmıştır. Tartışmalar yöntemlerin etkinliklerini anlamak ve gelecek araştırmalara yön vermek amacı ile yapılmıştır. Anahtar kelimeler; İnfertilite, geleneksel uygulamalar, tamamlayıcı tıp ABSTRACT Infertility is recognized by the World Health Organization as an international public health problem affecting millions of women all over the world. In addition to the diagnosis and treatment of physical and psychological diseases, all of the practices that can be explained or unexplained by different traditions, beliefs and experiences to ensure the continuity of health are defined as Traditional and Complementary Medicine (TCM). It is known that TCM practices have been used in infertility for the last thirty years and the number of studies with high evidence value is very low. Although the practices used vary between countries, according to culture, geography and traditions, the most used ones are; acupuncture, nutritional supplement, mind and body practices (hypnosis, yoga, meditation), homeopathy and psychotherapy. In this review, the effects of TCM practices used in infertility are ignored in treatments or their knowledge about their effectiveness has been briefly discussed through the studies conducted. Discussions were made to understand the effectiveness of the methods and to guide future research.

YENİLEBİLİR OTLARIN HALK TIBBI, GASTRONOMİ VE KÜLTÜR ALANLARINDA KULLANIMI BİNGÖL İLİ ÖRNEĞİ

2023

Yenilebilir yabani otlar, hemen hemen her toplumda, kültürel ve genetik mirasın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bu otlar yöre halkı tarafından kimi zaman geleneksel kimi zaman modern yöntemler kullanılarak sağlıklı ve dengeli beslenmede, halk hekimliğinde ve ticari amaçlı gelir elde etmede kullanmaktadır. Bu araştırma; Bingöl ilinde yetişen yenilebilir yabani otları tespit etmek, tespit edilen otların gastronomik açıdan önemini vurgulamak, bu otlardan yapılan yöresel yemekleri kategorize etmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada, yöresel otların detaylı bilgilerinin yer aldığı bilgiler ve tablolar yer almaktadır. Otların detaylı incelenmesindeki amaç yöreye ait otların tanınırlığını artırmaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme ve gözlem tekniği kullanılmış araştırmaya katılan katılımcıların kimlik bilgilerinin gizli tutulması açısından kod sistemi ile kodlanarak katılımcılara K1, K2, K3 şeklinde kodlar verilmiştir. Araştırma evrenini Bingöl ilinde ikamet eden ve özellikle otlar ile ilgilenen otları sadece mutfakta değil, aynı zamanda halk hekimliği ve ticarette kullanan, bu konuda belli bir altyapıya sahip, edindiği bilgileri bir kuşak önceden devralmış katılımcılar oluşturmaktadır